• Sonuç bulunamadı

DUYGUSAL ZEKÂ

ÖLÇEKLERE GÖRE DUYGUSAL ZEKÂ YETERLİLİKLERİ VE BECERİLERİ

6. İçe Dönük İlişkiler: Sessiz olma, sinirli ve yalnız olma

1.5.2.4. Uyumluluk-Değişim Yönetim

Bar-On Duygusal Zekâ Modelinin Uyumluluk-Değişim Yönetimi Boyutunun alt boyutları Gerçekçilik-Gerçeği Değerlendirme Yetisi, Esneklik ve Problem Çözmedir.

1.5.2.4.1. Gerçekçilik – Gerçekliği Değerlendirme Yetisi

Bu EI faktörü, bireyin duygularını ve düşüncelerini dış gerçeklikle nesnel olarak doğrulama kabiliyetini yönetmektedir. Gerçekçilik, bireyin deneyimleri ile varolan durumun uygunluğunu değerlendirmeyi de içermektedir (McDannald vd., 2011). Gerçekliği Değerlendirme Yetisi Testi, inançların makul mantıklılığını eleştirel bir biçimde test etme eğilimini ifade eder (Dagnal, Denovan, Drinkwater, Parker ve Clough, 2017).

Yaşadığımız ile gerçekte var olan arasındaki uygunluğun derecesinin test edilmesi, duyguları, algıları ve düşünceleri doğrulamak için objektif kanıt aramayı içerir. Gerçekçilik, algılama, duygu ve biliş unsurlarını içerir ve bunlara dayanır. Gerçekçilik aynı zamanda, dış dünyadan çekilme eksikliği, acil duruma uyum sağlamanın yanı sıra algı ve düşünce süreçlerinde açıklık ile de bağlantılıdır. Basitçe, gerçekçilik, acil durumun doğru ve gerçekçi bir şekilde "boyutlandırılması" yeteneğidir (Bar-On, 2016). Gerçekçilik, bireyin düşünce ve hareketlerinin çerçevesini çizer, bazen bu çerçevenin sınırları daha önceden belirlenmiş bir başka gerçeklik olabilir. Bazen de kişiler gerçekliği kurallara uydurmak yerine, kendileri yeni kurallar koyarak kendi gerçekliklerine bu kuralları uydururlar. Gerçeği değerlendirme yetisi, bireyin duygusal açıdan doğru hareket edebilmesi için gereklidir. Bu yeti, bireyin duygusal olarak doğru kabul ettiği değerlere yoğunlaşır (Billow, 2016).

40

Gerçeği değerlendirme yetisi bireyin ruhsal dünyası içinde ve dışında olup bitenlerin ayırt edilebilmesidir. Neyin düşünce, neyin eylem ve olay, neyin hayal ve gerçek olduğunu bilmesidir. Gerçeği algılama ve anlama işlevi farklı yönlerden incelenebilir (Özdemir, O., Özdemir, G.P., Kadak ve Nasıroğlu, 2012, s. 581).

- Kendiliği nesnelerden ayırabilme işlevi: bir başka deyişle bu işleve bireyin iç dünyasını dış dünyasından ayırabilme işlevi.

- Değişik nesnelerden gelen algıları ayırıp, onların değişik nesnelerden geldiğini anlamak işlevi.

- İç dünyadaki duygusal durumları algılama ve ayırma işlevi - Şimdiki zamanı, geçmiş zamandan ayırabilme işlevi. 1.5.2.4.2. Esneklik

Esneklik, alternatiflerin farkında olmak, yeni durumlara adapte olmak ve kendini yetkin hissetmek olarak tanımlanmaktadır (Önen ve Koçak, 2015). Esneklik, bireyin olay ve durumlara karşı ya da sosyal ilişkilerinde hoşgörülü davranması, gelişen olaylara, yeni fikirlere karşı katı ve aşılamaz duvarlara sahip olmamasıdır (Karaeminoğulları, Doğan ve Bozkurt, 2009). Esneklik farklı sosyal çevrelere uyum yeteneğiyle yakından ilişkilidir. Bireyler ve organizasyonlar için önemli bir EI faktörüdür ve örgütsel hayatta kalma için büyük katkıda bulunmaktadır. Dinamik bir piyasa ekonomisinde ayakta kalabilmek için kuruluşlar esnek olmalı ve değişimi hızla ve yeterince karşılamaya hazır olmalıdır (Kortmann, Gelhard, Zimmermann ve Piller, 2014). Genel olarak yönetsel yetkinliklere ek olarak, bu faktör çatışma çözme, müzakere, birleşmeler ve satın almalar konusunda önemli bir rol oynamaktadır (Yu, Cadeaux ve Song, 2017).

Yeni ekonomi şartları altında, yöneticiler kafa karıştırıcı çeşitli fırsatlar, belirsizlikler, uyum sağlanması gereken yeni teknolojiler, yeni iş modelleri ve stratejik seçenekler gibi çözülmesi gereken ya da uyum sağlanması gereken süreçlerle karşı karşıyadırlar (Kamasak, Yavuz, Karagülle ve Ağca, 2016). Bu gibi durumlarda, makul kararlar

41

alabilmek ve belirli bir eylemi gerçekleştirmek için esnek olabilmek şarttır. Esneklik, şirket yöneticileri açısından çevresel değişikliğe tepki verme ve bunları art arda adapte etme kabiliyetidir; bir organizasyonun dış ortamdaki büyük değişiklikleri belirleme, değişime tepki olarak yeni hareket tarzları geliştirme, bunları tanıma ve harekete geçme kabiliyeti olarak tanımlanabilir (Pivoriene, 2015). İşyerinde doğru kullanılan esneklik aynı zamanda çalışanların davranışları ve iş memnuniyetleri üzerinde çok güçlü pozitif bir etkiye sahiptir (Subramaniam, Tan, Maniam ve Ali, 2013)

1.5.2.4.3. Problem Çözme

Problem, kişilerin ya da toplulukların yüz yüze geldikleri, hedeflenenlere erişilebilmesi için çözümlenmeleri gereken zorluklar ve güçlükler olarak tanımlanmaktadır. Kişiler ya da topluluklar yaşam evrelerinin başlangıç zamanlarında daha çok gereksinimlerinin giderilmesine yönelik yalın ve basit problemlerle yüz yüze gelirken; daha sonraki zamanlarda karmaşık ve çözümü daha zor olan farklı bakış açılarını ve farklı çözümleri gerektiren çok yönlü problemlerle karşılaşabilmektedir. Bu problemler, ne ölçüde cesaretle karşılanır ve çözümlenebilirse, bireyin yaşama uyumu da, o ölçüde başarılı olmaktadır (Danış ve Kara: 2016).

Problem çözme becerileri, problemi anlamaya ve etkili bir çözüm bulmaya çalışan bilişsel ve davranışsal faaliyetlerle ilişkilendirilir. Problem çözme eğilimi, sorunlu koşullarla başa çıkmak için çeşitli alternatif ve potansiyel tepkiler (reaksiyonlar) sağlayan ve en iyi ve en etkili yanıtları seçme olasılığını artıran bilişsel-davranışsal süreci ifade etmektedir. Problem çözme sürecinde kişiler hayatın getirdiği zorluklar karşısında sorunu tanımlama ve çözüm için efektif stratejiler geliştirmektedirler (Samadi ve Sohrabi, 2016).

Dostál’a göre, problem çözmek için gerekli olan hususlar şunlardır;

- bir problemi algılama ve kendine güven duygusu hissetme ve bununla baş etmeye motive olma;

42

- Sorunun ilgili bilgiler toplanarak mümkün olduğunca net bir şekilde tanımlanması.

- Mümkün olduğunca çok çözüm üretme.

- Olası çözümlerin her birinin artı ve eksilerini tartıp, en iyi yol tarifini seçtikten sonra çözümlerden birini uygulama. (2015).

Problem çözme; bellek, algılama, akıl yürütme, kavramsallaştırma, dili ve duyguları iyi kullanma, motivasyon, kendine güven ve durumu kontrol etme becerilerini de içinde barındıran yüksek bir entelektüel beceriyi gerektirmektedir. Problem çözme sürecinde bireysel olarak 3 faktör sürekli olarak etkileşime girmektedir. Bunlar, duygusal faktörler olan: stres, ilgi, motivasyon, endişe, azim, terk etme dayanıklılığı, tecrübe faktörleri olan; yaş, olgunluk, matematiksel tecrübe ve bilişsel faktörler olan; okuma yetenekleri, hafıza, mantık ve analiz kabiliyetidir. Problemlerin çözülme koşullarına bağlı olarak çözüm, bireysel veya grup çalışması halinde bulunabilir. Uzmanlar, problemlerin grup çalışması ile çözüme kavuşturulmasının; grup üyeleri arasındaki etkileşimler, grup içinde iyi çalışan takımlar vb. nedenlerle bireysel olarak çözümlenmesinden daha üretken oldukları fikrini savunmaktadır (Căprioară: 2015).