• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE-SOVYETLER BİRLİĞİ SALDIRMAZLIK BİLDİRİSİ

H. ALMAN İLERLEYİŞİ KARŞISINDA SOVYETLER BİRLİĞİ

2. TÜRKİYE-SOVYETLER BİRLİĞİ SALDIRMAZLIK BİLDİRİSİ

Alman ordusu, Fransa’yı işgal edip Manş sahillerine geldikten sonra, İngiltere’ye yaptığı hava hücumlarının başarısız olması sonucu yönünü doğuya çevirmiştir. Hitler bu yönelişi; “Doğuya saldırmakla komünist çıbanını deşmekle, batılılar nezdinde bir iyi niyet

tepkisi uyandırmak ümidi besliyordum”511 sözleriyle ifade ederek Almanya’nın amacını,

Bolşevik rejimini ezmek olduğunu belirterek, bu amaç doğrultusunda doğudaki toprakların fethine başlayacaktır512. Hitler, doğuya yönelirken komünizmi ezerek Avrupa’nın kurtarıcı rolünü üstlenmek istemiştir. Bu plan doğrultusunda Türkiye ile Sovyetler Birliği’nin arasını açmayı amaçlamıştır. Bu doğrultuda faaliyetlere Fransa’nın mağlubiyeti sonrasında

507 Muharrem Feyzi Togay, “Molotov’un Seyahati”, Tasviri Efkâr, 19 Kasım 1940, S. 4549-193, s. 2.

508 “Rusya’nın Vaziyeti”, Tasviri Efkâr, 20 Ekim 1940, S. 4521-165, s. 1-4.

509 Hitler, age, s. 68.

510 Hitler, age, s. 42.

511 Hitler, age, s. 10.

90 başlamıştır513. Gerçekten de o dönemde Sovyetler Birliği’nin Türkiye’den toprak talepleri olduğu yönünde yayınlar çıkmış, bunun üzerine Tass ajansı bu haberlerin asılsız olduğunu bildirmiştir514. Hitler, 1941 Mart’ının ilk günlerinde Türk büyükelçisine, Boğazlar üzerinde Sovyetler Birliği’nin emellerinden bahsedecektir. Böylece en azından Türkiye’nin tarafsız kalmasını sağlanacaktır515.

Molotov’un 1940 Kasım’ında yaptığı Berlin görüşmelerinin olumsuz sonuçlanması sonrasında Sovyetler Birliği, güneyden ve güneybatıdan gelebilecek bir saldırı karşısında Bulgaristan’a güvenliğini korumak için bir garanti vermiştir. Ancak bu sürede Bulgaristan, Almanya güdümüne girmiş ve Türkiye ile saldırmazlık anlaşması imzaladıktan sonra Mihver devletleri arasına katılmıştır. Sovyetler Birliği bu süreçte silahlanmaya devam etmiştir. Türkiye ise, Müttefik kuvvetlerin savaşa dâhil olma baskısıyla karşı karşıyadır. Şöyle ki İngiltere-Fransa ve Türkiye arasında imzalanan üçlü ittifak gereği, İtalya’nın savaşa dâhil olması, Almanya’nın Romanya’ya ve Bulgaristan’a girmesi, Yugoslavya ve Yunanistan’a savaş ilanı Türkiye’nin savaşa girmesini gerektiren gelişmelerdir. Ancak savaş, Türkiye’nin tahminlerinin dışında gelişmektedir. Fransa’nın kısa sürede yenilmesi Türkiye’nin dış politikasını gözden geçirmesine neden olacaktır. Bundan sonra temel politika savaş dışı kalmaktır. İngiltere’nin, savaşa girmesi yönündeki baskılarına Türkiye; askerî teçhizat yetersizliği, İngiltere’nin yeterli askerî yardımı yapamaması, bu durumda Türkiye’nin savaşa girmesinin savaşın geniş alana yayılıp Orta Doğu güvenliğini tehlikeye sokacak olması nedenlerini ileri sürülerek reddetmiştir. Ayrıca doğuda bir de Sovyetler Birliği tehlikesi bulunmaktadır. Almanya ile bir anlaşması bulunan Sovyetler Birliği’nin ne yapacağı meçhuldür. Bu duruma Alman propagandası da eklenince Türkiye’nin ikinci bir Polonya olma ihtimali oluşmaktadır. İki devlet için de ortak tehlike olan Almanya’nın, 1 Mart’ta Bulgaristan’ın Mihvere katılmasıyla Balkanlara inmesi üzerine, 25 Mart’ta Türkiye-Sovyetler Birliği ortak demeci yayınlanır. Ankara’da Türkçe ve Moskova’da Rusça olarak yayımlanan demeç şu şekildedir:

“Türkiye harbe girmeye mecbur olduğu takdirde Sovyetlerin Türkiye’nin müşkülatından istifade ederek kendisine hücum edeceklerine dair ecnebi matbuatında çıkan haberler üzerine ve bunlarla alakadar bir istifsar dolayısıyla Sovyet hükûmeti atideki Türkiye hükûmetine bildirmiştir:

1. Bu gibi haberler Sovyet hükûmeti vaziyetine katiyen tevafuk etmemektedir.

513 Glasneck, age, s. 128.

514 “Moskova Tekzip Ediyor”, Tasviri Efkâr, 13 Temmuz 1940, S. 4429-73, s. 1.

91 2. Şayet Türkiye hakikaten duçarı tecavüz olur ve topraklarını müdafaa için harbe

girmeye mecbur kalırsa o zaman Türkiye, Sovyetler ile arasında mevcut ademi tecavüz misakına istinaden Sovyetler Birliği’nin tam “Comprehension” ve bitaraflığına güvenilebilir. Bu beyanat dolayısıyla Türkiye hükûmeti Sovyet hükûmetine en samimi teşekkürlerini beyan etmiştir”516.

Ortak demeçle Türkiye, iki ateş arasında kalma endişesinden kurtulacak, biraz olsun rahat nefes alacaktır. Türk gazeteleri bu beyannameyi olumlu karşılayarak Balkanlarda beliren savaş tehlikesine karşı doğuda barış ateşinin yanmasına vesile bir gelişme olarak yorumlamışlardır. Tasviri Efkâr beyannameyi, Cumhuriyet sonrası kurulan dostluk ilişkilerinin devamı niteliğinde, samimi bir gelişme olarak değerlendirerek bu beyannamenin; “Hiç aslı olmayan haberlerle, tamamile uydurma rivayetlerle ortalığı bulandırmak

isteyenlere güzel ve manidar bir ihtar mahiyetinde”517 olduğunu belirtmiştir. Ulus

gazetesinden Falih Rıfkı Atay ise, “Deklarasyon iki devlet arasında yeni bir ahid değildir… İki devletin garptaki siyasetleri ne olursa olsun, her ikisi de şarkta sulh istemektedirler ve

harbin bu sahalara intikal etmesinde hiçbir menfaat görmemektedirler”518 diyerek

Türkiye’nin İngiltere’ye, Sovyetler Birliği’nin de Almanya’ya yakın olmasına rağmen kendi savunma alanlarında savaş istemediklerini bildirmiştir. Hüseyin Cahit Yalçın ise bu beyannamenin bir ittifak mahiyeti taşımadığını ancak son zamanların en önemli olayı olduğunu belirterek; “Türk-Rus dostluğunun en muazzam dünya buhranları ile en faal entrikalarla bile haleldar olmaktan” uzak olduğunu Türk-Sovyet savaşı çıkmasını bekleyenlerin emelinin iflas ettiğini belirtmiştir519.

İngiltere saldırmazlık bildirisinin Balkan buhranının had safhaya çıktığı dönemde yapılmasını olumlu karşılayarak Türkiye’nin savaşa girmesi durumunda Sovyetler Birliği’nin arkadan vuracağı fikrini yayan Alman propagandasına ağır bir darbe olarak nitelemiştir. Times gazetesi de; “Moskova’nın da, İngiltere ve Türkiye gibi Balkan sulhunün Almanya’nın bir kenarda tutulmasına bağlı bulunduğunu anlamış olmasına manidardır” diyerek Moskova’nın Türkiye’ye tam serbestlik veren teminatı yayınlayacak kadar çekingenliği atabildiğine dikkati çekmiştir520.

516 “Sovyet Rusya’nın Türkiye’ye Teminatı”, Tasviri Efkâr, 25 Mart 1941, S. 4660-304, s. 1; Soysal, age, s. 644.

517 “Türk-Rus Beyannamesi”, Tasviri Efkâr, 26 Mart 1941, S. 4661-305, s. 1-5.

518 Falih Rıfkı Atay, “Sovyet-Türk Deklârasyonu” Ulus, 26 Mart 1941, S. yok, s. 1, 3.

519 Hüseyin Cahit Yalçın, “Türk-Rus Beyannamesi”, Yeni Sabah, 26 Mart 1941, S. 1037, s. 1, 3.

92