• Sonuç bulunamadı

Sezer’in görev süresinin dolmasına çok az bir süre kala ortaya yeni bir iddia atıldı. Đddianın sahibi eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu idi. Kanadoğlu’na

347 Sabah Gazetesi (11.20.2006), http://arsiv.sabah.com.tr/2006/11/20/siy95.html, (18.10.2007) 348 Sabah Gazetesi (05.12.2006), http://arsiv.sabah.com.tr/2006/12/05/siy00.html, (17.10.2007). 349

Bu açıklamalar 21 Ağustos Salı günü Başbakan R. Tayip Erdoğan’ın konuk olduğu bir TV programında Deniz Baykal’ın kendisinin adaylık süreci hakkında yaptığını söylediği açıklamalardan alınmıştır. Bkz. Cafesiyaset.Com, http://www.cafesiyaset.com/haber/20070821/Istemeyen-ceksin- gitsin.php, (17.10.2007). 350 Hürriyet Gazetesi (17.03.2007), http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=6142431&yazarid=148, (17.10.2007) 351 Ntvmsnbc.com (16.04.2007), http://www.ntvmsnbc.com/news/405418.asp, (17.10.2007) 352 Gazetevatan.com, http://www9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=14.05.2007&Newsid=119413. (17.10.2007)

göre353 “367 milletvekili katılmazsa seçim turları iptal olur. 354 milletvekili olan

AKP tek başına Cumhurbaşkanını seçemez.” Bu görüşe katılan hukukçular olduğu

gibi katılmayan hukukçuların çoğunlukta oldu göründü. Ünlü Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun iddiaları şöyle cevaplamıştır354:

“Burada ileri sürülen iddia, TBMM'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerine geçebilmesi için 367 oyun hazır bulunması gerektiğidir. 2/3'ün aynı zamanda toplantı yeter sayısı olduğudur. Oysa Anayasa'nın 96'ncı maddesi toplantı, karar ve yeter sayılarını açıkça birbirinden ayırt etmiş ve ayrı ayrı düzenlemiş. Toplantı yeter sayısı üye tam sayısının 1/3'üdür. Yani 184 oydur. Ve Anayasa "başkaca hüküm olmadığı takdirde" deyimini kullanmıştır. Anayasa'nın hiçbir yerinde toplantı yeter sayısı hakkında başkaca bir hüküm yoktur. Toplantı sayısı konusunda özel bir hüküm olmadığına göre burada 96. maddenin hükmünün uygulanması ve 184 oyla toplantının açılabilmesi gerekir. Bu iki yeter sayısı kavram olarak da işlev olarak da birbirinden çok farklı şeylerdir. Aksi takdirde tek bir başlık altında düzenlenirdi. Dolayısıyla bu iddiada bir isabet yok.”

Gazeteci Taha Akyol355, 9 Nisan’da kaleme aldığı ‘Çankaya savaşında hukuk silahı’ başlıklı yazısında Anayasanın ilgili (102. md.) hükümlerine değindikten sonra bu tartışmaya şöyle değinmektedir: “ Hukuk kurallarının amacını anlamak için

Meclis tutanaklarına bakılır. 367’yi şart koşanlar buna hiç bakmıyor! Hâlbuki Anayasa’yı yazan Danışma Meclisi Adalet Komisyonu sözcüsü Prof. Turgut Tan açıkça söylemiş: Biz Anayasaya hiçbir özel toplantı yeter sayısı koymadık”. Bunları

ifade eden Akyol, Prof. Özbudun’un TBB sempozyumunda ‘367 oy’ iddiasına ilişkin eleştirisini de ekleyerek yazısını bitiriyordu: “Hukukta dürüst yorum farkı her zaman

görülebilir. Ancak bugün belli bir kesimin belli siyasal amaçlar doğrultusunda hukuk kurallarını çarpıtma gayretine karşı sessiz kalınırsa, yarın başka bir kesimin başka amaçlar uğruna o kuralları çiğnemsine söyleyecek sözümüz kalmaz.. Hukuk herkes için her zaman gereklidir”.

353

Milliyet, http://www.milliyet.com.tr/2007/01/03/siyaset/siy05.html, (17.10.2007)

354 Aksiyon Dergisi, Sayı: 645, (16.04.2007), http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=27207,

(17.10.2007)

355 Milliyet Gazetesi (09.04.2007), http://www.milliyet.com.tr/2007/04/09/yazar/akyol.html,

Bu iddialara karşı olan bir diğer isim ise Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk olmuştur. Türk iç tüzükte 367 aranmadığını söyleyerek “TBMM askeri kışla

değildir. 367 milletvekili gidip hazırolda beklemez. Üçte bir çoğunluk varsa oturum açılır, kulistekilerde gelir oy kullanır. Toplantı yeter sayısının karar yeter sayısıyla aynı olmasına gerek yok.” demiştir356.

Prof. Dr. Nemci Yüzbaşıoğlu “Anayasa'da cumhurbaşkanının üçte iki

çoğunlukla ve gizli oyla seçileceği anlatılmış. Bu üçte iki çoğunluk aynı zamanda "toplantı yeter sayısı"dır.” diyerek iddialar destek vermiştir. Prof. Dr. Đbrahim

Kabaoğlu ise “Đlk turda üçte iki çoğunluk sağlanamadan turlara devam edilmesi

Anayasa'nın ihlali anlamına gelir. Anayasa, seçim turlarını birbirinin uzantısı olarak görmüştür.” diyerek cumhurbaşkanı seçilse dahi seçimin iptal edilmesi gerektiğini

belirtmiştir.

Siyasiler de olayı farklı şekilde değerlendirdiler. ANAP lideri Erkan Mumcu

“Ayağımız hukuka ve meşruiyete basacak” derken Baykal “Çok ciddi hukukçular önemli iddialar söylüyorlar. Görmezden gelmek mümkün değil” diyerek durumu

değerlendireceklerini söyledi357. Ayrıca Baykal, katıldığı bir televizyon programında “Biz CHP olarak, Başbakan’ın Cumhurbaşkanı seçilme senaryosuna dekor

malzemesi haline gelmeyeceğiz. Erdoğan aday olursa oylamaya katılmayacağız.”

diyerek seçimleri boykot edeceklerinin sinyalini verdi.

Siyasi arenada bu tartışmalar olurken 12 Nisan’da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt konuya ilişkin bir açıklamada bulundu: “Anayasa'yı,

hukuku, cumhurbaşkanı nasıl seçiliyor, bunların hepsini biliyoruz. Hem vatandaş hem TSK’nın bir personeli olarak cumhuriyetin temel değerlerine sözde değil özde sahip olan bir kişinin cumhurbaşkanı seçilecek olmasını umut ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı konusunda zaten bundan başka da bir şey söyleme durumunda değilim. Hukuken de bu hakka sahip değilim358.” Medya bu açıklamayı Cumhurbaşkanının nasıl olması gerektiğine yönelik bir tanımlama olarak değerlendirdi.

356

Milliyet Gazetesi (28.12.2006), http://www.milliyet.com.tr/2006/12/28/siyaset/axsiy01.html, (17.10.2007)

357 Milliyet Gazetesi (28.12.2006). 358 Radikal Gazetesi (13.04.2007),

Bu tartışmalar hep varsayımlar üzerine yapılıyordu. Çünkü AKP cumhurbaşkanı adayımı henüz açıklamamıştı. Mutabakat konusunda bastıran muhalefete, iktidar partisinin cevabı istedikleri adayları çıkarmalarını ve kendi işlerine karışmamaları yönünde oldu. 24 Nisan’da AKP cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylarının Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül olduğunu açıkladı. Muhalefet bu beklenmedik aday karşısında tavrı değişmedi. CHP 367’nin Gül içinde gerekli olduğunu belirterek “Đlk tur oylamaya 367 milletvekili katılmazsa

Anayasa Mahkemesi’ne gideriz”359 sözlerini yinelediler.