• Sonuç bulunamadı

TARIMSAL DESTEKLEMEDE DOĞRUDAN GELİR DESTEĞİ VE KADASTRODAN BEKLENTİLER

1Dr. Orhan ERCAN, 2Nihat ŞAHİN

1TKGM Şb. Müd., 2TKGM Gen. Müd. Yrd.

Sayın Başkan, sayın meslektaşlarım; “Tarımsal Desteklemede Kadastrodan Beklentiler”

konulu bildiriyi, Tapu Kadastro Genel Müdür Yardımcımız Sayın Nihat Şahin’le beraber hazırladık ve bunu ben sunuyorum.

Sayı Ali Erdi’nin bu kadar canlı sunuşundan sonra sunum yapmak, insana biraz zor geliyor; ama biz de buna birtakım şeyler ekleyeceğiz.

“Tarımsal destekleme” derken, şu sıralar kapısında olduğumuz Avrupa Birliği ve çok sıkı çalışma ortamı bulduğumuz Dünya Bankasının getirmiş olduğu ortak konu, ortak tarım politikası, Avrupa Birliği mevzuatının ortak tarım politikası yönüyle birazcık tanıtılması, entegre yönetim ve kontrol sistemleriyle tarım parseli tanımlama sistemi tanımı, Avrupa Birliğinde yapılan çalışmalar ve sonuç olarak da bizler ne yapıyoruz, ne düşünüyoruz;

temel bakış açılarımız neler. Önce kısaca ortak tarım politikasını tanıtmaya çalışacağım.

Avrupa Birliğine aday bir ülkenin tam üye olabilmesi için, 29 başlık altında tasnif edilen AB müktesebatını üstlenmesi, her bir müktesebat başlığı altında müzakereleri sonuçlandırması gerekmektedir. Bu başlıklardan birisi de ortak tarım politikasıdır. 1 Ocak 1998’de yürürlüğe giren Roma Anlaşması, tarım ürünlerinin serbest dolaşımının ortak tarım politikası yoluyla gerçekleştirilmesini öngörmüştür. Uygulaması 1967’de başlayan ve birçok kez değişikliğe uğrayan ortak tarım politikasında, üye ülkelerin tarım piyasalarının düzenlenmesi, tarımın gelişmesi için izlenecek politikaları kapsar.

Bu politikalar, piyasalar ve fiyatlar, dış ticaret, yapı ve finansman politikaları gibi temel öğelerden oluşur.

Ortak tarım politikası, Avrupa Birliğinin ilk ortak politikasıdır. Avrupa Birliği ülkelerinin tarım politikalarını politik ve ekonomik anlamda bütünleştirir, tekleştirir; başka bir deyişle, üye ülkelerin tarım politikalarının ortak bir çerçevede yürütülmesini sağlar. Bu tür bir mekanizma olarak da düşünülebilir. Bu mekanizma, belirli ortak fiyatların korunmasına yönelik kurallar çerçevesinde işler.

Roma Anlaşmasının 39., Amsterdam Anlaşmasının ise 33. Maddesine göre, ortak tarım politikasının 5 tane amacı bulunmaktadır. Bunlar;

- Avrupa’da besin güvenliğinin sağlanması; başka bir deyişle, düzenli bir ürün arzının garanti altına alınması

- Tarımsal verimlilik düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal pazarlarda istikrar sağlanması - Tarımsal nüfusun yaşam düzeyinin gelirlerinin arttırılması yoluyla yükseltilmesi - Tarımda çalışanlara adil bir yaşam standardının garanti edilmesi

- Tüketicilere uygun fiyattan tarımsal ürün sağlanması

Avrupa tarım politikası 2003 yılında değişiyor, 2003 yılında birtakım reformlar geliyor.

Ortak tarım politikasının 2003 yılı reformlarında müktesebat yönüyle bizi ilgilendirecek konu, Haziran 2003 tarihinde, 1782/2003 tarihli Konsey yönetmeliyle kabul edilen reformlar 4 ana başlık altında toplanmaktadır. Bunlar, AB çiftçileri için, üretimden bağımsız tek ödeme sisteminin uygulanmaya başlanması; tek ödeme sisteminin, çevre, gıda güvenliği, hayvan ve bitki sağlığıyla hayvan refahı standartlarının yanı sıra, bütün çiftlik arazilerinin iyi durumda muhafaza edilmesi koşuluna bağlanması; güçlendirilmiş bir kırsal kalkınma politikası oluşturulması ve bu yeni politikayı finanse etmek için, doğrudan ödemelerde indirim yapılması; 2013 yılına kadar AB’ye üye 25 ülke için belirlenen tarım bütçesinin aşılmamasını sağlamak için, mali bir disiplin mekanizmasının kurulmasıdır.

AB’nin konuyla ilgili 4 tane mevzuatı bulunmakta; ana mevzuat, doğrudan destek planlarına ilişkin ortak kuralları içeren Konsey tüzüğü. Bu mevzuatı detaylandıran 3 tane de Komisyon tüzüğü bulunmaktadır. Bunlar, 796-2004 sayılı Çapraz Uyum, Modülasyon ve IACS’ın Uygulanmasına İlişkin Komisyon Yönetmeliği, 795-2004 sayılı Tek Ödeme Planının Uygulanması Komisyon Yönetmeliği ve 2237/2003 sayılı 1782/2000 sayılı Konsey Yönetmeliğinin 4. Başlığında Temin Edilen Bazı Destek Planlarının Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliktir.

1782/2003 sayılı Konsey Tüzüğü, 5 başlık, 23 bölüm ve 11 ekten oluşmaktadır. Bunun kapsamı, ortak tarım politikası çerçevesinde yapılan doğrudan ödemelerle ilgili ortak kuralları, çiftçiler için gelir desteği, diğer destek planlarını kapsamaktadır. Bunların başlıkları da, kapsam ve tanımlar, genel hükümler, tek ödeme planı, diğer yardım planları ve geçiş kurallarıyla nihai kuralları kapsamaktadır.

Genel hükümler, çapraz uyum, modülasyon ve mali disiplin, çiftlik tasfiye sistemi, entegre yönetim ve kontrol sistemi, diğer genel hükümler. Tek ödeme planında da yine bu başlıkları görüyoruz.

Diğer yardım planları da, bizim kendi sektörel alanımızın çok dışında, proteinli ürün primi, özel ürün ödemesi ve benzeri gibi.

Harita, tapu kadastro sektörü olarak, konuya şimdi biraz yanaştık. Burada, entegre idare ve kontrol sistemi, “IACS” denilen bir sistemden bahsedeceğiz. IACS, bunun İngilizce baş harflerinin kısaltılması olarak veriliyor. Bu entegre sistem, IACS iki şeyden oluşuyor;

entegre sistem, hayvan tanımlaması ve tescil sistemi. Entegre sistemi nedir; bilgisayarlı bir veri tabanı, tarım parselleri için tanımlama sistemi -buna da LPIS diyorlar- ödeme yetkilisinin tanımlaması ve tescili için bir sistem, yardım müracaatlarını alan bir sistem, entegre kontrol sistemi, yardım başvurusu yapan çiftçilerin kaydedildiği bir sistem olarak sıralanmaktadır.

IACS’ın bir alt başlığı, tarım parselleri tanımlama sistemi; yani LPIS, üye ülkelerin tarım parselleri, çiftçi blokları, fiziki bloklar, kadastral parseller veya bunların kombinasyonundan kendi şartlarına uygun olanı seçeceğini belirtmektedir.

IACS kapsamında birtakım kontroller yapılıyor. Mevzuat, “Beyanların veri tabanındaki bilgilerle karşılaştırılması, idari kontroller, nokta bazında kontroller, uydu görüntüleri, hava fotoğrafları veya diğer kartografik verilerden yararlanarak, referans parselleri üzerinde rasgele seçilen beyanların doğruluğu kontrol edilecektir” diyor.

Bu mevzuattan sonra konuya biraz teknik olarak girelim. Ortak tarım politikasının tarihsel sürecine bakalım. Burada konular ve arayışlar ne? Başladığı ilk yıllarda konu, üretim tabanlı desteklemeler, ithalat-ihracat, sabit fiyat ve stoklarla ilgiliydi; yani burada temel konu, ürünler, kazanç ve stok bilgilerinden oluşmaktaydı. 92’den sonra çeşitli kotalar gündeme geldi, çiftçilere alan bazlı doğrudan ödemeler başlatıldı.

Burada temel yapı, bu maviyle gösterdiğimiz parsel, bu parselin alanı ve bu parselin uygunluğu kriter olarak alındı. 2000’lerde de yavaş yavaş kırsal kalkınmaya doğru yönelindi; yani kırsaldaki diğer varlıklar, bunların sınırları ve benzeri üzerinde çalışıldı.

2003’le beraber, çiftlik düzeyi, beyanların çapraz kontrolü ve giderek çevreye doğru bir yönelme başladı. Bunların ortak tabanı da coğrafi bilgiler. Coğrafi bilgiler de 1992 yılından beri ortak tarım politikasının anahtar elemanı olmuştur.

Bütünleşik yönetim ve kontrol sistemi:

Buradaki konu, ekilebilir arazi, otlaklar, zeytin ağaçları, fındık ağaçları ve benzerlerini ele alıyor. Burada tek ödeme sistemi söz konusu. “Çifte destek” dediğim de, son günlerde, tek ödemenin yanında organik tarıma da bir desteğin verilmesi gündemde. O nedenle buna “çifte destek” diyorum.

25 ülke bazında bu IACS’ı değerlendirdiğimizde, IACS’a 5 milyon çiftçi dahil olmuştur.

IACS çerçevesinde yapılan yardımlar yılda 35 milyar Euro’dur ve bütün Avrupa çapında 80 milyon parsel IACS’a bildirilmiştir. IACS çerçevesinde, her yıl 300 bin çiftlik kontrol edilmiş, 4 milyon da parsel kontrol edilmiştir.

1782/03 2003 sayılı Konsey Tüzüğünde, çok sayıda veri tabanı ve fonksiyonlarıyla ilgili bilgi ve iletişim teknolojilerinin altyapısını görmekteyiz. Bu kapsamda IACS’ın temel verileri şöyle:

- Çiftçi kaydı

- Tarım parseli tanımlama sistemi

- Veri tabanları ve hayvan tanımlama sistemi

IACS’ın ana fonksiyonları nedir? Çiftçi beyanları, beyanların idari ve çapraz kontrolleri, beyanların arazide kontrolü, çapraz uyum kontrolleri ve ödemeler, IACS’ın temel konularıdır.

Arazi parsel tanımlama sistemi veya diğer bir söyleşiyle tarım parseli tanımlama sistemi LPIS’e baktığımızda, amacı, IACS altındaki her bir tarımsal parselin tanımlanması.

Kazanım ne; referans parsellerini elde edeceğiz. Bu referans parsellerine baktığımızda, bunlarda tek anlamlı bir tanımlama olacaktır; coğrafi konumu belli olacaktır -boyutu, sınırları, alanı vesairesi- ve ödemeye ilişkin, uygunluğa ilişkin diğer bilgiler de bunun

içinde yar alacaktır. IACS ve coğrafi bilgi sistemi işlemlerinde LPIS uygulamaları mutlaka bilgi ve iletişim teknolojileri tabanında kullanılacaktır.

Görüntümüze baktığımızda, bir orto görüntü var. Bir sonrakine geldiğimizde, bilgisayar ortamında bir görüntünün çakıştırılmasını görüyorsunuz.

LPIS’teki parseller, yani tarım parseli tanımlama sistemindeki referans parselleri, IACS kapsamında tarımsal parseller sözel veri tabanı içinde net bir şekilde tanımlanırlar, grafik veriler ise sözel verilerle ilişkilendirilir. Her parseli veya parsel grubunu tanımlamak için farklı sistemler kullanılır. Var olan parsellere dayalı sistemler kadastral verilere dayalı sistemlerdir. Sonradan tanımlanmış parsellere dayalı sistemler, yani çiftçi bloklarına dayalı sistemler ve fiziksel bloklara dayalı sistemler de referans parseli olarak değerlendirilmektedir.

Burada bir referans parsel ile beyan edilen parsel arasındaki fark görülüyor. Bu, tarım parseli tanımlama sisteminde, IACS’ın içerisinde tanımlanan bu parsel, bizim kadastro yönünden baktığımızda, yıllardır sabit bir parsel. Uygun kullanımı resmi olarak kayıtlı, yani tapuda kayıtlı, parsel numarası var. Tek tanımlı, tek anlamlı bir parsel ve parsel noktası olduğu için, bunu ikinci kişi bildiremez ve ikinci ödeme olamaz. Alan, resmi olarak bilinmektedir; çünkü tapu kütüğünde kayıtlıdır. Koordinatları vardır; araziyi konumlandırır. Sınırları coğrafi bilgi sistemine girilmiş olmalıdır.

Beyan edilen parsele baktığımızda, bu gördüğünüz bir fiziksel yeryüzü. Bu, yardım beyanındaki konumunu gösteriyor. Bu parselin konumu kesin olmayabilir, çünkü burada beyan esas. Çiftçinin beyan ettiği alan 1.02 hektar olarak gözüküyor. Bu, ödeme hesaplamasına esas bir parseldir. Uygulamada, ödemeye esas olan konu alandır. Bunların ikisinin arasında birtakım farklar görülmesi son derece doğaldır.

Kadastro parsellerine dayalı sistemlerde, tarım parselleri arasında uyumlu bir ilişki bulunmamaktadır. Çiftçi blokları, aynı çiftçi tarafından ekilen komşu parsellerin tek bir numarayla gruplandırılmasından oluşur. Çiftçi, her tarımsal parselin sınırını harita üzerinde göstermek durumundadır. Bu haritalar büyük ölçekli haritalar veya orto görüntülerdir. Fiziksel bloklar ise, bir ya da birkaç çiftçinin ektiği, devamlı sınırlarla gösterilen komşu tarımsal parsellerin tek numarayla gösterilmesidir. Tarımsal parsel yönetimine kadastro yoluyla baktığımızda, önümüzde bir kadastro paftası var; burada bir görüntü, hava fotoğrafı. Bunları üst üste çakıştırdık ve ortaya birtakım farklılıklar çıktı. Nedir bunlar? Küçük geometrik farklar görünüyor, altyapıda değişiklik var, yollar veya patikalar değişmiş durumda. Haritalanmamış, yani harita üretim esnasında değerlendirmeye alınmamış nitelikler, yeşille gösterilen kısımlar var ve arazi kullanımları güncellenmemiş. Bazen de neyle karşılaşıyoruz; tamamen veya yanlış çakışma da olmuş olabiliyor.

LPIS, IACS, her ne dersek diyelim, bu konunun temelinde bir parsel var, coğrafi bir varlık. Biz haritacıların da üzerinde en önemle durduğumuz şey, bunların bir tek anlamlı referans sisteminde tanımlanması.

Altta bir görüntü, üstte kadastro parseli var. Referans sistemleri yanlış olmasından dolayı, alttakiyle üstteki birbirine hiç oturmuyor. Halbuki, referans sistemi doğru olsaydı, bu şekilde bir yapı çıkacaktı karşımıza.

Bu tarım parseli tanımlama sistemine teknik boyutuyla baktığımızda, coğrafi veri olarak, 1/1000 ölçekten beklenen duyarlılıktan daha iyi bir duyarlılık bekleniyor burada; yani karesel ortalama hatası 2.5 metreden küçük olacak ve mutlaka bu veriler ulusal jeodezik ağ üzerinde olacaktır. Parsel alan ölçmeleri ise, hektarda 2 decimal olarak ifade edilmektedir, doğruluk 1.5 metreden küçüktür, ± yüzde 5 güven aralığı içindedir.

Orto görüntü kullanımı LPIS ve IACS’ta bir zorunluluk değildir; ancak, büyük oranda tavsiye edilmektedir. Minimum özellikler ise, 1 metre bir resim elemanı boyutu olacaktır ve siyah-beyaz olabilir. Bunun için, sayısal arazi modeli de mevcut olmalıdır. Niçin; orto görüntüler için.

Diğer ihtiyaçlara baktığımızda, ağaçların tanımlanması ve sayılması, ağaçlıklı sınırların ölçülmesi, tarımsal uygun alanlar; eğim, erozyon ve benzeri alanların da ölçülmesi bu kapsamda değerlendirilmektedir.

LPIS tarım parsel tanımlama sistemi düzenli olarak güncellenmelidir. Amaç, bilfiil arazideki gerçek durumun yansıtılmasıdır. Hataların azaltılması ve insan kaynaklı hatalarında giderilmesi esastır. Buna ilişkin, parsel bazında, çiftçi bazında yıllık güncellemeler yapılmaktadır. Bu çerçevede, arazinin yeniden yapılandırılması, altyapılar ve benzeri gibi konular için 5 yılda bir alınacak görüntüyle periyodik birleştirmeler ve güncelleştirmeler de sağlanmalıdır.

Bu entegre yönetim ve kontrol sisteminde, coğrafi bilgi sistemlerine doğru bir yöneliş olduğunu söylemiştik. Bu da 1593/2000 sayılı Konsey Tüzüğünde yer alıyor. “1 Ocak 2005 tarihi itibarıyla sayısal, grafik tarım parseli tanımlama uygulamasını zorunlu hale getirmiştir” diyor. Yani artık veriler sayısal olacaktır, onların bilgi ve iletişim araçlarıyla etkin kullanımı sağlanacaktır; yani sayısal olacak, coğrafi bilgi sistemine atılacak, bunlarla yönlendirilecektir. Yani bu konu artık kağıt haritaları modernizasyonu anlamında değil, doğru bir coğrafi bilgi sisteminin oluşturulması anlamındadır.

Tarım parseli tanımlama sistemi ve bütünleşik yönetim ve kontrol sistemi Avrupa Birliği müktesebatının bir parçasıdır ve üyelik öncesi tamamlanmak durumundadır. Avrupalılar,

“Uygulamada, orto görüntü, bu sistemin üretim güncelleme işlemleri harita özel sektörüne verilerek yaptırılmalıdır. Coğrafi bilgi sistemleri IACS’ın vazgeçilmez bir parçasıdır. CBS, ödeme yapan kurum tarafından yönetilmeli. Çiftçiler, yerel ofisler, kontrol elemanları tarafından da bu verilere erişilebilmelidir” diyor.

Bu kapsamda kadastro verilerine baktığımızda, kadastro sistemleri, çiftçilerin alışık olduğu ve aynı zamanda ellerinde mevcut olan ve hassas verilerdir. Tek bir referans numarasıyla, referans parsellerini sağlarlar, resmi bir arazi kullanım şekli ve hazır bir toplam alan gösterirler. Bu bilgiler idari çapraz kontrollere olanak sağlarlar ve malik bilgisiyle birlikte, çapraz kontrollere izin verirler. Bazı üye ülkeler IACS’ın uygulama

aşamasında sistemleri ve verileri bu amaçla kullanmaktadırlar. Kadastral parseller, IACS’ın düzenlemelerinde istenen tarımsal parsellere doğrudan karşılık gelmeyebilir. Bu çerçevede, kadastro parsel bilgilerine tarımsal bilgiler de eklenmelidir.

Avrupa Birliğine üye ülkelerde IACS, CIS uygulamalarından sorumludur. Bu 25 üye ve kuyrukta bekleyen 4 aday ülke bunları yapacaktır. Bu görüntü Avrupa Birliğinden alınmış, bizim ülkemiz de buraya yerleştirilmiş.

Arazi bilgi sistemi, entegre tarım bilgi sistemini Avrupa Birliği bazında özetlersek, bunlar altlık olarak büyük ölçekli haritaları kullanıyorlar; mesela İngiltere. Kadastro ve orto fotoyu da, İtalya, Polonya, Slovanya, Güney Kıbrıs, kısmi olarak Danimarka kullanıyor.

Orto foto üzerinden kendi sistemlerini oturtanlar da var, yani kendine göre sistemi değiştirenler. Tarım parseli ve orto fotoyu, Belçika, kısmen Danimarka kullanabiliyor.

Çiftçi blokları ve orto fotoyu, Fransa, Danimarka, Çekoslovakya, Slovakya kullanıyor.

Yani bunlar ülkeden ülkeye değişiyor.

Avrupa Birliğinin bakışı açısından sonuç ve değerlendirme:

Birçok Avrupa Birliği ülkesi mevcut coğrafi verileri ve haritaları kullanımda sorunlarla karşılaşıyorlar; yani bu sorunları yaşayan sadece Türkiye değil. Farklı ölçekler, teknik özellikler, grafik veriler Avrupa Birliğinin bütün ülkelerinde mevcut. Geometrik kalite veya güncel olmama bütün sektörün sorunu. FIG Başkanının bir sözü var; onu da söylemeden geçeceğim. “Biz, sektör olarak, veri zengini, bilgi fakiriyiz” diyo. Türkiye’ye özgü değil, global anlamında söylüyorum bunu. Her türlü bilgi veri var, ama bunu henüz bilgiye dönüştürememişiz.

Bu, tarım parseli tanımlama sisteminde orto fotolarla çakıştırıldı. Artık Pandora’nın kutusu açıldı, yeni ufuklar gözüküyor. IACS yönetimleri için özel bir tarım parseli tanımlama sistemi oluşturulmalı. Sayısal kadastro, bu tür yönetim sistemlerinin olmazsa olmaz en önemli verisidir. Eğer mevcut değilse, bu yapılar için yeni metodolojiler de önerilebilir.

Yeni tarım parseli tanımlama sistemi anlayışında, tarımsal yönetim amaçlarına yönelmiş bir çeşit kadastrodur; yani bizim LPIS dediğimiz, aslına bir çeşit kadastrodur. Bizim gibi ülkelerde hukuksal, geçerli bir kadastro varsa, LPIS’in zaten altyapısı var demektir.

Modern çok amaçlı kadastroyla LPIS arasında bindirmelerin olduğu apaçık görülmektedir.

Bunu altını çizerek söylüyorum, çünkü bu bir sektörel sorun değil ve diğer sektörlerin konuya yanaşması da farklı. O yüzden, kendi görüşlerimizi altını çizerek söylüyorum.

Aynı iş için iki kez masraf yapılmaması ve ulusal kaynakların boş yere harcanmaması için, her iki sistem; yani mevcut kadastro sistemi ve LPIS arasında bir koordinasyon yolu bulunması son derece önemlidir. LPIS çalışması yapan ve kadastroları olan aday ülkeler LPIS gereksinimlerini de karşılayacak çok amaçlı kadastro yaklaşım şansına da sahipler.

Bu çerçevede baktığımda, biraz evvel yansıda gösterdiğimiz olmazsa olmaz ulusal jeodezik ağ, Tapu Kadastro’nun girişimleri ve Harita Genel Komutanlığı ortaklığıyla Türkiye’de bir TUTKA oluşturuldu ve jeodezik altyapı böylece çözüldü. Fakat jeodezideki devrim niteliğindeki gelişmeler statik GPS ağlarının yerine real time kinematik GPS

ağlarını getirdiğinden, 18 Nisan 2006 tarihinde imzalanan Sürekli Gözlem Yapan Sabit GPS İstasyonları Projesine başlandı. Bu sistemlerle, önümüzdeki sene bugünler herkes 1 dakikalık oturumlarla, ± 5 santimetre duyarlılığında veriler toplayacaklar diye düşünüyoruz. Proje başladı.

Yine bu çerçevede, Avrupa Birliği ve bu sefer Dünya Bankasının da konuya aynı şekilde yaklaşmasından dolayı, önce Dünya Bankası Türkiye’yi kredilendirdi, “Size bir tarım reformu uygulama projesi yapıyoruz” dedi. Bunu kim teklif etti; Türk Hükümeti teklif etti, Dünya Bankası onayladı. “Kadastronun en az yapıldığı 20 ilde tesis kadastrosunun yapılması, tapu ve kadastro bilgilerinin bilgisayar ortamına aktarılması ve Tarım ve Köy İşleri Bakanlığına verilmesidir” dediler ve bu projeye başladık. Bu projenin adı ARIP. Bu projenin de 2006 yılı itibarıyla kaynağı 103 milyon dolara çıkarılmıştır.

ARIP projesi kapsamında, kadastronun en az yapıldığı yerler. Eğer kadastro yoksa, LPIS uygulaması yapılacak. Bu sefer, mükerrer harcama, ulusal kaynakların boşa harcanması, kamu kaynaklarının ve kamu önceliklerinin geriye itilmesi çerçevesinde, bu öncelikli 20 ilde kadastro yapım çalışmalarına başlandı. Kurumumuz da bu çerçevede kadastro yapımına başladı.

2005 ve 2006 yılları toplamı olarak, yaklaşık 2 500 birimin sayısal kadastro yapım faaliyetleri Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce ihale edilmiştir. Bu projenin sonucunda, yaklaşık 2.5 milyon adet yeni parsel üretilmesi hedeflenmektedir. Sadece Dünya Bankası kaynakları değil; aynı bölgede, döner sermaye kaynaklarımızla da devam ediyoruz. 2 yıl içerisinde üreteceğimiz parsel sayısı yaklaşık 4 milyon olacaktır. Sabahki konuşmacı İsviçre’yi anlattı. Toplam 4 milyon parseli vardı. Biz, 4 milyon parseli bu 2 yıl içerisinde üretmiş olacağız.

Kadastro çalışmalarında teknik nivelman ve GPS nivelman tekniğiyle de Türkiye jeoidi 2003’ün sıklaştırması da yapılmaktadır. Bu, bizim projelerimiz kapsamında. Bu veriler daha sonra Tarım ve Köy İşleri Bakanlığının ortorektifikasyon işlerine de altlık teşkil edecektir.

Bununla beraber, madem altlık orto fotoydu, bunu da Bakanlık denemesi amacıyla, onlara pilot bir çalışma da yaptık. Kendi amaçlarımız, kadastroya hazırlık amacıyla, yaklaşık 17 bin 500 kilometrekare alanda sayısal vektör fotogrametrik harita üretiminin yanında, renkli orto foto üretimi de 5 parça olarak ihale edilmiştir ve bu yıl içerisinde sonuçlanması beklenmektedir. Bu da ARIP’e, yani tarıma yönelik bir çalışmaydı. Bildiğiniz gibi, tapu kadastro bilgi sistemi çalışmaları var; temel felsefesi bu yansıda görülüyor. Fiziksel yeryüzü, fiziksel yeryüzüne ilişkin sözel ve grafik bilgiler ve bunların bir veri tabanı yönetim sistemi içerisinde ilişkilendirilmesi. Baktığımızda da, bu tapu kadastro bilgi sistemi altlık olarak bütün bilgi sistemlerinin temel altlığını oluşturacak. “Ne, nerede?”

sorularının cevabı, tapu kadastro bilgi sistemi ve MERNİS uyum içerisinde çalışıyor.

Bunların altında ulusal jeodezik ağ var. Diğer bilgi sistemlerinde tarım da bunların

Bunların altında ulusal jeodezik ağ var. Diğer bilgi sistemlerinde tarım da bunların