• Sonuç bulunamadı

HARøTA BÜLTENø / SAYI:74

Merhaba...

De÷erli meslektaúlarÕmÕz, sevgili arkadaúlar, de÷erli dostlar; Ocak 2009 da ya-yÕmladÕ÷ÕmÕz 73 sayÕlÕ bültenimizde 2009 yÕlÕnÕn ilk yarÕsÕnda her yönüyle devin-gen ve zor bir sürecin yaúanaca÷ÕnÕ belirterek günümüze iliúkin bazÕ saptamalarda bulunmuútuk.

Baúta küresel kapitalizmin yaúadÕ÷Õ kriz ve ülkemizdeki yansÕmalarÕ, yerel se-çimler, NATO’nun 60. yÕl kutlamalarÕ ve G-20 zirvesi, çiçe÷i burnunda ABD baú-kanÕ Barack Obama’nÕn Türkiye’yi ziyareti ve iki yÕl önce baúlatÕlan soruúturma kapsamÕnda 12 inci dalgada gözaltÕna alÕnanlar, hukuksal tartÕúmalar ve meslek alanÕmÕzla ilgili yasa ve ikincil mevzuat düzenlemeleri úeklinde kÕsa bir özet ve-rilebilir.

Sevgili Dostlar,

’Baúka bir dünya var ve mümkündür’ diyenler, bu gün dünyanÕn dört bir yanÕn-da mücadelelerini onurla sürdürmektedirler. ’Baúka Dünya yok’ iddiasÕ kÕrÕlma-ya baúlanmÕútÕr. øngiltere, AlmankÕrÕlma-ya, Fransa baúta olmak üzere Avrupa’nÕn birçok kentinde yüz binlerce küreselleúme karúÕtÕ 2 Nisanda geçekleútirdikleri eylemler ile yaúanÕlan krizin bedelini ödemeyeceklerini haykÕrdÕ.

Neo-liberal politikalarÕn uluslararasÕ alandaki örgütlenmesinin parçalarÕ olan IMF, Dünya BankasÕ, Dünya Ticaret Örgütü gibi kuruluúlarca dayatÕlan ’Serbest piyasa ve küreselleúmenin bütün insanlÕ÷a ve dünyaya refah getirece÷i, bütün sorunlarÕ çözece÷i’ iddialarÕnÕn birer safsatadan ibaret oldu÷u artÕk açÕkça ortadadÕr. Yaúa-nÕlan kriz bizim krizimiz de÷il kapitalizmin kendi krizidir. Kriz herkesi etkiliyor gibi gösterilse de esas olarak sermaye sÕnÕÀ arÕnÕn yaúadÕ÷Õ sorunlar emekçi sÕnÕf-larÕn üzerine yeni yükler yüklemekte ve kamuya ait olan kaynaklar özel sektöre krizi aúmak adÕna aktarÕlmaktadÕr. Kriz büyüdükçe kapitalizmin egemen sÕnÕÀ arÕ-nÕn ve devletin hastalÕklÕ anatomisi ortaya çÕkmaktadÕr.

Krizi en az zararla atlatabilmenin sosyal devlet politikalarÕna dönmekle mümkün olaca÷Õ bilinmektedir. ølk olarak Özelleútirme ødaresi BaúkanlÕ÷Õ kapatÕlmalÕ ve özelleútirmeler durdurulmalÕdÕr. Özelleútirilen kamu tesisleri, fabrikalar hemen kamulaútÕrÕlmalÕdÕr. IMF’nin dayattÕ÷Õ programlar reddedilmeli ve iúsizlik tehdi-diyle ücret düúürmelerin önüne geçilmelidir. Emekçilerin haklarÕnÕn gasp edil-mesine izin verilmemelidir. KÕsa çalÕúma ödene÷i ve iúsizlik sigortasÕ fonundan iúçilerin yararlanma süresinin uzatÕlmasÕ ve koúullarÕnÕn geliútirilmesi gerekmek-tedir. HalkÕn ve toplumun gereksinimleri ön planda tutulmalÕ, çalÕúanlarÕn iúi ve satÕn alma gücü korunmalÕ, yatÕrÕm a÷ÕrlÕklÕ bir ekonomik programa ivedilikle geçilmelidir. Kapitalizmin içsel çeliúkilerini, yaúadÕ÷Õ krizin faturasÕnÕ emekçilere ve halka ödettirmesine bu kez izin verilmemelidir.

Türkiye, cari açÕ÷Õ 40 milyar dolar, dÕú borcu 276.5 milyar dolar (78 milyar dolarÕ kamu sektörü, 13.5 milyar dolarÕ Merkez BankasÕ’nÕn, 185 milyar dolarÕ ise özel sektör) borcu olan bir ülkedir. ABD gibi Türkiye ekonomisi de üretmemektedir.

Bu nedenle do÷rudan yabancÕ sermaye ve sÕcak para giriúine ba÷ÕmlÕ hale getirilen ülke ekonomisinin bu alanda meydana gelecek durgunlukla küçülece÷i ortadadÕr.

DÕú kaynak giriúlerinin durdu÷u, dÕú talebin daraldÕ÷Õ bir dönemde IMF reçetesi ile iç talebin azalaca÷Õ bir süreçte kriz artarak devam edecektir. Meydanlarda hal-kÕn ümü÷ünü sÕktÕrmayacaklarÕ yönünde hamasi nutuklar atÕlÕp ardÕndan IMF ile ilk buluúmada anlaúmaya hazÕrÕz mesajlarÕ verilmesi halkÕ bir kez daha kandÕrÕl-mÕú konuma düúürmüútür.

Sevgili Arkadaúlar,

Bugün, kentlerimizin ve toplumun yerel yönetimlerde gereksinimi olan temel yak-laúÕm ’toplumcu ve halkçÕ bir yerel yönetim anlayÕúÕ’dÕr. Bu anlayÕú katÕlÕmcÕlÕ÷Õn önünü açan, toplumun de÷iúik kesimlerine karar alma, uygulama ve denetleme süreçlerinde söz hakkÕ tanÕyan politika ve uygulamalarÕn hayata geçirilmesidir.

Mart 2009’da göreve gelen yerel yönetimlerden beklentimiz bu yaklaúÕma uygun bir yönetim anlayÕúÕnÕn benimsenmesi yönündedir.

29 Mart 2009 yerel seçimleri, ülkede var olan durumu ortaya koymasÕ ve siyasi iktidara küçük de olsa bir gözda÷Õ vermesi açÕsÕndan önemli sonuçlar do÷urmuú-tur. AltÕ çizilmesi gereken en önemli nokta iktidar partisinin önceki seçime oranla oy kaybetti÷i gerçe÷idir. 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde %47 oy oranÕna sahip olan ve bu oranÕn 2009’da %50’nin üzerine çÕkaca÷ÕnÕ düúünen siyasi ikti-dar, aldÕ÷Õ %38,8 oy oranÕyla önemli bir gerileme yaúamÕútÕr. Her ne kadar Ankara ve østanbul’da bir de÷iúiklik olmadÕysa da oy kaybÕ yaúanmÕútÕr. Sadece toplama bakmak ve Türkiye’nin içinde bulundu÷u sÕkÕntÕlÕ sosyal, siyasal ve ekonomik duruma bir çözüm bulamayan iktidarÕn hala yerel yönetimde ön planda oldu÷unu söylemek ve bir de÷iúimin gerçekleúemeyece÷ini düúünmek yanÕltÕcÕ olacaktÕr.

Oy oranlarÕ da zaten halkÕn AKP’den zannedildi÷i kadar memnun olmadÕ÷ÕnÕ gös-termiútir, Baúbakan da seçim sonuçlarÕnÕn kendisini tatmin etmedi÷ini söyleyerek bu baúarÕsÕzlÕ÷Õ ya da baúarÕ kaybÕnÕ do÷rulamÕútÕr. AKP, var olan sosyo-ekonomik durumda iyileútirme yapmaya çalÕúmak yerine, seçim vaatleri kapsamÕndaki ’sos-yal yardÕmlar’la toplumu bir ’sadaka toplumu’ haline getirmiú ve kendi iktidarÕna muhtaç bÕrakmÕútÕr.

De÷erli Arkadaúlar,

Bildi÷imiz gibi bu sene 4 Nisan 1949’da emperyalizmin ihtiyaçlarÕ çerçevesin-de halklara karúÕ kurulmuú olan, ama kendisinçerçevesin-den 6 yÕl sonra kurulan Varúova PaktÕ’na karúÕ kuruldu÷u imajÕ yayÕlarak meúruiyeti yalan üzerine bina edilmiú

geliúmiú ülkelerin refahÕnÕ sa÷layan örgüt NATO’nun 60. yaú günü kutlandÕ.

NATO, II. Dünya SavaúÕ sonrasÕ oluúan politik ayrÕmda, øngiliz Lord Ismay’Õn deyiúi ile ’RuslarÕ dÕúarÕda, Almanya’yÕ alaúa÷Õ edilmiú halde ve ABD’yi içeride’

tutmak için kurulmuútur. Kuzey Atlantik AntlaúmasÕ Örgütü (NATO), emperya-lizmin tahakküm, iúgal ve katliam hesaplarÕnÕn tüm kirini, tarihi boyunca üzerinde taúÕyarak varlÕ÷ÕnÕ sürdürmüútür.

Bir taraftan Obama’yla cilalanmÕú ’barÕúçÕl iklim’ yönlendirmeleri yapÕlÕrken,

di-÷er taraftan yer kürenin her köúesini silahlarÕnÕn menzili içine alan bu örgütün do÷um günü kutlanÕyor. Kuruluú prensipleri arasÕnda yer alan ’Üye ülkelerden birine yapÕlan saldÕrÕ, tamamÕna yapÕlmÕú kabul edilir’ maddesi gerekçe edile-rek, emperyalist çÕkarlar temelinde istenen ülkeye NATO kapsamÕnda müdahale ediliyor. Bugün de Irak’tan sonra Afganistan, iúgal güçleri için bir kara deli÷e dönüútükçe, ABD’nin NATO üzerinden ortaklarÕna daha çok tutunma, yeni suç ortaklarÕ oluúturma ve onlarÕ Afganistan bataklÕ÷Õna çekme gayretleri artmÕútÕr.

Manas Üssü’nü de kaybeden ABD, gözünü Karadeniz’e dikmiútir. AKP’nin tutu-mundan da güç alÕnarak Trabzon’da üs talebi açÕkça dile getirilmiútir. Türkiye’nin Afganistan’daki askeri rolü de arttÕrÕlmak istenmektedir.

Sevgili Dostlar,

Obama’nÕn Türkiye’ye gelmesi sürecinde açÕk bir úekilde gördük ki Türkiye üze-rinden kapÕ arkalarÕnda yine farklÕ pazarlÕklar yapÕlmaktadÕr. Kürt sorunuyla ilgili çözüm planlarÕyla geldi÷i için siyasi iktidarca tedirginlikle, di÷er siyasilerce de coúkuyla karúÕlanan Obama’nÕn ülkesi ABD yÕllarca Kürt halkÕnÕ kimyasal silah-larla, kontrgerilla örgütlenmeleriyle imha etmeye çalÕúarak onun kimli÷ini, dilini reddetti. ùimdi çözümden bahsedilmesi arkasÕnda baúka planlar oldu÷unu göste-ren, samimiyetten uzak açÕklamalardÕr.

Obama’nÕn TBMM’de yaptÕ÷Õ açÕklamalar Türkiye’nin Ortado÷u’daki emperya-list politikalar için kullanÕlmak istendi÷inin açÕk bir kanÕtÕdÕr. ABD hegemonya-sÕnda yürütülen bu emperyalist savaúta Türkiye’ye düúen rol ABD’nin askerle-rine, savaú uçaklarÕna ve sömürü politikalarÕna bir geçiú güzergâhÕ sa÷lamak ve toplumsal hayatÕ felç eden kamusal alanÕn tas¿ yesini hÕz kesmeden tamamlamak-tÕr. Biz, NATO’nun baúkanlÕk koltu÷unda oturan Obama’yÕ ve elçilerini bir kez daha ülkemizde istemiyoruz.

De÷erli Dostlar,

Barolar Birli÷i ve akademisyenler tarafÕndan ’Hukuk Devleti øçin Kamuoyuna Duyuru’ ile 50 maddelik bir ’hatÕrlatma’ metni geçen hafta bazÕ gazetelerde ya-yÕmlanmÕútÕr. Bu metnin temel eksenini Avrupa ønsan HaklarÕ Mahkemesi Ka-rarlarÕ, TC AnayasasÕ ve Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve temel hak ve

özgürlüklerin korunmasÕna dair evrensel ilkeler oluúturmaktadÕr. Bu 50 madde-de vurgulanan herkesin eúit olarak sahip oldu÷u kiúi hak ve özgürlükleri, yargÕ ba÷ÕmsÕzlÕ÷Õ ve güvencesi, suçsuzluk karinesi (bir kiúinin suçunun kanÕtlanana kadar masum sayÕlmasÕ gerekti÷i), adil yargÕlanma hakkÕ, savunma hakkÕ, ifa-de özgürlü÷ü, susma hakkÕ, özel hayatÕn dokunulmazlÕ÷Õ (telefonlarÕn yasal izin ve gerekçe olmadan dinlenemezli÷i) sorgulama, arama, delillerin toplanmasÕ ve de÷erlendirilmesi ve tutuklama sürecinin bir hukuk devletinde nasÕl iúlemesi ge-rekti÷i ve bütün bu hak ve özgürlüklerin son dönemde Türkiye’deki tutuklama dalgasÕnda nasÕl ihlal edildi÷idir. Hukukun arkasÕna sÕ÷ÕnÕlarak temel ve evrensel insan hak ve özgürlüklerinin demokrasi ve hukuk adÕna hÕzla ve açÕkça ihlal edil-di÷i bu dönemde, hukukçularÕn bu sürecin arkasÕnda durmadÕklarÕnÕ ve bu süreci iúletenlerin gölgesinde kalmayacaklarÕnÕ vurgulamasÕ dikkate de÷erdir. øktidar tarafÕndan hukuki oldu÷u öne sürülen bu süreç hukukçular için hukuk devleti ve demokrasiye bir saldÕrÕdÕr ve vatandaúlarÕn yargÕya ve yargÕnÕn adilli÷ine olan inancÕna çok büyük zarar vermektedir. Uluslar arasÕ ve ulusal belgelerle kabul görmüú, evrensel ilkelere dayanan ve hukuk devletinde gerçekleúme olana÷Õ bu-lan insan hak ve özgürlüklerin böylesine ihlal edilmesine karúÕ ortaya konubu-lan bu haklÕ tepki, süreç bu úekilde devam ederse hukuk devletine olan güvenin yok olaca÷ÕnÕn altÕ Õsrarla çizilmektedir.

Soruúturma sürecinde gözaltÕna alÕnanlar, hakkÕnda delil arananlar, takip edilen-ler, suçlananlar (sadece) ’suçlular’ de÷ildir. Gladyo tipi örgütlenmelerin ortaya çÕkmasÕnÕ sa÷layacak, demokratikleúmenin ve barÕúÕn önünü açacak geliúme-lerden uzaklaúÕlarak kamuoyunda korku ve panik havasÕ yaratacak amaca evril-mekte olan bu geliúmeler göz korkutarak modern bir cadÕ avÕna dönüúevril-mektedir.

McCarthy döneminde yaúananlara benzer bir süreç bugün Türkiye’de de yaúan-maktadÕr, böylece demokratik mücadele üzerinde bir baskÕ kurulmaya çalÕúÕlmak-tadÕr ve medya destekli bir korku toplumu yaratÕlmakçalÕúÕlmak-tadÕr.

Son yÕllarda her 1 MayÕs’ta oldu÷u gibi bu sene de mitingin Taksim meydanÕn-da yapÕlmasÕna østanbul Valili÷i tarafÕnmeydanÕn-dan izin verilmemiútir. Bugün Türkiye’nin gereksinim duydu÷u úey özgürlük ve demokrasidir. 1 MayÕs 1977’de 36 yurttaúÕ-mÕzÕn yaúamÕnÕ yitirdi÷i katliamÕn ardÕndan 1 MayÕs ile özdeúleúen Taksim alanÕ kendi halkÕna, iúçisine, emekçisine kapatÕlamaz. Aksine emekçilerin, iúçilerin, halkÕn baskÕlara, saldÕrÕlara, tehditlere, cinayetlere, kÕúkÕrtmalara ra÷men bedelini etiyle, kanÕyla, gözyaúÕyla ödedi÷i bir tarihi içeren 1 MayÕs özde kabul görmeli ve Taksim kendi emekçisine, halkÕna, iúçisine açÕlmalÕdÕr. Yoksa di÷er 160 ülkede øúçi ve DayanÕúma Günü olarak kutlanan ve 1 MayÕs’Õn ülkemizde de tatil edilmiú olmasÕ nedeniyle ’onlarda var, bizde de olsun’ mantÕ÷ÕnÕn ötesine geçilmedi÷ini gösterecektir. Emekçilerin, iúçi sÕnÕfÕnÕn, halkÕn yanÕnda eme÷e saygÕ ve haklarÕn geliútirilmesine destek olunmadÕ÷Õ açÕ÷a çÕkacaktÕr. Bunun yanÕ sÕra her insanÕn

úehrin her köúesini özgürce kullanma hakkÕ vardÕr. 1 MayÕs’Õn Taksimde yapÕl-masÕnÕ engelleyen zihniyet aynÕ zamanda kamusal alanÕn halk tarafÕndan özgürce kendini ifade etme iste÷ini de engellemekte ve yapay sÕnÕrlandÕrmalar getirerek ek bir baskÕ mekanizmasÕ daha kurmaktadÕr.

De÷erli Dostlar, Sevgili Arkadaúlar,

Mesleki çalÕúma alanÕmÕzdaki geliúmelere baktÕ÷ÕmÕzda, kamu ihale yasasÕ çer-çevesinde DanÕúmanlÕk Hizmet AlÕmÕ øhale Uygulama Yönetmeli÷i 2009’da ya-yÕmlanarak yürürlü÷e girdi. Yönetmelik kapsamÕnda Harita Mühendislik Hizmet-leri yapÕmla ilgili hizmet olarak tanÕmlandÕ ve iú deneyim belgeHizmet-lerinin alÕnmasÕ ve süresinin 15 yÕla çÕkarÕlmasÕ yönünde de÷iúiklik yapÕldÕ. Gerek yasa gerekse yönetmelikte yer alan kÕsa liste oluúturulmasÕnda tekelleúmenin önüne geçilmesi için kurum ve kuruluúlara OdamÕzÕn görüúleri iletilerek duyarlÕ olunmasÕ istendi.

AyrÕca Yönetmeli÷in iki maddesinin iptali için de DanÕútay’a iptal davasÕ açÕldÕ.

03.7.2009 tarih ve 5403 sayÕlÕ Toprak Koruma ve Arazi KullanÕmÕ kanunu ge-re÷i çÕkartÕlmasÕ gereken ’TarÕm Arazilerinin KorunmasÕ ve Arazi ToplulaútÕrma Tüzü÷ü’nün DanÕútay 1. Dairesinde görüúülmesine baúlandÕ. Tüzük çalÕúmalarÕna katÕlarak katkÕ ve destek verilmesi yönündeki çalÕúmalarÕmÕz, TarÕm ve Köy øúleri BakanlÕ÷Õ ve TarÕmsal Üretim ve Geliútirme Genel Müdürlü÷ü’nün engellemele-rine karúÕn devam etmektedir. Son olarak DanÕútay 1. Dairesinde görüúülmekte olan Tüzük çalÕúmalarÕna katÕlarak görüú ve önerilerimizi dile getirmek istedi÷i-mizi yazÕlÕ olarak DanÕútay’a bildirdik. OdamÕz Tapu PlanlarÕ Tüzü÷üne yönelik uygulama genelgesinin çÕkarÕlmasÕ çalÕúmalarÕna devam etmektedir. Tamamlan-ma aúaTamamlan-masÕnda olan Oda görüúümüz Tapu ve Kadastro Genel Müdürlü÷üne ile-tilerek katkÕ verilecektir. Kat Mülkiyeti Kanunu’nda 2007’de yapÕlan de÷iúiklik nedeniyle hazÕrlanan OdamÕz raporunu kitap úekline dönüútürme çalÕúmalarÕmÕz devam etmektedir. LisanslÕ Harita Kadastro Mühendisleri ve BürolarÕ kanununda de÷iúiklik giriúimleri devam etmekte olup Oda olarak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlü÷üne iletti÷imiz Oda Raporu çerçevesinde de÷iúikliklerin yapÕlmasÕ ge-rekti÷i üzerinde durulmaktadÕr. Ancak mevcut kanuna göre lisans sayÕsÕ ve yerleri belirlendi ve lisans sÕnavÕ tarihi de 11 Ekim 2009 olarak kesinleútirildi. Orman, Kadastro ve Tapu Kanununda de÷iúiklikler ve bu de÷iúikliklere iliúkin OdamÕz açÕklamalarÕ ve görüúleri hazÕrlanan rapor ve basÕn açÕklamalarÕ ile üyelerimize ve kamuoyuna iletildi.

Genel Merkez ve ùubelerimizce yürütülmekte olan 12. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik KurultayÕ, Genç HaritacÕlar Günleri, HKMO Ö÷renci KurultayÕ, HKMO Yaz E÷itim KampÕ, Mühendislik Ölçmeleri Sempozyumu, TMMOB Co÷ra¿ Bilgi Sistemleri Kongresi ve di÷er panel, forum gibi etkinlik çalÕúmalarÕ devam etmek-tedir. ùubelerimizin istekleri do÷rultusunda KamulaútÕrma Bilirkiúilik E÷itimleri de sürdürülmektedir.

OdamÕz kuruluúundan bu yana bir yandan mesle÷in geliúimi, meslektaúlarÕmÕzÕn haklarÕnÕn korunmasÕ ve geliútirilmesi yönünde çalÕúmalarÕnÕ sürdürürken bir yan-dan da mühendisli÷i, bilimi ve tekni÷i ülke kalkÕnmasÕnda, geliúmesinde, halkÕn ve toplumun mutlulu÷u için halkÕn hizmetine sunulmasÕ bilinci içerisinde mü-cadele etmektedir. OdamÕz, mühendislerin yaúadÕklarÕ sorunlarÕn aslÕnda ülkede yaúanÕlmakta olan sÕkÕntÕ ve sorunlardan ba÷ÕmsÕz olmadÕ÷ÕnÕ her platformda dile getirerek kurtuluúun tek baúÕna olamayaca÷ÕnÕ haykÕrmaktadÕr.

YaúamÕ kucaklamak, barÕúÕ tesis etmek, insana saygÕ duymak, eme÷i en yüce

de-÷er kabul etmek insan yüre÷i taúÕmaktan geçer.

SaygÕ ve sevgilerimizle.

HKMO Genel Merkez Yönetim Kurulu