• Sonuç bulunamadı

Edimin İfası Süre Gerektirdiğinden Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmes

B. Tarafların Uzlaşmaları Halinde Doğan Sonuçlar

2. Edimin İfası Süre Gerektirdiğinden Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmes

Verilmesi

a. Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararı Verilmesi

Soruşturma aşamasında tarafların, üzerinde uzlaşılan edimin bir defada değil de belli bir süre sonra, taksitle veya süreklilik arzeden şekilde ifasını kararlaştırmaları mümkündür. Böyle bir durumda Cumhuriyet savcısı uzlaşmanın gerçekleştiğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar veremez. Edimin kararlaştırıldığı şekilde ifa edilip edilmeyeceğini beklemesi gerekir. İşte edimin henüz ifa edilmediği bu gibi durumlarda Cumhuriyet savcısı kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verir (CMK m. 253/19, Uzlaştırma Yönetmeliği m. 23/2) 463. Verilecek kararda, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebilmesi için CMK’nın 171. maddesinde öngörülen şartlar aranmaz. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi halinde erteleme süresi boyunca dava zamanaşımı işlemez (CMK m. 253/19, Uzlaştırma Yönetmeliği m. 23/3).

Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildikten sonra erteleme süresi içinde uzlaşılan edimin ifa edilmemesi halinde, CMK m. 171/4’te belirtilen erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenip işlenmediği hususu araştırılmaksızın kamu davası açılır (CMK m. 253/19). Görüldüğü üzere kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşılan edimin ifa edilmemesi halinde ne yapılacağı maddede düzenlenmiştir. Buna karşılık, kararlaştırılan edimin erteleme süresi içinde ifa edilmesi durumunda ne tür bir karar verileceği CMK’da düzenlenmemiştir. CMK m. 253/19’da, edimin ifa edilmesi halinde CMK m. 171/4’teki şartın aranmayacağı konusunda herhangi bir düzenleme olmadığı gerekçesiyle, bu tip durumlarda

463 ÇETİNTÜRK’e göre, edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi, usul ekonomisi açısından çok makul değildir. Çünkü bu kararların verilebilmesi için soruşturma ve kovuşturmanın karar aşamasına kadar ilerletilmesi gerekmektedir. Bu da edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde uzlaştırmanın, ceza muhakemesinin hızlandırılması ve iş yükünün azaltılması bakımından önemli bir faydası olmayacağı anlamına gelir. Bu sakıncanın ortadan kaldırılması için, edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde hem soruşturma hem de kovuşturma aşamalarında durma kararı verilmesi ve edimin yerine getirilmesiyle derhal kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilmesi, edimin yerine getirilmemesi durumunda ise soruşturma veya kovuşturmaya kaldığı yerden devam edilmesi daha uygun bir çözüm olacaktır., ÇETİNTÜRK, Ceza Adalet Sisteminde Uzlaştırma, s. 540.

kovuşturmaya yer olmadığına karar verebilmek için edimin ifa edilmiş olmasının yanında, ayrıca erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlememiş olma şartının da aranması gerektiği yönünde görüş mevcuttur464. Ancak uzlaştırmanın amaçlarından biri de mağdurun tatmini olduğuna ve edimin belli bir süreç içerisinde ifası faile tanınmış bir hak olduğuna göre, kanun koyucunun, edimi bir defada ifa edenle belli bir süreçte ifa eden failler hakkında farklı sonuçlar öngörmek istemiş olamayacağı kabul edilmelidir465. Dolayısıyla erteleme süresi içinde edimin ifa edilmesi halinde de CMK m. 171/4’teki şart aranmamalı, fail hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmelidir. Nitekim CMK m. 253/19’da unutulan bu hususa Uzlaştırma Yönetmeliğinde yer verilerek erteleme süresi içinde edimin ifa edilmesi halinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verileceği düzenlenmiştir (m. 23/4). Yönetmelikte yer alan bu düzenlemenin benzerinin Kanuna da konulması tartışmaları sona erdirmesi bakımından doğru olacaktır.

CMK m. 253/19’da, edimin ifasının belli bir süreci gerektirdiği durumlarda kamu davasının açılması ertelendikten sonra, failin erteleme süresi içinde edimi ifa etmemesi halinde kamu davasının açılacağı öngörülmüştür. Öte yandan aynı maddede edimin ifa edilmemesi halinde uzlaştırma raporu veya belgesinin İİK’nun 38. maddesi anlamında ilam niteliğini haiz belgelerden sayılacağı da öngörülmüştür. Görüldüğü üzere bu durumda fail hakkında bir yandan kamu davası açılırken diğer yandan da mağdur ilamlı icra yoluna başvurabilmektedir. Adeta fail iki kere cezalandırılmaktadır ki bu sonuç kabul edilemez. Bu nedenle bir an önce failin iki kez cezalandırılmasını önleyecek yasal değişiklik yapılmalıdır466.

b. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı Verilmesi

Kovuşturma aşamasında gerçekleşen uzlaşmada, üzerinde uzlaşılan edimin belli bir süre sonra, taksitle veya süreklilik arzeden şekilde ifası kararlaştırılmış ise,

464 KAYMAZ/GÖKCAN, s. 191. 465 SOYGÜT ARSLAN, s. 159.

466 “Burada çelişki şu noktada ortaya çıkmaktadır; edimin yerine getirilmemesi halinde mağdur hem edimin yerine getirilmesini İİK’nın 38. maddesinden yararlanarak failden talep edebilecek, hem de edim yerine getirilmediği için fail hakkında kamu davası açılacaktır. Kuşkusuz failin hem edimi yerine getirmesi hem de açılan dava sonucu hakkında hüküm kurulması ve cezalandırılması kabul edilemez. Bu nedenle bu düzenleme değiştirilmelidir.”, İNCEOĞLU/KARAN, s. 75; Aynı yönde bkz. ÇETİNTÜRK, Ceza Adalet Sisteminde Uzlaştırma, s. 537.

mahkemece edimin uzlaşmaya uygun şekilde ifa edilmesini beklemek üzere CMK’nın 231. maddesinde öngörülen şartlar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir (CMK m. 254/2, Uzlaştırma Yönetmeliği m. 27/2). Verilecek kararda CMK m. 231/8’deki 5 yıllık denetim süresi geçerli olmaz. Geri bırakma sadece edimin ifası için taraflarca öngörülen süreyi kapsar.

Üzerinde uzlaşılan edimin kararlaştırılan süre sonunda ifa edilmemesi halinde CMK m. 231/11’deki şartlar aranmaksızın fail hakkındaki hüküm açıklanır (CMK m. 254/2, Uzlaştırma Yönetmeliği m. 27/5). CMK m. 231/11’de, geri bırakılan hükmün açıklanması için failin denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması şartı aranmaktadır. Oysa CMK m. 254/2’ye dayanılarak edimin ifasının belli bir süre gerektirmesi nedeniyle verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarında, hükmün açıklanması için bu şartlar aranmayıp, yalnızca uzlaşılan edimin kararlaştırılan süreçte ifa edilmemesi hükmün açıklanması için yeterli olmaktadır.

Kararlaştırılan edimin geri bırakma süresi içinde ifa edilmesi durumunda ne tür bir karar verileceği CMK m. 254/2’de düzenlenmemiş olup bu husus tartışmalıdır. Bir görüşe göre, CMK m. 254/2’de, edimin ifa edilmesi halinde nasıl bir karar verileceğine yönelik herhangi bir düzenleme olmadığına göre, bu tip durumlarda kamu davasının düşmesine karar verebilmek için CMK m. 231/10’da467 düzenlenen şartların da aranması gerekmektedir. Bu durumda kamu davasının düşürülmesi için edimin ifası yeterli olmayacak, ayrıca denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmemiş olması ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranılmış olması da gerekecektir468. Diğer bir görüşe göre ise, faile edimi belli bir süre içinde ifa edebilmesi hakkını tanıyan, adliyelerin artan iş yükünü azaltmak için uzlaştırmayı yaygınlaştırma amacı taşıyan kanun koyucu; edimi bir defada ifa eden faille kısım kısım veya daha sonra ifa eden failler hakkında farklı sonuçlar öngörmek istemiş olamaz469. Kanımızca da ikinci görüş daha isabetli olup, geri bırakma süresi içinde edimin ifa edilmesi halinde de CMK m. 231/10’daki şartlar aranmaksızın fail hakkındaki kamu davasının

467 CMK md. 231/10: “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.”

468 KAYMAZ/GÖKCAN, s. 200. 469 SOYGÜT ARSLAN, s. 180.

düşürülmesine karar verilmelidir. Nitekim bu hususa Uzlaştırma Yönetmeliğinde yer verilerek geri bırakma süresi içinde edimin ifa edilmesi halinde fail hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verileceği düzenlenmiştir (m. 27/4).

CMK m. 254/2’de, edimin ifasının belli bir süreci gerektirdiği durumlarda hükmün açıklanması geri bırakıldıktan sonra, failin geri bırakma süresi içinde edimi ifa etmemesi halinde kamu davasının açılacağı öngörülmüştür. Öte yandan aynı maddede CMK’nın 253. maddesine yapılan atıf nedeniyle edimin ifa edilmemesi halinde uzlaştırma raporu veya belgesi İİK’nun 38. maddesi anlamında ilam niteliğini haiz belgelerden sayılacaktır. Dolayısıyla aynen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra edimin ifa edilmemesi konusunda olduğu gibi burada da bir yandan ilamlı icra yoluyla fail edimi ifaya zorlanırken diğer yandan da hakkında kamu davası açılarak ceza alma riskiyle karşı karşıya kalmaktadır470. Bu durumun önüne geçilmesi için bir an önce yasal değişiklik yapılmalıdır.