• Sonuç bulunamadı

8 Mart Dünya Emekçi KadÕnlar Gününüz Kutlu Olsun

(08.03.2010)

1857 yÕlÕnda New York’lu dokuma iúçisi kadÕnlarÕn daha insanca bir yaúam is-teyerek, eúitsizliklere ve ayrÕmcÕlÕ÷a karúÕ sürdürdü÷ü mücadele ile baúlayan süreçte 8 Mart, tüm dünya kadÕnlarÕnÕn, kutladÕ÷Õ uluslararasÕ bir güne dönüútü.

KadÕnlarÕn erkeklerle eúit haklara sahip olmak yolunda verdi÷i savaúÕn temsili baúlangÕcÕ 8 Mart 1857 yÕlÕnda ABD’nin New York kentinde baúladÕ. Konfeksi-yon ve tekstil fabrikalarÕnda çalÕúan 40.000 iúçinin insanlÕk dÕúÕ çalÕúma koúulla-rÕna ve düúük ücrete karúÕ baúlattÕ÷Õ grev, polisin saldÕrÕsÕyla kanlÕ bitti. SaldÕrÕ sÕrasÕnda çÕkan yangÕnda ço÷u kadÕn 129 iúçi can verdi. øúçilerin cenaze törenine 100 bini aúkÕn kiúi katÕldÕ. Günümüzden 100 yÕl önce 1910 yÕlÕnda Danimarka’nÕn Kopenhag kentinde toplanan 2. Enternasyonale ba÷lÕ kadÕnlar toplantÕsÕnda, bu yangÕnda yaúamÕnÕ yitiren 129 kadÕn iúçi anÕsÕna 8 Mart gününün Dünya Emekçi KadÕnlar Günü olarak kutlanmasÕ önerisi oy birli÷i ile kabul edildi. 1975 yÕlÕn-da Dünya KadÕnlar YÕlÕ’nÕ ilan eden Birleúmiú Milletler Örgütü, 16 AralÕk 1977 tarihinde 8 Mart’Õn tüm kadÕnlar için Dünya KadÕnlar Günü olarak kutlanmasÕnÕ kararlaútÕrdÕ. KadÕnlara eúit haklarÕn verilmesinin Dünya barÕúÕnÕ güçlendirece÷i kabul edildi. Böylece 8 Mart, dünyada kadÕnlarÕn yüzyÕldÕr yürüttü÷ü özgürleúme mücadelesinin kutlandÕ÷Õ ve kadÕnlarÕn güncel taleplerinin ifade edildi÷i bir gün haline geldi.

Günümüzde, kadÕnlara karúÕ úiddet dünyada en yaygÕn, ancak en az cezalandÕrÕlan suçtur. Tahminlere göre 113 ile 200 milyon arasÕnda kadÕn demogra¿ k olarak “ka-yÕp” (yok) görünmektedir. KadÕn ticareti düzeninden elde edilen kazançlar yÕlda tahminen on iki milyar dolardÕr. Küresel olarak, on beú ile kÕrk beú yaú arasÕ ka-dÕnlar, kanser, sÕtma, tra¿ k kazalarÕ ve savaúlardan daha ziyade, erkek úiddetinin sonucu hayatÕnÕ kaybetmekte veya sakatlanmaktadÕr. En az üç kadÕndan biri ha-yatÕ boyunca suistimal edilmiútir (tecavüz, kötü davranÕú). Genellikle, suistimal eden kiúi aileden bir üye ya da kadÕnÕn tanÕdÕ÷Õ bir kimsedir. Ev içi úiddet, bölge, kültür, etnik köken, e÷itim, sÕnÕf ve din ne olursa olsun kadÕnlara karúÕ en yaygÕn suistimal úeklidir.

Ruanda SoykÕrÕmÕ (1994) esnasÕnda 250.000 ila 500.000 kadÕnÕn tecavüze

u÷radÕ-÷Õ tahmin edilmektedir. AraútÕrmalar, kadÕna karúÕ úiddet ile HIV virüsü arasÕnda yükselen ba÷lantÕyÕ göstermekte ve HIV bulaúmÕú kadÕnlarÕn daha fazla úiddete maruz kaldÕklarÕnÕ, úiddet kurbanlarÕnÕn da HIV bulaúma risklerinin daha yüksek oldu÷unu ortaya koymaktadÕr. Birleúmiú Milletler tarafÕndan yapÕlan bir araútÕr-maya göre(2001); Dünyadaki iúlerin %66’sÕ kadÕnlar tarafÕndan görülüyor, buna

karúÕn kadÕnlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10’una sahipler, Dünya’daki mal varlÕ÷ÕnÕn %1’ine sahipler. Baúka bir deyiúle dünyadaki iúlerin %34’ü er-kekler tarafÕndan görülüyor ama erer-kekler dünyadaki toplam gelirin %90’Õna ve toplam malvarlÕ÷ÕnÕn %99’una sahipler.

100. yÕlÕnda 8 Mart, ça÷cÕl olmayan, antidemokratik ve baskÕcÕ düzenlemeler ile her türlü ayrÕmcÕlÕ÷a, suçlara, sömürgen kapitalizme ve emperyalizme karúÕ barÕú, özgürlük, adalet ve demokrasi mücadelesidir. Bu mücadele savaúsÕz, sömürüsüz ve özgür bir dünya yaratÕlmasÕ mücadelesi ile birlikte güçlenerek devam etmek-tedir.

Sevgili üyemiz Gülseren YURTTAù ve emek mücadelesinde yitirdi÷imiz tüm emekçi kadÕnlarÕmÕzÕ saygÕ ile anÕyoruz...

KadÕnlarÕn erkeklerin ardÕnda de÷il, erkeklerle yan yana; erkeklere hizmet etmek de÷il, yaúamÕ yan yana üretmek için verilen mücadelenin simgesi olan 8 Mart Dünya Emekçi KadÕnlar Günü kutlu olsun...

TMMOB HARøTA VE KADASTRO MÜHENDøSLERø ODASI

APOLøTøKLEùTøRMEYLE MÜCADELE: GENÇLERøN TEKEL DøRENøùøNE DESTEöø

(23.03.2010)

Çekmeköy ølçe Milli E÷itim Müdürlü÷ü, 16 Mart SalÕ günü aldÕ÷Õ bir kararla 24 ö÷rencinin Ortaö÷retim KurumlarÕ Disiplin Yönetmeli÷i‘ne göre tasdikname ve-rilmesini onayladÕ... Neden? Çekmeköy‘deki Mehmetçik Lisesi‘nden 200 ö÷renci, Tekel iúçilerine destek vermek için “Tekel iúçileri yalnÕz de÷ildir!” diyerek slogan atmÕúlardÕ... Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi DekanlÕ÷Õ, 96 ö÷rencisini izle-meye aldÕ ve ö÷rencilerin gün gün saat saat yaptÕklarÕ eylem ve iúlemleri tutanak haline getirdi. Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi DekanlÕ÷Õ, ö÷rencilere soruú-turma açmakla da yetinmedi, ö÷rencileri bir de velilerine úikayet etti. 96 ö÷renci-nin ailelerine Hacettepe Üniversitesi Genel Sekreterli÷i imzasÕyla gönderilen ve

“De÷erli Velimiz” diye baúlayan yazÕda, ö÷rencilerin katÕldÕ÷Õ eylem ve cezalarÕ gösterir bir belge de yeraldÕ. Ancak daha sonra üniversite yönetimi geri adÕm ata-rak soruúturmadan vazgeçti.... Neden? AynÕ úekilde Hacettepe Üniversitesi‘nde 23 AralÕk 2009 da 96 ö÷renci TEKEL iúçilerine destek vermek için kampuste eylem yapmÕútÕ...

Türkiye‘de toplumsal ve siyasal mücadelelerin geliúti÷i her evrede gençlik keti mücadelenin en dinamik gücünü oluúturmuútur. Bu bakÕmdan gençlik hare-keti, siyasal ve toplumsal mücadelenin seyrine göre geliúir, bazen sel olur, bazen durgun akan su, dipten gelen dalga gibidir. Okulla hayat arasÕnda, ö÷rencilerle emekçiler arasÕnda, e÷itim ve kültür alanÕyla iú ve emek arasÕnda sa÷lam ve kalÕcÕ ba÷lar kurulmalÕdÕr. E÷er ö÷renciler iúçilerin ve emekçilerin mücadelelerine du-yarsÕz kalÕrsa, onlara destek vermezse; iúçilerin ve emekçilerin ö÷renci hareketine ilgi duymasÕ ve destek vermesi; baúka bir ifadeyle bu iki hareketin aynÕ kulvarda yürümesi sa÷lanamaz.

Sistemli bilinçsizleútirme, apolitikleútirme kapitalizmin politik çizgisidir. Özel-likle bir toplumun temel dinami÷i olan gençler bu sindirme politikasÕnÕn seçilmiú hedeÀ eridir. E÷itim sistemleri düúünen, sorgulayan de÷il itaat eden bir gençlik yetiútirmek için ellerinden geleni yapmakta, kendi düúüncelerini savunacak dar bakÕúlÕ bireyler yetiútirmektedirler. Bütçeden e÷itime, kültüre ve sosyal politikala-ra ayrÕlan opolitikala-ranlar yerlerde sürünmektedir. E÷itim har(a)çlarÕna % 100 zam yapan zihniyetin asgari ücreti açlÕk sÕnÕrÕnda tutmasÕ ve çalÕúanlara %7.5 oranÕnda zam yapmasÕ, ayrÕca özelleútirmeler sonucu çalÕúanlarÕn iú güvencelerinin yok edilme-si gençlerin geleceklerinin nasÕl karamsar bir sürece taúÕndÕ÷ÕnÕ göstermektedir.

TEKEL‘in özelleútirilmesinin sonuçlarÕ rakamlardan açÕklÕkla görüldü÷ü gibi, üre-tim alanlarÕnÕn kapatÕlmasÕ, binlerce kiúinin iúsiz kalmasÕ ve tarÕmsal üreüre-time ket

vurulmasÕ olmuútur. Tekel iúçileri özelleútirmeye karúÕ mücadeleyi çocuklarÕnÕn gelece÷i için vermiúlerdir. Bugün, Tekel iúçilerinin direniúinin bitmedi÷ini dire-niúin her geçen gün büyüdü÷ünü görüyoruz. Ö÷renciler bugün okullarÕnda sosyal ve siyasal niteliklerinden dolayÕ ayrÕmcÕlÕ÷a u÷rarken, tembel veya zeki diyerek yoksul veya zengin olarak ayrÕútÕrÕlÕrken, yarÕn çalÕúmaya baúladÕklarÕnda, iúçi, emekçi olduklarÕnda vahúi kapitalizmin varoluú sebeplerinden dolayÕ aynÕ sömü-rüyle karúÕ karúÕya geleceklerdir. Emekçilerin haklarÕnÕ aradÕ÷Õ, direniú gösterdi÷i her yerde, her bölgede, her úehirde gençler ve ö÷renciler de emekçilerin sesine ses katmalÕlar. Çünkü emekçilerin onurlu mücadelesi aydÕnlÕk ve özgür gelece÷e yol gösteriyor, onlarÕn kararlÕlÕ÷Õ ve inancÕ gençlerin bedenlerinde büyüyor.

Bugün Tekel iúçisine gaz sÕkan cop vuran bu anlayÕúÕn karúÕsÕnda her geçen gün ço÷alarak büyümekteyiz, Ankara‘da Tekel‘de, østanbul‘da øtfaiye‘de direnenlerin;

Tekel iúçisine koúulsuz destek veren gençlerin, ö÷rencilerin yanÕndayÕz.

Gün mücadele ve direniúi büyütme günüdür. Gün emekçilerin haklarÕnÕ arama günüdür.

TMMOB HARøTA VE KADASTRO MÜHENDøSLERø ODASI

NEO-LøBERAL DÖNÜùÜMÜN YANSIMASI: øLLER