• Sonuç bulunamadı

SULUKULE’DE RANTSAL DÖNÜùÜM

( 23.03.2009)

Engels, øngiltere’de øúçi SÕnÕfÕnÕn Durumu isimli kitabÕnda, 1854’de Manches-ter’ da yaúayan iúçi sÕnÕfÕnÕn yaúam koúullarÕnÕ anlatÕrken úöyle söylüyor: “...para aristokrasisinin mensuplarÕ, kendi iúyerlerine, bütün o emekçi mahallelerinin or-tasÕndaki kÕsa yoldan, sa÷da-solda gizlenmiú iç karartÕcÕ sefaletin ortasÕnda olduk-larÕnÕ görmeksizin geçerek gidebilirler.” YüzyÕldan fazla süre geçmesine ra÷men, Engels’in dile getirdi÷i kent mekanÕnÕn tasarlanmasÕnÕn arkasÕnda yatan zihniyet de÷iúmemiútir. Bu zihniyetin en çarpÕcÕ örneklerinden birini, genel olarak “öteki-leri” görünmez kÕlmayÕ amaçlayan “kentsel dönüúüm” projeleri oluúturmaktadÕr.

Fatih Belediyesine ba÷lÕ “Sulukule” olarak bilinen Nesliúah ve Hatice Sultan Ma-halleleri de KasÕm 2005’te 5366 sayÕlÕ kanunla Kentsel Dönüúüm alanÕ olarak ilan edildi. Amaç, 1950’lerde göçle beraber Antik Roma’nÕn simgesi olan zarar gören surlarÕn ve tarihsel dokunun korunmasÕ olarak ifade edilirken, 02.11.2007’de ka-bul edilen 5607 no’lu kanun ile Kentsel Dönüúüm Kurulu’nun aldÕ÷Õ kararla proje halka duyuruldu ve belediye projeyi dünyadaki en sosyal proje olarak adlandÕr-dÕ. Belediye’nin açÕklamasÕndaki bilgilere göre, projenin en temel özellikleri úu úekilde sÕralanabilir: Yerel halk “küçük bir katkÕ payÕ” karúÕlÕ÷Õnda Sulukule’de yaúamaya devam edebilecek, e÷er isterlerse, mülklerinin “belediye tarafÕndan be-lirlenen” karúÕlÕklarÕnÕn alabilecekler, mülklerini TOKø’ye devrederek, “yeni ve modern yerleúim birimlerinde” oturma hakkÕnÕ elde edecekler.

Her ne kadar verilen bu bilgiler eúli÷inde proje yararlÕ, halktan yana ve gerçekten de sosyal bir proje olarak görülse de içine girince durumun de÷iúti÷i açÕktÕr. Zira, projenin nasÕl sunuldu÷u de÷il, nasÕl iúleyece÷i daha önemli bir soruna iúaret et-mektedir.

Oysa durum göründü÷ünden çok farklÕdÕr. Fatih Belediyenin Sulukule’ye ilgisi, 2004 yerel seçimlerinin ardÕndan baúladÕ. Belediye görevlileri, Sulukule olarak bilinen Nesliúah ve Hatice Sultan mahallelerinde kentsel dönüúüm çerçevesin-de kamulaútÕrma ve yÕkÕm yapÕlaca÷Õ bilgisini yayarak tespitler yapmaya baúla-dÕ. AKP’den istifa eden Fatih Belediye meclis üyesinin, meclis tutanaklarÕna da geçen konuúmasÕnda Sulukule projesiyle ilgili úunlarÕ söyledi: “Fatih’te pek çok proje baútan sona gizli yapÕldÕ. Sulukule bunlardan biri. Hiçbirimizin haberi ol-madÕ. Belediye baúkanÕ Sulukule ile ilgili bir sunum yaptÕ; iúte yüzde 1’i çalgÕ-cÕ, zurnaçalgÕ-cÕ, yüzde 47’si ilkokul mezunu bile de÷il dediler. Cahil insanlar demek istiyor. Do÷rudur o insanlar sizin nezrinizde cahil ama siz de çok kurnazsÕnÕz.

Kentsel dönüúümün seyrine baktÕ÷ÕmÕzda, bölgedeki hak sahiplerinin yüzde 50’si el de÷iútirmiú, Sulukule rant kapÕsÕ olmuútur.”

Son yÕllarda, bir çok araç ile gayrimenkullerin rant aracÕ haline getirilmesi meú-rulaútÕrÕlmÕútÕr. Konutlar, barÕnma hakkÕna Anayasal hak ile sahip olan insanlarÕn yaúamlarÕ için bir mekan olmaktan çÕkmÕútÕr. Gayrimenkuller menkul hale getiri-lerek piyasada dolaúÕmÕ hÕzlandÕrÕlmÕútÕr. Sulukule projesinde de, gayrÕmenkuller sermayenin gözleri kör eden rant ve kar hÕrsÕna kurban edilmiútir.

Sulukule’de uygulanan Kentsel Dönüúüm projesinin, maddi yönü kadar sosyal boyutu da kritik bir önem taúÕmaktadÕr. Sulukule yarÕmadasÕ, østanbul’daki en eski Roman yerleúim birimi olmasÕ açÕsÕndan tarihi bir miras taúÕmaktadÕr. Çingene-ler, bölgenin sembolü olmakla beraber, bölgede 600 yÕllÕk bir geçmiúe sahipler.

Çeúitli devletler tarafÕndan yÕllar boyu göçe zorlanan çingeneler için Sulukule bir nevi barÕnak görevi görmektedir. Roman olmalarÕndan ötürü sÕk sÕk dÕúlandÕklarÕ-nÕ belirten, neredeyse tüm zamanlarÕdÕúlandÕklarÕ-nÕ mahallenin sokaklarÕnda geçiren mahalle halkÕnÕ; apartmanlara hiç tanÕmadÕklarÕ ve kendi yaúam tarzlarÕna ve kültürlerine tamamen ters insanlarla yaúamaya zorlamak kabul edilemez. Zira, Sulukule’ de yapÕlmasÕ planlanan evlerin %90’Õ mahalle dÕúÕndan insanlara satÕlmÕú, ev sahip-lerinin bir ço÷u hisselerini devretmeye zorlanmÕúlardÕr. AçÕktÕr ki, burada kentsel dönüúüm de÷il rantsal dönüúüm hedeÀ enmiú ve mekân ¿ ziksel olarak karlÕ olma-sÕnÕn yanÕnda yapÕsal olarak da karlÕ hale getirilerek pazarlanmaktadÕr.

BasÕnda yer aldÕ÷Õ üzere Sulukule’de kentsel dönüúüm gerekçesiyle daha modern bir kent kimli÷i yarataca÷Õz diye Roman vatandaúlarÕ evlerinden yaúam alanla-rÕndan koparÕlmÕú ve boúaltÕlan bu yer ve arsalara siyasiler ve yandaúlarÕnÕn talip olduklarÕ ortaya çÕkmÕútÕr. KamulaútÕrma sürecinde arsa bedellerinin ucuz bir úe-kilde elkonulmasÕ sürecin baúlangÕcÕ olmuútur.

Kentsel dönüúümün ranta dönüúmesinde öne çÕkan isimler siyaset, ticaret ve yan-daú iliúkisinin bir yumak úeklinde içiçe geçti÷ini göstermektedir. Baúta hakkÕn-da hakkÕn-dava açÕlan Deniz Feneri noteri olmak üzere kimi milletvekili çocuklarÕ, bazÕ AKP’li belediye meclis üyeleri ve tarikat liderinin konut aldÕklarÕ úimdiden basÕna yansÕyan bilgiler arasÕndadÕr.

Sulukule’de østanbul Büyükúehir Belediyesi, Fatih Belediyesi ve TOKø’nin ortak yürüttü÷ü Nesliúah ve Hatice Sultan Mahalleleri Kentsel Yenileme Projesi’ne göre 45’i dükkan 665 konut inúa edilecek. Sulukule olarak bilinen iki mahalledeki bu konutlarÕn yüzde 50’sinin, yine Fatih Belediyesi kentsel yenileme alanlarÕndaki istimlak çalÕúmalarÕnÕ yürüten baúkan danÕúmanlarÕndan birinin ve bazÕ aracÕlarÕn devreye girmesiyle el de÷iútirdi÷i basÕna yansÕmaktadÕr.

Görüldü÷ü üzere kentsel dönüúümün neden yerel ve merkezi yöneticilerin iútahÕnÕ kabarttÕ÷Õ ve nasÕl bir bölüúüme dönüútü÷ü dünya kenti østanbul’da bir kez daha ortaya çÕkmÕútÕr.

Kentsel dönüúüm ve yeniden yapÕlanma olarak adlandÕrÕlan süreçler belirlenen kent parçalarÕnÕn, “kentsel dönüúüm” adÕ altÕnda, içinde yaúayanlardan ba÷ÕmsÕz, yeni imar haklarÕ verilerek sermaye çevrelerine pazarlanmasÕ, özelleútirilmesi, satÕlmasÕ ya da tahsis edilmesi belli kesimler için ’köúe dönme’ aracÕ olarak kul-lanÕlmaktadÕr.

Harita ve Kadastro Mühendisleri OdasÕ olarak, kentlerin uygar ve ça÷daú bir ya-pÕya kavuúmasÕnda, kent kültürü ve kentli haklarÕnÕn oluúmasÕnda, kente karúÕ iú-lenen suçlarÕn engellenmesinde, tarihsel mirasÕn korunmasÕnda, sa÷lÕklÕ, güvenilir ve yaúanabilir kentlerin yaratÕlmasÕnda; oda÷Õnda insan olan bütüncül planlarÕn yapÕlmasÕ ve halkÕn sürece katÕlmasÕnÕn gereklili÷ini ifade ediyoruz.

TMMOB HARøTA VE KADASTRO MÜHENDøSLERø ODASI

1 MAYIS… øùÇøNøN, EMEKÇøNøN BAYRAMI…

(29.04.2009)

Belli ki da÷larÕn denizlerin ve göllerin üzerinde SÕyrÕlÕp gelmektedir seher belli ki yakÕndÕr Belli ki yakÕndÕr do÷ayÕ ve hayatÕ sarsacak saat...

1856 yÕlÕnda AvustralyalÕ iúçilerin insanca çalÕúma koúullarÕ için baúlattÕklarÕ ha-reket ilk iúçi haha-reketinin baúlangÕcÕ olmuútur. 1886 yÕlÕnÕn 1 MayÕsÕnda, ùikago kentinde, Amerikan øúçilerinin, yaúam koúullarÕnÕ iyileútirmek amacÕ ile gittikleri 8 saatlik genel grev, úiddetle bastÕrÕlÕr; 4 iúçi lideriyle birlikte 8 iúçi idam edilir.

1889’da 1 MayÕs UluslararasÕ øúçi BayramÕ ilan edilir. Emekçiler, bütün dünyada, her 1 MayÕsta, bu acÕ günü, daha mutlu bir yaúam mücadelesinin simgesi olarak anarlar. DolayÕsÕyla, acÕlÕ bir geçmiúin anÕlarÕyla, mutlu gelecek beklentilerinin buruk bir karmaúasÕdÕr bu kutlama, bu bayram...

Türkiye, için de bu böyledir. Türkiye’de de, 1 MayÕs denilince, herkesin aklÕna hemen 1 MayÕs 1977 gelir. KaranlÕk güçlerin, kirli ve kanlÕ elleri kullanarak pro-voke etti÷i, güzel bir bahar gününü amansÕz bir pani÷e dönüútürdü÷ü, o meúum gün... Ama hayat ve mücadele devam ediyor, edecek...

Oluúmuú sosyal politika ve sosyal güvenlik sisteminin tas¿ ye edildi÷i, kazanÕlmÕú haklarÕn yitirildi÷i, iktisadi krizin tüm acÕmasÕzlÕ÷Õ ile çalÕúan kitleleri vurdu÷u bu dönemde, 2009 1 MayÕsÕ, yeni ve daha köklü bir mücadele döneminin baúlangÕcÕ olacak gibi görünüyor.

- Milyonlarca kiúinin yoksulluk sÕnÕrÕnÕn altÕnda yaúadÕ÷Õ, gelir da÷ÕlÕmÕ yelpaze-sinin uçurumu andÕrdÕ÷Õ, sosyal ve mali politikalar ile gelirin yeniden da÷ÕlÕmÕnÕn unutuldu÷u,

-Gençlerin üçte birinin iúsiz oldu÷u,

-øúsizlik artÕú oranÕnÕn %3 ün üzerinde oldu÷u, %15,5 iúsizlik oranÕ ile 3.000.000 insanÕn resmi-açÕk iúsiz sayÕldÕ÷Õ, iú aramaktan bÕkanlar katÕlÕrsa, bu rakamÕn 5.000.000’u aútÕ÷Õ, iúsizlikte üst üste dünya rekorlarÕnÕn kÕrÕldÕ÷Õ,

-Ellerini neye kaldÕrdÕklarÕnÕn ayÕrdÕnda olmayan vekillerin oylarÕ ile sosyal gü-venlik sisteminin tedricen tas¿ ye edildi÷i ve toplumsal sa÷lÕ÷Õn piyasalaútÕrÕlarak, özel sigortalara geniú alanlar açÕldÕ÷Õ,

-Ortalama yaúam süresi 68 olmasÕna, yaúam ve sa÷lÕk standartlarÕnÕn iyileútiril-memesine karúÕn, emeklilik yaúÕnÕn 65’ e yükseltildi÷i,

-Emekli maaú düzeyleri 500-900 TL iken, bunca iúsizli÷e karúÕn, -deliksiz- 7200 günü, di÷er bir deyiúle 20 yÕlÕ dolduran bir iúçinin, yukarÕda belirtilen maaú dü-zeylerinin ancak %40’ÕnÕ alabilece÷i,

-ÇalÕúanlarÕn, ancak %6 sÕnÕn örgütlenebildi÷i, örgütlenenlerin de iúten

çÕkarÕldÕ-÷Õ,

bir ülkede, çalÕúan kitlelerin, ciddi bir mücadele sürecine girmekten baúka çareleri var mÕ?

AyrÕca, demokrasilerde, çalÕúan kitleleri “ayaklar” olarak görüp, nitelemek ve on-lara böyle muamele etmek, 1 MayÕslarda, onlarÕ devletin kolluk güçlerine feci úe-kilde dövdürtmek, üzerlerine gaz ve basÕnçlÕ su sÕktÕrarak vahúice “orantÕsÕz güç”

kullanmak çok kaba, ayÕp ve kötü bir úeydir... Tüm toplum kesimlerinin saygÕn olarak görülmesi ve hep birlikte “baúÕn”, ortak aklÕn, sa÷duyunun oluúturulmasÕ ise vazgeçilmezdir...

Bugün Türkiye’nin gereksinim duydu÷u úey demokrasidir. 1 MayÕs 1977’de 36 yurttaúÕmÕzÕn yaúamÕnÕ yitirdi÷i katliamÕn ardÕndan 1 MayÕs ile özdeúleúen Tak-sim alanÕ kendi halkÕna, iúçisine, emekçisine kapatÕlamaz. Aksine emekçilerin, iú-çilerin, halkÕn baskÕlara, saldÕrÕlara, tehditlere, cinayetlere, kÕúkÕrtmalara ra÷men bedelini etiyle, kanÕyla, gözyaúÕyla ödedi÷i bir tarihi içeren 1 MayÕs özde kabul görmeli ve Taksim kendi emekçisine, halkÕna, iúçisine açÕlmalÕdÕr. Yoksa di÷er 160 ülkede øúçi ve DayanÕúma Günü olarak kutlanan ve o günü tatil olmasÕ nede-niyle “onlarda var, bizde de olsun” mantÕ÷ÕnÕn ötesine geçilmedi÷i görülecektir.

Emekçilerin, iúçi sÕnÕfÕnÕn, halkÕn yanÕnda eme÷e saygÕ ve haklarÕn geliútirilmesi-ne destek olunmadÕ÷Õ açÕ÷a çÕkacaktÕr.

Nihayet, meclisce de tescil edilen bayram kutlu olsun... Görülüyor ki; bundan böyle, sosyo-ekonomik alanda her kazanÕm sabÕrlÕ bir mücadele süreciyle elde edilerek özgün bir de÷er taúÕyacak, “vazgeçilmezlik” mertebesine ulaúacaktÕr.

TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri OdasÕ olarak insanca yaúam, eúit, öz-gür, sömürüsüz, savaúsÕz, demokratik, ça÷daú ve aydÕnlÕk bir yaúamÕ var etme mücadelesinde bütün emekçi ve iúçilerle birlikte, emperyalizmin, kapitalizmin yaúadÕ÷Õ krizi halkÕn de÷il, kendilerinin ödemesi gerekti÷ini belirtmek ve

iúsizli-÷e, yoksullu÷a, baskÕlara, sosyal yÕkÕma, ÕrkçÕlÕ÷a ve úovenizme karúÕ çÕkmak için UluslararasÕ øúçi BayramÕ’nda, 1 MayÕs alanlarÕnda yerlerimizi alaca÷Õz.

DayanÕúmayÕ büyütmek, birlikte mücadeleyi yükseltmek üzere bizimle yürümek isteyenleri 1 MayÕs alanlarÕna ça÷ÕrÕyoruz.

YaúasÕn 1 MayÕs!

TMMOB HARøTA VE KADASTRO MÜHENDøSLERø ODASI

KAT MÜLKøYETøNE GEÇøùTE