• Sonuç bulunamadı

C- Teslimsiz TaĢınır Rehni

3- TĠCARĠ ĠġLEMLERDE TAġINIR REHNĠ KANUNUNA GÖRE KURULAN

1- KONUYA ĠLĠġKĠN ÖZEL DÜZENLEME ĠHTĠYACI VE MEVZUAT

Herhangi bir ticari, sınaî ya da mesleki amaç gütmeyerek yapılan sözleĢmelerde, sözleĢmeye konu edimin doğrudan gündelik bir ihtiyacı karĢılaması sebebi ile hem sözleĢmenin yapılması ve hem de gerektiğinde edimi teminen bir güvence gösterilmesi çoğu zaman bir zorluk teĢkil etmez. Ancak özellikle ticari ve mesleki amaçlarla yapılan sözleĢmeler nitelik ve nicelik itibari ile daha karmaĢık bir yapıya sahip olabilir. Sözgelimi evinde kullanmak üzere bir kilo un alan kiĢinin yaptığı hukuki iĢlem ile unu hammadde olarak kullanacak bir fırın iĢletmesinin onlarca ve hatta yüzlerce kilo un satın alırken yaptığı hukuki iĢlem sözleĢme kuramı

66

ErtaĢ, ġeref: Tescilli TaĢınır Rehinleri, YaĢar Üniversitesi E – Dergisi, Özel Sayı (Prof. Dr. Aydın Zevkliler’e Armağan), Vol. 8, Ġzmir, 2013, (Tescilli Rehin), s. 1161. (https://journal.yasar.edu.tr/wp- content/uploads/2014/01/4-%C5%9Eeref-ERTA%C5%9E.pdf) EriĢim Tarihi: 16/10/2018.

67

18/10/1983 tarih ve 18195 sayılı Resmi Gazete.

68

19/10/1983 tarih ve 18196 sayılı Resmi Gazete.

69

karĢısında aynı rejime tabidir. Ancak tüketicinin yapacağı sözleĢmede kapsam daha dar olduğundan buna iliĢkin finansman bulma ihtiyacı genellikle ortaya çıkmaz. Hâlbuki ticari ve mesleki amaçla hareket eden taraflarda bu finansmanı sağlamak her zaman kolay olmayabilir. SözleĢme konusu edim, nitelik ve nicelik itibari ile fazla ve özellikli olduğundan dolayı bunu finanse etmek iĢletmeler için her zaman çözümlenmesi gereken bir sorundur. Finansman ihtiyacını gidermek üzere baĢvurulan temel enstrüman ise ekseriya güvence vermektir.

Güvence verilmesi noktasında en sık baĢvurulan yollardan birisi rehindir. Rehin müessesesi alacaklı bakımından son derece avantajlı bir durum yaratsa da borç iliĢkisinin borçlu tarafında bulunan iĢletmeler için durum her zaman böyle değildir. Finansman ihtiyacını çözmek üzere baĢvurulan rehin müessesesi iĢletmeler bakımından bir yandan da sorunu büyütmektedir. Gerçekten de iĢletmenin bir taĢınmaz rehni tesis etmesi halinde az miktardaki borç için oransız derecede bir teminat sağlanmıĢ olmakta ve dahası söz konusu taĢınmaz mal diğer finansman ihtiyaçlarını gidermekte bir iĢe yaramamaktadır. Yine iĢletmenin taĢınır rehnine baĢvurması halinde ise kural olarak bu taĢınmazın zilyetliğinin alacaklıya devredilmesi zorunlu olduğundan, iĢletme rehne konu ettiği taĢınır malı kullanamamakta ve bu anlamda üretim faaliyeti aksamaktadır. Hal böyle olunca da iĢletmenin güvence gösterdiği finansman ihtiyacından kaynaklanan borcunu ifa etmesi de zorlaĢmaktadır.

Bu Ģekilde ortaya çıkan finansman sorunu ticari hayatta güvence prosedürünün daha basitleĢtirilmesi ihtiyacını ortaya çıkarmıĢtır. ĠĢletmeler özellikle taĢınır mallarını güvence olarak göstererek finansman sağlamak; ancak aynı zamanda güvenceye konu olan taĢınır malı üretim faaliyetinde kullanmaya devam etmek istemiĢlerdir.

Bu kapsamda özelikle 1960’lı yıllarda akademik çalıĢmalar ve sunumlar yapılmıĢ70

ve iĢletmelerin zilyetliğin devri Ģartına bağlı olmaksızın rehin verebilmesi düĢüncesi olgunlaĢmıĢtır. Nihayetinde oluĢturulan komisyon tarafından kanun teklifine esas olan proje hazırlanmıĢ ve 21/07/1971 tarih ve 1447 sayılı Ticari ĠĢletme

Rehni Kanunu (TĠRK.) kabul edilmiĢtir. Kanun 28/07/1971 tarih ve 1909 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 28/01/1972 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir.

TĠRK.’nun sisteminde, kural olarak iĢletmenin tamamı üzerinde rehin hakkı tesis edilmekte idi. Her ne kadar zilyetliğin devri zorunluluğu olmadan rehin hakkı tesis etme imkânı getirse de kanunun bu yaklaĢımı ihtiyaca yeteri kadar cevap verememiĢtir. Öyle ki baĢta küçük ve orta büyüklükteki iĢletmeler olmak üzere ticari iĢletmeler ve esnaf iĢletmelerinin bütünü üzerinde rehin hakkı tesis etmek zorunda olunması, bu iĢletmelerin finansman ihtiyacını karĢılamasına beklendiği kadar hizmet edememiĢtir. TĠRK.’nun yürürlükte bulunduğu kırk beĢ yıllık süre içerisinde sadece 4.927 adet ticari iĢletme rehni tesis edilmiĢtir71

.

TĠRK.’nun uzun bir zamana yayılan uygulamasında kanuna yöneltilen eleĢtirileri karĢılayabilmek üzere bazı değiĢiklikler yapılmıĢtır. Bu kapsamda 23/02/1985 tarihinde yürürlüğe giren 3153 sayılı Kanun, 29/07/2003 tarihinde yürürlüğe giren 4952 sayılı Kanun ve 08/02/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile TĠRK.’nda değiĢiklikler yapılmıĢtır. Ancak yukarıda bahsedilen ihtiyaçların yeterince karĢılanamaması üzerine yapılan değerlendirmeler ve çalıĢmalar sonucunda Türkiye Büyük Millet Meclisinde 20/10/2016 tarih ve 6750 sayılı Ticari ĠĢlemlerde TaĢınır Rehni Kanunu (TĠTRK.) kabul edilmiĢ ve Kanun 28/10/2016 tarih ve 29871 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01/01/2017 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir. Böylece 21/07/1971 tarih ve 1447 sayılı Ticari ĠĢletme Rehni Kanunu ilga edilmiĢtir (TĠTRK. md. 17).

TĠTRK.’nun uygulanmasına iliĢkin ikincil mevzuat da gecikmeksizin hazırlanmıĢtır. Bu kapsamda Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca hazırlanan Rehinli TaĢınır Sicil Yönetmeliği (Sicil Yönetmeliği)72, Ticari ĠĢlemlerde TaĢınır Varlıkların

Değer Tespiti Hakkında Yönetmelik (Değer Tespiti Yönetmeliği)73

ve Ticari ĠĢlemlerde Rehin Hakkının Kurulması ve Temerrüt Sonrası Hakların Kullanılması Hakkında Yönetmelik (Uygulama Yönetmeliği)74

yürürlüğe girmiĢtir.

71

Bozer, Ali / Göle, Celal: Ticari ĠĢletme Hukuku, 4. Bası, Ankara, 2017, sy. 30.

72 31/12/2016 tarih ve 29935 (3. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete. 73 31/12/2016 tarih ve 29935 (3. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete. 74 31/12/2016 tarih ve 29935 (3. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete.

2- TESLĠMSĠZ TAġINIR REHNĠNE TĠRK.’NUN YAKLAġIMI VE TĠTRK.’NUN GETĠRDĠĞĠ YENĠ BAKIġ AÇISI

TĠTRK., zilyetliğin devri unsuru olmaksızın kurulan taĢınır rehni haklarına yeni bir bakıĢ açısı getirmiĢtir. Genel olarak değerlendirmek gerekirse TĠTRK.’nda, teslimsiz taĢınır rehninin kullanımının TĠRK.’na göre yaygınlaĢması, esnaf ve tacirler dıĢındaki bazı kiĢilerin de uygulama kapsamına alınması ile sağlanmaya çalıĢılmıĢ, TĠRK.’nda teslimsiz olarak rehnedilebileceği belirtilen unsurlar artırılmıĢ ve borcun ifa edilmemesi halinde alacaklının rehne iliĢkin olarak baĢvurabileceği yollar çeĢitlendirilmiĢtir75

.

TĠTRK.’nun getirdiği önemli değiĢikliklerden birisi Ģüphesiz ki ticari iĢletme veya esnaf iĢletmesinin bir bütün olarak rehnedilmesi yerine (TĠRK. md. 1), TĠTRK. md. 5 hükmünde sayılan unsurlar üzerinde münferiden rehin hakkı tesis edilebilmesidir. Bu durum finansmana eriĢme noktasında gösterilecek teminat bakımından iĢletmelerin durumunu güçlendirmiĢtir. Hatta Kanunun 5. maddesinde sayılan unsurlardan olmak koĢulu ile üçüncü kiĢilerin zilyetliğinde bulunan taĢınır varlıklar, haklar veya paylar da rehne konu edilebilecektir. Hâlbuki TĠRK. döneminde rehin sözleĢmesi ancak iĢletmenin maliki tarafından yapılabilmekte idi (TĠRK. md. 2). Yine TĠTRK. ile henüz mevcut olmayan müstakbel taĢınır varlıkların dahi rehne konu edilebileceği kabul edilmiĢtir. (TĠTRK. md. 5/3). Kanunun genel gerekçesinde bu durum, “işletmelerin finansmana erişimin kolaylaştırmayı amaçlayan düzenlemeler hayata geçirilecektir. İşletmelerin finansmana erişiminde güvence olarak kullanabilecekleri alternatif unsurlar getirilmektedir. İşletmeler tarafından temin edilmesi planlanan müstakbel varlıklar ile taşınır varlıkların

gelirleri de rehnedilebilecek unsurlar arasına alınmıştır” Ģeklinde ifade edilmiĢtir76

. Öte yandan çok önemli bir yenilik olarak, teslimsiz taĢınır rehninde aleniyet unsurunun güçlendirilmesi bakımından Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Türkiye

75 Bozer / Göle, sy. 31; Kanunun genel gerekçesinde, 76

Noterler Birliği arasında imzalanan 23/12/2016 tarihli protokol77

ile Türkiye Noterler Birliği maiyetinde TaĢınır Rehni Sicil Sistemi (TARES.)78

kurulmuĢtur.

TĠRK. döneminde kurulan rehin haklarının doğması Ticaret Siciline ya da Esnaf ve Sanatkârlar Siciline tescil edilmesi Ģartına bağlanmıĢtı (TĠRK. md. 5). Ancak TĠTRK. döneminde bu sistemden vazgeçilerek, rehin hakkının kurulması ve üçüncü Ģahıslara karĢı hüküm ifade etmesi, rehinli alacaklılar arasında öncelik hakkının belirlenmesi, rehinli taĢınır varlık ile alacağın devrinin tescil edilmesi için Rehinli TaĢınır Sicili79

kurulmuĢ (TĠTRK. md. 8/1), Sicilin iĢlevi Kanunun 2/1-k maddesinde, mevzuatı uyarınca kendi özel siciline tescili zorunlu olanlar dıĢındaki taĢınır varlıklar üzerinde, bu Kanun kapsamında tesis edilecek rehinlere iliĢkin tescil, terkin, değiĢiklik gibi tüm iĢ ve iĢlemlerin elektronik ortamda gerçekleĢtirilmesi olarak belirlenmiĢtir.

Yine aynı maddede Sicilin, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından kurulacağı veya kurdurulacağı düzenlenmiĢtir. ĠĢte Kanun tarafından verilen devir yetkisi kapsamında yukarıda sözü edilen protokol ile Birlik ve Bakanlık tarafından Sicile iliĢkin iĢlemlerin Türkiye Noterler Birliği maiyetinde yapılması kararlaĢtırılmıĢtır.

TĠTRK.’nun genel gerekçesine göre oluĢturulan Sicil ile kurulacak taĢınır rehinlerinin aleniyeti ve takibi sağlanmaya çalıĢılmıĢtır. Gerçekten de TĠTRK. md. 8/2 hükmüne göre Sicil alenidir.

Genel olarak bu tür yenilikleri barındıran TĠTRK.’nun amacı, Kanunun 1. maddesinde teslimsiz taĢınır rehin hakkının teminat olarak kullanımının yaygınlaĢtırılması, bu rehne konu taĢınır varlıkların kapsamının geniĢletilmesi, taĢınır rehninde aleniyetin sağlanması ile rehnin paraya çevrilmesinde alternatif yolların sunulması suretiyle finansmana eriĢimi kolaylaĢtırmak olarak ifade edilmiĢtir.

Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra uygulanması noktasında bir adaptasyon süreci olması tabiidir. Ancak Kanun kapsamında yapılan iĢlemelere iliĢkin elde edilen veri ve yapılan değerlendirmelere bakıldığında TĠTRK.’nun

77 Bkz. https://portal.tnb.org.tr/Sayfalar/HaberDetay.aspx?rid=193&tnb=haberlerlistesi (EriĢim Tarihi:

06/12/2018).

78 https://www.tares.org.tr (EriĢim Tarihi: 06/12/2018).

79 Rehinli TaĢınır Sicilinin adı çalıĢmanın bundan sonraki bölümlerinde kısaca “Sicil” olarak

sisteminin çabuk kabullenildiği anlaĢılmaktadır. Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, TARES.'te 01/01/2017 – 28/09/2018 tarihleri arasında 16.095 adet rehin tescil edilmiĢtir. Bu tescil iĢlemleri karĢılığında 216.000.000.000 TL, 35.000.000.000 dolar ve 10.000.000.000 avro finansman imkânı sağlanmıĢtır80. Yürürlükte bulunduğu yaklaĢık iki yıllık sürede, TĠRK. kapsamında kırk beĢ yılda kurulan toplam rehin sayısının üç katından fazla rehin hakkı kurulması ticari ve mesleki çevrelerde TĠTRK.’nun hızlı kabullenildiğini ve Kanunun TĠRK. zamanında yapılan eleĢtirileri bertaraf ettiğini iĢaret etmektedir.

Bu noktada son olarak, kanun koyucunun isim tercihinden de bahsetmek gerekir. Ġlk bakıĢta, TĠTRK.’nda münhasıran iĢletmenin rehnedilmesi esasından vazgeçilerek iĢletmede var olan veya olacak taĢınır varlıkların münferiden rehnedilmesine olanak tanınması sebebi ile kanunun ismi bakımından “ticari işletme

rehni” kavramından vazgeçildiği anlaĢılmaktadır81. Öte yandan kanunun adının

“Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu” olması karĢısında kanunun kapsamına sadece ticari iĢlemlerden doğan borç iliĢkilerinin girdiği gibi bir izlenim oluĢmaktadır. Ancak Kanunda ticari iĢlemlerden ne anlaĢılması gerektiği açıklanmamıĢtır. Keza gerekçede de bu yönde bir izahat bulunmamaktadır. Doktrinde bu konuda değiĢik görüĢler bulunmaktadır. Bir görüĢe göre, rehin sözleĢmesine esnaflar, çiftçiler, üretici örgütleri ve serbest meslek mensupları da taraf olabileceğinden bu sayılanların yaptıkları iĢlemler bir ticari iĢletme kapsamında meydana gelmeyebilir. Bu sebeple kanun koyucunun, kanunun ismini belirlerken ticari iĢletme kavramından değil de ticari iĢlem kavramından hareket etmesi isabetli olmuĢtur82

.

Doktrindeki diğer bir görüĢe göre de kanunun adında “ticari işlem” kavramının kullanılması yerinde değildir. Bu görüĢü savunan yazarlara göre, TĠTRK. md. 3 hükmüne göre rehin sözleĢmesine tacirler dıĢında, esnaflar, çiftçiler, üretici örgütleri

80http://www.ttso.org.tr/index.php?link=duyurudetay&id=5471 (EriĢim Tarihi: 07/12/2018). 81

Kanunun genel gerekçesinde isim konusunda yapılan farklı tercihin sebebi bakımından bir açıklama bulunmamaktadır. Ancak gerekçede bu fikre benzer olarak rehne konu taĢınır varlıkların ticaret unvanı ve iĢletme adından bağımsız olarak rehnedilmesine imkân sağlandığı vurgulanmaktadır.

82 Antalya, O. Gökhan / Acar, Faruk: Ticari ĠĢlemlerde TaĢınır Rehni (6750 Sayılı Ticari ĠĢlemlerde

TaĢınır Rehni Kanunu Çerçevesinde Ġlk Tespitler), 2. Baskı, Ġstanbul, 2017, sy. 10; Gürpınar, sy. 124.

ve serbest meslek mensupları da taraf olabilmektedir. Bu sayılan kiĢilerin dâhil oldukları tüm borç iliĢkilerinin ticari iĢ veya iĢlem teĢkil etmesi söz konusu değildir83

. Bu kiĢiler adi borçları veya tüketici iĢlemi kapsamında kalan iĢlemlerinde TĠTRK. hükümlerinden yararlanamayacaktır84

.

Kanımızca kanunun isminde ticari iĢlem kavramının kullanılmasında, amaç noktasında bir kabul edilebilirlik bulunmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki bu durumda eleĢtiri konusu yapılabilecek temel husus, kanun koyucunun genel terminolojinin dıĢına çıkarak mevzuatta hiçbir karĢılığı olmayan “ticari işlem” kavramını kullanmasıdır. Bu Ģekilde bir atıf veya tanımlama olmaksızın mevzuatta hiç kullanılmamıĢ bir kavramın kullanılması kanun yapma tekniğine de aykırıdır. Ancak öte yandan kanun koyucunun bu kavramı kullanmaktaki amacının genel olarak “ticari iş” kavramına atıf yapmak olduğu Ģeklinde yorumlanması daha doğru olacaktır. Farklı deyiĢle yapılan düzenlemelere bakılacak olursa kanun koyucu, TĠTRK. kapsamına girecek iĢlemlerin ticari iĢ kapsamında vuku bulan iĢlemler olmasını amaçlamaktadır. Bu düĢünce kapsamında rehin sözleĢmesine tacirler dıĢında, esnaflar, çiftçiler, üretici örgütleri ve serbest meslek mensuplarının da taraf olabilmesi de durumu değiĢtirmemektedir. Nitekim Kanunun 3. maddesine göre rehin sözleĢmesi münhasırdan kredi kuruluĢları ile tacir, esnaf, çiftçi, üretici örgütü, serbest meslek erbabı gerçek ve tüzel kiĢiler arasında yahut sadece tacir ve/veya esnaflar arasında yapılabilecektir. Kanunun 2/1-e maddesine göre de kredi kuruluĢu, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca faaliyet gösteren bankalar ve finansal kuruĢlar, 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman ġirketleri Kanunu uyarınca faaliyet gösteren finansal kuruluĢlar ile kredi ve kefalet sağlayan kamu veya özel kurum ve kuruluĢları ifade etmektedir. Buna göre TĠTRK.md. 2/1-e hükmünde belirtilen kredi kuruluĢlarından bankalar ve finansal kuruluĢlar 13/01/2011 tarih ve 6102 sayılı Türk Ticaret

83 Hamamcıoğlu, Esra / Karamanlıoğlu, Argun: 6750 Sayılı Ticari ĠĢlemlerde TaĢınır Rehni

Kanunu’na ĠliĢkin Bazı Tespitler, Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Özel Sayı: Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin KuruluĢunun 20. Yılı Armağanı, Sayı: 2, Cilt: XIII, Yıl: 2016, sy. 100.

84 Bozer / Göle, sy. 31; ġit Ġmamoğlu, BaĢak: Ticari ĠĢlemlerde TaĢınır Rehni Kanunu Üzerine Bir

Ġnceleme, Ankara, 2017,sy. 8; KarakuĢ ErbaĢ, Burcu: Ticari ĠĢlemlerde TaĢınır Rehni ve Rehin Alacaklısının Korunması, Ankara, 2018, sy. 39.

Kanunu85 (TTK.) gereğince tacir sayılmakla (TTK. md. 124/1), yapılan rehin sözleĢmesinde taraflardan birisi de büyük ihtimalle tacir olmaktadır. TTK. md. 19/2 hükmüne göre de taraflardan yalnız biri için ticari iĢ niteliğinde olan sözleĢmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iĢ sayılır. Hal böyle olunca TĠTRK. kapsamında yapılacak sözleĢmeler ticari iĢ olacaktır. Bu sebepledir ki kanun koyucu, kanunun kapsamını ticari iĢ kavramından hareket ederek; ancak ticari iĢ lafzı yerine ticari iĢlem lafzını kullanmakla isabetsiz olarak düzenlemiĢtir. Ne var ki bu düĢünce de rehin sözleĢmesinin alacaklı ve borçlu tarafının esnaf olması ihtimalinde (Uygulama Yönetmeliği md. 10/3-d) ve alacaklı tarafın kredi ve kefalet sağlayan kamu kurum ve kuruluĢu, rehin veren tarafın ise tacir olmadığı ihtimallerde geçerliliğini kaybetmektedir. Bu sebeple kanunun isminde “ticari işlem” kavramının kullanılmasının yerinde olmadığını düĢünmekteyiz.

3- TĠCARĠ ĠġLEMLERDE TAġINIR REHNĠ KANUNUNA GÖRE KURULAN REHNĠN HUKUKĠ MAHĠYETĠ

Genel olarak rehin hakkının ayni bir hak olması karĢısında TĠTRK.’na göre kurulan rehin hakkının da bir ayni hak olması gerekir. Buna göre usulünce kurulan rehin hakkı, taĢınır rehninin diğer türleri gibi ayni hak vasfındadır ve üçüncü kiĢilere karĢı da ileri sürülebilir86. Bir görüĢe göre TĠRK. kapsamında kurulan rehin hakkı

mutlak hak olmakla birlikte ayni hak değildir87. Çünkü ayni haklar ancak

sınırlandırılmıĢ maddi varlıklar üzerinde kurulabilir. Ancak TĠRK. kapsamında gayrı maddi unsurlar üzerinde de rehin hakkı tesis edilebildiğinden bu hakkın ayni hak olduğundan bahsetmek mümkün değildir88

.

Kanaatimizce gayrı maddi eĢyalar üzerinde ayni hak kurulabilir. Zira ayni haklar, eĢyalar üzerinde kullanılan mutlak haklardır. Açıkçası bu kapsamda eĢyalar arasında bir ayrım söz konusu değildir. Daha açık bir anlatımla ayni hak olması bakımından eĢyanın maddi ya da gayrı maddi bir eĢya olması sonucu değiĢtirmez. Bu

85 14/2/2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete.

86 Erten, Ali M.: Bankacılık Uygulamasında Ticari ĠĢletme Rehni, Ankara, 2001, sy. 47; Haznedar,

Ġbrahim Murat: Ticari ĠĢletme Rehni ve Paraya Çevrilmesi, Ġstanbul, 2008, sy. 16; Bozer / Göle, sy. 43.

87

Antmen, sy. 53-54.

anlamda eĢyalar üzerinde tesis edilmesi koĢulu ile mutlak hak olduğu kabul edilen bir hakkın ayni hak olması gerekir. Öte yandan alacaklar üzerinde intifa hakkı kurulabileceğini öngören TMK. md. 795 hükmü ile rehin hakkı kurulabileceğini öngören TMK. md. 954 hükmü, Kanunun sınırlı ayni haklar bölümünde düzenlenmektedir. Dolayısıyla gayrı maddi eĢyalar üzerinde de ayni hak tesis edilebilir. TĠTRK. kapsamında tesis edilen rehin hakkı da ister maddi ister gayrı maddi unsurlar üzerinde kurulsun, bir ayni haktır.

Tüm bu tartıĢmalar bir yana TĠTRK., bu konuda açık bir düzenleme de getirmiĢtir. Nitekim Kanunun 2/1-ı maddesinde rehin hakkının, taĢınır varlık üzerinde zilyetliğin devrine gerek olmaksızın kurulan bir sınırlı ayni hak olduğu açıkça ifade edilmiĢtir. Dolayısıyla TĠTRK. kapsamında kurulan rehin hakkının, bir ayni hak olduğunda herhangi bir duraksama yoktur.