• Sonuç bulunamadı

SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ HALLERİ A TEŞEBBÜS

KOMUTANLARA KARŞI GÜVEN HİSSİNİ YOK ETMEYE MATUF OLARAK ALENEN TAHKİR VEYA TEZYİF EDİCİ FİİL VE

C. HUKUKA AYKIRILIK UNSURU

VII. SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ HALLERİ A TEŞEBBÜS

Amir veya üste hakaret sırf hareket suçudur.146

Neticesi harekete bitişik bir suçta, teşebbüs ancak failin eylemi parçalara ayrılabiliyorsa söz konusu olacaktır.147

Örneğin, hakaret suçu neticesi harekete bitişik bir suç olmakla birlikte fail mektup ile hakaret eyleminde bulunmuş ancak bu mektup postaya verilmeden, failin egemenlik alanında iken ele geçmişse suç oluşmayacaktır. Nitekim Askeri Yargıtay kararları da bu yöndedir.148

Ancak mektubun postaya verildiği halde mağdurun ulaşmaması durumunda suçun teşebbüs aşamasında kaldığından söz edilebilir.149

B. İŞTİRAK

Amir veya üste hakaret suçu astlık-üstlük münasebetlerine aykırı hareketlerin cezalandırıldığı özgü bir suç tipidir. Bu suçun faillerinin asker

lehine haksız tahrik oluşturduğuna …’ (As.Yar.DK., 14.10.1999, 1999/191-179 E-K.,

As.Yar.Der., S.13, Y.2001, s.220-222).

145

As.Yar.2D., 06.07.2005, 2005/ 742-745 E-K., As.Yar.Der., S.19, s.195-197.

146 As.Yrg.Drl.Krl., 9.6.2003, 54/51, DEĞİRMENCİ, s.352.

147 ARTUK/GÖKÇEN/ALŞAHİN/ÇAKIR, s.642; DEMİRBAŞ Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 12.Baskı, Ankara 2017, s.485.

148

‘AsCK’nın 85’inci maddesinde düzenlenen üste hakaret suçunun sübutu için, hakaret

oluşturan söz veya bu sözleri içeren yazının kişinin ihtiyarı ve iradesi ile muhatabının veya başka bir şahsın bilgisine ulaşması veya ulaşabilme imkanının doğmuş olması gerekmektedir. Henüz sanığın şahsi tasarruf alanında bulunduğu sırada ve her an vazgeçilip imha edilebilecek durumda iken, arzu ve iradesi dışında elinden alınarak yazının içeriğinin öğrenilmesi halinde suçun oluştuğunun kabulüne imkan yoktur.’ (As.Yrg.1.D.,

14.12.2012, 4/4, DEĞİRMENCİ, s.352); ‘..(S)anığın mektuba yazmış olduğu ‘köpekler’,

‘yavşak komünistler’, ‘kansızlar’ gibi sözcüklerin amirlerinin ve üstlerinin şeref ve haysiyetlerini zedeleyici, onları küçük düşüren ve aşağılayan nitelikte sözler olduğu, mektubun postaya verilmesi suretiyle sanığın iradesi ile şahsi tasarruf alanından çıktığı, adının M.Ş. olduğunu ifade eden bir şahsın eline geçtiği, adı geçen tarafından Han İlçe Jandarma K’lığına gönderildiği ve aleniyet kazandığı, bu şekilde yüklenen suçun unsurları yönünden oluştuğu gözetilmeden kurulan beraat hükmü yasaya aykırı görülmüştür.’

(As.Yrg.1.D., 12.1.2005, E.2005/5, K.2005/4, ÇELEN, s.381); ‘Mektupla yapılan

hakaretin suç teşkil edebilmesi için sözkonusu mektubun ya alenen okunması veya mektubun sanığın irade ve ihtiyarı ile aleniyete intikal ettirilmesi gerekli olup, bölük komutanı tarafından sanığın elinden zorla alınarak açıp okunan mektupta bu suçun unsurları yoktur.’ (As.Yrg.Drl.Krl., 7.11.1991, E.145 K.139, As.YKD, S.10, Y.1993, s.19) 149 DEĞİRMENCİ, s.352.

kişi olmaları dışında, failin ayrıca mağdurdan ast rütbede olması da aranmaktadır. Bu nedenle suçun müşterek faili olabilmek için mağdura göre, daha ast rütbede olmak veya mahiyet olmak gerekmektedir.150

Bunun dışında özgü suçlara bağlılık kuralına göre (TCK m.40/2) sadece azmettiren veya yardım eden olarak iştirak edilmesi her zaman mümkündür.

C. İÇTİMA

5237 sayılı TCK'nın 43/2'nci maddesi gereğince, bir fiille birden fazla üste hakaret edilmesi durumunda, sadece bir suçun mevcut olduğu kabul edilmeli ve bir cezaya hükmolunmalı; ancak, verilecek ceza zincirleme suç için öngörülen oranda artırılmalıdır. Bu nedenle birden çok üste karşı, bir anda, çoğul bir ifadeyle sarf edilen ve hakaret teşkil eden sözler müteselsilen üste hakaret suçunu oluşturacaktır. 151

Askeri Yargıtay bir kararında, “İnceleme konusu maddî vakıada; üstünün

kendisini astlarının yanında ikaz etmesine kızan sanığın, öncelikle tepkisini "Tutanak tut, git şikâyet et."demek suretiyle saygısızca ortaya koyduğu, akabinde "Terbiyesizlik etme!" sözüne muhatap olunca, yine aynı haleti ruhiye içerisinde, "Terbiyesiz sensin!" sözünü sarf ettiği, ilk ikaz edilişinden itibaren niyetinin, kendisini astının yanında küçük düşürdüğüne inandığı üstünü, aynı şekilde astlarının yanında küçük düşürmek olduğu, saygısızlıkla başlayan hareketlerinin üstüne hakaretle sona erdiği ve bu nedenle geçitli (müterakki) suçun unsurlarının gerçekleştiği görülmüş; sanığın tek bir üste hakaret suçundan sorumlu tutulması gerektiği kabul olunmuştur.” 152

Sanığın, birden çok amir ve üstü hakkında, her birini ayrı ayrı anarak ve hedef alarak gıyaplarında küfürlü sözler söylemesi mağdur adedince ‘amir ve üste hakaret’ suçunu oluşturur. Burada teselsül hükümleri uygulanmaz. Nitekim Askeri Yargıtay, “Sanığın, bir arkadaşı ile konuşurken alay, tabur

ve batarya komutanları hakkında, her birini ayrı ayrı anıp küfürlü sözler söylemesinin üç ayrı üste hakaret suçunu oluşturacağına” karar vermiştir. 153

Yine Askeri Yargıtay bir başka kararında da benzer şekilde, sanığın, üstü olan J.Üçvş. M.Ş. ve Uzm.J.Çvş. Z.Ç.'ye yönelik olarak sarf ettiği ‘Sizi s.k.

150 DEĞİRMENCİ, s.353. 151

As.Yar.DK., 14.05.1998 tarih 1998/71 – 71 EK; YCGK., 04.05.1987 tarih 9/127-253 E-K., BAL, s.85/6.

152 As.Yar.DK., 30.10.2003, 2003/85-88 E-K., As.Yar.Der., 2004, S.16, s.238-240. 153 As.Yar.4D., 17.11.1999, 1999/763–760 E-K., BAL, s.85/3.

YÜHFD Cilt: XVII Sayı:1 (2020)

ederim, siz kimsiniz lan’ şeklindeki sözlerinin iki ayrı üste hakaret suçunu

oluşturacağını açıklamıştır.154

Üstün sözlü veya kavli olarak tehdide maruz kalması, AsCK m.82/2’de askeri bir suç olarak düzenlenmiştir. Bu suça ilişkin eylemin amir veya üste hakaret suçu ile birlikte görülmesi uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Askeri Yargıtay yerleşik kararlarında iki suçun birlikte görüldüğü hallerde ne şekilde karar verileceği şöyle açıklanmaktadır: ‘…Üstün sözlü veya kavli olarak tehdide maruz kaldığı pek çok durumda,

aynı zamanda üst veya amirin meslekî onurunu zedeleyen bir saldırıda söz konusudur. Üstü sözlü tehdit cürmünün biri meslekî onuru korumak, diğeri iç huzur ve güvenliği sağlamaktan ibaret, birbiriyle yakın ilişki içerisinde bulunan iki ayrı hukukî yararı himaye ettiği kanun metninden anlaşılmaktadır. Üstü tehdit suçunun birden fazla hukukî yararı korumayı hedeflemesi nedeniyle; üste saygısızlık sınırları içerisinde kalan hareketlerin tehdit teşkil eden eylem dışına çıkarılarak ayrıca müeyyideye tâbi tutulması (mülga 765 sayılı ) TCK’nın 78 inci maddesinin ihlâline sebebiyet verebilecektir.Bu anlamda, üstü tehdit eyleminin işlenebilmesi için üste saygısızlık teşkil eden bir takım davranış biçimlerinin icrasına ihtiyaç vardır.Gerek eylemin işleniş biçimine özgü ayrıntılar gerek failin dış aleme yansıyan hâl ve davranış tarzından ayrıca tahkir kastıyla hareket edildiğinin açıkça anlaşılamaması durumunda, bu nitelikteki eylemlerin üstü tehdit suretiyle hürmetsizlik suçunu oluşturacağı yerleşik Askerî Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiştir.’ 155

Askeri Yargıtay’ın bu kararına göre,

154As.Yar.3D., 31.10.2007, 2007/2235-2218 E-K., As.Yar.Der., S.21, Y.2008, s.120-124. 155 ‘…Çavuş rütbesi taşıyan sanığın nizamiyede sıraya girmesini isteyen ve hemen ardından kendisini diğer askerlerin yanında göğsünden ittiren mağdur Asteğmene karşı söylediği “Sen kim oluyorsun da bana karışıyorsun. Sen bana dokunamazsın.” şeklindeki sözlerinin sarf ediliş maksadının içeriye girmesinin engellenmesine yönelik tepkiyi ihtiva ettiği açıktır. Sanığın bu müdahaleden memnun kalmadığını ifade etmekten başka bir maksat taşımayan ve üste saygısızlık kapsamında değerlendirilmesi gereken bu eylemin amirin vakar ve haysiyetine yönelik bir tecavüz niteliğinde olmadığı aşikârdır.Konuya eylemin işlenmesine neden olan psikolojik süreç açısından bakıldığında ise, sanığın “Sen kim oluyorsun da bana karışıyorsun. Sen bana dokunamazsın.” şeklindeki sözlerini ilerleyen süreçte yönelteceği tehdit eyleminin etkinlik ve inandırıcılığını pekiştirmek maksadıyla sarf etmiş olabileceği de dikkat çekmektedir.Sanık; üste saygısızlık teşkil eden sözlerini söylemesinin hemen ardından, hafiften ağıra doğru giden bir eylem süreci içerisinde “Sana gününü göstereceğim.” şeklinde sözler sarf ederek üstü kavli tehdit suretiyle hürmetsizlik suçunu işlemiştir. Bu itibarla atılı eylemlerin ASCK’nın suç tarihinde yürürlükte olan 82/2 nci maddesindeki kavli tehdit suretiyle üste hürmetsizlik suçunu oluşturduğu yönündeki Daire kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, mahkûmiyet hükümlerinin onanması

AsCK m.82/2 dışında AsCK m.85’in oluşumu için ayrıca hakaret kastı ile hareket edilmesi gibi failde özel bir amaç aranmıştır.

Yine Askeri Yargıtay bir başka kararında, ‘Sanığın üstüne karşı sarf

ettiği “düşmez kalkmaz bir Allah, ben de senin açığını yakalayacağım” şeklindeki sözlerin, mağdurda ciddî bir korku ve kaygı yaratacak düzeyde olmamasından ötürü üstü tehdit suçu oluşmaz, eylem üste saygısızlık’

kapsamında olduğu kabul edilmiştir. 156

VIII. YAPTIRIM

AsCK m.85/1’nci fıkrasının ilk cümlesinde, amir veya üste hakaret suçunun basit düzenlenişine üç aydan bir seneye kadar, ikinci cümlesinde suçun nitelikli haline ise altı aydan üç seneye kadar hapis cezası öngörülmüştür.

Yine hakaretin bir madde-i mahsusa tayini ile meydana gelmiş olması halinde, fail altı aydan beş seneye kadar hapis ile (AsCK m.85/2); hakaret umuma teşhir olunmuş yazı, resim veya sair neşir vasıtalarıyla veya resmi makamlara verilip de üzerine muamele cereyan etmiş evrak ile yapılmış ise fail bir seneden beş seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır.

Bu suçun faili olan subay, astsubay, uzman jandarmalar ve özel kanunlarında bu cezanın uygulanacağı belirtilen asker kişiler hakkında, adliye mahkemelerince asıl ceza ile birlikte, TSK’dan çıkarma cezası da verilecektir. Bu husus mahkeme hükmünde belirtilmemiş olsa dahi, Silahlı Kuvvetlerden çıkarılması zorunludur. Bu konuda hakime takdir hakkı bırakılmamıştır (AsCK m.30).

926 sayılı TSK Personel Kanununun 65’nci maddesine göre, amir veya üste hakaret suçu da dahil olmak üzere bazı askeri suçlardan dolayı haklarında kamu davası açılanlara ilişkin iddianameler, kabulünü müteakip mahkeme tarafından sanığın mensubu bulunduğu kuvvet komutanlığına ve Milli Savunma Bakanlığına gönderilerek ilgili kuvvet komutanlığının teklifi üzerine veya resen Milli Savunma Bakanlığı tarafından sanık hakkında açığa alınma işlemi tesis edilebilecektir.157

talebini içeren Başsavcılık itirazının reddine karar verilmiştir.’ (As.Yar.DK., 25.12.2003,

2003/128-118 E-K., As.Yar.Der., S.16, Y.2004, s.216-220).

156 As.Yar.2D., 24.03.2004, 2004/442-432 E-K., As.Yar.Der., S.17, Y.2005, s.288. 157

926 Sayılı TSK Personel Kanunu m.65 hükmü şöyledir: ‘Açığa alınan veya tutuklanan

subay ve askerî memurlar hakkında aşağıdaki esaslara göre işlem yapılır: a) (Değişik: 20/11/2017-KHK-696/20 md. Aynen kabul: 1/2/2018-7079/19 md.) Haklarında taksirli suçlar hariç bir suçtan kamu davası açılanlara ilişkin iddianameler, kabulünü müteakip mahkeme tarafından sanığın mensubu bulunduğu kuvvet komutanlığına ve Milli Savunma

YÜHFD Cilt: XVII Sayı:1 (2020)

Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç olmak üzere asker kişiler hakkında kesinleşen ölüm, ağır hapis ya da bir seneden fazla hapis cezası bulunması halinde TSK’dan çıkarılmaları gerekecektir (AsCK m.30/A). Yine failin şeref ve haysiyeti kırıcı suçlardan dolayı da mahkumiyetleri halinde asıl ceza ile birlikte TSK’dan çıkarılacaklardır.(AsCK m.30/B). Askeri Yargıtay kararlarına göre, sarkıntılık, amir veya üste hakaret suçları gibi suçlar, şeref ve haysiyet kırıcı suçlardan olup bu suçtan hükümlülük halinde failin TSK’dan çıkarma cezalandırılması gerekmektedir. 158

TSK’dan çıkarma cezasının askerî rütbe ve memuriyetlerin kaybı ile tekrar TSK’ya kabul edilmeme gibi sonuçları bulunmaktadır (AsCK m.31). Yine bazı özel kanunlarda amir veya üste hakaret suçundan dolayı mahkumiyet TSK’lerine alınmamayı gerektirmektedir. Örneğin 4678 sayılı ‘Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanun’a göre, sözleşmeli subay olabilmek için firar, amir veya üste fiilen taarruz, emre itaatsizlikte ısrar, üste hakaret, mukavemet, fesat ve isyan suçlarından mahkum olmamak gerekir (4678 SK. m.4/3 (e)).

Adli yargı mahkemeleri tarafından verilen kısa süreli hapis cezaları159

; 16/6/1927 tarihli ve 1076 sayılı ‘Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu’ hükümlerine göre askerlik hizmetini yerine getiren yükümlüler ile yükümlü erbaş ve erler hakkında TCK’nın 50’nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlara, diğer askeri şahıslar hakkında ise aynı fıkranın (a), (b) ve (d) bentlerinde belirtilen seçenek yaptırımlara çevrilebilmesi mümkündür. Ancak sırf askeri suçlardan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan netice cezanın dört ay veya daha fazla süreli hapis cezası olması durumunda verilen kısa süreli

Bakanlığına gönderilir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis, taksirli suçlar hariç olmak üzere beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan veya yüz kızartıcı bir suçtan yahut emre itaatsizlikte ısrar, üste veya amire fiilen taarruz, üste veya amire hakaret, mukavemet suçlarından dolayı haklarında kamu davası açılanlar, ilgili kuvvet komutanlığının teklifi üzerine veya resen Milli Savunma Bakanlığı tarafından açığa alınabilirler. Milli Savunma Bakanlığınca askeri suçlar yönünden resen açığa alma işlemi tesis edilmeden önce fiilin işleniş şekli, niteliği ve disiplini ihlal derecesi bakımından açığa alınmayı gerektirip gerektirmediği hak-kındaki görüşü ilgili kuvvet komutanlığından sorulabilir. b) (Değişik: 26/3/1982 - 2642/10 md.) (a) bendi gereğince açığa çıkarılanlar yapmakta oldukları görevden alıkonulurlar ve kendilerine başka görev verilmez.’

158 As.Yar.2D., 12.11.2003, 2003/1128-1114 E-K., As.Yar.Der., S.16, Y.2004, s.78-79. 159

Hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezasıdır (TCK m.49/2).

hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi mümkün değildir (AsCK Ek m.8/1). AsCK m.85 sırf askeri suçtur. Bu nedenle bu suçtan dolayı fail hakkında verilecek netice cezaya göre seçenek yaptırımlara çevrilip çevrilmeyeceğine karar verilecektir.

1076 Sayılı Kanun hükümlerine göre askerlik hizmetini yerine getiren yükümlüler ile yükümlü erbaş ve erler hakkında verilen kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımların yerine getirilmesi askerlik hizmetlerinin sonuna bırakılacaktır (AsCK Ek m.8/2).

AsCK’nın Ek 8’nci maddesine 24/11/2016 tarihinde 6763 sayılı Kanun’la eklenen son fıkra hükmüne göre, sırf askerî suçlar ile hapis cezasının üst sınırı üç ayı geçen askerî suçlar hakkında, ön ödeme hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.

Yine bu suç sırf askeri suç olduğundan AsCK’da sırf askeri suçlara özgü bazı özel durumlar AsCK m.85 açısından da geçerlidir. Nitekim, sırf askerî suçlardan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan netice cezanın üç ay veya daha fazla süreli hapis cezası olması, ya da failin daha önce sırf askerî bir suçtan dolayı mahkûm olması durumunda hallerinde cezası ertelenemeyecektir (AsCK m.47).