• Sonuç bulunamadı

SUÇUN İŞLENİŞİNDE KULLANILAN ARAÇ KİŞİNİN KASTI OLMAMASI HALİ

V. DOLAYLI FAİLLİK VE DİĞER İŞTİRAK ŞEKİLLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

1. SUÇUN İŞLENİŞİNDE KULLANILAN ARAÇ KİŞİNİN KASTI OLMAMASI HALİ

Suçun işlenmesinde araç olarak kullanılan kişinin kastı olmaması durumunda iki ihtimal söz konusu olacaktır. Suçun işlenişinde araç olarak kullanılan kişi kasıtsız olarak hareket edebilir veya suçun işlenişinde kullanılan bu araç kişi taksirle hareket etmiş olabilir. Ancak her iki hal bakımından da suçun işlenişinde araç olarak kullanılan kişinin davranışının bir fiil niteliğini taşıması gerekmektedir. Aksi halde doğrudan faillik durumu söz konusu olacak, örneğin; bir vitrin önünde bekleyen kişinin iteklenmek suretiyle vitrin camına çarpması neticesinde camın kırılması durumunda, iteklenen kişinin herhangi bir fiili söz konusu olmadığı için, itekleyen kişi doğrudan fail olacaktır.397

Zira burada vitrin camına iteklenen kişinin hareketi, ceza hukuku anlamında bir hareket sayılamayacağı için, arka planda yer alan kişi dolaylı fail olarak değil doğrudan fail olarak sorumlu olacaktır.

a) Araç Kişinin Fiili Kasıtsız Olarak İşlemesi

Suçun işlenişinde araç olarak kullanılan kişinin davranışı bir fiil niteliğini taşımasına rağmen, araç kişinin işlenen suç bakımından kasıtsız olarak hareket etmesi halinde, arka plandaki kişinin fiil üzerinde hâkimiyeti var olacağı için dolaylı faillik söz

397 ÖZGENÇ, Suça İştirakin, s. 201. Benzer şekilde A, B’yi C’nin üzerine doğru itmişse, B’nin hareketi

ceza hukuku anlamında bir hareket olmadığı için, A doğrudan fail olacaktır. bkz. ÖZTÜRK/ERDEM, s. 333.

86

konusu olacaktır.398

Araç kişinin kasten hareket etmediği haller, suçun unsurlarına ilişkin hataya düşmesi hali olabileceği gibi bizzat dolaylı failin araç kişiyi hataya düşürmek suretiyle suçun işlenmesinde araç olarak kullanması hali olarak gerçekleşebilir.399

Araç kişinin suçun işlenmesi bakımından düşmüş olduğu hata suçun maddi konusuna ilişkin olabileceği gibi nedensellik bağına ilişkin de olabilir. Örneğin; karanlık ve uzak bir mesafede bulunan bir kişiyi gören, ancak bunun bir av hayvanı olduğunu telkin etmek suretiyle arkadaşını bu hedefe ateş ettiren kişi, ölüm neticesinin gerçekleşmesi halinde, kasten öldürme suçu bakımından dolaylı fail olarak sorumlu olacaktır.400

Zira bu örnekte araç kişi, suçun arka planındaki kişi (dolaylı fail) tarafından suçun maddi unsurunda hataya düşürülmek suretiyle suçun işlenmesinde araç olarak kullanılmıştır.

Konuyla ilgili bir başka örnekte bir kişi düzenlemiş olduğu sahte belgeyle kendisini bir taşınmazın maliki olarak göstermiş, bu şekilde tapu memurunu hataya düşürerek taşınmazın satış işlemini sağlamıştır.401

Bu örnekte aslında yalnızca kamu görevlisi tarafından işlenebilir bir suç (TCK m. 204/2’de yer alan kamu görevlisi tarafından işlenen resmi belgede sahtecilik suçu) olmasına karşın, kamu görevlisi suçun işlenmesinde araç olarak kullanıldığı için dolaylı faillik söz konusu olacaktır.402

Dolayısıyla tapu memurunu hataya sevk etmek suretiyle suçun işlenişinde kullanan dolaylı fail, aslında burada özgü bir suç mevzu bahis olmasına rağmen, kamu görevlisi olmamasına karşın kamu görevlisi gibi cezalandırılacaktır. Yine örneğin, bir doktor, hemşiresine gerçekte öldürücü nitelikte bir zehir olmasına rağmen ağrı kesici olduğunu söylediği bir ilacı hastaya vermesini söyler, ilacın verilmesiyle hastanın ölümü gerçekleşirse, bu durumda yine dolaylı faillik söz konusu olacaktır.403

Zira bu örnekte hemşire, yapmış olduğu davranışın gerçekten nasıl sonuçlanacağını bilmediği için, diğer bir ifadeyle kasten hareket etmediği için öldürme eylemi bakımından sorumluluğu olmayacaktır. Burada doktor, hemşireyi suçun işlenmesinde araç olarak kullandığı için dolaylı fail olarak kasten öldürme suçundan sorumludur.

398 MAURACH/GÖSSEL/ZIPF, s. 272; ÖZGENÇ, Suça İştirakin, s. 202. 399 EKİCİ-ŞAHİN, “Dolaylı Failliğin Ortaya Çıkış Biçimleri”, s. 76.

400 ÖZGENÇ, Suça İştirakin, s. 202. Benzer bir örnek için ayrıca bkz. WESSELS/BEULKE, s. 201. 401

ÖNDER, s. 499; EKİCİ-ŞAHİN, “Dolaylı Failliğin Ortaya Çıkış Biçimleri”, s. 77.

402 ÖNDER, s. 499; EKİCİ-ŞAHİN, “Dolaylı Failliğin Ortaya Çıkış Biçimleri”, s. 77.

403 BAUMANN/WEBER/MITSCH, s. 704; EKİCİ-ŞAHİN, “Dolaylı Failliğin Ortaya Çıkış Biçimleri”, s.

87

Örneklerde de görüleceği üzere, bir kimsenin iradesinin belli bir doğrultuda yönlendirilmesi, bu kimsenin suçun işlenmesine yönelik sahip olduğu bilgiye etkide bulunulması, aldatılması, hataya düşürülmesi suretiyle bir davranışı yapmaya sevk edilmesi halinde dolaylı faillik söz konusu olacaktır.404 Ancak zikredildiği üzere, burada suçun işlenmesinde araç olarak kullanılan kişinin davranışının bir fiil niteliğini taşıması gerekmektedir. Aksi halde dolaylı faillik değil doğrudan faillik söz konusu olacaktır. Örneğin; bir binaya yerleştirilen patlayıcı maddeyi ateşlemek üzere, bir lambanın anahtarına yerleştirilen mekanizmayı, bundan habersiz bir kimsenin düğmeye basmak suretiyle ateşlemesi halinde, suçun arka planındaki kişi dolaylı fail değil doğrudan fail olacaktır.405

Zira burada suçun işlenişinde araç olarak kullanılan kişi, adeta bir ölü araç gibi kullanılmış, arka plandaki kişinin suçun işlenişi bakımından üstün bir final bilgiye sahip olması nedeniyle burada doğrudan faillik mevzu bahis olacaktır.

b) Araç Kişinin Fiili Taksirle İşlemesi

Taksir TCK m. 22/2’ye göre “dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek” gerçekleştirilmesi olarak ifade edilmiştir. Bu tanımdan yola çıkarak suçun işlenmesinde araç olarak kullanılan kişi, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak suçun işlenişinde taksirle hareket etmiş olabilir. Ancak her ne kadar araç kişi, suçun işlenmesinde taksirle hareket etmiş olsa bile, bu durum arka planda yer alan ve fiil üzerinde hâkimiyet kuran kişinin dolaylı fail olmasına bir engel teşkil etmemektedir.406 Burada arka plandaki kişi neticenin gerçekleşmesini istemiş ve bu neticenin gerçekleşmesini sağlamak üzere nedensellik bağına etkide bulunduğu için dolaylı faillik söz konusu olacak ve bu şekilde taksirli suç arka plandaki kişinin araç kişiye işlettiği ve bu kişiyi araç olarak kullandığı bir suç olacaktır.407

Örneğin; A, B ile birlikte bir araba ile yol alırken belli bir yerde, belli bir zamanda, belli bir kişinin bu yerden geçeceğini

404 ÖZGENÇ, Suça İştirakin, s. 202. 405 ÖZGENÇ, Suça İştirakin, s. 202. 406

ÖZGENÇ, Suça İştirakin, s. 205. Araç kişinin taksirle hareket etmesi halinde arka planda yer alan kişinin dolaylı fail olması mümkün olmakla birlikte, arka planda yer alan kişinin taksirle hareket etmesi halinde dolaylı faillik söz konusu olmayacaktır. Zira dolaylı fail bir başkasını araç olarak kullanma bilinciyle hareket etmektedir. bkz. HEINRICH, s. 576.

407

88

bilmekte, onu öldürmeyi sağlamak üzere B’nin aracı çok hızlı bir şekilde kullanmasını isteyerek bu neticenin gerçekleşmesini sağlayabilir.408

Bu halde arka plandaki kişinin, araç kişinin taksirli suçuna kasten iştirak etmesi nedeniyle dolaylı faillik söz konusu olacaktır. Yine örneğin; bir başkasının televizyonunu çalmak isteyen bir kimse, ev sahibinin evde bulunmadığı bir anda eve giderek, kendisini ev sahibinin gönderdiğini, televizyonun tamir edilmesi amacıyla kendisine verilmesini evin hizmetçisinden istemiştir. Hizmetçinin televizyonu vermesi halinde taksir sorumluluğu olmasına karşın, burada hizmetçi hırsızlık suçunun işlenmesinde araç olarak kullanıldığı için, dolaylı faillik durumu ortaya çıkacaktır. 409

Ancak doğrudan veya olası kastla hareket eden bir kişinin, bilinçli taksirle hareket eden bir başkasını suçun işlenmesine azmettirmesi veya taksirle hareket eden kişinin fiili işlemesine yardım etmesi durumunda dolaylı faillik halinin söz konusu olup olmayacağı tartışmalıdır.410

TCK m. 22/3’e göre “kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde” bilinçli taksir vardır. Öyleyse bilinçli taksirle hareket eden kişi aslında neticeyi öngörebilmektedir. Fakat neticeyi öngörebilmesine karşın bilinçli taksirle hareket eden kişinin suçun işlenmesinde araç olarak kullanılması, diğer bir ifadeyle bu halde dolaylı faillik ilişkisinin kurulması mümkün müdür? Bu şekilde bilinçli taksirle hareket eden kişinin suçun işlenmesinde araç olarak kullanılması ve bunun sonucu olarak arka plandaki kişinin somut olaya göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulması gerektiği söylenebilir.