• Sonuç bulunamadı

TİCARİ YOLLAR, HIRİSTİYANLIĞIN YAYILMASI VE KONYA

HIRİSTİYANLIK VE KONYA ÖRNEĞİ

TİCARİ YOLLAR, HIRİSTİYANLIĞIN YAYILMASI VE KONYA

Bazı yollar uzun ve geniş bir tarihi biriki-me sahiptir. Derin bir geçmişe, paylaşılan aktivite-lere, köklü din ve gelenekaktivite-lere, dillere ve düşünce-lere sahiptir ( (Belloc, 1911:8). Tarihi süreç içinde oluşan yollar farklı medeniyetlere ait izler taşıdık-ları için kültürel bir birikimi üzerlerinde taşırlar.

Bu anlamda yollar kültürel bir değer taşımakta-dırlar. Bu kültürel birikim, tarihi kültürel olayları sergileyen birer somut kanıttır. Konya, Neolitik Dönem’de başlayan kadim medeniyet hareketin-de Neolitik’ten Tunç Çağı’na, Demir Çağı’ndan Pers Uygarlığı’na, Helenistik Dönem’den Batı Ro-ma’ya, Doğu Roma’dan Selçuklu’ya, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan köklü bir tarihi birikime sahiptir ve bunun da en somut şahitlerinden birisi Konya ve civarından geçen tarihi ticaret yollarıdır.

Coğrafya, medeniyetler için zemin hazırlar ve devletlerin ve toplumların taleplerine cevap verir.

Bir ülkenin jeopolitik konumunu, ulusal politika-larını belirleyen en önemli faktör, coğrafi alandır.

Hem savaş zamanında hem de barış zamanında önemini korur. Coğrafya, tarihin sahnelendiği alan-dan ziyade, tarihte meyalan-dana gelen değişikliklerde etken olan bir faktördür. Bir ülkenin coğrafyası, devletin siyasetini ya da jeopolitiğini belirleyen neden olmaktan çıkmış, bunları belirleyen temel materyal olmuştur (Spykman, 1938: 29). Konya, coğrafi konumu sayesinde zengin bir tarihi biriki-me sahip olmuştur.

Anadolu, sahip olduğu coğrafi konum saye-sinde Kudüs kökenli Doğu’lu bir din olan Hıris-tiyanlığın Batı’ya adım atmasında önemli bir rol üstlenmiş ve Erken Dönem Hıristiyanlık tarihinin pek çok evresi bu coğrafyada şekillenmiştir. Yeni Ahit’te bahsedilen olayların yaklaşık 2/3’ü ya Ana-dolu ya da Yunanistan merkezlidir. Hıristiyanlık, Filistin’deki küçük Galilee’den çıkarak Batı Dün-yası’nın dini olmuştur. Kudüs’teki Hıristiyanlar ile

yaşanan fikir çatışmasından sonra kendisini “Gen-tilelerin Havarisi (Yabancıların Havarisi)” olarak takdim eden Tarsuslu Paul ve arkadaşları Anado-lu’da Hıristiyanlığı yeni bir forma bürüyerek mis-yonerlik faaliyetlerine başlamışlardır.

Yahudilik ve Hıristiyanlığın Doğu’dan Ba-tı’ya doğru izlediği yol, ticaret yolları rotasıdır.

Ticari yolların Hıristiyanlığı yaymada etkin kulla-nımı, Roma’daki ilk Hıristiyanların tüccarlar ve iş adamları olabilir mi sorusunu gündeme taşımıştır (Lampe, 2003: 10). Kudüs’te doğan yeni dinin ge-lişim sürecinde oluşturduğu ana rota Antakya’dan başlayarak Kilikia Kapıları’ndan, Lykaonia üze-rinden Efes, Korinth ve Roma’ya uzanır (Ramsay, 1911:10).

Konya, Doğu’dan Batı’ya doğru yönelen bu dini hareketin ziyaret edilen ilk noktalarından bi-risi olmuştur. Konya’nın Paul’un misyonerlik zi-yaretlerinde tercih edilmesinin temel sebebi ise Konya’nın tarih boyunca taşıdığı jeopolitik konu-mudur. Gerek Doğu’dan Batı’ya gerekse Batı’dan Doğu’ya olan kültürel ve medeniyetler arasındaki iletişimde Konya uğrak noktası olmuştur.

Din, toplumun alınyazısının yapımcı ve inşa-cısı, tarihteki hareketlerin mucididir. W. Durant, dini; kurumlara, güç ve hareketlere şekil veren, beşeri medeniyet ve kültürleri icat eden ve hatta medeniyetlerdeki durgunluk ve duraklamalarda da etken bir güç olarak görür (Şeriati, 2010, 127). İn-sanı biçimlendiren temel faktörlerden olan dinler, yolları takip ederek şehirden şehre yayılmışlardır.

Dinlerin inşa süreci, yollara dayanmaktadır. Mek-tuplar, gelenek ve görenekler, bir toplumun dili ve düşüncesi inşa edilen yolları takip etmiştir. Mima-ri, ticaret vb. tüm bilgiler yollar üzerinden geliş-miştir (Belloc, 1911: 7-8).

Yolun kutsal bir yönü vardır. Toplumsal bir varlık olan ve sürekli olarak iletişimde olan insan yollar aracılığıyla hareket ettiği için bir anlam-da yol, toplumlar arası bağlantının bir haritasıdır.

Tarsuslu Paul Hıristiyanlığı yayarken kat ettiği çabadan dolayı yol ile özdeşleşen ve tarihe geçen insanlardan birisidir (Forest, 2014: 28). Medeni-yetleri şekillendiren dinin gücüne Konya’da farklı tarihi dönemlerde görebiliriz. Konya, Çatalhöyük gibi bir değeri vasıtasıyla tarımla tanıştığı dönem-de bitkileri yetiştiren gücün arkasında aşkın bir güç olduğuna inanan tarım toplumu ile dini düşünceye adım atmış, devamında Hıristiyanlık ve İslam dini ile özdeşleşen kültürlere ev sahipliği yapmıştır.

Rodney Stark, Erken Dönem Hıristiyanlık ha-reketinin tamamen bir şehir hareketi olduğunu söy-ler. “Pagan” kelimesinin orjinalinin “ taşra insanı”

anlamına geldiğini ve dini anlamını kazanmasının Hıristiyanlığın şehirlerde zafer kazanmasının ar-dından kırsal kesimin Hıristiyanlıkla tanışamama-sından kaynaklandığını belirtir (Stark, 2007: 2).

Hıristiyanlık ticaret yolları üzerindeki ana şehirler-de oturan şehirli mukimlerin dini olmuştur (Ema-tinger, 2007: 16).

Hz. İsa’nın ilk başlarda kırsal kesimde başla-yan hareketi havariler aracılığıyla Greko- Romen dünyasının şehirlerinde yayılmaya başlamıştır.

Antioch, Corinth, Atina gibi büyük şehirlerin yanı sıra Iconium, Laodicea daha küçük şehirlerde de misyonerlik faaliyeti yapılmıştır. Roma’nın nasıl Hıristiyan olduğunun cevabı şehirlerin nasıl Hı-ristiyanlaştırıldığında yatmaktadır (Stark, 2007:

25-26). Şehirlerin büyüklüğü, Hıristiyanlığın ge-lişmesine katkıda bulunan temel bir unsur olarak dile getirilir (Stark, 2007: 81-82).

Konya’nın Medeniyet tarihinde “İlk Şehirleş-me” hareketi M.Ö. 8000’lerde “Çatalhöyük” ile başlamıştır. Bu hareket, Çatalhöyük’ten sonra dur-mamıştır. Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti olarak zirve yapmıştır. İbn-i Haldun’a göre toplum, genel anlam itibari ile yatağı hiçbir zaman kuru-mayan bir ırmağa benzetilir. Yatağında ilerlerken tepelere rastlar ve eğilmek zorunda kalır. Bu anlar bir devletin, şehrin çektiği sıkıntılı anlardır. Devlet

için “Doğuş”, “Gelişme” ve “Yaşlanma” dönemle-rinden sonra yok olup gitmek kaçınılmaz bir son-dur. Bu son noktaya gelince devlet yıkılıp gider ama toplum kalır ve yıkılan devletin yerini başka bir devlet alır. Toplum, bir başka devletin içinde erimiş dahi olsa, yenilenerek kalıcılığını sürdürür (İbn-i Haldun, 1977: 28). Konya bu anlamda ya-tağı hiçbir zaman kurumayan, A. H. Tanpınar’ın

“Bir başkent her daim başkenttir” sözünde maz-har olduğu övgüyü hak ederek varlığını sürdüre gelmiştir. Konya’nın tarihi süreç içinde süreklilik arz eden bir şehir kimliği ile anılmasına yol aç-mıştır. Konya’nın 10.000 yıllık “Şehir Kimliği”

Konya’nın tarihsel süreçte diğer coğrafi mekânlara göre bir adım öne çıkarmıştır.

Paul’un misyonerlik seyahatlerinde merkez olarak Antakya’yı aldığımız takdirde ilk rotası Ki-likia Bölgesi olmuştur. Daha sonra sırası ile Pam-philya ile komşu olan Galatia, Küçük Asya, Ma-kedonya, Yunanistan, İtalya ve Akdeniz Dünya’sı olmuştur. Paul, stratejik ve bilinçli olarak ziyaret edeceği noktaları büyük şehirler olarak

belirlemiş-tir. Küçük şehirler ve kasabaların ilerleyen yıllarda şehirlerden etkileneceğini ummuştur. Bu strateji-yi seçmesi, muhtemelen Tarsus gibi metropol bir şehirde doğması ve şehrin potansiyelini bilmesine bağlıdır. (Soares, 1909: 326-327).

Paul, Küçük Asya üzerinde gerçekleştirmiş olduğu misyonerlik faaliyetlerinde Iconium’a da uğramıştır. Konya ve çevresi Hıristiyanlığın ilk yıllarında misyonerlerin uğradığı nokta olmuş, adı Yeni Ahit’te “Iconium” olarak zikredilmiştir. Yeni Ahit’te adına bölüm yazılmış olan Lystralı (Hatun-saray) St. Timothy, Aziz Paul’un misyonerlik faa-liyetlerinde O’na eşlik etmiş ve kazandığı güven sayesinde Erken Dönem Hıristiyanlık tarihi için önemli bir konuma sahip olan Efes’te piskoposluk yapmış ve Efes’teki yanlış öğretilerle mücadele et-miştir. Iconium doğumlu olan Azize Thecla ise Hı-ristiyanlığın ilk kadın şehidi olarak kilise babaları tarafından kabul görmüş ve kültü pek çok bölgeye yayılmıştır. Paul’un Timothy ve Thecla ile tanış-ması buluştanış-ması I. ve II. Misyonerlik Seyahatleri esnasında meydana gelmiştir.

Harita IV. Paul’un Birinci Misyonerlik Seyahati (Ramsay, 1896: 75).

Paul’un I. Misyonerlik Seyahati M.S. 46-48 yıllarına tarihlenmektedir ve Hatunsaraylı Timothy ile ilk tanışması bu seyahat esnasındadır (Fee, 2011:

1; Harita IV). Paul ve Barnabas, Samandağ-Seleu-keia Pieria yoluyla Kıbrıs’a, oradan da Perge üze-rinden Pisidian Antioch (Yalvaç), Iconium, Lystra ve Derbe’ye geçerler (Res. İşl. 13:4). Konya’nın Neolitik Dönem ile başlayan tarihsel süreci, İpek Yolu, Kral Yolu, Roma yolları ve B.İskender’in Doğu güzergâhı vb. yollar ile her daim kesişmiştir.

Aziz Paul’un Misyonerlik Seyahatlerinde kullan-dığı yol da Konya’dan geçmiştir. Ekonomik, ticari ve askeri yollar ile kesişen Konya, bu sefer dini bir rota ile karşılaşma şansına sahip olmuştur.

Paul’un II. Misyonerlik Seyahati (M.S.49-50), I. Misyonerlik Seyahati ve Kudüs Konsili katılı-mından sonra ilk seyahatlerinde kurmuş oldukla-rı cemaatleri denetlemek ve onlara moral vermek amacıyla gerçekleşir. İkinci Seyahat esnasında Lystra’da Timothy ve Anadolu’daki son ziyaret

yeri olan Troas’da Resullerin İşleri’nin yazarı Luka da katılır (Res. İşl. 16:1; Res. İşl. 16:10). Ki-likia ve Suriye’deki kiliseleri (cemaatleri) ziyaret ettikten sonra I. Misyonerlik Seyahatinde ziyaret ettikleri kiliselere tekrar uğrarlar. Sırasıyla Kilikia, Derbe, Lystra, Iconium, Phrygia, Mysia, Troas gibi Anadolu’daki yerleşim yerlerinin ardından Nia-polis, Philippi, Apollonia, Selanik ve Korint gibi Makedonya ve Yunanistan’daki şehirlere uğrarlar (Gündüz, 2004: 66; Harita. V).

Paul, daha önce gerçekleştirmiş olduğu se-yahatlerde tekrar gelip uğrayacağına dair mesajlar vermiştir. İkinci ve Üçüncü Seyahatlerinde uğradı-ğı Konya’ya üçüncü seyahatinde de uğramıştır. Bu seyahate çıkmasının nedeni II. seyahatinin gerekçe-lerinde olduğu gibi var olan cemaatleri denetlemek, onlara destek vermek ve özellikle Efes ve Korint gibi yerlerde Paul’un öğretilerine karşı çıkan gruplarla mücadele etmektir. III. Misyonerlik Seyahati M.S.

53-57 yılları arasında yaklaşık 4 yıl sürer (Harita VI).

Harita V. Paul’un İkinci Misyonerlik Seyahati.

SONUÇ

Doğu ve Batı arasında meydana gelen mede-niyetler arası ittifak ve medemede-niyetler arası çatışma-ların tetikleyen iki unsur vardır: Ekonomi ve Din.

Bu iki unsur, tarihsel süreçte medeniyetlere güç katan, harekete geçiren dinamikler olmuşlardır.

Ekonomi ve Din, tam olarak anlaşılmadan tarihi bir süreç objektif olarak değerlendirilemez. Dün-ya’nın ilk Boğaz Harbi olarak nitelendirilen Truva Savaşı’ndan I. Dünya Savaşı’na kadar pek çok sa-vaşın görünmeyen nedeni ekonomidir. Tek tanrılı dinlerin ortaya çıkışı ile birlikte ekonomiye ilave olarak farklı dini benimseyen ve bunu yaymak is-teyen toplumların çatışması olmuştur. Bazen eko-nomi ve din, birbirlerini kamufle etmişlerdir. Ör-neğin, Haçlı Seferleri, dini bir savaş olarak görü-nürken temelinde yatan gerçek neden ekonomiktir.

Avrupa, kendi iktidarlarına sorun yaratacak kesimi dini bir kisve altında harekete geçirerek Doğu’ya hareket ettirmiştir.

İbn-i Haldun “Coğrafya kaderdir” der. Kon-ya’nın coğrafyası da KonKon-ya’nın kaderi olmuştur.

Tarım, şehirleşme, mimari, ekonomi, ticaret vb.

pek çok ilki barındıran ve Çatalhöyük ile yazılma-ya başlanan bu kader, Doğu- Batı arasındaki mede-niyetler arası iletişimde oluşan ticari ve askeri yol-ların Konya ile kesişmesine neden olmuştur. Çatal-höyük ile başlayan Konya’nın kaderi tarih boyunca devam etmiştir. Tarih öncesi dönemden başlayarak zengin bir tarihi birikime sahip olan Konya’nın bu tarihi zenginliğinin altında yatan nedenlerden biri-si de içinden ya da etrafından geçen yollardır. Do-ğu-Batı arasındaki medeniyet akışında iz bırakan bu yolların pek çoğu ya Konya’nın içinden ya da etrafından geçmiştir.

Çatalhöyük ile başlayan Konya’nın ekono-mik, ticari ve dini hayatı doğal olarak kadim yollar ile iç içe olmuştur. Tarih içinde ekonomi ve dinin, kültür ve medeniyetler üzerindeki katkısına verile-bilecek en somut örneklerden birisi de kadim

Kon-Harita VI. Paul’un Üçüncü Misyonerlik Seyahati.

ya şehridir. M.Ö. 8000’lerde tarım devrimi ile eko-nomi ve ticarete Çatalhöyük ile adım atan Konya yine Çatalhöyük ile dini düşünceye adım atmıştır.

Ana Tanrıça Kybele ve yetişen tarım ürünlerinin ardında aşkın bir güç arama bilim insanları tarafın-dan şu soruyu gündeme getirmiştir: “Yerleşik tarım toplumu ile tek tanrılı dinlerin doğuşu birbirleri ile bağlantılı mı?”.

Ekonomi ile bağlantısını koparmayan Kon-ya din ile ikinci önemli buluşmasını HıristiKon-yanlık ile yaşamıştır. Günümüzde var olan Hıristiyanlık,

“tarihsel İsa” tarafından oluşturulmamıştır. Hıris-tiyanlık için görünürde en önemli figür olarak Hz.

İsa olarak karşımıza çıksa da, kendisini “annesinin rahmindeyken seçilip görevlendirilen kişi olarak tanımlayan, tebliğ ettiği öğretinin “Mesih İncili”

olduğunu vurgulayan (Gal.I:7), Hıristiyan teolog-lar tarafından “Hıristiyanlığın Mimarı” oteolog-larak ad-landırılan Tarsuslu Aziz Paul’dur. Gerçekleştirmiş olduğu üç misyonerlik seyahati ile Kudüs kökenli bir din olan Hıristiyanlığı Batı’ya taşımıştır. İyi dü-zeyde Grekçe bildiği için pagan Grekler üzerinde etkin olan Paul, Batı dünyasının Hıristiyanlık ile tanıştıran en önemli isim olmuştur. Bu etkinliğin-den dolayı bilim insanları Batı’yı anlamak için iki kişiyi mutlaka bilmek gerekir derler: Aristo ve Paul.

Paul’un gerçekleştirmiş olduğu üç seyahatte Iconium’a uğramış ve Lystra’da tanıştığı Timot-hy’i yardımcısı yapmıştır. Timothy Hıristiyanlık tarihinde o derece önemli bir konuma gelmiştir ki Timothy adına “Timothy’e Mektuplar I-II” adlı Yeni Ahit’te Paul tarafından bölüm yazılmıştır.

Konya’nın Hıristiyanlık ile tanışması ve etkin bi-çimde ismini duyurması, Çatalhöyük’ten beri de-vam eden ekonomik ve ticari güce ve buna dayalı olarak ortaya çıkan şehir olma kimliğine bağlıdır.

Konya’nın bu kadim şehir kimliği, doğal olarak ti-cari yollar ile kesişmesine neden olmuş ve diğer dinlerde olduğu gibi yol aracılığı ile yayılan bir din

olan Hıristiyanlık Doğu’dan Batı’ya olan yayılma sürecinde Konya ile kesişmek zorunda kalmıştır.

KAYNAKÇA

Anthony, Joseph (2004), On foot: A History of Walking, NYU Press, New York.

Boardman, Henry Augustus (1829), The low value set upon human life in the United States: a discourse delivered on Thanksgiving-day, Tren-ton, Printed by . A.W.Phillips.

Belloc, Hilaire (1911), “The Old Road.”, Lon-don Constable and Company Limited, Digitali-zed by the internet archive in 2007 with funding from Microsoft Corporation. N.p, n.d. 2 Feb. 2013.

http://archive.org/details/theoldroad00belluoft Celerier, Pierre (1985), Dünya Hakemi Türki-ye, BTT. Sayı. 2.

Doğan, Banu (2008), Tarih Öncesinde Ticaret ve Değiş Tokuş, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İs-tanbul.

Ematinger, J.W. (2007), Daily Life of Christi-ans in Ancient Rome, The Greenwood Press, Lon-don,

Fee, Gordon D., 2011, 1&2 Timothy Titus, Ba-ker Books, Michigan.

Forest, Jim (2014), A Road is a Visible Sign of a Unity, National Catholic Reporter; Oct 10-Oct 23, 2014; 50, 26.

Jacobson, Herbert Reinhold (1940), A History Of Roads From Ancient Times To The Motor Age, A Thesis for the Degree of Master of Science in Civil Engineering,Georgia School of Technology,Atlan-ta, Georgia.

Goody, Jack (2015), Rönesanslar (Çev. Bahar Tırnakcı), İş Bankası Yayınları, İstanbul.

Gündüz, Şinasi (2004), Pavlus: Hıristiyanlı-ğın Mimarı, Ankara Okulu Yayınları, Ankara.

Hamilton, Edith, (1993), The Roman Way to

Western Civilization, Norton, New York.

Herodotos, (2004), Historiai/Herodot Tarihi (Çev. Müntekim Ökmen), Türkiye İş Bankası Kül-tür Yayınları, İstanbul.

Kutsal Kitap (2008), Yeni Yaşam Yay, İstan-bul.

Lampe, Peter (2003), Christians at Rome in the First Two Centuries: From Paul to Valentinusi, (Translated by M. Steinhauser), T&T Clark Inter-national, London.

Mauss, M. (1990), The Gift: The Form and Reasons for Exchange in Archaic Societies. New York, W.W. Norton, London.

Ramsay, William, M. (1896), St. Paul the Tra-veller and the Roman Citizen, Putnam’s Sons, New York.

Ramsay, William, M.,(1911), The Church in the Roman Empire Before A.D.170, The Knicker-bucker Press, New York and London.

Ramsay, William Mitchell (1923), Geography and History in a Phrygo-Pisidian Glen, The Geog-raphical Journal, Vol. 61, No. 4, s. 279-296.

Spykman, N. John (1938), Geography and Foreign Policy I. The American Political Science Review, Vol. 32, No. 1, s. 28-50.

Shelton, Jo-Ann, (1998), As the Romans Did:

A Sourcebook in Roman Social History, New York, Oxford University Press.

Soares, Gerald (1909), Paul’s Missionary Methods, The Biblical World, Vol. 34, No. 5, pp.

326-336.

Stark, Rodney (2007), Cities of God: The Real Story of How Chıristianity Became an Urban Movement and Conquered Rome, Harper Collins e-books.

Şeriati, Ali (2010), Dinler Tarihi I, Fecr Yayı-nevi, Ankara.

Tekin, Oğuz (2011), Eski Yunan ve Roma Tari-hine Giriş, İletişim Yayınları, İstanbul.

Elektronik Kaynaklar

http://www.silkroutes.net/orient/mapssilkrou-testrade.htm

https://www.google.com.tr/search?q=ro- man+roads+and+milestones+of+asia+minor+- map&rlz=1C1VFKB_enTR678TR678&sour- ce=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwj4x- bCd9KzUAhUJDcAKHSNbAPAQ_AUIBigB&- biw=1600&bih=745#tbm=isch&q=roman+ro- ads+of+asia+minor+map&imgrc=Shlu0f0u-d3avkM:

https://www.google.com.tr/search?q=per- s+kral+yolu&rlz=1C1VFKB_enTR678TR678&- source=lnms&tbm=isch&sa=X&sqi=2&ved=0a-hUKEwiO3-yIt73UAhWMIcAKHWJsD5YQ_

AUIBigB&biw=1600&bih=794#imgrc=jXCkJr-b3ItK8cM:

http://www.generationword.com/notes/bib-le-information/acts-maps.html

Mustafa ARSLAN*

HELLENİSTİK DÖNEM’DE