• Sonuç bulunamadı

Liberalizm kendi içinde farkl›l›klar ve hatta çeliflkiler tafl›mas› nedeniyle tan›mlan-mas› ve tek bir pozisyona indirgenmesi zor bir ideolojidir (Berktay, 2012, s.49).

Kavram soyutlama düzeyine, zamana ve mekâna ba¤l› olarak farkl›l›klar göstere-bilmektedir. 18. yüzy›l liberalizmi, bir bütün olarak toplumun iyili¤ini sa¤laman›n yolunun bireylerin kendi ç›karlar› peflinden koflmalar›na izin verilmesi fikrine da-yal›d›r. Liberallere göre zenginli¤i art›rman›n yolu k›s›tlamalardan ve düzenleme-lerden de¤il, k›s›ts›z veya serbest giriflimden geçmekteydi. Liberallerin hükümetle-re yapt›klar› tavsiye, k›s›tlamalar›, düzenlemeleri kald›rmalar› ve insanlar›n piyasa-da serbestçe rekabet etmelerine izin vermeleriydi. Bu yüzden liberalizmin temel

92 Sendikac›l›k

Farkl› düflünsel sistemler ve ideolojiler de¤iflik s›n›fsal ve sosyal bak›fl aç›lar›n› temsil eder.

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

slogan› “b›rak›n›z yaps›nlar, b›rak›n›z geçsinler” (laissez faire, laissez passer) ola-rak bilinir (Berktay, 2012, ss.59-60).

Liberalizmin önemli bir bölümünü siyasal liberalizm oluflturmakla birlikte, biz bu ünitede özellikle sendikac›l›kla iliflkisi nedeniyle iktisadi liberalizm ve klasik ik-tisadi düflünce üzerinde duraca¤›z. Klasik ikik-tisadi yaklafl›m Adam Smith (1723-1790), David Ricardo (1772-1823), Thomas Robert Malthus (1766-1834) ve John Stuart Mill (1806-1873) gibi düflünürlerin yaklafl›mlar› üzerine flekillenmifltir. Klasik iktisat veya klasik liberalizm toplumsal yaflam›n ve tarihsel ak›fl›n alg›lanmas›nda ve aç›klanmas›nda çok etkili olan ve günümüzde de genifl kabul gören bir yakla-fl›md›r. Klasiklerde, rekabete dayal› piyasa mekanizmas›n›n her fleyi en uygun çö-züme kavuflturabilecek ideal ve dokunulmaz bir iflleyifle sahip oldu¤una dair yay-g›n bir inanç söz konusudur (Ifl›kl›, 2003, s.21). Macar iktisat tarihçisi Karl Polanyi ünlü eseri Büyük Dönüflüm’de bu yaklafl›m› liberal itikat (iman, amentü) olarak elefltirmektedir (Polanyi, 2002).

Klasik iktisadi yaklafl›m›n, ekonomik liberalizmin özünde kendi ç›kar› için en ak›lc› seçimleri yapan birey (homo economicus) varsay›m› yatar. Asl›nda bu ak›ll›

birey böyle davranarak sadece kendisi için de¤il toplum için de en iyisini yapar. O nedenle birey, ekonomik tercih ve hareketlerinde tamamen özgür olmal› ve özgür-lü¤ünü güvence alt›na alacak bir hukuk düzeninin oluflturulmas› d›fl›nda, bireyin bu özgürlük alan›na müdahale edilmemelidir. Devlet, kapitalist piyasan›n düzgün ifllemesini sa¤layacak bir hukuk düzeni kurmal› ve güvenli¤i sa¤lamal›d›r. Klasik iktisad›n devlete biçti¤i görev, kurulu düzenin devam› için bir tür gece bekçili¤i yapmakt›r. Piyasa bireylerin rasyonel tercihleri sonucunda görünmeyen bir el saye-sinde dengeye kavuflacakt›r. Talas, liberalizmin sendikac›l›k hareketi üzerinde özellikle durmad›¤›n› yazmaktad›r. ‹nsanlar›n serbest olarak hareket etmelerini en-gelledikleri, ekonomik kanunlar›n normal iflleyifllerini önledikleri gerekçesiyle lon-calar›n y›k›lmas›ndan sonra mesleksel alanlarda her türlü örgütlenme yasaklanm›fl-t›. Dahas› liberal düflünce eme¤i de bir mal olarak kabul etmifl ve bunun do¤al so-nucu olarak pazardaki al›m ve sat›m›n› arz ve talep kurallar› içinde görmüfl ve ör-gütlenmelerin bu kurallar› de¤ifltiremeyece¤i fikrini savunmufltur (Talas, 1976, ss.162-163). Klasikler, piyasa mekanizmas›na herhangi bir müdahaleyi, devlet ya da sendikalar kanal›yla gerçeklefltirilecek bir s›n›rlamay›, sadece piyasa için de¤il do¤rudan iflçiler için de sak›ncal› görürler.

Adam Smith’e göre, bireylerin kiflisel ç›karlar› ve h›rslar› onlar›, ola¤an hâllerde sermayelerini toplulu¤a en yararl› flekilde kullanmaya yöneltir. E¤er belirli bir ala-na fazla yat›r›m yaparlarsa bu alandaki kârlarda yaflaala-nacak düflüfl ve baflka alanlar-daki kârl›l›k art›fl› onlar› derhal bu yanl›fl tercihlerini düzeltmeye yönlendirir. Bu nedenle bir yasal/siyasal müdahale olmaks›z›n insanlar›n kiflisel ç›kar ve h›rslar›, o toplumda var olan sermayeyi, bütün toplulu¤un ç›karlar›yla uyumlu bir biçimde kullanmalar›n› sa¤lar (Smith, 2008, s.696). Smith’e göre görünmeyen bir el bireyi kendi ç›kar› peflinden gitmeye yönlendirir. Kendi ç›kar› peflinden koflan birey top-lumun ç›kar›n› da etkin biçimde korumufl olur (Smith, 2008, s.485).

Bu yaklafl›mlar›n do¤al sonucu olarak Smith iflçilerin ç›karlar› ve ücret düzeyi-ni art›rmak için örgütlenmeleridüzeyi-ni yarars›z bir çaba olarak görmüfltür (Smith, 2008, s.74). Bununla birlikte Adam Smith’te, sendikac›l›k ve iflçilerin örgütlenmesi konu-sunda baz› fikirlere rastlamaktay›z (Resim 4.1).

Smith iflçi ve iflveren örgütlerini birer pazarl›k arac› olarak görmekle birlikte çi örgütlerinin daha çok savunma örgütleri oldu¤unu belirtmifltir. Smith, iflçi ve ifl-verenlerin örgütlenmesini ekonomik durumlar›n› iyilefltirmek, menfaatlerini

savun-93

4. Ünite - Modern ‹deolojiler Aç›s›ndan Sendikac›l›k

Liberalizmin temel slogan›

“b›rak›n›z yaps›nlar, b›rak›n›z geçsinler” olarak bilinir.

Homo economicus kendi ç›kar› için en ak›lc› seçimleri yapan birey anlam›na gelmektedir.

Klasik iktisatç›lara göre piyasa bireylerin rasyonel tercihleri sonucunda görünmeyen bir el sayesinde dengeye kavuflacakt›r.

mak için öngörmektedir. Smith, iflçilerin örgütlenmesinde ne politik, ne sosyal ne de psikolojik bir neden aram›flt›r. Smith’e göre bu örgütlenmelerin siyasal iktidar›

evrimci veya devrimci bir biçimde ele geçirmek gibi bir amac› yoktur (Talas, 1976, ss. 163-164).

Klasik iktisatç›lar›n emek ve bunun geliri olan ücret için söyledikleri birbirine oldukça yak›nd›r. Buna göre emek arz› nüfusa ba¤l›d›r; nüfus da ücret düzeyine dayan›r (Kazgan, 1984; s.84). Daha sonra Ferdinand Lasalle taraf›ndan Ücretlerin Tunç Kanunu olarak adland›r›lacak ve elefltirilecek olan bu klasik liberal yakla-fl›m, ücretler seviyesini eme¤in arz ve talebine ba¤lamaktad›r. Klasiklerin emek ar-z› ve ücret teorisi, gerçekte düflük ücret düzeylerini hakl› göstermek gibi bir amaç tafl›maktad›r. Klasik yaklafl›ma göre ücretler ancak geçimlik seviyede oluflur (Kaz-gan, 1984; s.84).

Klasik iktisatç›lar Ricardo, Malthus ve Mill ücret art›fllar›n›n do¤al bir mekaniz-ma sonucunda, iflgücü arz›n›n art›fl›na ve azal›fl›na ba¤l› olarak ya da bir ücret fo-nu çerçevesinde olufltu¤ufo-nu ve bu nedenle de ücretleri hükümetlerin ya da sendi-kalar›n gayretleriyle do¤al düzeyin ya da fon miktar›n›n üzerine ç›karman›n bu dengeyi bozaca¤›n› ve hatta ücretleri daha da düflürücü sonuçlar do¤uraca¤›n› sa-vunurlar (Lordo¤lu ve di¤erleri, 1999, ss.137-139). Ricardo, ücret seviyesinin,

eme-94 Sendikac›l›k

Resim 4.1

Adam Smith: ‹flçi ve iflverenlerin örgütlenmeleri üstüne

(...) ‹flçiler, elden geldi¤ince çok almak; ustalar [iflverenler] ise, elden

geldi-¤ince, az vermek isterler. Birincileri, emek ücretini art›rmak; ikinciler ise, bunu indirmek için, kendi aralar›nda birleflmeye yatk›nd›rlar.

(...) Ustalar say›ca az olduklar›ndan, aralar›nda çok daha kolay birleflebi-lirler. Sonra kanun, onlar›n bir araya gelmelerine izin verir yahut hiç de¤il-se, onlara bu birleflmeleri yasak etmez. Oysa iflçilerinkini yasak eder. ‹flin fi-yat›n› indirmek üzere birleflmeye karfl› parlamento kararlar›m›z yoktur.

Ama bunu yükselteceklere karfl›, pek çok kanun vard›r. Bütün bu gibi çat›fl-malarda, ustalar çok daha uzun boylu dayanabilirler. (...) ‹flçilerin ço¤u bir hafta iflsiz yapamaz; bir ay iflsiz geçinebileni pek az; bütün bir y›l, iflsiz yaflayabileni ise yok gibidir. Eninde sonunda, iflçi için usta ne kadar lü-zumlu ise, usta için de iflçi o derece gerekli olabilir. Ancak, bu lüzum o ka-dar ivedi de¤ildir.

Ustalar aras›ndaki birliklerin kula¤›m›za çal›nd›¤› pek olmaz da, s›k s›k, ifl-çilerinkini duyar›z, denilmifltir. Buna bak›p, ustalar›n, kendi aralar›nda pek seyrek birlefltiklerini sanmak hem dünyay› hem sözü edilen sorunu bil-memektir. Emek ücretlerini olduklar› kertenin üstüne ç›karmamak için, ustalar, her zaman her yerde, bir nevi z›mni, fakat sürekli ve bir örnek, bir birleflme içindedirler. (...) Gerçekte, bu birli¤in pek kula¤›m›za geldi¤i ol-maz. Çünkü bu, kimsenin fark›na varmad›¤› ola¤an ifllerdendir; hatta denilebilir ki do¤al durumdur. Baz›

defa, ustalar›n, emek ücretlerini bu kertenin bile afla¤›s›na indirmek için aralar›nda özel tertiplere girifltikleri olur. (...) [Ç]o¤u kez bu özel birleflmelere, iflçilerin mukabil bir savunma birli¤i karfl› durur: bazen de, böyle bir k›flk›rtma olmaks›z›n, emeklerinin fiyatlar›n› art›rmak için kendiliklerinden birlefltikleri olur. (...) Ancak, birleflmeleri ister sald›r›c›, ister karfl› koyucu olsun, her zaman gürültülüdür. (...) ‹fli fazla yaygaraya döker;

bazen ortal›¤› k›r›p geçirmeye dek vard›r›rlar, az›t›rlar. (...) Bu hallerde, kendi hesaplar›na, ustalar da ayn›

derecede gürültücüdür. Mülki makamlar›n yard›m›n›; hizmetçi, iflçi ve gündelikçilerin birleflmelerine karfl› ç›-kar›lm›fl pek sert kanunlar›n fliddetle uygulanmas›n› ba¤›ra ça¤›ra istemekten geri durmazlar. ‹flte, gerek mül-ki makamlar›n ifle kar›flmas›; gerek patronlarda daha a¤›r basan irmül-kilmezlik; gerekse ço¤u iflçilerin o andamül-ki nafakalar› hat›r›na boyun e¤mek zorunda olmalar› yüzünden, genellikle, ayaklanmada elebafl›l›k edenlerin ceza görmesinden ya da mahv›ndan baflka bir sonucu olmayan bu velveleli birleflmelerin pat›rt›s›ndan, iflçile-rin bir fayda elde edebildikleri azd›r.

Kaynak:Smith, A (2008). Milletlerin Zenginli¤i. (Çev. Haldun Derin). II. Bask›. ‹stanbul: Türkiye ‹fl Banka-s› Kültür Yay›nlar›, ss.72-74.

Klasik iktisatç›lar ücret art›fllar›n›n do¤al bir mekanizma sonucunda, iflgücü arz›n›n art›fl›na ve azal›fl›na ba¤l› olarak ya da bir ücret fonu çerçevesinde olufltu¤unu savunurlar.

¤in do¤al fiyat› ile piyasa fiyat› aras›ndaki dalgalanmayla; aç›k ve serbest bir ortam-da asla yasal bir engelle karfl›laflmaks›z›n piyasaortam-da oluflmas›n› savunur ve bu ne-denle yoksullara yard›m eden bütün yasalara karfl› ç›kar (Brunhoff, 1992, s.18). Ri-cardo, emekten, ücret ve fiyatlardan söz ederken iflçilerin örgütlenme hareketleri-ni de¤erlendirmeyi düflünmemifltir. Tersine her fleyin kiflisel düzeyde oluflaca¤›n›

ve ücretlerin zaman zaman düflece¤ini söyleyerek ünlü Tunç Kanunu’nu ortaya koymufltur (Talas, 1976, s.164).

Malthus’a göre ise nüfus geometrik biçimde (1, 2, 4, 8...) artarken geçimlik mal-lar aritmetik biçimde (1, 2, 3, 4...) artmaktad›r. Malthus aç›s›ndan ücretlerin düze-yi nüfus art›fl› ile ba¤lant›l›d›r. Malthus da ünlü nüfus kuram›n› aç›klarken iflçilerin örgütlenme hareketlerini de¤erlendirmek, emek-sermaye iliflkileri bak›m›ndan bu hareketler üzerinde durma gere¤i hissetmemifltir (Talas, 1976, s.164).

Klasik iktisatç›lar›n sendikac›l›¤a iliflkin görüflleri nelerdir?

Klasik liberal iktisadi düflüncenin di¤er ismi J. Stuart Mill ise sendikalar›n üc-ret fonunun hacmini etkileyebileceklerini, iflçilerin örgütlenerek iflverenlerle pa-zarl›klar›nda güçlerini art›rabileceklerini kabul etmifltir (Talas, 1976, s.164). Mill, sendikalar›n varl›¤›n› savunmakla birlikte, onlar›n yeniden da¤›t›c› etkilerinin ol-dukça s›n›rl› oldu¤u görüflündedir. Mill klasiklerin geleneklerini y›karak sendika-lara sempati ile bakt›ysa da gelece¤in toplumunda sendikalar için gerçek bir yer görmemifltir. Mill’in yaflam›n›n sonraki y›llar›nda ücret fonu teorisini terk etmesi ve sendikalara sempatiyle bakmas›na ra¤men, Mill’in düflüncesinde kapitalist sis-teme karfl› herhangi bir dayan›flmac› iz görmek mümkün de¤ildir (G. W. Smith, 1998, s.7, 261, 329).

Bireyler ve toplumsal s›n›flar aras›ndaki iliflkilere devletin müdahale etmemesi ve bu iliflkilerin do¤al seyrinde geliflmesi yönündeki liberal yaklafl›m, Herbert Spencer ile tepe noktas›na, Sosyal Darwinizme ulafl›r. Spencer, ekonomik laissez-faire düflüncesi ile Darwinizm aras›ndaki paralelli¤in önde gelen savunucusudur.

Spencer, “en güçlü olan›n varl›¤›n› sürdürmesi” (the survival of the fittest) tezi ile Darwin’in “do¤al ay›klanma” fikrini toplumsal yaflam için önerir. Spencer sosyal ve ekonomik geliflmenin, zay›f olanlar›n ay›klanmas›na ba¤l› oldu¤unu iddia eder (Spencer, 1981, s.109). Spencer’a göre devletin ac›lar› önleme ve yoksullara yard›m etme gibi faaliyetleri insanlarda devletin nas›lsa kendilerine bakaca¤› düflüncesini yarat›r. Böylece insanlar giriflim ruhunu kaybederler. Spencer’a göre evrim yoluy-la ay›kyoluy-lanma sert ac›mas›z ancak iyinin ortaya ç›kmas› için hay›rl› bir süreçtir (Elia-ç›k, 2011, s.302).

Spencer sendikalar› bireysel özgürlü¤e ayk›r› yap›lar olarak görmektedir. Spen-cer’a göre bir sendikan›n üyesi olan iflçi, ço¤unluk o yönde karar verirse, greve ka-t›lmaya zorlanmaktad›r. Sendika taraf›ndan dikte edilen koflullar nedeniyle çal›fl-may› kabul etmesi yasaklanm›flt›r. Spencer’a göre bu yasak yüzünden kiflinin yete-ne¤i veya enerjisiyle elinden gelenin en iyisini yapmas› önlenmektedir. ‹taatsizlik ederse yararlanmak için örgüte kat›ld›¤› maddi ç›karlardan vazgeçmek zorunda ka-l›r ve arkadafllar›n›n kötülü¤ünü ve fliddetini de üzerine çeker (Spencer, 1981, s.25). Spencer böylece sendikan›n iflçiyi zorlad›¤› ve bireysel çal›flma özgürlü¤ünü ortadan kald›rd›¤› düflüncesine var›r. Spencer’a göre sendikalar, kendi kurallar›n›

bunlara uymak zorunda kalanlar›n haklar›na sayg› göstermeksizin dayatmaktad›r-lar. Spencer, sendikalar›n yayg›nlaflmas›yla çal›flma özgürlü¤ünün s›n›rland›¤›n› id-dia etmektedir. Çal›flanlar sendikalara saptanm›fl bir para (aidat) ödemek veya

sen-95

4. Ünite - Modern ‹deolojiler Aç›s›ndan Sendikac›l›k

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

1

Mill di¤er klasiklerin aksine sendikalara olumlu bakmakla birlikte etkin bir rol tan›mam›flt›r.

Spencer, “en güçlü olan›n varl›¤›n› sürdürmesi” tezi ile Darwin’in “do¤al

ay›klanma” fikrini toplumsal yaflam için önerir.

dikas›z kalma seçenekleri ile yüz yüzedir. ‹flçi sendikas›z kald›¤›nda ise çal›flmas›

zorla engellenmektedir. Spencer böylece sendikalar›n çal›flma hakk›n› satt›¤›n›, ifl-çilerin ise sat›n ald›¤›n› iddia etmektedir (Spencer, 1981, s.513).

Yukar›da özetledi¤imiz klasik iktisadi düflüncenin varsay›mlar› esas al›nd›¤›nda sadece devlet müdahalesine de¤il sendikalaflmaya da karfl› olmak gerekir. Sendi-kalaflma ve sendiSendi-kalaflman›n temelini oluflturan dayan›flma düflüncesi klasik liberal yaklafl›m›n esas›n› oluflturan bireycilikle ba¤daflmaz. Örgütlenerek sendikal faali-yet yürüten iflçi topluluklar›, liberal anlay›fla göre, bireysel özgürlüklere ters düflen bir ifl yapm›fl olur. ‹flçiler örgütlenerek belli bir ücret talebiyle ortaya ç›kt›klar›nda, daha düflük ücretle çal›flmaya haz›r olanlar›n özgürlüklerini k›s›tlam›fl olurlar (Ifl›k-l›, 2003, s.22).

Liberalizm, piyasan›n herhangi bir müdahale olmaks›z›n kendi iflleyifli içinde dengeye varaca¤›na inand›¤› için, buradan hareketle piyasaya müdahale edilmesi-ne ve düzenleme fikriedilmesi-ne karfl› ç›km›flt›r. Bu edilmesi-nedenle, ayn› koflullara ve ç›karlara sa-hip sosyal kesimlerden bireylerin bir araya gelerek haklar›n› ortaklafla aramalar› pi-yasaya ve bireysel özgürlüklere bir müdahale olarak görülmüfl ve kolektif hak ara-ma yollar› kapat›lm›flt›r. Devrimden sonra Fransa’da artan grevler nedeniyle, iflçile-rin bireysel de¤il lonca esas›na göre hareket etti¤i ve bunun devrimin ilkeleiflçile-rine ay-k›r› oldu¤u fikriyle konu yasama organ›n gündemine gelmifltir. Bu çerçevede Fran-sa’da 1791 y›l›nda (öneren milletvekili Isaac-René-Guy Le Chapelier ad›yla an›lan) Le Chapelier Yasas› kabul edilmifl, iflçi sendikalar›, toplu sözleflmeler ve grevler ya-saklanm›flt›r. Ancak yasa iflveren örgütlenmelerine karfl› ›l›ml›d›r ve iflverenlerin fi-yat tespiti d›fl›nda örgütlenmelerine olanak tan›maktad›r (Le Chapelier Law, chnm.gmu.edu/revolution/d/370/).

‹ngiltere’de de 18. yüzy›l boyunca bir dizi yasa iflçilerin örgütlenmelerini ve ifl-verenler ile toplu pazarl›k yapmalar›n› yasaklanm›flt›r. 1799 ve 1800 y›llar›nda iflçi hareketinin radikalleflmesi korkusuyla Combination Acts (Birleflme Yasalar›) ola-rak bilinen ve sendikalar› yasaklayan yasalar kabul edilmifl ve bu yasaklar› çi¤ne-yenlere karfl› hapis cezas› ve zorla çal›flt›rma öngörülmüfltür. Sendikalaflmay› ya-saklayan 1800 tarihli yasa 1824 y›l›nda yürürlükten kald›r›lm›fl ve sendika yasa¤›

k›smen gevfletilmifltir (The Combination Act of 1800, umassd.edu/ir/resources/la-borandsocial/). Benzer bir yasa¤a daha geç sanayileflen Almanya’da da rastlan-maktad›r. Almanya’da 1845 y›l›nda ç›kar›lan Meslek Nizamnamesi (Allgemenie Ge-werbeornung) ile iflçilere sendikal örgütlenme yasaklanm›flt›r. Ancak bu yasak 1861’den bafllayarak yavafl yavafl kald›r›lm›flt›r (Kuyucuklu, 1980, s.41).