• Sonuç bulunamadı

Uzlaştırma Usulü

B. Kovuşturma Aşamasında Uzlaştırma

3. Uzlaştırma Usulü

Yukarıda belirtildiği gibi uzlaştırmanın soruşturma aşamasında yapılması asıl olduğundan, CMK’da mahkeme aşamasında uzlaştırmaya ilişkin olarak ayrıntılı düzenleme yapılmamıştır. Mahkeme aşamasında yapılacak uzlaştırmalar soruşturma aşamasında uzlaştırmanın uygulanmasını düzenleyen CMK’nın 253. maddesinde belirtilen esas ve usullere göre yapılacaktır (CMK m. 254/1). Buradan hareketle, CMK’nın 253. maddesiyle Cumhuriyet savcısına uzlaştırma konusunda verilen yetkilerin, mahkeme aşamasında yapılacak uzlaştırmada hâkime ait olduğu söylenebilir. Hâkim yargılama aşamasında yargılamaya konu suçun uzlaştırma kapsamında bir suç olduğunu ve soruşturma aşamasında uzlaştırmanın uygulanmadığını tespit ederse, CMK’nın 253. maddesinde belirtilen şekilde uzlaştırma işlemlerini başlatır. Taraflara uzlaşma teklifinde bulunmak üzere çağrı kâğıdı gönderebileceği gibi, açıklamalı tebligat göndermek suretiyle veya yargılama çevresi dışında oturan taraf açısından istinabe yoluyla da uzlaşma teklifinde bulunabilir.

Tarafların uzlaşma teklifini kabul etmeleri halinde, mahkeme hâkimi barodan bir uzlaştırmacı avukat görevlendirilmesini isteyebilir, hukuk öğrenimi görmüş kişiler

429 “5560 sayılı Kanunun 24. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 253/1-b maddesi gereğince konut dokunulmazlığını bozma suçları uzlaşma kapsamına alınmış ise de, 5560 sayılı Kanunun geçici 1. maddesine göre Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hükme bağlanmış olmakla beraber henüz kesinleşmemiş olan dosyalarda, uzlaşma kapsamının genişlediğinden bahisle bozma kararı verilemeyeceğinden tebliğnamedeki bu suça yönelik bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.” (Y2.CD., 26.09.2007, 9004-11992 E., K. bkz. PARLAR/HATİPOĞLU, s. 1599). Buna karşılık Yargıtay’ın aksi yönde kararlarına da rastlanabilmektedir: “Konut dokunulmazlığını bozma suçu nedeniyle, hükümden sonra yürürlüğe giren, 5560 sayılı Yasa ile değişik CMK’nun 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma olanağının değerlendirilmesi… zorunluluğu bozmayı gerektirmiştir.” (Y6.CD., 20.02.2008, 2007/7288 E., 2008/1740 K. bkz. PARLAR/HATİPOĞLU, s. 1594 ).

arasından birini uzlaştırmacı olarak seçebilir veya kendisi de uzlaştırma işlemlerini bizzat gerçekleştirebilir430 (CMK m. 253/9). Uzlaştırmanın kovuşturma aşamasında uygulanması halinde soruşturma aşamasında taraflar ve uzlaştırmacı açısından öngörülen tüm yetki ve yükümlülükler bu aşamada da geçerli olur. Uzlaştırma müzakerelerinin gizliliği, aleyhe delil yasağı, bilgilendirme yükümlülüğü, uzlaştırmanın uygulanmaya başladığı andan itibaren dava zamanaşımının işlemesinin durması, uzlaştırmanın 30 gün içinde tamamlanması, uzlaştırmacının uzlaştırma raporu hazırlayarak kendisini görevlendiren makama sunması gibi yetki ve yükümlülükler kovuşturma aşamasında da geçerlidir. Hâkim de soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının sahip olduğu yetkileri kullanacağından uzlaştırmacıya, müzakere yöntemi konusunda talimat verebilir, uzlaştırma raporu veya belgesini özgür irade ve edimin hukuka uygunluğu açısından değerlendirerek uygun gördüğü takdirde onaylayarak imza ve mühür altına alır, aksi takdirde ise onaylamayarak gerekçesini belirtir. Aynı şekilde, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının tabi olduğu kurallar kovuşturma aşamasında da hâkim açısından geçerlidir. Hâkim taraflara uzlaşma teklifinde bulunurken bilgilendirme yükümlülüğü altındadır431. Bu doğrultuda hâkim taraflara uzlaşma teklifinde bulunurken, onları uzlaşmanın mahiyeti uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukuki sonuçları hakkında bilgilendirmelidir. Nitekim Uzlaştırma Yönetmeliğinin ekinde mahkeme aşamasında yapılacak uzlaşma tekliflerinde kullanılmak üzere form örneği432 bulunmaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda CMK’nın 253. maddesindeki her Cumhuriyet savcısı ibaresinin yerine hâkim, soruşturma ibaresinin yerine de kovuşturma ibarelerini kullanmak suretiyle kovuşturma aşamasında uzlaştırmanın

430 SOYGÜT ARSLAN, s. 178; İNCEOĞLU/KARAN ise; Kanun ve Yönetmelikte hakimin uzlaştırma işlemini bizzat gerçekleştirebileceğine ilişkin açık bir düzenlemenin bulunmadığını, temel hak ve özgürlükleri ilgilendiren ceza normları söz konusu olduğunda, kanun tarafından açıkça tanınmayan bir yetkinin geniş yorum ya da kıyas yöntemi ile kabul edilmesinin sorun teşkil edebileceğini, bu nedenle CMK’nın 254. maddesinin dar yorumlanması gerektiğini ve hâkimlerin kovuşturma aşamasındaki yetkisinin denetim yetkisi ile sınırlı tutulmasının daha doğru olacağını savunmaktadır., İNCEOĞLU/KARAN, s. 61-62; KAYMAZ/GÖKCAN, hakimin uzlaştırma işlemini bizzat gerçekleştirmesini başka bir açıdan yanlış bulmakta, hakimin müzakereler sırasında olaya ilişkin olarak yapılan açıklamaları duymasının, hakimin tarafsızlığı ilkesiyle çelişeceğini, hakimin, bir uzlaştırmacı atamasınin doğru olacağını düşünmektedir., KAYMAZ/GÖKCAN, s. 197.

431 “Sanık ile yakınana CMK.nun 253 ve 254. maddelerinde düzenlenen uzlaşma yöntemi açıklanmaksızın ve adı geçenler bilgilendirilmeden atanan avukatın, uzlaşma işleminin başarısız olduğu yönündeki raporuna dayanılarak, uzlaşmaya ilişkin hükümler uygulanmadan yazılı biçimde hüküm kurulması” (Y6.CD., 31.01.2008, 21068-735 bkz. PARLAR/HATİPOĞLU, s. 1595). 432 Uzlaştırma Yönetmeliği, Ek 1-c sayılı uzlaşma teklif formu.

uygulanmasının mümkün olup olmadığı sorunu gündeme gelecektir. Kanımızca mahkeme aşamasında yapılan uzlaştırma işlemlerinde hâkimin hangi yetki ve yükümlülüklere sahip olduğu konusu zaman içinde yargısal içtihatlarla çözüme kavuşacaktır. Nitekim CMK m. 253/16’da yer alan ve uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, tarafların uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilmelerine imkân sağlayan hüküm, Uzlaştırma Yönetmeliğinin 25. maddesinin 3. fıkrası ile kovuşturma aşaması açısından da kabul edilmişti. Adı geçen maddede, mahkeme aşamasında yapılan uzlaşma teklifini reddeden tarafların, en geç duruşmanın sona erdiği açıklanıp hüküm verilmeden önce uzlaşma belgesi ile mahkemeye başvurabilecekleri belirtilmişti. DİDK, CMK’nın 253. maddesinde belirtilen uzlaşmaya ilişkin esas ve usullerden hangilerinin kovuşturma aşamasında da uygulanabileceğinin ceza mahkemesince belirlenebileceği, yargı yerince belirlenmesi gereken bir konunun idari işlemle belirlenmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Yönetmeliğin 25. maddesinin 3. fıkrasının yürütülmesini durdurmuştur433. Dolayısıyla şu an için mahkeme aşamasında yapılan uzlaşma teklifinin reddi halinde, hükmün verilmesine kadar geçen süreçte tarafların uzlaştıklarını gösterir belge ile hâkime başvurmaları halinde uzlaşmanın gerçekleşmiş sayılıp sayılmayacağı yargılamayı yapan mahkemenin CMK’nın 254. maddesini nasıl yorumlayacağına bağlıdır.

C. Failin, Mağdur veya Suçtan Zarar Görenin Birden Fazla Olması