• Sonuç bulunamadı

Suçun Uzlaştırma Kapsamında Olduğunun ve Yeterli Şüphenin Varlığının

A. Soruşturma Aşamasında Uzlaştırma

1. Suçun Uzlaştırma Kapsamında Olduğunun ve Yeterli Şüphenin Varlığının

Ceza Muhakemesi Kanununun 253. maddesinde, uzlaştırmanın uygulanabilmesi için failin suçu işlediği hususunda yeterli şüphenin bulunması gerektiğine dair açık bir düzenleme yoktur330. Ancak CMK m. 253/8’de, uzlaşma teklifinde bulunulmasının soruşturma konusu suça ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel olmayacağı düzenlenmiştir. Uzlaştırma Yönetmeliğinin “Uzlaşma Teklifi” başlıklı 8. maddesinde ise şüpheliye uzlaşma teklifinde bulunulabilmesi için suçun işlendiği hususunda yeterli şüphenin varlığı gerektiği açık bir şekilde vurgulanmıştır. Söz konusu düzenlemeler karşısında uzlaştırmanın uygulanabilmesi için yeterli şüphenin varlığının aranması gerekmekle birlikte CMK’nın 253. maddesinde yeterli şüphe kavramına açıkça yer verilmesi daha doğru olurdu331.

Cumhuriyet savcısı, yapılan ihbar veya şikâyete konu suçun uzlaştırma kapsamında olduğunu belirlese bile hemen uzlaşma teklifinde bulunmamalı, öncelikle faile isnad edilen suça ilişkin etkin bir soruşturma332 yaparak delilleri değerlendirdikten

330 Aslında 5560 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önce de CMK’nın 253. maddesinde yeterli şüphe kavramı açıkça yer almıyordu. Ancak CMK m. 253/1’de, Cumhuriyet savcısının, yapılan soruşturmanın durumuna göre kanunun uzlaşma yapılabilmesi olanağı verdiği hallerde faile uzlaşma teklifinde bulunacağı düzenlenmişti. Maddede yer alan yapılan soruşturmanın durumuna göre ibaresinden yola çıkılarak uzlaşma teklifinde bulunulması için yeterli şüphenin bulunması gerektiği kabul edilmekte idi: KUNTER/YENİSEY/NUHOĞLU, Cumhuriyet savcısının yeterli şüphe (CMK md. 170/2) elde etmeden uzlaştırma yoluna başvurması halinde, başkalarını suçlayarak haksız kazanç elde etme yolunun açılabileceği düşüncesiyle, uzlaştırmanın uygulanabilmesi için yeterli şüphenin varlığı gerektiğini düşünmekteydi., KUNTER/YENİSEY/NUHOĞLU, s. 1112-1113; Aynı yönde bkz. YILDIZ, Ali Kemal, s. 278; ERSOY, Uğur, “Ceza Hukukunda Uzlaşma”, Hukuk Gündemi Dergisi, Ağustos 2005, S. 2, s. 65.

331 Nitekim SOYGÜT ARSLAN da, insan hakları ve dava ekonomisi bakımından önemli olduğu gibi, vatandaşlara tanınan özgürlüklerin de bir ölçeri olan yeterli şüphe ölçütünün uygulanması, uzlaşma sırasında masum kişilerin suçu üstlenmesini engellemek bakımından önemli bir denetim işlevi göreceği düşüncesiyle, 5560 sayılı Kanunla değişik 253. ve 254. maddelerde “yeterli şüphe” ölçütüne yer verilmesi gerektiğini savunmaktadır., SOYGÜT ARSLAN, s. 136.

332 Failin suç işlediği iddiasıyla soruşturulması ve kovuşturulması için izin, talep, müracaat, sanığın gaip olmaması ve sanığın akıl hastası olmaması gibi bazı şartlar gerekmektedir. Fail hakkında soruşturma yapılarak yeterli şüphe bulunup bulunmadığının tespiti ile uzlaştırmanın uygulanabilmesi, muhakeme ve cezalandırılma şartlarının varlığına bağlıdır: Muhakeme şartları hakkında detaylı bilgi için bkz. TOROSLU, Nevzat, Ceza Muhakemesi Hukuku, Ankara 1998, s. 43 vd; ÖZTÜRK/ERDEM, s. 88

sonra suçun işlenip işlenmediği hususunda kanaat sahibi olmalı, failin suçu işlediği hususunda CMK m. 170/2 anlamında kamu davası açmaya yeterli şüphe bulunduğu kanısına varırsa ancak o zaman faile uzlaşma teklifinde bulunmalıdır. Aksi takdirde yani yeterli delile ulaşılmadan uzlaşma teklifinde bulunulursa, bu durum kötüye kullanılabilir333.

CMK m. 253/8’de yer alan düzenlemeden hareketle; uzlaştırma müzakereleri başlamış olsa bile Cumhuriyet savcısının diğer yandan suça ilişkin delil toplamak amacıyla her türlü soruşturmayı yapabileceği, fail hakkında tutuklama da dâhil olmak üzere koruma tedbirlerinin uygulanmasını talep edebileceği anlaşılmaktadır. Nitekim maddenin gerekçesinde bu hususa vurgu yapılmış, özellikle edimin ifasının belli bir süreç gerektirdiği durumlarda kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmekle birlikte, sonradan edimin yerine getirilmemesi halinin doğurabileceği muhtemel sakıncaları bertaraf etmek için bu düzenlemenin yapıldığı belirtilmiştir334. Bu düzenlemenin iki tür sakıncası olduğu yönünde eleştiri bulunmaktadır. Hakkında koruma tedbiri olarak tutuklama kararı verilen failin olası bir mahkûmiyetin sıkıntılarını test ettikten sonra suçu işlememiş olsa bile uzlaşmayı kabul edebileceği ileri sürülmektedir. Diğer bir sakıncanın da Cumhuriyet savcısının bizzat uzlaştırma işlemlerini yürütmesi halinde ortaya çıkacağı, böyle bir durumda şüphelinin bir yandan da delil toplamaya devam eden Cumhuriyet savcısının karşısında müzakereler esnasında özgürce konuşamayacağı iddia edilmektedir335. Özellikle bu ikinci eleştirinin haklılık payı bulunmakta olup bu durum adil yargılama ilkesi bakımından da sakınca doğurucu bir nitelik taşıyacaktır. Bu nedenle Cumhuriyet savcısının müzakereleri bizzat yürütmek yerine bir uzlaştırmacı ataması daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

vd, ÖZTÜRK/ERDEM’e göre uzlaşma da muhakeme şartıdır.

333 “Cumhuriyet savcısı soruşturma sonunda, şüphelinin suçu işlediği hususunda yeterli delile ulaştığı takdirde uzlaşma kurumunu uygulayabilir.”, CENTEL/ZAFER, s. 455; aynı yönde bkz. PARLAR/HATİPOĞLU, s. 1578; ÖZBEK’e göre de, uzlaştırmaya başvurulmadan önce, şüphelinin suçu işlediği konusunda hukuka uygun ve yeterli delil elde edilirse, aslında suç işlememiş bir kişi hakkında sadece şikâyette bulunulması suretiyle, o kişinin uzlaşmaya zorlanması, kişinin işlemediği bir suçtan dolayı uzlaşmak zorunda bırakılması veya kişinin, başkasının işlediği bir suçu üzerine almak amacıyla uzlaşmayı kabul etmesi önlenmiş olacaktır., ÖZBEK, Ceza Muhakemesi Kanununda Yapılan…, s. 159.

334 TBMM, Dön. 22, Yasama Yılı, 5, Sıra sayısı, 1255.

335 SOYGÜT ARSLAN, s. 140; Buna karşılık ÇETİNTÜRK’e göre CMK m. 253/8’in doğurduğu tek risk, uzlaştırmanın başarılı olması ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, delillerin toplanması ve koruma tedbirlerinin uygulanması için harcanan emek ve yapılan masraflar boşa gidecek olmasıdır., ÇETİNTÜRK, Ceza Adalet Sisteminde Uzlaştırma, s. 559.

Cumhuriyet savcısının suçun uzlaşma kapsamında olup olmadığı ve yeterli şüphenin bulunup bulunmadığı hususlarında doğru karar vermesi iddianamenin iadesini düzenleyen CMK’nın 174. maddesi açısından da önem taşımaktadır. Çünkü 174. maddenin 1-c fıkrasına göre uzlaştırmaya konu bir suç nedeniyle yapılan soruşturmada bu usule başvurulmadan iddianame düzenlenmesi, iddianamenin iadesi sebebi sayılmaktadır336. Bu nedenle Cumhuriyet savcısı soruşturma sonucunda yeterli şüphe konusunda kanaat sahibi olursa ve suçu uzlaştırma kapsamında bir suç olarak nitelendirirse taraflara uzlaşma tekifinde bulunmalıdır. Böylece iddianamenin uzlaştırma nedeniyle iadesi ve yargılamanın sırf bu nedenle gereksiz yere uzaması önlenmiş olur.

2. Tarafların Uzlaştırma Hususunda İradelerinin Tespiti