• Sonuç bulunamadı

A. AİLE HAYATI

3. Evliliğin Sona Ermesi

Lügatte boşanmak, hissî veya manevî bir kayıttan kurtulmak manasına gelen talak kelimesi, ıstılahî olarak erkeğin tek taraflı irade beyanı ve belirli sözleriyle evlilik bağına son vermesi demektir.276 Talak, ric‘î ve bâin talak olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Erkeğe yeni bir nikâh akdine ihtiyaç duymaksızın boşadığı eşine dönme imkânı veren boşamaya ric‘î talak, erkeğe boşadığı eşine ancak yeni bir nikâh ve mehirle dönme imkânı veren boşamaya ise, bâin talak denilmektedir.277

Talak esas itibariyle erkeğin yetkisi dâhilindedir. Erkek istediği zaman eşini boşama hakkına sahiptir. Bunun için bir sebep göstermek zorunda olmadığı gibi, mahkeme kararına da ihtiyaç yoktur. Kadın ise ancak bu konuda kendisine yetki

272

R.Ş.S.; 2b, 3a-4a, 4a-5a, 5b, 7a, 22a, 32a, 36a, 38a, 51a-52a, 62a-b, 73b, 80b, 84b, 88b-89a, 89a-b, 89b, 91a, 92a, 93a, 102b, 103b, 123b-124a, 123b-124a, 123b-124a, 123b-124a, 126a.

273

R.Ş.S.; 12b, 29b, 38a, 59b, 64a, 74b, 88b, 92b, 98a, 101b.

274

R.Ş.S.; 20b, 33b.

275

R.Ş.S.; 4a-5a, 13a, 17a, 22a-b, 22a-b, 36b, 36b, 37b, 43b, 45a-b, 51a-52a, 52b, 57a-b, 78a-b, 85a, 87a, 99a, 99a-b, 99b, 101b, 105a, 117a-b, 120b, 125a-b, 129b.

276

Bilmen, age, II, 175.; Nihat Dalgın, İslam Hukukunda Boşama Yetkisi, MÜ İFAV Yayınları, İstanbul 2001, s.33.; Karaman, Mukayeseli, I, 354.

277

Erdoğan, Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, Ensar Neşriyat, İstanbul 2005, s.542.; Cin-Akgündüz, age, II, 106.

verilmesi durumunda (tefvîz-i talak), evliliğe son verebilir. Bununla birlikte erkeğin eşine verdiği boşama yetkisini geri alması da mümkündür.278

Talak konusunda erkeğe geniş yetki verilmesi, Osmanlı Devleti’nde boşanmaların çok yaygın olduğu anlamına gelmemektedir. Zira sebepsiz boşamaların toplumda hoş karşılanmayışı, erkeğin hukûken serbest olmakla birlikte dinen aynı serbestliğe sahip olmayışı ve boşanmanın getirdiği malî mükellefiyetler, talakın Osmanlı toplumunda günümüze nisbetle daha az oranda görülmesine yol açmıştır.279

İncelemiş olduğumuz sicilde, boşanmayla ilgili 44 dava bulunmaktadır.280 Bunların bir kısmında tarafların aynı kişiler olması sebebiyle, boşanmayla ilgili davaların sayısı 28’e düşmektedir. Ancak bu davalar talakın meydana gelişiyle değil, boşanma sonrası kadın ve erkeğin çeşitli taleplerle bizzat281 veya vekil aracılığıyla282 mahkemeye başvurmalarıyla ilgilidir.

Erkeğin tek taraflı iradesiyle eşini boşaması için mahkeme kararının zorunlu olmamasının da etkisiyle, Rize’de tesbit edebildiğimiz boşanmaların hepsi mahkeme dışında cereyan etmiştir. Bu sebeple söz konusu talakların meydana gelişi hakkında tam olarak bilgi sahibi olunamamaktadır. Bununla birlikte, talakla ilgili kayıtlardan, boşanmaların bir kısmının bâin talak,283 bir,284 iki285 veya üç talakla286 gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu arada bazı erkeklerin, boşama esnasında kadının mehr-i müeccel ve nafaka-i iddet hakkını tamamen ödediği görülmektedir.287

278

Halil Cin, Eski Hukukumuzda Boşanma, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, Ankara 1976, s.69-70.; Aydın, Aile Hukuku, s.109-110.

279

Aydın, Aile Hukuku, s.114.

280

R.Ş.S.; 11b, 12a, 12b, 18b, 19a, 19a-b, 19b, 19b, 19b, 20b, 23b, 28a, 28b, 32b, 32b, 32b, 32b, 32b-33a, 38a, 39b, 41a, 41a-b, 54a, 54a, 57b, 58b, 64a, 64b, 74b, 74b, 76a, 76a, 87a, 88b, 92a, 92b, 98a, 98a, 98b, 101b, 106a-b, 108a, 114a-b, 126b, 130b.

281

R.Ş.S.; 11b, 12a, 12b, 18b, 19a, 19a-b, 19b, 19b, 20b, 23b, 28a, 28b, 32b, 32b, 32b, 32b, 32b-33a, 38a, 39b, 41a, 41a-b, 54a, 54a, 57b, 58b, 64a, 64b, 74b, 74b, 76a, 76a, 87a, 88b, 92a, 92b, 98a, 98a, 98b, 101b, 106a-b, 108a, 126b, 130b. 282 R.Ş.S.; 28a, 32b, 114a-b. 283 R.Ş.S.; 18b, 19b, 23b, 28a. 284

R.Ş.S.; 32b, 32b, 32b, 39b, 87a, 106a-b, 114a-b, 130b.

285 R.Ş.S.; 20b. 286 R.Ş.S.; 41a-b, 57b, 58b, 74b. 287 R.Ş.S.; 18b, 28a, 87a.

Rize’de boşanma durumunda olan kadınların birçoğu, boşanma esnasında eşlerinden mehir ve nafakalarını alamadıkları için, boşanmanın gerçekleştiği gün288 veya bundan bir müddet sonra289 mahkemeye başvurarak hak talebinde bulunmuşlardır. Bu durumda, zaman zaman boşanan eşler arasında mehir veya nafaka miktarıyla ilgili anlaşmazlıklar yaşanmıştır.290 Bununla birlikte boşanan eşler içinde anlaşmaya varanlar da olmuştur.291 Mehir ve nafaka gibi alacakların yanı sıra, tapu ilmuhaberinden292 tencere kapağına kadar293 pek çok mal ve eşya da, boşanan eşler arasında anlaşmazlık konusu olmuştur.294 Mehir, nafaka ve söz konusu eşya tahsil edildiğinde ise, bu durum mahkeme kayıtlarıyla tescil edilmiştir.295 Böylece hem kadınların maddî yönden zor durumda kalması engellenmiş, hem de erkeğin ileride boşandığı eşi tarafından dava edildiği takdirde yeni maddî yükümlülükler alma ihtimali ortadan kaldırılmıştır.

Rize’de meydana gelen boşanmaların bu şekilde kayda geçirilmesiyle, boşanan eşlerin ileride yapacakları yeni evliliklere hukukî bir zemin hazırlandığını söylememiz mümkündür. Zira talak kayıtlarından tesbit edebildiğimiz kadarıyla bâin ve üç talakla gerçekleşen boşanmaların diğer boşanma şekillerine göre azımsanmayacak sayıda olması,296 bazı boşanmalarda aynı gün veya boşanmadan kısa bir süre sonra mehir ve nafakanın erkek tarafından kadına tamamen ödenmesi297 ve boşanan kadının iddet süresi sona erdiği hâlde erkeğin eşine dönmemesinin,298 boşanmış eşlerin yeni evlilikler kurma ihtimalini arttırdığı görüşündeyiz. Bununla birlikte boşadığı eşine tekrar dönme talebinde bulunan erkeklere de rastlamaktayız. Nitekim Rize’nin Mavrant (Kalecik) karyesinden Molioğu Hüseyin isimli şahıs, H. 1287 (M. 1870) senesinde mahkemeye gelerek, bir yıl önce talak-ı selâse ile boşadığı eşi Rabia’nın, iddeti sona erdikten sonra İspirli Mustafa ile evlendiğini, İspirli Mustafa’nın da Rabia’yı boşaması ve iddet

288

R.Ş.S.; 19b, 23b, 32b, 32b, 39b.

289

R.Ş.S.; 12a, 12b, 32b, 41a, 41a-b, 54a, 54a, 57b, 58b, 64a, 74b, 76a, 76a, 88b, 92a, 92b, 98a, 101b, 108a, 126b.

290

R.Ş.S.; 23b, 32b, 39b, 41a-b, 54a, 57b, 58b, 98a.

291

R.Ş.S.; 23b, 32b, 41a-b, 54a, 57b, 92a, 98a.

292

R.Ş.S.; 19a.

293

R.Ş.S.; 11b.

294

R.Ş.S.; 11b, 12a, 19a, 19a-b, 19b, 32b, 32b-33a, 41a-b, 54a, 57b.

295

R.Ş.S.; 32b, 74b, 106a-b130b.

296

R.Ş.S.; 18b, 19b, 23b, 28a, 41a-b, 57b, 58b, 74b.

297

R.Ş.S.; 18b,20b, 23b, 28a, 32b, 74b, 87a, 106a-b114a-b, 130b.

298

süresinin bitmesi üzerine, Rabia’yla aralarında yeniden nikâh gerçekleştiğini iddia etmiştir. Fakat bu iddiası iltifata şayan görülmemiştir.299

b. Muhâla‘a

Sözlükte çıkarmak, gidermek, ayırmak gibi anlamlara gelen hul‘ kelimesi, fıkıh terimi olarak kadının eşine vereceği belli bir bedel karşılığında evlilik birliğine son vermesini ifade etmektedir. Karşılıklı anlaşmaya dayalı olması sebebiyle de, bu boşanmaya muhâla‘a adı verilmektedir.300

Boşama yetkisinin esas itibariyle erkeğe ait olması sebebiyle, erkek dilediği an istemediği bir evliliği sona erdirme imkânına sahiptir. Bununla birlikte kadın da -eşinin rızasını almak şartıyla- muhâla‘a yoluyla sevemediği, anlaşamadığı fakat kendisini boşamak istemeyen eşinden kurtularak evliliği sona erdirme imkânına sahip olmuştur.301

Karşılıklı anlaşma ile boşanmada (muhâla‘a), kadın genellikle eşine belli bir bedel ödemektedir. Bu bedel, kadının mehr-i müeccel ve nafaka-i iddet hakkından vazgeçmesi şeklinde olabileceği gibi, buna ilaveten belli bir para, mal veya küçük çocuğun büyütülmesi de olabilmektedir. Dolayısıyla erkek de talak hakkının kendisine yüklediği mehir, nafaka gibi malî mükellefiyetlerden kurtulma imkânı bulduğu için, genellikle eşiyle anlaşarak karşılıklı rıza ile boşanmayı tercih edebilmektedir.302

İncelemiş olduğumuz sicilde, muhâla‘ayla ilgili 18 dava bulunmaktadır.303 Bu davalardaki muhâla‘alar, mahkeme dışında meydana gelmekle birlikte, talak kayıtlarında olduğu gibi muhâla‘a sonrası taraflar bizzat mahkemeye gelerek boşandıklarını sicile kaydettirmişlerdir. Bunun sebebinin, kadının boşanma bedeli olarak vazgeçtiği mehr-i müeccel ve nafaka gibi haklarını ileride tekrar talep etmesini

299

R.Ş.S.; 58b.

300

Halil İbrahim Acar, İslâm Hukukunda Evliliğin Sona Ermesi, Kültür Eğitim Vakfı Yayınevi, Erzurum 2000, s.126.; Fahrettin Atar, "Muhâlea", DİA, TDV Yayınları, İstanbul 2005, XXX, 399.; Erdoğan, age, s.390.

301

Aydın, Aile Hukuku, s.42.; Karaman, Mukayeseli, I, 366.

302

Ahmet Akgündüz, Belgeler Gerçekleri Konuşuyor, Nil Yayınları, İzmir 1989, I, 65.; Aydın, Aile Hukuku, s.115.; Cin, Boşanma, s.70.

303

ve boşanan eşlerin yapacakları yeni evliliklerde hukukî bir sorunun ortaya çıkmasını engellemek olduğunu söylememiz mümkündür.

Muhâla‘anın sebebi olarak ileri sürülen konulardan birine, burada işaret etmemiz gerekir. O da söz konusu muhâla‘aların mahkemede tescili sırasında, eşler arasındaki geçimsizliğin muhâla‘aların temel sebebi olduğu ve bu durumun "hüsn-i muâşeretin olmaması"304 şeklinde ifade edildiğidir.

Bu kayıtlarda muhâla‘a bedeli değişiklik arz etmekle birlikte en çok başvurulan, kadının, mehr-i müeccel, nafaka-i iddet ve meûnet-i süknâ* hakkından kısmen305 veya tamamen306 vazgeçmesi suretiyle olanıdır. Bunlara ilave olarak kadından belli miktarda para307 ve birtakım eşyanın alınması,308 küçük çocuklarının bakımının kadının üzerinde olması309 şekliyle yapılan muhâla‘alara da rastlanılmaktadır. Burada söz konusu bedellerdeki değişikliği etkileyen en önemli faktörün, kadının malî gücü olduğu kanaatindeyiz.

Rize’de muhâla‘a yoluyla boşanan bazı kadınlar, boşanma sonrasında ekonomik güçlüklerle karşılaştıkları durumda, mahkemeye başvurarak bakımlarını üstlendikleri çocukları için boşandıkları eşlerinden nafaka talep edebildikleri gibi,310 farklı iddialarla muhâla‘a esnasında vazgeçtikleri mehir, nafaka gibi haklarını da geri almaya çalışmışlardır.311 Nitekim Rize’nin Atyanoz karyesi sâkinelerinden Gül‘ıraz Hatun, H. 1286 (M. 1870) yılında meclis-i şer‘de, zevc-i muhâlı‘ı Karaosmanoğlu Mehmed’in, geceleri alet-i cârihadan kamasıyla üzerine hücum ederek, kendisini mehir ve nafakasından fâriğ olmak üzere muhâla‘aya zorladığını iddia etmiştir. Muhâla‘anın eşinin zorlamasıyla gerçekleşmesi sebebiyle de, mehir ve nafakasını geri istemiştir. Fakat mahkeme kaydından anlaşıldığına göre, bu iddiasını isbat edememiştir.312

304

R.Ş.S.; 13b-14a, 19a, 33a, 33a, 34a, 41b, 41b, 47b, 62b, 63b, 73b, 90a, 94b, 98a, 103a, 130b. * Meûnet-i süknâ, mesken konusunu içine alan bakım masrafları demektir. Bkz. Erdoğan, age, s.371.

305

R.Ş.S.; 24a, 41b, 41b, 47b, 62b, 63b, 73b, 90a, 94b, 98a, 103a, 130b.

306

R.Ş.S.; 13b-14a, 19a, 33a, 33a, 34a, 43b.

307 R.Ş.S.; 33a. 308 R.Ş.S.; 62b, 90a, 130b. 309 R.Ş.S.; 19a, 33b. 310 R.Ş.S.; 19a, 33b. 311 R.Ş.S.; 24a, 43b. 312 R.Ş.S.; 43b.

c. Tefrik

Kelime olarak iki şeyin birbirinden ayrılması anlamına gelen tefrîk, fıkıh ıstılahında hâkimin kararıyla gerçekleşen boşanmayı ifade etmektedir.313

Boşama yetkisinin erkeğe verilmesi sebebiyle, erkeğin bu yetkiyi kullanarak evlilik hayatını sona erdirmesi mümkündür. Bununla birlikte sınırlı da olsa, mahkeme kararıyla boşanma hakkının bazen kadına verildiği de olmuştur. Buna göre eşlerin birbirinden ayrılması, kadının mahkemeye müracaat ederek boşanma talebinde bulunması ve hâkimin ayrılığa karar vermesiyle mümkün olmaktadır. Karar için muhâla‘ada olduğu gibi, erkeğin rızası da aranmamaktadır.314

Evlilik hayatının fiilen devamını engelleyen erkeğin cinsel iktidarsızlığı (innîn olma), incelediğimiz sicile göre, Rize’de kadınların boşanma talebiyle mahkemeye başvurmalarına sebep olan konulardan biri olmuştur. Buna göre Kandeva (Kırklartepesi) karyesi sâkinelerinden İsmail kızı Nefise, Emin oğlu Osman ile evliliklerinin üzerinden üç sene geçmesi ve kendisi tarafından mâni olmaksızın aralarında defalarca halvet-i sahîha gerçekleşmesine rağmen, eşinin innîn ve vusûle kudretinin olmaması, kendisinin de hâlâ bâkire olması sebebiyle, H. 1287 (M. 1870) senesinde mahkemeye başvurarak, şer‘î hükümlere göre gerekenin yapılmasını talep etmiştir. Mahkeme boşanma kararı almadan önce, erkeğe bir sene mühlet vermiştir. Nefise de bu süre zarfında eşine itaate tenbih olunmuştur.315

İncelediğimiz yıllarda Rize’de mahkeme kararıyla boşanmalara sebep olan konulardan biri de, evlilik yaşı ile ilgilidir. Buna göre, Rize’de küçük yaştayken velîleri tarafından evlendirilen kızların, bülûğa erdikten sonra bülûğ muhayyerliği* hakkını kullanarak, nikâhlarının feshi talebiyle mahkemeye müracaat ettikleri görülmektedir. Nitekim Kapnes (Dağdibi) karyesi sâkinelerinden Hurşid kızı Düriye, H. 1287 (M. 1870) yılında meclis-i şer‘de hâl-i sığarında iken Abdullah oğlu Arif ile velâyeten evlendirildiğini ifade ederek, beş ay önce bülûğa ermesi sebebiyle Arif’le aralarındaki

313

Acar, age, s.146.; Aydın, Aile Hukuku, s.43.

314

Acar, age, s.146.; Cin-Akgündüz, age, II,110.

315

nikâhın feshini talep etmiştir. Fakat bülûğa erdiğini isbatlayamayınca muârazadan men edilmiştir.316

Rize’de bazı kadınların, evliliklerini sona erdirmeyi istemekle birlikte, muhâla‘anın maddî yükümlülüklerini üzerlerine almaktan kaçınmaları veya eşlerini muhâla‘aya razı edememeleri sebebiyle, farklı iddialarla mahkemeye başvurarak tefrik talebinde bulundukları da görülmektedir. Buna göre, Rize’nin Kandeva karyesinden Fâtıma Hatun, H. 1287 (M. 1870) senesinde meclis-i şer‘e gelip, eşi Tafanınoğlu Temel’in 6 ay önce "işbu kavrulmuş olan ete bir daha tuttuğun hâlde benden üç talak ile boş ol" diyerek ta‘lîk talak* ettiğini, kendisinin zikr olunan ete tutmasıyla da talakın vâki olduğunu iddia ederek tefrik talebinde bulunmuştur. Ancak iddiasını isbatlayamaması üzerine, boşanmalarına karar verilmediği gibi, eşine itaat etmesi için tenbih olunmuştur.317 Eşi tarafından, nefsini kendisine teslim etmediği gerekçesiyle H. 1286 (M. 1869) senesinde dava edilen Mehmed kızı Fâtıma ise, meclis-i şer‘de eşi Temel Çavuş’un süt amcası olması sebebiyle aralarında nikâhın haram olduğunu iddia ederek nikâhlarının feshini talep etmiştir. Ancak bu iddiasını isbatlayamayınca, nefsini teslim ve eşine itaate tenbih olunmuştur.318

4. Evliliğin Sona Ermesinin Neticeleri