• Sonuç bulunamadı

DUYGUSAL ZEKÂ

ÖLÇEKLERE GÖRE DUYGUSAL ZEKÂ YETERLİLİKLERİ VE BECERİLERİ

5. Sosyal Beceriler (Social Skills)

3.4. Örgütsel Yabancılaşmanın Nedenler

3.4.2. Örgütsel Yabancılaşmaya Neden Olan Çevresel Etkenler

Örgütlerin kendilerini bulundukları çevreden soyutlamaları gerçekçi değildir. Bu çevre, ülke geneli ile sınırlı kalabilirken uluslararası alanı da kapsayabilir. Örgütün içinde bulunduğu bu geniş çevre içerisinde, örgütsel yabancılaşmayı etkileyen birçok çevresel faktör olmakla birlikte, genel olarak ele alınan etmenler aşağıda başlıklar halinde yer almaktadır;

Ekonomik Yapı

Erich Fromm, ekonomide yaşanan gelişmelerin her geçen gün insanları tutsak ettiğinden, bu gelişmelerin ışığında da toplumda yepyeni kişiliklerin ortaya çıktığından bahsetmektedir. Fromm’a göre ekonomik anlamda yaşanan değişim ve gelişimler, birey üzerinde sahiplenme, edinme, daha fazla para, daha fazla ün kazanma gibi hırssal güdülerin artmasına sebebiyet vermektedir. Bu durum bireyin özgünlüğünü yitirmesine, aslında içerisinde varolan potansiyele erişiminde zorluk yaşamasına ve dolayısıyla da yabancılaşma durumunun içerisine girmesine sebebiyet vermektedir (Fromm, 2003). Birey, ekonomide yaşanan olumsuz değişimlerin (faiz arttırımları, yüksek enflasyon, kriz dönemlerinde artan işsizlik ve düşen verimlilik vb.) etkisi altında kalmakta ve baskı ile korku hissetmektedir. Ekonomik yapıda yaşanan bu değişimler bireyi psikolojik

100

olarak etki altına almakta ve süreç içerisinde kendisini ekonomik imkânlar açısından güçsüz hissetmesine, işletmedeki konumunu ve örgüt içerisindeki varoluşunun devamlılığını sorgulamasına ve dolayısıyla da yabancılaşma hissetmesine sebebiyet vermektedir (Günsal, 2010).

Politik ve Hukuki Yapı

Örgütler, dış çevrede yaşanan politik istikrar veya istikrarsızlık, kamu yöneticilerinin kendi çıkarları doğrultusunda iş dünyasına müdahale etmeleri veya kamu menfaatleri doğrultusunda kârlı sektörlerin tekelleştirilmeleri veya devletleştirilmeleri, hükümet ve örgüt eğilimlerinin politik olarak birbirinden farklı olması gibi sorunlarla karşı karşıyadır ve bunlardan etkilenmektedirler. Örgüt kültürünün dış çevredeki politik yapı ile uyumsuz olduğunu düşünen çalışan, yaşadığı baskı ve korku neticesinde işe yabancılaşmaktadır. Bir diğer bakış açısında ise, örgüt kültüründe hakim olan politik düşüncenin karşıt görüşünde olan çalışan, örgütteki diğer bireyler ve sosyal gruplarla iletişim kuramayacak, kendisini farklı hissedecek, düşünceleri sebebi ile yargılanacağını düşünerek kabuğuna çekilecek ve yalnızlaşacaktır (Aydın, 2015 ; Darıyemez, 2010). Toplumsal ve Kültürel Yapı

Bireyin alışmış olduğu toplumsal çevreden farklı bir çevreye girmesi, bireyi davranışlarında değişiklik gösterme zorunluluğunda bırakacağından yabancılaşma ortaya çıkabilmektedir. Diğer bir ifadeyle, bireylerin kendi iç dünyasında doğru olarak kabul ettikleri eylemlerinin toplum tarafından kınanması, yanlış bulunması ve bireyin bu sebeplerden dolayı dışlanması, bireyi yalnızlığa itmekte ve topluma yabancılaştırmaktadır. Birey bu durumu kabullenip toplum normlarına göre yanlış olduğuna inanılan davranışlarını değiştirme yoluna gittiğinde ise toplum normlarına uymasına rağmen kendi iç dünyasına yabancılaşacaktır (Özçınar, 2011).

Teknolojik Yapı

Bilgi ve iletişim teknolojileri ve mekanik teknolojilerde son yıllarda meydana gelen baş döndürücü gelişmeler, bu teknolojilerin işletmenin üretimden yönetime her sürecinde

101

kullanımını kaçınılmaz kılmıştır. Bu gelişmeler, çalışma hayatında bireyin yabancılaşmasını etkileyen en büyük etkenlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır (Karagülle ve Çaycı, 2014). Teknoloji, örgütlerde üretim süreçlerinden başlayarak işletmenin birçok departmanındaki iş yapma şeklini etkilemektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde günümüzde teknolojinin işletmeler açısından önemi çok değerlidir. Ancak, gelişen teknoloji ile birlikte işletmelerde iş dizaynlarının, iş yapma biçimlerinin, üretim şekillerinin değişmesi ve yeniden yapılandırılması ile birlikte çalışanlarda bu yeni sistemlere uyum sağlayamama durumu ortaya çıkmakta bu da yabancılaşmaya yol açmaktadır (Darıyemez, 2010, s. 30).

Teknolojiden kaynaklı yabancılaşmanın nedeni; birey ve toplumun paralel bir hızda takip etmekte güçlük çektiği bilim ve teknolojide yaşanan gelişim ve değişimlerin hızına bireyden farklı olarak toplumun uyum göstermesidir. Bu durumun bir sonucu olarak, örgütlerde çalışanlar arasında teknolojiyi kullanabilme, teknolojinin faydalarından iş süreçlerinde etkin bir şekilde yararlanabilme ve enformatik bilinci verimliliğe dönüştürebilme düzeylerinde farklılıklar gözlemlenmektedir. Bu da bu ayrışmada düşük seviyede kalan çalışanlar arasında yabancılaşmaya sebebiyet vermektedir (Özbay ve Çalışkan, 2015). İnsanların teknolojik eksende yabancılaşma duygularına sahip olmalarının sebebi, sınırlı olan bilgi ve tecrübeleri ile teknolojinin hızlı ilerlemesini kavrayamamaları, dolayısıyla teknolojinin değerlerini ve anlamlarını, iktisadi, toplumsal veya bireysel olarak kendilerine katkılarını anlayamamalarıdır (Chen vd., 2012).

Hunter Koleji Sanat ve Bilim Okulu Dekan Yardımcısı Angela T.Haddad ve Michigan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Profesörü Richard Senter tarafından 2017 yılında yapılan üretim, teknoloji ve diğer değişkenlerin kapitalist bir üretim sisteminde işçileri nasıl etkilediği sorusuna yanıt arayan “The Relationship of Technology to Workers’ Alienation” başlıklı araştırmada, çok değişkenli bir açıklama elde edilebilmesi için, çeşitli meslek kategorilerinde ve sanayi sektörlerinde mavi ve beyaz yakalı işçiler arasında, teknolojinin ve başka faktörlerin çalışma özelliklerine etkileri analiz edilmiştir. Analiz sonucunda teknolojinin yabancılaşma üzerindeki etkisi anlamlı bulunmakla birlikte diğer örgütsel ve bireysel faktörlerin etkisinin daha yüksek olduğu ortaya konulmuştur (Haddad ve Senter, 2017).

102 Sanayileşme

Sanayileşme ile birlikte, iş dünyasında küçük ölçekli işletmeler tutunamamış ve yerlerini daha büyük kurum ve kuruluşlara terketmek zorunda kalmışlardır. Bu durum, artan tüketim ile birlikte büyük işletmelerde çalışan sayısının artmasına ve dolayısıyla farklı kültürlerden, farklı inanç ve değer yargılarına sahip, kişilik açısından da birbirinden farklılık gösteren birçok insanın üretim sürecinde bir araya gelmesine sebebiyet vermiştir. İşletmelerde çalışan sayısı artış gösterdikçe, işletme hedeflerini, değerlerini, amaçlarını da çalışanlara empoze etmek ve onları ortak bir hedef doğrultusunda yönlendirebilmek zorlaşmıştır. Üretimin emek gücünden, makine gücüne yönelmesi, insanın üretim sürecinin başından sonuna kadar yer alması olgusunu silmiş ve çalışanlar yanyana olmaktan uzaklaşmıştır. Bu durum işletmelerde iletişim sorununa yol açmıştır. Sanayileşme ile birlikte oluşan tüketim toplumuna ürün yetiştirme telaşı içerisinde olan, bu süreçte kendini makine gibi hisseden birey, üretim sürecinin entelektüel değeri yerine dişlinin parçası olmuş, kendini değersiz hissederek kendine ve topluma yabancılaşmıştır (Ofluoğlu ve Büyükyılmaz, 2008, s. 135).

Kentleşme

Özellikle olaya kentli insan gözünden bakıldığında, bireylere yüklenen roller kadar sosyal ilişkiler yaşanması, modernliğin getirdiği tekdüze binalar, doğal hayatın ortadan kalkması ve dolayısıyla yaşanan çevre kirliliği, medyanın insanları sürekli olarak yönlendirmeye çalışması, ayrıca bürokratik işlem yoğunluğu ve kurallar onların zorlanmasına neden olmaktadır. Bu durum da izolasyona yani bireyin yabancılaşmasına neden olmaktadır. Aynı sorun, köyden kente göç eden insanlar için de geçerlidir. Küçük bir köy hayatından, büyük ve kalabalık bir şehre göç eden insanlar, genelde yaşadıkları kültürden çok farklı bir kültüre maruz kaldıklarında uyum sorunları yaşamakta ve sonraki dönemlerde de topluma yabancılaşmaktadırlar (Minaslı, 2012, s. 69-70).

103