• Sonuç bulunamadı

AFET KADASTROSU VE AFET BİLGİ SİSTEMİNİN KADASTRODAN BEKLENTİLERİ

Dr. Murat NURLU

Afet İşleri Genel Müdürlüğü

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Öncelikle, şahsım ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü adına, Kadastro Kongrenizi kutlar, başarılarınızın devamını dilerim.

Bugün, belki biraz farklı bir konuda sunum yapacağım. Ancak, doğal afetlerle ilgili yapılan çalışmalarda çok disiplinli mesleklerin bir araya gelmesi gerektiği inancıyla, bu bilgilerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Öncelikle sizlere afet kadastrosu hakkında bilgi vermek istiyorum.

7269 sayılı Kanun 18. Maddesine göre, meydana gelen bir afet neticesinde, kadastrosu olmayan yerler için, Afet İşleri Genel Müdürlüğünün talebi ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün talimatı üzerine kadastro çalışmalarına başlanır. 3402 sayılı Kanunda öngörülen ilanlar yapılmaz. Kadastro çalışması, sadece Afet İşleri Genel Müdürlüğünün gösterdiği yerle sınırlandırılır. Kadastro komisyonu kurulmadığında, itirazlar komisyona intikal ettirilmez. Kadastro müdürünün onayına müteakip kesinleşir. Afet, çok hızlı gelişen bir olay olduğu için, bu işlemin de hızlı yapılması gerekiyor.

Bir örnek vermek istiyorum. Bakanlığımız tarafından, 2004 yılında 21 bin 593 dönüm afet kadastrosu yapılmıştır.

Görmüş olduğunuz kötü görüntüler, ülkemizde yaşanan doğal afetler sonucu çekilmiştir.

Birinci sunumda, Sayın Daniel bir harita gösterdi. Planlama yapılmış, mikro-zonlama haritaları yapılmış, kurallar konulmuş, yasak bölgeler ilan edilmiş vesaire. Ancak, ülkemizde özellikle siyasi rant olayından dolayı, bu planlar, Bakanlık tarafından yapılan planlar, kurallar, kanunlar hiçe sayılıyor. Ortadaki fotoğrafta gördüğünüz gibi, dere yataklarında yerleşmeler yapılıyor, sağlıksız konutlar yapılıyor. Ülke olarak, bunu bir türlü aşamıyoruz.

Bir örnek olması açısından, bölgesel planlamada kadastro verileri ve diğer verileri kullanarak, bir bölgesel planlama örneğinden bahsetmek istiyorum.

Ekibimiz, şu anda Karabük İli’ni de çalışmış, bitirmiş. Önümüzdeki sene Bartın İli’yle ilgili çalışmalar bitiyor. Ondan sonra da Zonguldak İli’yle ilgili çalışmalar bitmiş olacak.

81 ilde bunu bir şekliyle çözmemiz gerekiyor artık.

Bu çalışmayı neden başlattık? Bakanlığımızın Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamede var, 7269 sayılı Afetler Kanununda var, İmar Kanununda var;

afete maruz bölge, yerleşme alanlarındaki afet risklerinin belirlenmesi ve bütünleşik afet tehlike haritalarının yapılması görevlerinden dolayı böyle bir pilot çalışmayı başlattık.

Çalışmanın ana amaçları arasında, Türkiye’nin genel afet durumunu ortaya koymak;

Kastamonu bölgesinde -Kastamonu bölgesini seçtik- meydana gelen, Afet İşleri Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğu deprem, heyelan, kaya düşmesi, çığ konularını araştırarak, afet tehlike haritalarını ortaya koymak; illerimizde düzenlenecek olan il acil yardım planlarına temel olacak verileri ortaya koymak ve güncellemek gibi konular var. Coğrafi bilgi sistemi ve uzaktan algılama gibi ileri teknoloji ürünlerinin bu tür çalışmalarda kullanılabilirliğini ispatlamak için bu çalışmayı başlattık.

Demin de bahsettiğim gibi, çalışmanın kapsamı, deprem, heyelan, çığ, kaya düşmesi ve afet yönetimi konularında olmuştur. İleriki bölümlerde anlatılacağı gibi, tehlike haritaları bir altlık bilgi olarak hazırlanmış. Bu, özellikle çevre düzeni planlarında kullanılan haritalardır, bu yapmış olduğumuz çalışmalar detay haritalar olarak kullanılmaz. Çünkü bunu il geneli itibarıyla yapıyoruz. Parsel bazındaki çalışmalar için daha detaylı çalışmalar yapmak gerekiyor.

Tahmin edebileceğiniz gibi, büro ve arazide kullanılan yöntemler, coğrafi bilgi sistemi ve uzaktan algılama teknikleri kullanılarak yapılmıştır.

İş akış şemasına bakacak olursak, belediyeden imar planı ve kadastroyla ilgili bilgileri, MTA Genel Müdürlüğünden jeoloji haritası, Orman Genel Müdürlüğünden hava fotoğrafları, Kastamonu Valiliğinden ilgili veriler, Harita Genel Komutanlığından yine hava fotoğrafı ve topografik haritalar, ilgili kuruluşlarımızın üretmiş olduğu veriler kullanılmıştır. Bu verilerden, coğrafi bilgi sistemiyle veri düzenlemesi ve analizleri yapılmış, her afet tehlikesi için bir tehlike haritası üretilmiş, sonra bunlar bir araya getirilerek, risk analizi ve planlama sürecine katkı sağlayacak haritalar üretilmiştir.

Kastamonu’yla ilgili çok kısa bir bilgi vermek istiyorum. Kastamonu, yüzölçümü itibarıyla Kıbrıs’tan büyük bir ilimiz, yaklaşık olarak İsviçre’yle eşdeğer gibi. 72 tane köyü var; köy sayısı itibarıyla Türkiye’nin yaklaşık yüzde 3’ü. Devlet yolu olarak 731, il yolu olarak 665 kilometrelik bir yola sahip büyük bir alan.

Burada, kullandığımız çeşitli verileri görüyorsunuz; uydu görüntüleri, jeolojiyle ilgili bilgiler.

Öncelikle deprem konusunu ele aldık. Sağ taraftaki slaytta da göreceğiniz gibi, Kastamonu, 1, 2, 3 ve 4. derece deprem kuşaklarını kapsayan bir alanda bulunuyor. Biz, Kastamonu İli’nin güney tarafından geçen Kuzey Anadolu fay zonunda olabilecek 7.5 büyüklüğünde bir deprem senaryosu oluşturduk.

Bu, o bölgeye ait olan, şimdiye kadar hasar yaratan depremler.

Kuzey Anadolu fayı bu. Güney tarafta, Tosya’nın hemen kuzeyinden geçen o alan. Onun üzerinde olacak bir depremde hangi ivmeler gözlenebilir?

Bu da şiddet haritamız. Yine 7.5 büyüklüğünde olacak bir depremin Kastamonu kent merkezinde şiddeti yaklaşık 7 olacak; ama Tosya’nın hemen kuzeyine, kırmızıyla gözlenen yerde 10 şiddetinde bir deprem bekliyoruz.

Tabii bu, bölgesel bazda bir planlamaya yönelik olduğu için, biraz da kent bazına inelim dedik. Kentin, belediyeden bulduğumuz imar planları, kadastro bilgileri, önemli yapılar, bunlar sayısal ortamda, bizim zorlamamızla oluşturuldu. Oluşturulan bu verilerden, daha detay çalışmalarla, jeofizik araştırmalarla biraz daha detaya indik. Yapılan detay çalışmalar sonucunda, Kastamonu kent merkezi için ölü sayısının yaklaşık 82, yaralı sayısının da 206 olacağını ve diğer verileri de elde etmiş bulunmaktayız.

Kastamonu, sadece deprem konusunda değil, heyelan konusunda da oldukça problemli bir ilimiz. Afet İşleri Genel Müdürlüğünün şu ana kadar Kastamonu’yla ilgili yapmış olduğu nakiller harita üzerine aktarıldı. Coğrafi bilgi sistemi ve diğer teknikler kullanılarak yapılan çalışmalarda, Kastamonu İli’ne ait potansiyel heyelan haritaları üretildi. Aynı şekilde, kaya düşmesinden etkilenen alanlar harita üzerine aktarıldı.

Yine kent merkezi için, potansiyel kaya düşmesine duyarlı bölgeler buralar.

Kastamonu’ya gitmiş olanınız varsa, Kastamonu Kalesi’nin hemen altındaki alanlar, Bakanlığımız tarafından zamanında nakline karar verilen konutlar. Ancak, 2003 yılında bu çalışmayı orada yaptık. Hâlâ yaşayan insanlar var, hâlâ aynı mantık devam ediyor.

Bunlar CIS’le ilgili çalışmalar.

Kastamonu il geneli itibarıyla çığla ilgili çalışma yaptık. Burada çığ olaylarından etkilenebilecek alanlar belirlendi.

Bu haritaların yanı sıra, idari bilgiler de lazım. Valilikten, belediyeden veya Türkiye İstatistik Kurumundan elde edilen bilgiler mekânsal veri tabanı olarak hazırlandı.

Kadastro açısından, biraz ileride anlatacağım konu önemli olabilir. Belediyenin elinde sadece mahalle bazında bina sayıları var; bunun daha ötesine gidemiyorsunuz.

Yine proje sahasındaki önemli barajlar harita üzerine aktarıldı. Yine bizim afet senaryolarında kullandığımız liman ve balıkçı barınakları Kastamonu İli için harita üzerine aktarıldı.

Sonuç olarak, bölgesel planlamaya, çevre düzeni planlarına altlık teşkil edecek bütünleşik afet tehlike haritası elde edildi. Kaya düşmesi gözlenen alanlar, çığ tehlikesinde olan alanlar, heyelan zonları bu haritanın üzerine aktarıldı. Buradan geçen Kuzey Anadolu fay zonunda depremin oluşturacağı şiddet dağılımları, hepsi bir bütün halinde tek bir haritaya aktarılmış vaziyette. Tabii bu ürünler Kastamonu İli’nde yapılan sunumlarla idari mekanizmaya aktarıldı, uygulayıcılara aktarıldı. Aynı zamanda, Genel Müdürlüğümüzün web sayfasında da bu çalışma rapor olarak bulunmaktadır. Yine burada, Kastamonu İli’yle ilgili olarak, interaktif olarak, harita tabanlı sorgulamalar yapabilirsiniz. Aynı şekilde, mevcut rapor Internet ortamına aktarıldı.

Sonuç olarak, afet kadastrosu ivedi olarak yapılması gerektiğinden, Afet İşleri Genel Müdürlüğü ile Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ile Kadastro İl Müdürlüğü arasındaki koordinasyonun çok iyi olması gerekmektedir. Afet kadastrosu, süregelen işlere göre öne alınmalıdır. Büyük çaplı afetlerde, afetin meydana

geldiği il dışındaki kadastro müdürlüklerinden görevlendirmeler için bir mekanizma oluşturulmalıdır. Gerektiğinde ihaleyle özel sektöre yaptırılması işlemi hızlandırabilir.

Bütünleşik afet tehlike haritaları açısından yaklaşırsak olaya, tehlike hesaplamalarında kullanılacak olan kadastral bilgiler yeteri derecede güvenilir ve eksiksiz olmalıdır.

Bütünleşik afet tehlike haritaları için kullanılacak verilerde çok disiplinli araştırmalarla kadastro bilgileri beslenmeli, bu verilerin kullanımı için başka çalışmalara gerek duyulmamalı, kaynak ve zaman tasarrufu sağlanmalıdır.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

TARTIŞMA

OTURUM BAŞKANI- Biz de, “Afet Kadastrosu ve Afet Bilgi Sisteminin Kadastrodan Beklentileri” konulu bildirisi için, Sayın Murat Nurlu’ya teşekkür ederiz.

Şu ana kadar iki soru geldi. Başka sorular varsa, yazılı olarak alalım.

CEMİL CANDAŞ- Osman Selçuk arkadaşımız, “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, kadastro ve tapu müdürlüklerinde herhangi bir işlem yapılmayacağını bile bile hâlâ neden 1/25000 ölçekli haritalarla müracaat etmektedir? Neden bu konuyla ilgili bir protokol yapılmamaktadır?” diye sormuş.

Bir defa, bu “bile bile” sözcüğü üzerinde durmak istiyorum. Bile bile gönderilmemektedir.

Maalesef, kurumumuzda bu konu yeni ele alınmaya başlanmış. Çok da isabetli olduğunu düşündüğüm böyle bir bildirinin gündeme alınması sebebiyle, bildirimi bitiremediğim için teşekkür edememiştim. Kongre yürütücülerine teşekkür ederim.

Yine burada benim bir önerim vardı; izninizle, onu da okuyayım. Böylece, bildirimi de tamamlamış olurum.

“Yasanın bu bağlayıcı hükmü gereğince -5444 sayılı Yasayla değişen Tapu Kanunundan bahsediyoruz- sit alanlarına ilişkin sınırlandırma haritalarının 06.08.1973 tarihli Tescile Konu Harita ve Planlar Yönetmeliği ile Büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliğine göre hazırlanması gerekmektedir” diye bir önerim olmuştu.”

Yine aynı Yasada, “Bakanlık bünyesinde, ilgili idare temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından” diye bir komisyondan söz edilmektedir. Burada da Bayındırlık Bakanlığı yetkililerinden özel isteğimiz, Kültür ve Tabiat Varlıkları ya da Kültür ve Turizm Bakanlığından temsilci istenirken, mutlaka meslek belirtilerek istenmesinin çok yararlı olacağını düşünüyorum. Bu konu, gerçekten bizim Bakanlığımızda çok yeni.

Bu vesileyle ikinci soruyu da okuyayım. “Kültür ve Tabiat Varlıkları Korumu Kuruluna kadastro çalışmaları bildirildiği halde, bildirilmediği hakkında beyanda bulundunuz. Kadastro biriminde çalışmaya başlamadan evvel mutlaka Kurula yazılı olarak bildirilmektedir. Ancak, Kurul, kendi görevi olan sınırların belirlenmesiyle ilgili olarak, 1/25000’lik haritaların üzerini düz çizgiyle çizerek, zemini dikkate almadan harita göndermektedir ki, bu haritaların uygulanması mümkün değildir. Kurul, kadastro müdürlüğünce sayısal koordinat vermesi halinde sorunun çözümü mümkündür.”

Bu da zaten benim bildirimin kısa bir özeti oldu. Dileriz, böyle olacaktır.

Son bir bilgi vermek istiyorum. Türkiye’de, 22.05.2006 tarihi itibarıyla 6 bin 192 adet arkeolojik sit alanı, 947 adet doğal sit alanı, 194 adet kentsel sit alanı, 132 adet tarihi sit alanı, 383 adet karma sit, toplam 7 bin 850 adet sit alanı vardır. Bunlar Kültür Bakanlığının dünkü kayıtları, dün aldım Bakanlıktan. Rahatlıkla, “7 bin 850 adet sınırlandırma harita yapılması gerekir” diyebilirim.

Parsel ölçeğindeki tespiti yapılmış kültür ve tabiat varlıklarının sayısı 49 087 olarak görünüyor; ama bu rakam benim için çok ilginç. Ben, 1997 yılında Kültür Bakanlığına geçtiğim zaman da bu rakam 49 bindi. Bu rakamın güncel olmadığını söylemek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

Dr. MURAT NURLU- Sayın Betül Şengezer hanımefendi, “Afet İşleri Genel Müdürlüğünün elinde, geçmişe yönelik önemli bir bilgi deposu bulunmaktadır. Bunların coğrafi bilgi sistemi ortamına aktarılması konusunda çalışmalar var mıdır, düşünülmekte midir?” diye sormuş.

Haklısınız, Afet İşleri Genel Müdürlüğünün elinde, şu ana kadar olan afetlerle ilgili çok önemli bilgiler mevcut. Deprem konusunda, deprem.gov.tr. adresinden sürekli bu bilgiler aktarılmakta. Diğer bilgiler, heyelan olsun, kaya düşmesi olsun, Afet İşleri Genel Müdürlüğünün 2006 yılı programına alınmıştır. “Afet bilgi sistemi” adında bir projemiz var; bu proje bu sene gerçekleştirilecek. Hatta burada, afet bilgi sistemi içinde afet arşivi de söz konusu olacak. Sadece veri değil; eskiye dönük fotoğrafların, raporların toplanıp, sayısal ortamda sunulması söz konusu. 2006 yılında, afet bilgi sistemiyle bu çalışmalar başlamıştır.

Teşekkür ederim.

OTURUM BAŞKANI- Başka soru var mı?

Sorular gelmediğine göre, Fiziki ve Kentsel Planlama - Tapu Kadastro İlişkileri” başlıklı Dördüncü Oturumu kapatıyoruz.

Oturuma bildirileriyle katılan tüm bildiri sahiplerine teşekkür ederim. Cemil Candaş beyden özellikle özür dilerim. Sizlere de sabrınız için teşekkür ederim. İyi günler.

BEŞİNCİ OTURUM