• Sonuç bulunamadı

B. Benzer Kurumlarla İlişkisi

2. Önödeme

Önödeme, kanunlarda belli miktar ceza öngören bir takım suçları işleyen failin, savcı veya hâkim tarafından ilgili kanun maddesi uyarınca belirlenen parayı belli bir süre içerisinde Devlet hazinesine ödemesi durumunda, o kişi hakkında yürütülen soruşturma veya kovuşturmanın kaldırılması sonucunu doğuran bir kurumdur171.

Önödeme tıpkı uzlaştırma gibi mahkemelerin iş yüklerini azaltmak amacıyla kabul edilmiştir. Nitekim 765 sayılı mülga TCK’nın önödemeyi düzenleyen 119. maddesinin gerekçesinde de önödeme kurumunun, mahkemelere intikal eden işlerde önemli ölçüde azalma sağlayacağı ve mahkemelerin diğer işleriyle yeterli ölçüde ilgilenmelerine imkân vereceği düşüncesiyle kabul edildiği belirtilmektedir172. Önödeme ile basit nitelikli suçların mahkemelerin önüne gelerek iş yüklerini artırmaları önlenmek istenmektedir. Bu sayede mahkemelerin önlerindeki diğer önemli sayılabilecek davalara yeterli zamanı ayırabilecekleri düşünülmektedir.

Önödeme TCK’nın 75. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre yalnız adli para cezasını veya üç ayı geçmeyen hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçların faili, adli para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını, hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırının karşılığı bir gün için 20 TL üzerinden bulunacak miktarı, hem hürriyeti bağlayıcı ceza hem de adli para cezası öngörülmüş ise ikisinin toplamını soruşturma giderleri ile birlikte, kendisine yapılacak tebligattan itibaren 10 gün içinde ödediği takdirde fail hakkında kamu davası açılmayacaktır. Önödemeye tabi bir suçtan dolayı önödeme önerisi yapılmaksızın dava açılmış olması halinde de mahkeme bu öneriyi yapacak, sanığın kabulü halinde mahkeme davanın düşürülmesine karar verecektir. Maddede uzlaştırma kapsamına dâhil suçlar bakımından önödeme kurumunun uygulanamayacağı da belirtilmektedir173.

Önödeme ile de, öneriyi kabul eden fail açısından uyuşmazlığın yargılama makamlarının önüne götürülmeksizin sona erdirilmesi imkânı bulunması nedeniyle doktrinde önödeme kurumunun uzlaştırma benzeri bir kurum olduğu savunulmaktadır174. Öte yandan Yargıtay CGK önödemenin hukuki niteliğine ilişkin

172 Madde gerekçesinin tam metni için bkz: SAVAŞ, Vural/MOLLAMAHMUTOĞLU, Sadık, Türk Ceza Kanunu Yorumu, Ankara, 1994, C. 1, s. 1339.

173 KAYMAZ/GÖKCAN’a göre, uzlaşmanın sağlanamamadığı durumlarda, suçun cezasının önödeme kapsamında olması halinde şüpheli ve sanık önödeme hükümlerinden yararlanmalıdır., KAYMAZ/GÖKCAN, s. 362; Buna karşılık ÖZGENÇ’e göre ise “… Yeni TCK ve yeni CMK’da yer alan uzlaşmaya ilişkin hükümler ile, yeni CMK’da yer alması gereken kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin düzenlemeler karşısında, önödeme kurumuna Kanunda artık yer vermemek gerekir.”, ÖZGENÇ, s. 757; ÇETİNTÜRK’e göre de, özellikle belli bir mağduru olan suçlar bakımından ceza adaleti sistemlerinde önödeme kurumuna yer verilmemelidir., ÇETİNTÜRK, Ceza Adalet Sisteminde Uzlaştırma, s. 445.

174 ŞAHİN, Ceza Muhakemesinde Uzlaşma, s. 237 vd.; KAYMAZ/GÖKCAN, s. 52; SOYGÜT ARSLAN, s. 88; Buna karşılık ÇETİNTÜRK’e göre, önödeme, uzlaştrmanın felsefesine tamamen zıt ve ceza adalet sistemi bakımından bazı mahzurları içeren bir kurumdur. ÇETİNTÜRK, önödemenin

olarak uzlaştırmanın hukuki niteliğine ilişkin verdiği kararlarla benzer içtihatlarda bulunmuş, önödemenin tıpkı uzlaştırma gibi karma nitelikli bir kurum olduğunu belirtmiştir175. Gerçekten de her iki kuruma bakıldığında iki kurum da mahkemelerin ağır iş yüklerini hafifletmek için kabul edilmiş olup, failin kabulü ve gereklerini yerine getirmesi halinde hakkındaki soruşturma veya kovuşturmanın ortadan kaldırılması sonucunu doğurmaktadır. Her iki kurum da hem maddi ceza hukukuna hem de ceza muhakemesi hukukuna ilişkin yönleri bulunan karma nitelikli bir kurumdur. Ayrıca her iki kuruma başvurulabilmesi için de failin suçu işlediği hususunda yeterli şüphe bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla önödemede de öncelikle suça ilişkin deliller toplanmalı, sonuçta kamu davası açılması için yeterli şüphe mevcut değilse kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmeli, yeterli delil varsa önödeme kurumu uygulanmalıdır176. İki kurum arasında farklılılıklar da görülmektedir. Bir defa uzlaştırmada amaç mağdurun zararının giderilmesini ve bu yolla toplumsal barışı sağlamak iken önödemede mağdurun zararının giderilmesine ilişkin herhangi bir adım atılmamakta, fail devlet hazinesine ödemede bulunmak yoluyla cezadan kurtulmaktadır. Bir bakıma devlet, mağdurun suç nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararı gözardı ederek faili cezalandırma hakkından vazgeçmiş olmaktadır. Dolayısıyla önödeme kurumunda uzlaştırmadan farklı olarak aynen geleneksel ceza adaleti sistemindeki gibi mağdur tamamen sistemin dışına itilmektedir. Bu durum uzlaştırma kurumunun ruhuna aykırıdır. Dolayısıyla iki kurum arasında uyuşmazlığın taraflarına ve özellikle de mağdura bakış açısı yönünden ciddi bir fark bulunmaktadır. Kanımızca TCK’nın önödemeye ilişkin 75. maddesinde uzlaştırma kapsamındaki suçlarda önödeme kurumunun uygulanamayacağının düzenlenmesi isabetli olmuştur. Çünkü uzlaştırmanın amacı fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi mağdurun tatmin edilmesi suretiyle çözerek adaleti ve barışı temin etmektir. Oysa uzlaştırma kapsamındaki suçlarda önödeme

devletin bütün suçların mağduru olduğu şeklindeki geleneksel ceza adaleti anlayışının bir ürünü olduğunu, devletin bir miktar para karşılığında mağduru tamamen gözardı ettiğini, bu kurumun maddi durumu iyi olan kişiler açısından faydalı olamayacağını, bir adalet sisteminin amacının hiçbir zaman iş yükünün azaltılması olamayacağını, devletin iş yükünü azaltma gayesiyle mağdurun mağduriyetini görmeden bir haksızlık olmamış gibi hareket etmemesi gerektiğini ileri sürmektedir. ÇETİNTÜRK, Ceza Adalet Sisteminde Uzlaştırma, s. 444.

175 “ ”Önödeme kurumu" kamu davasının açılmasını önlemesi durumunda usul hukuku, açılmış olan davayı ortadan kaldırması halinde ise ceza ilişkisinin düşmesi sonucunu doğuran ve bu özelliği itibariyle de suç hukuku kurumu olan karma özellikli bir düzenlemedir.” (YCGK, 24.09.2002, 2-188 E., 317 K., bkz. KAYMAZ/GÖKCAN, s. 356., aynı yönde, YCGK, 07.11.2000, 7-211 E., 217 K., bkz. KAYMAZ/GÖKCAN, s.448-451.

kurumunun uygulanması halinde fail sadece devlet hazinesine bir miktar para yatırmak suretiyle soruşturma ve kovuşturmadan kurtulma imkânına sahip olacaktır. Bu durumda mağdurun mağduriyeti giderilmediğinden toplumsal barışın tam olarak sağlandığından da söz edilemeyecektir177.