• Sonuç bulunamadı

3. ANONİM ORTAKLIKLARDA İBRA KAVRAMI

3.2 İBRA KARARININ HUKUKİ NİTELİĞİ

3.2.2 Türk Hukuku Bakımından

3.2.2.5 Sulh sözleşmesi görüşü

Sulh sözleşmesi, taraflar arasında doğmuş ya da doğacak olan bir ihtilafı ya da tereddüdü karşılıklı rıza göstererek ve fedakarlıkta bulunarak ortadan kaldırmak için tarafların yaptıkları sözleşmedir178. Taraflar sulh sözleşmesi ile bir yandan belirsiz bir çerçeve üzerindeki çekişmeye son vermekteler, bir yandan bu sözleşme ile gelecek için yeni birtakım yükümlülükleri taahhüt etmektedirler179. Bu anlamda sulh sözleşmesinde tarafların birtakım taleplerinden karşılıklı olarak vazgeçmeleri söz konusudur. Sözleşmenin tarafları şüpheli ya da çekişmeli konu üzerinde birlikte tasarruf ederler. Taraflarından sadece birinin talebinden vazgeçmesi ya da karşı tarafın iddialarını kabul etmesi söz konusu olursa artık bu halde sulh sözleşmesi varlık göstermez. Olayın özelliğine göre ibra, bağışlama ya da borç ikrarı söz konusu olabilir180.

İbra kararı bazı durumlarda sulh sözleşmesi niteliğinde ortaya çıkabilir181. Bu halde alacaklı hakkından feragat etmiş olmasına karşın borçludan bir karşılık almış ve sulh

178 TURANBOY, s.42; ÇELİK, s.35; Sulh, görülmekte olan bir davanın taraflarının, karşılıklı anlaşma ile

dava konusu uyuşmazlığa son vermeleridir; KURU, B. / ARSLAN, R. / YILMAZ, E., Medeni Usul Hukuku, Ankara 2007, ss.552-556.

179 ÇELİK, s.35.

180 FEYZİOĞLU, C.1, s.372; TURANBOY, s.45; AYTAÇ, İbra, s.28; ÇELİK, s.35; ULUSOY, İbra,

s.266.

181 BERKİ, Sulh ve İbra, s.753; Sulh sözleşmesinde ibra kararında olduğu gibi tarafların karşılıklı ve

birbirlerine uygun iradeleri ile gerçekleşen bir tasarruf işlemi söz konusudur. Ayrıca iki kurumda da açık ve kesin bir biçimde hukuki durumu ortaya koyma amacına yönelik bir tespit işlemi de söz konusudur, AYTAÇ, İbra, s.29; Yine kefalet, rehin gibi fer’i haklarda BK. m.131 düzenlemesi kıyasen sulh sözleşmesine de uygulanır. Bu açıdan sulh sözleşmesi ibra kararının fer’i haklara etkisine benzer bir

48

yapmıştır. Fakat bu iki kavram ortaklıklar hukukunda mutlak bir biçimde birbirlerinden ayrılırlar182. Nitekim sulh ve ibra kararının farklı kurumlar oldukları YTTK. m.559 hükmünden de kolaylıkla anlaşılmaktadır. YTTK. m.559 düzenlemesi kuruluş ve sermaye artırımından dolayı ibrayı düzenlemektedir. Bu düzenlemeye göre kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, denetçilerin şirketin kuruluşundan ve sermaye artırımından doğan sorumlulukları, şirketin tescili tarihinden itibaren dört yıl geçmedikçe “sulh ve ibra” yoluyla kaldırılamaz. Her ne kadar madde başlığı yalnızca ibra olarak düzenlenmiş ise de, madde metninde “sulh ve ibra” ifadesi kullanılarak söz konusu kurumlar iki farklı hukuki müessese olarak ele alınmıştır.

İbra kararının sulh sözleşmesi niteliğine sahip olmadığını ifade ettikten sonra iki kurum arasında hangi özelliklerin benzer nitelikte olduğunu ve hangi özelliklerin farklı nitelik taşıdığını açıklamakta yarar vardır. Öncelikle borçlar hukuku anlamında sulh sözleşmesinin gayesi taraflar arasında varlık gösteren uyuşmazlığın yargı yoluna başvurmaksızın ortadan kaldırılmasıdır. Sulh sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen bir akittir. Sulhun sözleşme niteliğine sahip olması da onu genel kurulun ibra kararına yabancılaştıran bir unsurdur183. Diğer bir anlatımla, sulh, iki tarafa borç yükleyen, karşılıklı bir sözleşme olup, ibrada genel kurulun tek taraflı bir irade açıklaması söz konusudur.

Daha önce de ifade ettiğimiz üzere, sulh sözleşmesinde, taraflar karşılıklı olarak fedakarlıkta bulunurlar. Ancak ibra kararı ile anonim ortaklık tazminat talep etme hakkından tek taraflı olarak vazgeçmektedir184. İbra kararı ile yönetim kurulu üyeleri ile ortaklık arasındaki, sulh kurumunda olduğu gibi, uyuşmazlığın ortadan kaldırılması ve bu şekilde dava açılmasının önlenmesi amaçlanmaktadır. Ancak sulh sözleşmesinde olan karşılıklı fedakarlık ilkesi ibra kararında bulunmaz. Genel kurulun ibra kararı alması bakımından yönetim kurulu üyelerinin herhangi bir fedakarlıkta bulunması söz konusu değildir.

etkiye sahiptir; ÇELİK, s.37; Ancak sulh sözleşmesinin her zaman tasarruf işlemi olarak ortaya çıkmayacağı görüşü için bkz. TURANBOY, s.44.

182 ULUSOY, İbra, s.265. 183 ŞAHİN, s.24.

184 AYTAÇ, İbra, s.29; ATAN, s.59; TANRIVER, S., Mahkeme Huzurunda Yapılan Kabuller, Prof. Dr.

49

Sulh sözleşmesinin tarafları arasında daha önceden mevcut bir hukuki ilişki, bir uyuşmazlık veya bir alacağın varlığı hususunda tereddüt olmalıdır. Bu ilişkide tarafların amacı dava açılmasını önlemek ya da açılmış bir davaya son vermektir. Sulh kurumunun, taraflarca mahkeme önünde yapılabilecek bir usul hukuku işlemi niteliği olabileceği gibi, mahkeme dışında bir maddi hukuk işlemi olarak borçlar hukuku anlamında iki taraflı bir akit niteliği de mevcut olabilmektedir185. Diğer bir anlatımla,

dava açılmasını önlemek amacıyla sulh sözleşmesi yapılıyorsa bu maddi hukuk açısından bir borçlar hukuku sözleşmesi niteliğine sahiptir. Derdest bir davaya son vermek için yapılıyorsa, uyuşmazlığı ortadan kaldırma amacına sahip olduğundan aynı zamanda bir usul hukuku işlemidir186. Uyuşmazlığı ortadan kaldırmak amacıyla yapılan sulh sözleşmesi mahkeme içinde ya da mahkeme dışında yapılabilir. Mahkeme dışında yapılan sulh sözleşmesi herhangi bir şekle tabi değildir187. Ancak anonim ortaklıklarda

yönetim kurulu üyelerinin ibra edilebilmeleri için bu yönde bir genel kurul kararının alınması zorunludur. İki kurum arasındaki en temel şekil farkı budur.

Sulh sözleşmesinin konusunu yalnızca borçlar hukuku kapsamında yer alan ilişkiler oluşturmaz. Nitekim ayni haklar, aile hukuku, miras hukuku kapsamına dahil olan ilişkiler de sulh sözleşmesinin konusunu oluşturabilir188. İbranın konu edindiği temel ilişki ise borç ilişkisidir. Sonuç olarak, anonim ortaklık hukukunda genel kurulun ibra kararı açıklamalarımız doğrultusunda sulh sözleşmesi ile açıklanamaz.