• Sonuç bulunamadı

Atlantik beyannamesi Roosevelt ve Churchill’in 9 Ağustos 1941’de Newfoundland’da Placentia Bay’daki görüşmelerinde aldıkları kararların belgesidir. Görüşmeler 14 Ağustos’a kadar sürmüş ve aynı gün beyanname yayınlanmıştır663. Beyannamenin önemini, Amerika'nın tarafsızlık ve yalnızlık politikasından ayrılması oluşturur664. Churchill ve Roosevelt’in müşterek yayınladıkları beyanname kararları ise şunlardır:

1- “İki memleket hiçbir arazi genişlemesi veya başka bir genişleme aramamaktadır. 2- İki memleket, alakadar milletlerin serbestçe ifade edeceği arzularına tetabuk

[uyma] etmeyen hiçbir arazi değişmesini görmek arzu etmemektedir.

3- İki memleket, bütün milletlerin idaresi altına girecekleri hükûmet şeklini seçmek hakkına hürmet etmekte ve cebirler hükümranlık ve kendi kendini idare hakları nezedilmiş [çekip almak] bulunan milletlere bu hakların iade edildiğini görmek arzu etmektedir.

4- İki memleket, mevcut taahhütlerini nazarı dikkatte tutmakla beraber, büyük veya küçük, galip veya mağlup bütün devletlerin, ekonomik refahları için ihtiyaçları bulunan dünya iptidai maddelerine ve ticarete, müsavi [eşit] şeraite iştiraklerini teshile gayret edecektir.

5- İki memleket, herkese daha iyi çalışma şeraiti, ekonomik terakki ve sosyal emniyet temini için ekonomik sahada milletler arasında en tam işbirliği vücuda getirmek arzusundadır.

6- İki memleket, Nazi tahakkümünün nihai tahribinden sonra bütün milletlere kendi hudutları dâhilinde emniyette yaşamak vasıtalarını verecek ve bütün memleketlerde bütün insanlara kendi hayatlarını korku ve ihtiyaçtan âri yaşayabilecekleri teminatını getirecek olan sulhün teessüsünü görmek arzusundadır.

7- Böyle bir sulh bütün insanlara açık denizleri ve Okyanusları nailesiz geçmek imkânı vermelidir.

663 Armaoğlu, 20. yüzyıl, s. 467.

120 8- İki memleket, bütün dünya milletlerinin gerek maddi gerekse manevi sebepler

dolayısıyla kuvvet istimalini terk etmeleri lazım geldiği kanaatindedir”665.

Muharrem Feyzi Togay, Roosevelt ve Churchill arasındaki görüşmelerden beklenilen İngiltere-Amerika askerî ittifakının oluşmadığını belirtmiştir. İngiltere’nin zayıf durumu ve Amerikan toplumunun başka bir kıtada savaşmak istememesi bu duruma neden olmuştur. Bu görüşmenin dünya politikası açısından önemini, savaşa son verecek barış şartlarının belirlenmesi oluşturur. Şöyle ki; “İngiltere mesela işgal ettiği Suriye’yi ve Irak’ı harp sonunda elinde bulundurmayacaktır. Amerika… Yeni toprak ve noktalar almayacaktır. İngiltere ve Amerika mevcut hudutların ve toprakların değişmemesini prensip olarak kabul etmişlerdir. Fakat bu toprak sahiplerinin kendi rızalarıyla yapacakları değişikliğe ses çıkarmayacaklardır… Diğer bir madde bütün dünya milletlerinin istedikleri rejim ve hükûmet şeklini kabulde serbest bırakılmıştır. Dördüncü madde dünyanın hammadde kaynaklarından

ve cihan ticaretinden umum milletlerin müsavi şartlarla istifadesi temin edilmiştir”666. Ayrıca

Muharrem Feyzi Togay, bu savaşın tohumunun Amerika Başkanı Wilson ilkeleriyle ekildiğini, bu kötü örneğin dünyayı şüphelendirdiğini belirtmiştir667.

Tasviri Efkâr; “Tebliğe müstakbel sulhun şartlarını tespit eden bir beyanname şekli verilse de, bilahare cereyan eden mülakatta sulhtan ziyade harbe devam işinin konuşulduğunu, İngiltere, Amerika ve Rusya’nın nasıl teşriki mesai harcayacaklarını ispat etmiştir. Atlantik Beyannamesinin sulh sözleri altında gizli birtakım anlaşmaları ve kararları örtmek için neşredildiğine şüphe kalmamıştır” sözleriyle beyannamenin amacını, barıştan ziyade sonuna kadar mücadele ederek savaşı kazanmak olduğunu belirtmiştir668. “Amerika ve İngiltere’nin iki devlet adamı, bir taraftan her devleti celp edecek sulh şartlarını ilan ederken diğer taraftan da Rusya’ya müracaatla kendisiyle her hususta iş birliği yapmak kararında olduğunu bildirmektedir. Moskova’da üç devlet görevlilerinin toplantı yapacağı söylenmektedir. Eğer bu gerçekleşirse bunda savaşa hız verme kararı çıkar. Rusya’yı da yanına alma amacı olmasaydı bu sulh beyannamesi ardında Moskova’yı üç büyük devletin adeta bir harp karargâhı ittihaz etmeye gerek görülmezdi. Atlantik mülakatı unvanını alan Churchill Roosevelt görüşmesinin asıl hedefi Rusya’nın da dâhil olacağı üç taraflı muazzam bir anlaşma yapmakmış” ifadesine yer veren Tasviri Efkâr, Amerika’nın Sovyetler Birliği ile

665 “Ciddi Bir Sulh Alameti”, Tasviri Efkâr, 15 Ağustos 1941, S. 4786-430, s. 1-3.

666 Muharrem Fevzi Togay, “Cihan Politikasının Dönüm Noktası”, Tasviri Efkâr, 15 Ağustos 1941, S. 4786-430,

s. 2.

667 Muharrem Fevzi Togay, “Fransa’da Millî İnkılap ve Sulh Şartları”, Tasviri Efkâr, 16 Ağustos 1941, S. 4787-

431, s. 2.

121 işbirliğine karar vermiş olmasında Japonya’nın herhangi bir girişimde bulunmasını önleme amacı olduğunu belirtmiştir669.

Peyami Safa beyannamede, bütün devletlerin ham madde kaynaklarından ihtiyaçları oranında faydalanmasının yer aldığını; ancak bu durumun kapitalizmin felsefesine aykırı olduğunu belirtmiştir. Safa’ya göre, her şeyden evvel “Kapitalizmin tasfiyesini icap ettiren böyle bir adalet Amerika ve İngiltere’de bugüne kadar yapılamamış bir inkılâba

muhtaçtır”670. Safa, Server Bedi mahlasıyla yazdığı “Sulha Doğru” makalesinde ise; “Peki

biz bu barış teranelerine inanalım. Acaba o beyannamenin maddeleri nasıl tatbik edilecek? Mesela dünyanın hammadde kaynaklarından ve ticaretin her millet müsavi derecede nasıl istifade edecek? İngiltere ve Amerika bütün memleketleri azat mı ediyorlar? Bu prensip 1939’da ilan edilseydi bir damla kan dökülmezdi. Çünkü Almanya’nın da, İtalya’nın da, Japonya’nın da istedikleri bu idi. Fakat Roosevelt’in prensipleri geçen harbin sonunda ilan edilip de bir maddesi bile tatbik edilmeyen Wilson prensiplerine benzemesin? İnan çocuk ezeli

bir şifadır aldanmak!”671 sözleriyle, beyannamenin dünya barışına yönelik tatlı sözlerden

ibaret olduğunu, bunun da tarafsız devletleri, Müttefik devletler safına çekmek amacıyla yapıldığını belirtmiştir.

Atlantik beyannamesini Sovyetler Birliği, Londra’da yapılan görüşmelerde kabul edecektir672. Bu gelişmeyi Hitler ile Mussolini’nin Doğu Cephesinde savaş alanında yaptıkları görüşmeler takip etmiş ve burada da nihai zafere kadar savaş kararı alınmıştır673.

Tasviri Efkâr gazetesi Atlantik beyannamesine şüpheyle yaklaşmıştır. Bu duruma, Birinci Dünya Savaşı’nda Amerika Başkanı Wilson’un yayınladığı ilkelerinin savaş sonrasında uygulanmaması neden olmuştur. Beyannamenin tarafsızlık politikası izleyen devletleri, Müttefik devletler safına çekmeyi amaçladığını, ancak kapitalizm sistemini benimsemiş İngiltere ve Amerika’nın, beyannamede kendi ilkeleriyle çelişen kararlar aldığını, bununda kafalarda soru işareti oluşturduğunu belirtmiştir.