• Sonuç bulunamadı

KORUMA AMAÇLI İMAR PLANLARINDA TAPU VE KADASTRODAN BEKLENTİLER

3. DEĞERLENDİRME

Önceki bölümde maddeler halinde ifade edilen sorunlar, bugüne kadar birçoğu koruma çalışmaları olan uygulama deneyimleri sırasında tespit edilmişlerdir. Kadastro verileri ile hâlihazır haritalar ve mevcut durum arasındaki çelişkilerden kaynaklanan bu sorunların

“mekânsal yapının analizinde”, “sosyoekonomik yapının analizinde” ve “planlama sonrası uygulama sürecinde” yaşanan aksaklıklarda önemli paya sahip olduğu görülmektedir.

Hâlihazır harita ve kadastro bilgileri çakışmaması gibi sorunlar plan çalışmaları sırasında çoğu zaman rastlanılan sorunlardır. Ancak, göreli karşılaştırmada, metropol bir kentin tarihi bir alanını kapsaması, alanın kent merkezi niteliğine bağlı arazi kullanım yapısı, küçük parsellerin yoğun biçimde yer alması ve kadastro paftalarının güncelliğini büyük ölçüde yitirmiş olması gibi nedenlerle en ciddi sorunlarla Kemeraltı Koruma Amaçlı İmar Planı çalışmaları sırasında karşılaşılmıştır. Bu durumun sonucu olarak plan notlarına

“planın uygulaması sürecinde karşılaşılan tartışmalı durumlarda, plan üzerinde işlenmiş

olan kadastro bilgileri değil, tapu kayıtlarında var olan bilgiler esas alınır” notu eklenmiştir.

Yine koruma planının nasıl uygulanacağını göstermek amacıyla hazırlanmış olan 1/500 ölçekli yerleşim planı, kadastro haritalarında karşılaşılan sorunlar nedeniyle “uygulama 1/1000 plan ile yapılır, 1/500 plan uygulamaya yol gösterici niteliktedir” ifadesi ile geri plana itilmiştir. Bu ifadeler plancının planlarını üzerine inşa ettiği verilere ilişkin sıkıntılı konumunu gösteren çarpıcı bir durum olarak yorumlanabilir.

3.1 Sorunların Çözümü İçin Atılabilecek Adımlar

Planlama sürecinde özellikle koruma amaçlı imar planlarının hazırlanması sürecinde yaşanan bu sorunların yukarıda maddeler halinde incelenmesinin nedeni her biri için ayrı ayrı çözüm önerileri geliştirilmesinin gerekli olduğu düşüncesi değildir. Amaçlanan, sistemdeki parçacı müdahalelerle bu sorunların tek tek çözülmesinin zorluğunu ortaya koymaktır. Örneğin kadastro haritaları ile ilgili ifade edilen sorunlar, ne yazık ki sadece kadastro haritalarının yenilenmesi ile çözümlenebilecek nitelikte sorunlar olarak görünmemektedir. Sistemin tüm bu sorunları ortadan kaldıracak şekilde yeniden yapılandırılması gereklidir.

Son yıllarda üretilen hâlihazır haritalarda çok yüksek bir detay kalitesi ve güvenilirlik düzeyine ulaşıldığı görülmektedir. Bunun büyük ölçüde arazide yapılan ölçümler sırasında kullanılan gelişmiş konumlandırma, tespit araçları ve bilgisayar destekli harita üretim tekniklerinden kaynaklandığı bilinmektedir. Ancak kadastro verilerinde hâlihazırda bu düzeyde bir gelişme izlenememektedir. Büyük ölçüde salt mekânsal unsurlardan oluşmayan, her bir çizginin çok hayati önem taşıdığı kadastro haritalarının sayısallaştırılması elbette hâlihazır haritalar gibi kolay olamayacaktır.

3.2 Kalıcı Bir Çözüm Üretebilmek için Yapılabilecekler

Tespit edilen tüm bu sorunların kalıcı olarak çözümlenebilmesi için, tapu kayıt sisteminin yenilenerek bilgisayar ortamına aktarılması ve kadastro haritalarının bu kayıtlarının bilgisayar tarafından ölçeklendirilerek basıldığı bir bilgi sisteminin kurulması gerekli görünmektedir. Daha detaylı olarak ifade etmek gerekirse, yaşanan sorunların çözülmesi için kadastro haritalarının çiziminde Bilgisayar Destekli Tasarım araçlarından faydalanmak yeterli olamayacaktır. BDT sistemlerinin yanı sıra, Coğrafi Bilgi Sistemlerinin de sürece dâhil edilmesi, “akıllı parsel” olarak ifade edilen, veritabanları ile ilişkilendirilebilir nitelikte vektör grafik haritaların üretilmesi gereklidir.

Her bir parselin tapu kayıtları detaylı vektör haritaları olarak oluşturulmalı; bu vektör grafiklerin saklandığı obje yönelimli veritabanları (object oriented database) ile bu parsellere ait yazılı verilerin olduğu veritabanları ile ilişkilendirilerek kullanılabileceği bir bilgi sistemi oluşturulması uygun olacaktır. Kadastro veritabanında sahiplik, el değiştirme, barındırdığı mimari öğeler, ya da doğal, kültürel, tarihi, arkeolojik unsurlar, yapı ve tescil durumu hakkında bilgilerin yer alması gerekmektedir. Aynı zamanda kadastro veri tabanındaki veriler diğer veri tabanları ile de ilişkilendirilerek kullanılabilir. Böyle bir bilgi sistemi oluşturulurken, bunun gelecekte planlama amacıyla oluşturulan kent

bilgi sistemleri ile koordine edilebilmesi için, planlara altlık olarak kullanılan paftaların gridlerinin ve koordinat sistemlerinin ülkemizde hâlihazır haritalar üretilirken kullanılan sistem ile uyumlu olmasına özen gösterilmesi gerekecektir. Yine kadastro sistemi için kurulan veritabanlarının, diğer kurumlarca oluşturulan bilgi sistemleri ile uyumlu olması (bir veri dönüştürme işlemine ihtiyaç duymadan) sağlanmalıdır. Oluşturulan kadastro veritabanı Başbakanlık Bilgi Toplumu Dairesi Başkanlığınca önerilen şekilde güvenli bir sanal özel ağlar (VPN-Virtuel Private Network) üzerinde şifreli olarak belediyelerin ve ilgili diğer resmi kurumların kullanımına da sunulabilir.

Bu şekilde kurulan bir sistemle, her ölçekte kadastro haritaları üretilirken doğrudan tapu kayıtlarında yer alan vektör grafikler kullanılacağı için, üretilen haritalar (insan hatası dışında) kusursuz olacaktır. Bu durum “plan öncesi mekânsal yapının analizi” sürecinde yaşanan sorunların büyük ölçüde çözümlenmesini sağlayacaktır. Yine bu sistem ile, grafik kayıtların yanı sıra parsel büyüklükleri, ortak mülkiyetler, sahiplilik durumu, tescil vb korunması gereken unsurların dağılımı gibi konularda, kolaylıkla analiz edilebilir ve mekânsal dağılımı haritalaştırılabilir bir veritabanı üretilmesi mümkün olacaktır.

3.3 Kısa Vadede Yapılabilecekler

Birkaç yıldır Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünce sürdürülen bir Tapu Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) projesinin büyük ölçüde bu amaçlarla oluşturulduğu bilinmektedir.

Ancak Türkiye gibi büyük bir ülkenin tamamında kadastro sisteminin yenilenmesi ve böyle bir sistemin kurulmasının kısa sürede başarılabilmesi güç görünmektedir. Hedeflenen sistem kuruluncaya kadar kısa vadede mevcut sistemdeki sorunların kısmen de olsa aşılabilmesi ve planlama sürecinin ihtiyaç duyduğu kadastro haritalarının üretilmesini sağlamak için öncelikle atılabilecek adımlar şu şekilde ifade edilebilir:

İlk aşamada, ulusal düzeyde var olan her bir parselin ve bu parsel üzerindeki her bir yapının tanımlanmasını sağlayacak bir parsel kimlik numarası üretilebilir. TC kimlik numarası ile her bir bireyin tanımlanması gibi TC parsel numarası olarak da ifade edilebilecek bu numaralama sistemi ile her bir parsele ilişkin olarak farklı kurumlarca tutulan farklı nitelikteki verilerin eşlenmesi mümkün olabilecektir. Bunun ulusal ölçekte yapılmadığı durumlarda her bir kurumun buna benzer bir sistemi kendi içinde kurmaya çalıştığı ancak üretilen bilginin sadece o kurum ile sınırlı kalmakta olduğu ya da üretilen verinin diğer kurumlarca kullanılabilmesi için gereksiz bir zaman ve emek kaybının yaşandığı görülmektedir.

İkinci aşamada “Bilgisayar Destekli Tasarım” araçları ile mevcut tapu kadastro kayıtları (TC parsel no olarak ifade edilen numaralandırma yapısına da uygun olarak) sayısallaştırılabilir. Bu sayısallaştırma sırasında (paylaşılabilir poligonların üretimine olanak veren) doğru çizim formatlarının kullanılması ve çizimleri hâlihazır haritalarda kullanılan pafta gridleri ve koordinat sistemine uyumlu hale getirilmesi ile uzun vadede yapılması gereken kapsamlı sistem revizyonunun da temelleri atılmış olacaktır. Bu ikinci etabın sonunda üretilen sayısal haritalar koruma planlarının hazırlanması sürecinde mekânsal yapının analizi sırasında karşılaşılan sorunların büyük ölçüde çözülmesi için

yeterli olacaktır. Özellikle tapu kayıtları için oluşturulan detaylı vektör grafik çizimlerinin 1/500 ölçekte kadastro haritaları haline dönüştürülmesi, planlama sürecindeki aksamaları ortadan kaldıracaktır.

Bu aşamadan sonra oluşturulan vektör grafik haritaların akıllı haritalara dönüştürülmesi ve kadastro bilgi sisteminin planlama sürecinde değerlendirilebilecek şekilde veri paylaşımını destekleyen bir yapı ile kurulması, tespit edilen diğer sorunların da (sosyo-ekonomik verilen analiz edilmesi, planlama sonrası uygulama sürecinin takip edilmesi) çözülmesini sağlayacaktır.

4. SONUÇ

Ortaya konan tüm bu aksaklıklara ve teknik eksikliklere rağmen, ülkemizde hem tapu kadastro sisteminin, hem de planlama sisteminin sorunların aşılamaz boyutlara gelmesini önleyecek biçimde işlemekte olduğu görülmektedir. Bunu sağlayan en önemli faktör, sistemde var olan eksiklikleri bireysel çabaları ile kapatmak için uğraşan teknik personelin ortaya koyduğu fedakârca gayretlerdir. Ancak sistemin doğru kurgulanması gerek plancıların, gerekse belediye ve tapu kadastroda görev yapan teknik personelin üzerindeki bu ek yükü kaldıracaktır.

Öte yandan hem bu amaçla hem de tespit edilen diğer sorunların çözümünü sağlayabilecek TAKBİS gibi, gelecek için bizi umutlandıran, doğru kurgulanmış projelerin olduğu da görülmektedir. Bu projelerin yukarıda belirtilen hususları da kapsayacak biçimde planlama sürecinde faydalanılabilecek bir açık sistem ile hayata geçirilmesi, tapu ve kadastro işlemleriyle ilgili diğer meslek grupları kadar şehir plancılarının da dileğidir.

KAYNAKLAR

Aydoğan, M. (2006). Kentsel Yönetişim Bağlamında E-planlama Yaklaşımları – İzmir Örneği, Doktora Tezi, DEÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmir.

Taner, T., S. Kılıç Ecemiş, M. Aydoğan (2002). Kemeraltı Koruma Amaçlı İmar Planı Revizyonu, Plan Raporu, DEÜ Mimarlık Fakültesi Yayını, İzmir.

Taner, T., H. Koç, Ö. Ünal ve diğerleri (1998). Muğla Koruma Amaçlı İmar Planı Raporu (Yayınlanmamış çalışma)

Koç, H., Y. Oral, H. Ünverdi ve diğerleri (2002). Muğla Karabağlar Analitik Etüt Raporu (Yayınlanmamış çalışma)

AB’DE TAŞINMAZ DEĞERLEMESI” KONULU