• Sonuç bulunamadı

16 Şubat 1950’de yeni seçim kanunu meclisten geçerek yasalaştı ve resmi gazetede yayınlandı. Kanuna göre seçim; tek dereceli, eşit - gizli oy ve açık tasnif esaslarına göre çoğunluk sistemi usulü ile yapılacaktı228. CHP’nin seçim kanununda çoğunluk sistemini kabul etmesi dikkate değer bir gelişmedir. CHP’nin Demokrat Parti’nin bölünmesi neticesinde güç kaybediyor olmasına güvenerek kabul ettiği sanılan bu sistem, seçim sonrasında Demokrat Parti’nin beklenenin üzerinde oy almasıyla sonuçlanarak CHP’nin hesaplarını altüst etti.

14 Mayıs tarihinde yapılan seçimlere halk büyük teveccüh gösterdi. Sandığa kayıtlı seçmenlerin neredeyse yüzde 90’nın oy kullandığı seçimde Demokrat Parti oyların yüzde 53’ten fazlasını alarak 408 milletvekili, Cumhuriyet Halk Partisi ise oyların yüzde 40’a yakın oy alarak 69 milletvekili çıkarmıştır229. Seçim sonrası Demokrat Parti tek başına iktidara geldi. Parti başkanı Celal Bayar 20 Mayıs’ta DP grubu tarafından 3. Cumhurbaşkanı230 seçilirken, ‘parti başkanı Cumhurbaşkanı olamaz’ ilkesince – Đnönü’nün aksine – Bayar, parti başkanlığından istifa etmiştir231. Bayar, Adnan Menderes’i Başbakan atadı ve yeni hükümet 22 Mayıs’ta açıklandı.

1923’ten beri devam eden tek parti iktidarı son bulmuştur. Türkiye ilk demokratik seçim sınavından başarıyla çıkmış ve halkın egemenliği tecelli etmiştir.

Çalışmamızın buraya kadar olan kısmını mümkün olduğunca ama fazla detaya girmeden anlatmaya çalıştık. Özellikle Demokrat Parti’nin iktidara gelmesine kadar olan süreç, modernleşmemiz bağlamında demokrasiye geçişimizi

227 Ahmad, Demokrasi Sürecinde …, s. 40-41. 228 Ahmad & Ahmad, a.g.e., s.60.

229

Ayrıntılı bilgi için Bkz. Ahmad & Ahmad, a.g.e., s.66.

230 1961 Anayasasına kadar Cumhurbaşkanı’nın seçimi her genel seçim sonrasında yenilenirdi.

Cumhurbaşkanı seçilme adına sınırlama yoktu. Aynı zamanda Cumhurbaşkanları parti başkanı da olabilmektelerdi.

231

anlayabilmemiz adına büyük önem arz etmektedir. Buradan sonra yani Demokrat Parti iktidarından 12 Eylül askeri müdahalesi sonrasına kadar olan süreci ise genel hatlarıyla anlatıp çalışmamızın esas bölümünü oluşturan 12 Eylül sonrası Demokrasi kültürünün ülkemizde hangi boyutlarda olduğuna değineceğiz.

2.6.5. Demokrat Parti Đktidarı (1950- 1960)

Demokrat Parti iktidara geldikten sonra muhalefetle olan ilişkilerde sürekli gerilim hâkim oldu. Demokrat Parti’nin tutumuna bakıldığı zaman sanki iktidara gelinen zamana kadar kendisine yapılanlara karşılık veren bir hava mevcuttu. Zira ilk sürtüşme daha DP iktidarının ilk günlerinde hükümet programı açıklanırken Menderes’in, CHP’den kendine yöneltilen suçlamalara cevap vermesine karşılık meclis tüzüğüne göre cevap hakkını kullanmak isteyen muhalefete Meclis Başkanı Koraltan’ın izin vermeyişi ile olmuştur232. Bu gelişme iki parti arası ilişkiler adına ilerisi için umut vermeyen bir mahiyetteydi.

Hükümet icraatlara Genel Kurmay Başkanlığı da dâhil olmak üzere yüksek rütbeli subayları görevden alıp yerlerine CHP ile ilişkisi olmayan, kendilerini zor durumda bırakmayacak kişileri atamakla başladı233. Muhalefeti sindirmeye yönelik büyük çabalar sarf edildi. Nedense iktidar olan parti muhalefete karşı hep olumsuz tavır içerisindeydi. 8 Ağustos’ta Mecliste kabul edilen yasa ile CHP’nin kontrolü altında olan mal varlığına el konuldu234. 8 Temmuz 1953’te dini kendi çıkarlarına alet ettikleri suçuyla Millet Partisi hakkında kapatma kararı verildi Demokrat parti giderek otokratik bir çizgiye kaymaya başladı. Kendilerince haklı sebepleri vardı. Bu da halktan yetki almış olmalarıydı.

Bu olumsuz gelişmelere karşı, ekonomide canlanmalar meydana geldi. Özellikle tarım sektörüne yapılan yatırımlarla ekilebilen arazi oranı arttırıldı. Tarımda makineleşmenin de etkisiyle üretimde büyük ölçüde artış meydana geldi. Ekonomide de daha liberal politikalar – çok kısa sürse de – izlenmeye başlanmıştı. Ancak, plansız büyüme hamleleri nedeniyle ekonomide büyük sıkıntılar oluşmuş,

232 Ahmad, Demokrasi Sürecinde …, s. 47. 233 Ahmad, Demokrasi Sürecinde …, s. 48. 234

Demokratların iktidarının son bulduğu 1960’lara kadar da artarak devam etmiştir235. Bu durum partinin halk nezdinde yıpranmasına neden olmuştur.

1954 seçimlerinde, Demokrat Parti oylarını yüzde 57’lere çıkarmasına rağmen baskıcı tutumuna devam etti. Bu zamana kadar küçük ölçekli de olsa ekonomik sıkıntılar sorun teşkil etmedi. Çünkü çiftçinin iyi hasat elde etmesi, dışarıdan gelen ve izlenen kamu politikaları ülke refah havası estiriyor muhalefeti de yalanlıyordu. Baskılar ikinci iktidar döneminde de devam etti. 1954 çıkarılan Basın Kanunu daha da sertleştirildi ve Seçim Kanunu da partiden ayrılan adayların bir sonraki seçimde başka parti listelerine girmelerine imkân vermeyecek şekilde değiştirildi. 236

Đktidarda, meclis dağılımı göz önüne alındığında kendileri adına muhalefete karşı kuşku duymayı gerektirecek bir durum da söz konusu değildi. Zira Halk Partisi’nin sandalye sayısı 35’e kadar düşmüştü. Ancak muhalefete karşı olan ön yargı devam etmekteydi. Öyle ki muhalefet liderlerinin yurt çapında halkla bütünleşme çabaları bile Demokratlarda tedirginlik yaratmaya yetiyordu. CHP genel sekreteri Kasım Gülek’in Ağustos 1955’te Sinop’ta hükümet aleyhine yaptığı konuşma üzerine önce bir gün gözaltına alınması ve daha sonra altı ay hapse mahkûm olması muhalefetin de daha agresif hareket etmesine neden oldu.

1957 seçimleri Demokrat Partinin oy kaybetmesine (% 48) rağmen 424 sandalye ile tekrar tek başına iktidara gelmesiyle neticelendi. CHP ise oylarını bir önceki seçime göre artırarak (% 41) 178 vekilde kaldı. Seçimler siyasi havayı yatıştırma adına erkene alınmıştı237. Siyasi kriz nedeniyle Menderes kabineyi bir aya yakın açıklayamadı. DP Meclis Grubu bu geçen sürede hükümet programını tartışıyordu.

Grup 14 Kasım’da, muhalefete destek veren memurlara karşı harekete geçerek zararlı yazı ve resimlerin yasaklanmasına ilişkin daha sert bir basın kanunun çıkarılmasını önerdi. Beş gün sonra ise muhalefetin yıkıcı eylemlerde bulunup

235 Demokrat Parti Dönemi Türkiye, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi, Ünite 5, s.94-95.

(http://www.aof.edu.tr/kitap/IOLTP/1269/unite05.pdf, 20-09-2007)

236 Ahmad, Demokrasi Sürecinde …, s. 61& 67. 237

bulunmadığını öğrenmek için muhalefetin seçim öncesi ve sonrası faaliyetlerinin soruşturulmasını Meclisten istemeyi oy birliği ile kararlaştırdı. 24 Kasım’da ise gazete ilanları ve haberlerin dağıtımının takibinin hükümet tarafından yapılacağı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi238. 27 Kasım’da ise meclis iç tüzüğünün değiştirilmesi ile muhalefetin hareket imkânı elinden alındı. Muhalefet durumu “hâkimiyet hükümetin olacaktır” şeklinde değerlendirdi.