• Sonuç bulunamadı

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

Tek parti dönemi, endüstri iliflkileri alan›n›n büyük ölçüde ba¤›ms›zl›k kazanamad›¤›, daha çok siyasi ve ekonomik faktörler taraf›ndan belirlendi¤i bir dönem olmufltur.

Toplu ifl sözleflmesi kavram›

ve kurumu, Türk ifl hukukuna ilk kez 818 say›l›

Borçlar Kanunu’nun umumi mukaveleye iliflkin hükümleri ile girmifltir.

düzenlemeler yer almaktad›r. Ancak bu hükümler yetersiz oldu¤u ve o dönemde sendika hareketi oluflturacak bir iflçi s›n›f› oluflmad›¤› için uygulanamam›flt›r.

1926 y›l›ndan 6098 say›l› Borçlar Kanunu’nun yürürlü¤e girdi¤i 2011 y›l›na kadar geçerli olan ve iflçi örgütlerine herhangi bir kurumdan yetki almaks›z›n genel sözleflme (umumi mukavele) yapma imkân› tan›yan düzenlemeler flu flekildeydi:

“Madde 316- ‹fl sahibi kimselerin veya cemiyetlerinin, iflçilerle veya cemiyetleriyle yapt›klar› mukavelede hizmete mütaallik hükümler vazolunabilir. Bu umumi muka-vele, tahriri olmad›kça muteber de¤ildir. Alakadarlar bu mukavelenin müddetinde it-tifak edemezlerse, bir sene mürurundan sonra alt› ayl›k müddet için yap›lacak bir ih-bar ile, her zaman mukaveleyi feshedebilirler.

Madde 317- Umumi bir mukavele ile ba¤l› bulunan ifl sahipleriyle iflçiler aras›nda ya-p›lacak hususi hizmet akitlerinin, umumi mukaveleye muhalif hükümleri bat›ld›r.

Bu bat›l hükümlerin yerine, umumi mukavele hükümleri kaim olur.”

Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndan Cumhuriyet Türkiye’sine s›n›rl› bir sendikac›l›k ha-reketi devredilmifltir. Ba¤›ms›zl›k mücadelesi s›ras›nda sendikac›l›¤›n geliflti¤i, baflta Selanik olmak üzere, Balkan kentlerinin kaybedilmesi ve Cumhuriyet dönemine de sarkan millî iktisat uygulamalar› nedeniyle sendikalaflmada önemli rol oynayan gay-rimüslim az›nl›klar›n bir bölümünün ülkeden ayr›lmas› iflçi hareketleriyle ilgili önemli bir deneyimin de kaybedilmesine neden olmufltur (Makal, 1999, s.44).

Bunun yan› s›ra kökeni cumhuriyet öncesine dayanan ve bu dönemdeki iç ve d›fl konjonktüre ba¤l› olarak güçlenen otoriter yönetim anlay›fl› sonucunda iflçi ör-gütlerine yönelik yasaklay›c› düzenlemeler ç›kar›lmaya bafllanm›flt›r. Cemiyetler Kanunu’na 1919 y›l›nda yap›lan düzenlemelere ek olarak 1923 y›l›nda örgütlenme-yi k›s›tlayan yeni hükümler eklenirken Cemiyetler Kanunu (1938) Do¤u’daki fieyh Sait Ayaklanmas›’n› bast›rmak için 17 Mart 1925 tarihinde kabul edilen Takrir-i Sü-kun Kanunu ile dernek kurma ve mesleki anlamda örgütlenme hemen hemen im-kâns›z hâle gelmifltir. Di¤er taraftan Ceza Kanunu’nda 1933 y›l›nda yap›lan de¤iflik-liklerle grev ve lokavt yasaklar› cezai müeyyidelerle güçlendirilmifltir.

1923 y›l›nda ulusal ç›karlar›n bütün sosyal s›n›flar›n ifl birli¤i ile

sa¤lanabilece-¤ine inanan ve ‹zmir ‹ktisat Kongresi’nde ‹stanbul iflçilerini temsil eden ‹stanbul Umum Amele Birli¤i kurulmufltur ‹stanbul Umum Amele Birli¤i, ‹zmir ‹ktisat kon-gresi sonras› Türkiye Umum Amele Birli¤i’ne dönüflmüfl, böylelikle cumhuriyetin ilan›ndan iki gün önce ulusal düzeyde ilk üst örgüt oluflturulmufltur. Ancak bu ör-güt uzun ömürlü olmam›fl, bir y›l sonra kapat›lm›flt›r. 1924 y›l›nda kapat›lan Türki-ye Umum Amele Birli¤i’nin Türki-yerine geçmek üzere 1924 y›l›nda Amele Teali CemiTürki-ye- Cemiye-ti kurulmufltur. Amele Teali CemiyeCemiye-ti kuruluflundan iCemiye-tibaren etkin olarak faaliyet göstermifltir. Öyle ki, o dönem haz›rlanan ‹fl Kanunu tasar›s› için görüfllerini bildir-mifl ve 1925 y›l›nda iflçi bayram› kutlamalar›n› örgütlebildir-mifltir. Cemiyet bir dönem CHP’nin etkisi alt›na girmifl, ancak partinin etkisinden ç›k›p sol görüfllü iflçilerin et-kisi alt›na girince 1928 y›l›nda hükûmet taraf›ndan kapat›lm›flt›r. Böylelikle Cum-huriyetin ilk y›llar›n›n konfederasyon niteli¤indeki son sendikal örgütü de tasfiye edilmifltir (Tokol, 2005, s.21, 41; Güngör, 1996, s.40).

1930’lu y›llara gelindi¤inde izlenen liberal iktisat politikalar›n›n baflar›ya ulafla-mamas› ve ulusal sanayiin özel sektörün önderli¤inde geliflememesi üzerine, dev-letçilik uygulamalar›na geçilmifltir. Devlet bu dönemde hem ekonomik hayat› dü-zenleyen bir güç olarak hem de iflveren olarak önem kazanm›flt›r. Bir baflka ifadey-le, devletin yaln›zca kamu müdahalesinin bir arac› de¤il, ayn› zamanda en büyük

166 Sendikac›l›k

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

iflverenlerden biri hâline gelmesi ile birlikte, endüstri iliflkileri sisteminin üç aktö-ründen ikisini devlet oluflturmufltur. Devletin endüstri iliflkileri sistemindeki rolünün artmas›, tüm iflçileri kapsayacak genel bir ifl kanunu gereksinimini ortaya ç›karm›fl-t›r. 1924 y›l›ndan itibaren haz›rlanan çeflitli kanun tasar›lar› sonucunda 1936 y›l›nda ilk ifl kanunu olan 3008 say›l› ‹fl Kanunu kabul edilmifl ve 1937 y›l›nda yürürlü¤e gir-mifl; 1945 y›l›nda Çal›flma Bakanl›¤› ve ‹flçi Sigortalar› Kurumu ile 1946 y›l›nda ‹fl ve

‹flçi Bulma Kurumu’nun kurulmas›yla da gerçek anlamda ifllerlik kazanm›flt›r.

30 y›l yürürlükte kalan 3008 say›l› Kanun, o tarihe kadar ülkemizde ilk kez sis-tematik olarak ele al›nan ve zaman›n koflullar›na göre baz› ileri standartlar getiren bir ifl kanunudur. Ancak kanun, fikir iflçilerini, baflta tar›m olmak üzere baz› faali-yet alanlar›n› ve 10 iflçiden daha az iflçi çal›flt›ran iflyerlerini kapsam› d›fl›nda tuta-rak s›n›rl› bir iflçi grubu için düzenlemeler getirmifltir. Kanun, bireysel ifl iliflkileri-nin yan› s›ra toplu ifl iliflkilerine iliflkin baz› düzenlemeler de getirerek emek ve ser-maye aras›ndaki mücadele imkânlar›n› ortadan kald›rm›flt›r. Kanun, sendikalardan hiç bahsetmezken; grev ve lokavt› aç›kça yasaklayarak, bu yasa¤a uymayanlara ce-zai ve hukuki müeyyideler getirmifltir. Toplu ifl uyuflmazl›klar›n›n ise uzlaflt›rma ve-ya zorunlu tahkim yoluyla çözümlenece¤i hükme ba¤lanm›flt›r. K›sacas› 3008 say›-l› Kanun, emek ve sermaye aras›ndaki mücadelenin sanayileflmenin önünde engel oluflturaca¤› düflüncesi ile toplu ifl iliflkileri alan›nda bask›c› ve otoriter bir tav›r ser-gilemifltir. 1938 y›l›nda kabul edilen Cemiyetler Kanunu ise s›n›f esas›na veya ad›-na dayaad›-nan cemiyetlerin kurulmas›n› yasaklam›fl; böylelikle s›n›f esas›ad›-na dayal› ce-miyetler olan sendikalar›n kurulmas› hukuken yasaklanarak ‹fl Kanunu’ndaki hü-kümlere paralel bir düzenleme getirilmifltir.

Özetle 1923-1946 döneminde, modern anlamda bir iflçi s›n›f›n›n oluflum süre-cinde ilk ad›mlar at›lm›fl; 1946 y›l›nda Cemiyetler Kanunu’nda yap›lan de¤ifliklikle-re kadar iflçiler aras›nda önemli bir örgütlenme söz konusu olmam›fl; B.K.’de dü-zenlenen umumi mukavele dönemin kendine özgü koflullar› nedeniyle neredeyse hiç uygulanamam›fl; grev ve lokavt hakk› ile tamamlanan geliflmifl bir toplu pazar-l›k sistemi oluflmam›flt›r. Ancak s›n›fsal örgütlenmeye ve mücadeleye s›cak bakma-yan devlet, dönemin en büyük iflvereni olmas›n›n da etkisiyle bireysel ifl iliflkileri-ni düzenleyerek koruyucu bir rol üstlenmifltir.

1946-1960 Dönemi

II. Dünya Savafl›’n›n nazizmin ve faflizmin yenilgisi ve demokrasinin zaferi ile so-nuçlanmas›yla ortaya ç›kan uluslararas› konjonktür ve Türkiye’nin yeni oluflan dünyada kendine bir yer bulma çabalar›; içsel dinamiklerle de birleflerek, siyasi ve ekonomik alanda oldu¤u gibi endüstri iliflkileri alan›nda da önemli de¤ifliklikleri beraberinde getirmifltir. Bu de¤iflimlerin en temel halkas›n› ise çok partili siyasal yaflama geçilmesi oluflturmufltur (Makal, 2003, s.5; Ifl›kl›, 2003(a), s.18). Çok parti-li hayata geçiflle birparti-likte, demokrasiye ifllerparti-lik kazand›rmak amac›yla sendikalar›n önündeki engeller kald›r›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Birleflmifl Milletler ve ILO gibi ulusla-raras› platformlarda Türkiye’yi sayg›n bir flekilde temsil edebilme düflüncesi, II.

Dünya Savafl›’ndan sonra s›n›f çeliflkilerinin keskinleflmesini önleme iste¤i, SSCB ile olan iliflkilerin olumsuz yönde geliflmesi ve parlamenter demokrasiye geçiflle birlikte iflçilerin seçmen olarak gücünün etkili olmas› da iflçi taban›ndan kuvvetli bir bask› gelmeden siyasi iktidar›n örgütlenme yolunu açmas›na neden olmufltur (Tokol, 1997, s.61; Uçkan, 2002, s.76). 1950’li y›llarda ise 3008 say›l› ‹fl Kanunu’nu tamamlay›c› nitelikte çeflitli kanun, tüzük, yönetmelik ve kararnameler ç›kart›larak çal›flma hayat›n›n yasal çerçevesi belirginleflmeye bafllam›flt›r.

167

7. Ünite - Türkiye’de Sendikac›l›k

1936 y›l›nda kabul edilen 3008 say›l› ‹fl Kanunu, Türkiye’nin ilk ifl kanunudur.

3008 say›l› ‹fl Kanunu’nda grev ve lokavt yasaklanm›fl;

toplu ifl uyuflmazl›klar›n›n uzlaflt›rma veya zorunlu tahkim yoluyla çözümlenece¤i hükme ba¤lanm›flt›r.

1946 y›l›nda Cemiyetler Kanunu’nda yap›lan de¤ifliklikle birlikte, s›n›f esas›na göre cemiyet kurma yasa¤› kald›r›lm›flt›r. Böylelikle sendikal örgütlenmenin önü aç›lm›fl ve sendika yasa¤› sisteminden sendika özgürlü¤ü sistemine geçilmifltir.

1947 y›l›nda ise 5018 say›l› ‹flçi ve ‹flveren Sendikalar› ve Sendika Birlikleri Hakk›n-da Kanun kabul edilerek; Türkiye’de ilk kez sendikal hareketi, yasaklama veya s›-n›rlama yerine düzenleme yoluna gidilmifltir. 3008 say›l› Kanun, Türkiye’de çal›fl-ma iliflkilerini sisteçal›fl-matik bir düzenlemeye ba¤layan ilk yasal düzenleme olarak na-s›l yeni bir aflamay› temsil ediyorsa; 5018 say›l› Kanun da bizzat çal›flanlar›n kendi örgütlerini kurmaya yönelik faaliyetlerde bulunmalar›na iliflkin ilk yasal düzenle-me olmas› aç›s›ndan önem tafl›maktad›r.

1946 y›l›nda Cemiyetler Kanunu’ndaki de¤ifliklikten sonra Ortaköy’de tütüncü iflçilerin bir araya gelerek ‹stanbul Tütüncüler Sendikas›’n› kurmas› ve o dönemdeki örgütlenme hare-keti bir tütün iflçisi olan Zehra Kosova’n›n a¤z›ndan Kosova, Z. (1996). Ben ‹flçiyim. ‹stan-bul: ‹letiflim kitab›nda çarp›c› bir flekilde anlat›lmaktad›r.

Herhangi bir Anayasal güvenceden yoksun olan 5018 say›l› Kanun, sendikala-r›n ve üst kurulufllasendikala-r›n önceden izin al›nmaks›z›n kurulmas› ve sendika çoklu¤u gi-bi sendikal haklara iliflkin baz› olumlu hükümler getirmekle gi-birlikte, sendikalar›

devletin denetimi alt›na sokan ve sendikal faaliyetleri k›s›tlayan çok say›da hükme de yer vermifltir. Sendikalar›n iç ve d›fl ak›mlar›n etkisinde kalarak mesleki faaliyet-lerden uzaklaflacaklar› kuflkusu meclise egemen oldu¤u için, sendikalar›n siyasi fa-aliyet d›fl› kalmalar›na Kanun’da önemle yer verilmifltir. Türkiye’nin imtiyazs›z ve s›n›fs›z bir toplum olmas› gerekti¤i noktas›ndan hareketle sendikalar›n s›n›f çat›fl-malar›n› destekleyen kurumlar olarak de¤il devletle ve iflverenle ifl birli¤i yap›p ül-ke kalk›nmas›na hizmet eden örgütler olarak faaliyet göstermeleri amaçlanm›flt›r.

Bu dönemde sendikalar, iflçi s›n›f›n›n hak ve menfaatlerini koruyan ve gelifltiren örgütler olarak de¤il iflçi s›n›f›n›n devletçe kontrolünü sa¤layan mekanizmalar ola-rak de¤erlendirilmifltir. Uluslararas› mesleki örgütlere üyeli¤i Bakanlar Kurulu’nun iznine ba¤layan Kanun, genel sözleflme ad› alt›nda sendikalara toplu sözleflme yapma yetkisi tan›m›flt›r. Ancak 3008 say›l› Kanun’un grev ve lokavtlar konusunda getirdi¤i yasaklar› kald›rmam›fl ve toplu ifl uyuflmazl›klar›n›n çözümünü zorunlu tahkime b›rakm›flt›r (Ekin, 1994, ss.223-224; Uçkan, 2002, ss.76-77). Dolay›s›yla bu dönemde sendikal örgütlenme/toplu pazarl›k/grev-lokavt üçlemesinin bir aya¤›

eksik kalm›fl; grev-lokavt aya¤›n›n eksikli¤i, sendikal örgütlenme ve toplu

pazarl›-¤›n da yeterince ifllerlik kazanamamas›na neden olmufltur. Ayr›ca 5018 say›l› Ka-nun, 3008 say›l› Kanun gibi yaln›zca beden iflçilerini kapsam›fl, fikir iflçilerine sen-dikal haklar› tan›mam›flt›r.

5018 say›l› ‹flçi ve ‹flveren Sendikalar› ve Sendika Birlikleri Hakk›nda Kanun’daki düzen-lemeler konusunda daha ayr›nt›l› bilgi için; Talas, C. (1992). Türkiye’nin Aç›klamal› Sos-yal Politika Tarihi. Ankara: Bilgi Yay›nevi, ss.126-131 adl› kitaba bakabilirsiniz.

5018 say›l› Kanun yürürlü¤e girdikten sonra örgütlenme büyük ilgi görmemifl;

iflçiler sendika kurmaktan ve sendikaya üye olmaktan çekinmifllerdir. Bu çekin-genlik, büyük ölçüde 1946 y›l›nda Cemiyetler Kanunu’nda yap›lan de¤ifliklikten sonra kurulan sendikalar›n, sol partilerle yak›n iliflki kurmalar› nedeniyle kapat›l-malar› ve birçok sendikac›n›n tutuklanmas›ndan kaynaklanm›flt›r. Ancak bu çekin-genli¤in ortadan kalkmas›ndan sonra, sendika say›s›nda h›zl› bir art›fl yaflanmaya

168 Sendikac›l›k

Çok partili hayata geçiflle birlikte, 1946 y›l›nda Cemiyetler Kanunu’nda de¤ifliklik yap›larak, s›n›f esas›na göre cemiyet kurma yasa¤› kald›r›lm›flt›r.

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ kanunu, 1947 y›l›nda kabul edilen 5018 say›l› ‹flçi ve

‹flveren Sendikalar› ve

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

bafllam›flt›r (Tokol, 1997, s.66). Dönem boyunca sendikal örgütlenmede bölün-müfllük yaflanm›fl; sendika say›s›ndaki art›fl oran›n›n sendikalaflma oran›ndan yük-sek olmas›n›n da etkisiyle az say›da üyeye sahip ve birbirine rakip çok say›da za-y›f sendika faaliyet göstermifltir. Taban örgütlenme modelleri konusunda bir s›n›r-lama getirilmemekle ve farkl› sendikal örgütler faaliyet göstermekle birlikte; özel-likle iflkolu sendikalar› bu dönemin temel örgütlenme modelini oluflturmufltur.

5018 say›l› Kanun, sendikalar›n kendi aralar›nda birlik ad›n› tafl›yan üst örgütler kurabilmelerini öngörmüfl ancak birlik kavram› hem sendika birli¤i hem de fede-rasyon ve konfedefede-rasyonlar› kapsayacak flekilde üst örgütlenmeyi ifade etmek amac›yla kullan›lm›flt›r (Tokol, 1997, ss.66-70). Günümüzün en güçlü iflçi sendika-lar› konfederasyonu olan Türkiye ‹flçi Sendikasendika-lar› Konfederasyonu (Türk-‹fl) da bu dönemde 1952 y›l›nda kurulmufltur.

1961 y›l›na kadar Türkiye’de toplu ifl uyuflmazl›klar›n›n çözümünde hangi sistem uygu-lanm›flt›r?

1960-1980 Dönemi

1960 sonras› dönem, ekonomik ve siyasi aç›dan oldu¤u kadar endüstri iliflkileri aç›s›ndan da bir dönüm noktas›n› oluflturmufltur. Bu dönemde özellikle siyasi aç›-l›mlar›n temelinde 1961 Anayasas› yer alm›flt›r. 1961 Anayasas›, II. Dünya Savafl›

sonras›nda Bat› Avrupa’da egemen olan sosyal hukuk devleti do¤rultusunda flekil-lenmifltir (Ifl›kl›, 2003(a), s.20). 1961 Anayasas›, endüstri iliflkileri alan›na yönelik olarak özgürlükçü çeflitli düzenlemeler getirmifltir. Sosyal devlet anlay›fl›na paralel olarak Anayasa’n›n Sosyal ve ‹ktisadi Haklar ve Ödevler bafll›kl› bölümünde sen-dikal örgütlenme, toplu pazarl›k, grev, çal›flma ve sözleflme özgürlü¤ü, çal›flma

Y›llar Sendika Say›s› Üye Say›s›

Birlik ve Federasyon Say›s›

Konfederasyon Say›s›

1948 73 52.000 1

-1949 77 72.000 2

-May›s 1950 88 76.000 3

-May›s 1951 137 110.000 8

-May›s 1952 248 130.000 16 1

Temmuz 1953 275 140.000 17 1

Temmuz 1954 323 180.000 23 1

Aral›k 1955 363 189.000 27 1

Aral›k 1956 376 209.000 26 1

Aral›k 1957 385 244.000 18 1

Ekim 1958 394 262.000 18 1

A¤ustos 1959 417 280.000 21 1

Eylül 1960 432 282.000 27 1

1961 511 298.000 v.y.* 1

1962 543 307.000 v.y.* 1

*v.y. Veri yok

169

7. Ünite - Türkiye’de Sendikac›l›k

Tablo 7.1

1948-1962 Y›llar›

Aras›nda ‹flçi Sendikalar›n›n ve Üst Kurulufllar›n›n Geliflimi

Kaynak: Kutal, G.

(1977). Türkiye’de

‹flçi Sendikac›l›¤›

1960-1968. ‹stanbul:

‹.Ü. ‹ktisat Fakültesi Yay›n No: 393, s.20.

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

1

Türkiye’de 1960-1980 döneminde iflçilere örgütlenme ve toplu pazarl›k hakk›n›n yan›nda grev hakk›

da tan›narak, endüstri iliflkileri kurumsallaflm›flt›r.

hakk› ve ödevi, çal›flma koflullar›, dinlenme hakk›, ücrette adalet sa¤lanmas›, sos-yal güvenlik hakk›, sa¤l›k hakk›, kooperatifçili¤i gelifltirme, tar›m ve çiftçinin ko-runmas› gibi önemli düzenlemeler getirilmifltir. Anayasa’da sendika hakk› tüm ça-l›flanlara tan›nd›¤› için kamu görevlileri de bu haktan yararlanm›fllar; 1965 y›l›nda ç›kar›lan 624 say›l› Devlet Personeli Sendikalar› Kanunu ile birlikte kamu görevli-leri kendi örgütgörevli-lerini kurmaya bafllam›fllard›r. Ancak 1971 y›l›nda Anayasa’da yap›-lan de¤ifliklikle çal›fyap›-lanlar yerine iflçiler ifadesi konularak kamu görevlilerinin sen-dika hakk› ortadan kald›r›lm›flt›r (Makal, 2003, s.10).

1961 Anayasas›’n›n toplu çal›flma iliflkilerine iliflkin ilkeleri ise 1963 y›l›nda ç›-kart›lan 274 say›l› Sendikalar Kanunu ve 275 say›l› Toplu ‹fl Sözleflmesi Grev ve Lo-kavt Kanunu ile yasalaflm›flt›r. Bu düzenlemelerle baflta grev-loLo-kavt konusunda ol-mak üzere, endüstri iliflkilerinde önemli kurumsallaflmalar sa¤lanm›flt›r (Makal, 2003, s.10). Bu kanunlar, iflçi taban›ndan gelen bask›lar sonucunda de¤il asker, si-vil bürokrat ve ayd›nlar gibi iflçi s›n›f› d›fl›ndaki gruplar›n çabalar› ile oluflturulmufl-tur. Dönemin Çal›flma Bakan› olan Bülent Ecevit’in de belirtti¤i gibi Bat›’da uzun ve hatta kanl› mücadeleler sonucunda elde edilen sendikal haklar, Türkiye’de mü-cadeleye gerek kalmadan kanunlarla düzenlenmifltir (Tokol, 1997, ss.85-86). Efl deyiflle Bat›’da oldu¤u gibi varl›klar›n› devlete, iflverene ve sisteme kabul ettirmek ve iflçilerin temsilcisi olarak tan›nmak için mücadele veren; ancak bu mücadeleden sonra yasal örgütler durumuna gelen sendikalar, Türkiye’de böyle bir mücadele vermeksizin yasal haklara kavuflmufllard›r (Koray, 1994, s.171).

274 say›l› Sendikalar Kanunu ile 275 say›l› Toplu ‹fl Sözleflmesi Grev ve Lokavt Kanu-nu’ndaki düzenlemeler ve Türk endüstri iliflkileri sistemine etkileri konusunda ayr›nt›l›

bilgi için Kutal, G. (1977). Türkiye’de ‹flçi Sendikac›l›¤› 1960-1968. ‹stanbul: Güryay Mat-baac›l›k, ss.99-119 adl› kitaba bakabilirsiniz.

274 say›l› Sendikalar Kanunu, serbest örgütlenme ve üyelik esas›na dayanan özgürlükçü; uluslararas› normlara uygun ilerici; ço¤ulcu ve ayr›nt›l› düzenlemele-re yer vedüzenlemele-ren düzenleyici bir kanundur. 275 say›l› Toplu ‹fl Sözleflmesi Gdüzenlemele-rev ve Lo-kavt Kanunu ise ilk kez grev ve loLo-kavt konusunda yasakç› de¤il düzenleyici bir yol izlemifltir. Böylece toplu ifl uyuflmazl›klar›n›n çözümünde yasakç› sistemden, kar-ma sisteme geçilmifl; sendikac›l›¤›n örgütlenme ve toplu pazarl›k ayaklar›, grev-lo-kavt aya¤› ile birlikte tamamlanm›flt›r. Toplu ifl uyuflmazl›klar›n›n öncelikle uzlafl-t›rma yolu ile çözümlenmesi; bu yolun ancak baflar›s›zl›kla sonuçlanmas› duru-munda grev ve lokavta gidilmesi hükme ba¤lanm›flt›r. Grev ve lokavt›n yasaklan-d›¤› durumlarda ve ifllerde ise uyuflmazl›klar›n zorunlu tahkim yoluyla çözümlen-mesi düzenlenmifltir. 275 say›l› Kanun ile toplu ç›kar uyuflmazl›klar›n›n yan› s›ra toplu hak uyuflmazl›klar›nda da iflçilerin greve gidebilmelerine imkân verilmifltir.

Türkiye’de endüstri iliflkileri sisteminin 1960-1980 döneminde kurumsallaflmas›n›n ne-denleri nelerdir?

Bireysel ifl iliflkilerinde de 1967 y›l›nda kabul edilen 931 say›l› ‹fl Kanunu ile bir-likte yeni bir döneme girilmifltir. Ancak 931 say›l› kanun, uzun ömürlü olamam›fl;

Anayasa Mahkemesi taraf›ndan 1970 y›l›nda flekil yönünden iptal edilmesi üzerine, bu kanunun birkaç hükmü de¤ifltirilerek, 2003 y›l›na kadar yürürlükte kalacak olan 1475 say›l› ‹fl Kanunu 1971 y›l›nda kabul edilmifltir. Yeni ‹fl Kanunu’nun kapsam›, 3008 say›l› Kanun’a göre daha genifllemifltir. 1475 say›l› Kanun, tek iflçi çal›flt›ran ifl-yerlerini ve beden iflçilerinin yan› s›ra fikir iflçilerini de kapsam›na alm›flt›r.

170 Sendikac›l›k

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

2

‹statistiklere bak›ld›¤›nda, 1963-1980 döneminde sendikal› iflçilerin ve sendika-lar›n say›s›nda büyük bir art›fl görülmekle birlikte bu rakamlar güvenilir olmaktan uzakt›r. Özellikle 1970 y›l›na kadar sendikal› iflçilerin say›s›n› gösteren rakamlar, sendikalar›n üye say›lar›n› Çal›flma Bakanl›¤›na bildirmeleri konusunda mevzuatta herhangi bir hüküm bulunmamas› nedeniyle yetersiz kalm›flt›r. 1970 y›l›nda sendi-kalara, üye say›lar›n› her y›l›n bafl›nda Bakanl›¤a bildirme yükümlülü¤ü getirilme-sine karfl›n, sendikal› iflçi say›s› ve sendikalaflma oranlar› gerçe¤i yans›tamam›flt›r.

Bunun nedenleri aras›nda, üye say›lar›n›n düzenli olarak bildirilmemesi, 275 say›-l› Kanun uyar›nca yetki elde edilebilmesi için bildirilen say›lar›n gerçe¤in üzerinde olmas›, üyelik için noter onay› olmaks›z›n üye kay›t fifllerinin doldurulmas›n›n ye-terli olmas› ve birden fazla sendikaya üyeli¤i önleyici yasal bir düzenlemenin bu-lunmamas› say›labilir. Nitekim 1970 y›l›nda sigortal› iflçi say›s›n›n yaklafl›k 279.000,

‹fl Kanunu’na tabi iflçi say›s›n›n 1.406.100; 1979 y›l›nda ise sigortal› iflçi say›s›n›n yaklafl›k 231.000, ‹fl Kanunu’na tabi iflçi say›s›n›n 2.152.411 oldu¤u düflünülürse sendikal› iflçi say›s›n›n Tablo 7.2’de belirtilen rakamlar›n çok alt›nda olmas› gerek-ti¤i ortaya ç›kacakt›r. Bu dönemde siyasi alandaki parçalanm›fll›k ve ideolojik gö-rüfl farkl›l›klar›, sendikal platforma da yans›m›fl; sendikalar›n say›s›nda art›fllar ve konfederasyonlarda bölünmeler yaflanmaya bafllam›flt›r. Öyle ki, 1978 y›l›nda sen-dika say›s› 912’ye ve konfederasyon say›s› da 7’ye yükselmifltir (T.C. Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›, 1998, s.95; Tokol, 2005, ss.97-98).

Y›llar Sendika Say›s› Üye Say›s› Birlik Say›s› Federasyon Say›s›

Konfederasyon Say›s›

1963 565 295.000 6 20 1

1964 595 338.000 8 22 2

1965 668 360.000 7 22 2

1966 704 374.000 6 18 2

1967 798 834.000 3 15 3

1968 755 1.057.000 3 17 3

1969 797 2.193.908 6 17 5

1970 737 2.088.219 6 15 6

1971 631 2.362.787 - 16 5

1972 642 2.672.857 - 16 3

1973 637 2.658.393 - 17 3

1974 675 2.878.624 - 15 3

1975 781 3.328.633 - 16 4

1976 800 3.269.256 - 16 6

1977 863 3.807.577 - 16 6

1978 912 3.897.200 - v.y. 7

1979 750 5.465.109 - 12 7

1980 733 5.721.077 - 14 7

*v.y. Veri yok

171

7. Ünite - Türkiye’de Sendikac›l›k

Türkiye’de 1960-1980 döneminin siyasi, ekonomik ve yasal koflullar› alt›nda sendikalar ‘alt›n dönem’

olarak adland›r›lan en güçlü dönemini yaflam›flt›r.

Tablo 7.2

1963-1980 Y›llar›

Aras›nda ‹flçi Sendikalar›n›n ve Üst Kurulufllar›n›n Geliflimi

Kaynak: T.C. Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›. (1998).

Çal›flma Hayat›

‹statistikleri 1998.

Ankara: Yay›n No:

24, s.95.

Bu dönemde örgütlenme modellerine iliflkin herhangi bir s›n›rlama olmamakla birlikte, sendikalar›n ço¤unlu¤unu iflkolu sendikalar› oluflturmufltur. 1970 y›l›na kadar tüm üst örgütlenme modelleri görülmüfltür ancak 1970 y›l›nda ç›kar›lan 1317 say›l› Kanun’la sendika birlikleri kapat›lm›flt›r. Türk-‹fl’ten ilk büyük kopma ise 1967 y›l›nda Devrimci ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu’nun (D‹SK) kurulmas› ile yaflanm›flt›r. D‹SK, Türk-‹fl’in mesleki fonksiyonlar› a¤›r basan pragmatik sendika-c›l›k anlay›fl›na ve partiler üstü politikas›na bir tepki olarak kurulmufltur.

Türk-‹fl’in 1964 y›l›nda toplanan 5. Genel Kurul’unda tüzü¤üne koydu¤u partiler üstü po-litika ilkesi, sendikalar›n siyasi partiler karfl›s›nda ba¤›ms›z kalmas›n›, yaln›zca mesleki fonksiyonlar›n› yerine getirmesini, s›n›fsal ve millî sorunlar› siyasi faaliyet içine girmek yerine yasama ve yürütme organlar›n› etkileyerek çözmeyi ifade etmektedir. Efl deyiflle partiler üstü politika, siyasetten kopukluk de¤il hükûmetlerle mümkün oldu¤unca çat›fl-malara girmeden ekonomik büyümeden pay alman›n bir parças›n› oluflturmaktad›r. Koç, Y. (1998). Türkiye’de ‹flçi S›n›f› ve Sendikac›l›k Hareketi. ‹stanbul: Gerçek Yay›nevi, s.102.

1970 y›l›nda kurulan Milliyetçi ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (M‹SK) ise emek-sermaye çat›flmas›na karfl› ç›karak milliyetçi doktrine göre oluflturulacak bir sistemden yana olmufltur. Hak ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (Hak-‹fl) da Türki-ye’de iflçi hareketinin yükseldi¤i ve siyasal alan› etkiledi¤i bir dönemde dinî ak›m-lar›n ve partilerin iflçi hareketi içindeki uzant›s› olarak 1976 y›l›nda kurulmufltur.

Bu dönemde konfederasyonlar›n birço¤u siyasi partilerle organik olmayan yak›n iliflki içine girmifltir. Türkiye’de iflveren sendikalar› ise gerçek anlamda bu dönem-de etkinlik göstermeye bafllam›flt›r. 274 ve 275 say›l› Kanunlar›n iflçi sendikalar›na

Bu dönemde konfederasyonlar›n birço¤u siyasi partilerle organik olmayan yak›n iliflki içine girmifltir. Türkiye’de iflveren sendikalar› ise gerçek anlamda bu dönem-de etkinlik göstermeye bafllam›flt›r. 274 ve 275 say›l› Kanunlar›n iflçi sendikalar›na