• Sonuç bulunamadı

Maddenin Düzenlenişi Bakımından (TCK m.125)

KAYNAKÇA 1) Kitaplar

III. BENZER SUÇ TİPLERİ İLE MUKAYESE A HAKARET SUÇU

1. Maddenin Düzenlenişi Bakımından (TCK m.125)

TCK’nın ‘Hakaret’ başlıklı 125’nci maddesinde bu suç şöyle düzenlenmiştir:

‘(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte

somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

(3) Hakaret suçunun;

a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,

İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(4)Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır. (5)Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır’.

TCK’da hakaret eylemi, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat edilmesi veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırılması olarak tanımlanmıştır (TCK m.125/1). Genel hakaret suçunun oluşabilmesi için, hakaret eyleminin mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olması gerekecektir. Doktrindeki görüşlerde bu konuda göz önüne alınabilecek kriterler, Türk toplumunda geçerli örf ve adet kuralları,7

genel ve orta halk tabakasının düşünüş ve anlayışı olarak açıklanmıştır.8

Ancak örf ve adetin yasalara aykırı olmaması gerekir.9 Yine mağdurun gerçekten onur

7TEZCAN Durmuş/ERDEM Mustafa Ruhan/ÖNOK R. Murat, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, 15. Baskı, Ankara 2017, s.573.

8

ERMAN Sahir/ ÖZEK Çetin, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, İstanbul 1994, s.272.

9CENTEL Nur/ZAFER Hamide/ÇAKMUT Özlem Yenerer, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, Cilt: I, 4.Bası, İstanbul 2017, s.241.

şeref ve saygınlığının rencide edilmiş olmasına da gerek bulunmamaktadır.10

AsCK m.85’te ise amire veya üste hakaret edilmesinden bahsedilmekle birlikte bu eylemin tanımına ilişkin TCK’daki gibi bir açıklamaya yer verilmemiştir. Kanaatimizce AsCK m.85’in fiil unsurunu oluşturan hakaret eyleminin oluşumu açısından, TCK m.125/1’deki hakaret tanımı ve doktrinde bu konuda göz önüne alınabilecek kriterler esas alınabilir. Ancak Askeri Yargıtay bir kararında, üste veya amire hakaret suçunun askerî disiplinle doğrudan doğruya ilgili olduğundan, bu suçun oluşması için TCK’daki hakaret suçunun unsurlarının aranmasına gerek ve zorunluluk bulunmadığını, üste hakaret suçunun kendi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini açıklamıştır.11 Askeri Yargıtay’ın bir başka kararında, söylenen sözlerin hakaret veya sövme teşkil edip etmediğinin tespiti için, bu sözlerin hangi şartlar altında söylendiğinin, failin ve mağdurun içinde bulunduğu durumun, hakaret oluşturduğu iddia edilen sözlerin söylenme sebebinin ve şeklinin araştırılması, olayın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.12

Genel hakaret suçunda korunan hukuki yarar mağdurun şeref ve sosyal itibarı olarak açıklanmakta, hukuk düzeni içinde her insanın haysiyet ve şeref sahibi olduğu kabul edilmektedir.13

AsCK m.85 bakımından şeref ve onuru korunan mağdur kişi ise sadece üst veya amir olan asker kişilerdir. Genel hakaret suçu ile aslında tüm mağdurların onur ve şerefi koruma altındadır. Bu nedenle bu konuda AsCK m.85 gibi özel bir düzenlemeye gidilmesinin nedeni, ya da bu suçla korunmak istenen hukuki yarar, sadece üst veya amirin onur ve şerefi ile açıklanamaz.

Mülga 765 sayılı TCK’da şerefe yönelik saldırılar mağdura ‘mahsus madde’ isnad edilip edilmemesine göre, ‘hakaret (m.480)’ ve ‘sövme (m.482)’ olarak ikiye ayrılmıştı. 5237 sayılı yeni TCK’da ise, hakaretin sövme ya da somut bir fiil veya olgu isnat edilmesi suretiyle gerçekleştirilmesi arasındaki ayrıma son verilmiş, verilecek ceza açısından her iki eylem arasında herhangi bir fark gözetilmemiştir. Oysa ki, yukarıda açıklanan AsCK m.85 hükmünde, halen mülga 765 sayılı TCK’daki ayrımın korunduğu, AsCK m.85/1’de sövme şeklinde hakaret, AsCK m.85/2’de ise

10 TEZCAN/ERDEM/ÖNOK, s.572-573.

11 Askeri Yargıtay Daireler Kurulu (As.Yar.DK.), 19.02.1998, 1998/21-29 E-K., Askeri

Yargıtay Dergisi (As.Yar.Der.), S.12, Y.2000, C.1, s.511-519.

12 As.Yar.DK., 26.12.2002, 2002/105-105 E-K., As.Yar.Der., S.15, Y.2003, s.254-256. 13 DÖNMEZER Sulhi, Ceza Hukuku Özel Kısım, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, 13.Baskı, İstanbul 1990, s.231.

YÜHFD Cilt: XVII Sayı:1 (2020)

madde-i mahsusa tayini ile hakaret suçu düzenlenmiştir. AsCK m.85/2’deki hakaret suçu AsCK m.85/1’e göre suçun cezasını artıran nitelikli bir hal olarak öngörülmüştür.

TCK m.125/1’de hakaretin huzurda ve gıyapta işlenmesi ayrı ayrı değerlendirilmekte, gıyapta hakaretin oluşabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat etmesi gerekmektedir. Maddede geçen ihtilat, konuşup görüşme anlamına gelmektedir. İhtilat edilen kişilerin toplu veya dağınık halde bulunmaları mümkündür.14

İhtilat kavramı biraz sonra açıklanacak olan aleniyet ile de karıştırılmamalıdır.

AsCK m.85’te ise, TCK’dan farklı olarak hakaretin huzurda ya da gıyapta işlenmesi arasında suçun oluşumu açısından herhangi bir fark görülmediğinden, hakaret içeren söz veya yazının başka bir şahsın bilgisine ulaşması yeterlidir.15

Diğer bir anlatımla gıyapta hakaret suçunun oluşması için en az üç kişiyle ihtilat edilmesi gibi bir şart aranmamakta, tek bir kişinin hakareti öğrenmesi suçla korunan hukuki değerin ihlali için yeterli kabul edilmektedir.

Yine TCK bakımından resmi makamlara gönderilen hakaret içeren yazılı belgelerle hakaret suçunun oluşumu için, bu eylemin gıyapta hakaret suçunu oluşturacağından hareketle, belgenin içeriğine en az üç kişinin vakıf olması aranmaktadır.16

Oysaki AsCK m.85/3’ün ‘veya’ bağlacından sonra devam eden cümlesinde, üste veya amire hakaret eyleminin ‘resmi makamlara

verilipte üzerine muamele cereyan etmiş evrak ile’ yapılması suçun cezasını

artıran nitelikli haller arasında kabul edilmektedir. Bu nedenle üste veya amire hakaret içeren bir mektubun başkasına ulaşması ve açılıp okunmasıyla suç oluşacaktır.17

Nitekim Askeri Yargıtay, sanığın, Çorlu'da askerlik görevini yapmakta olan bir arkadaşına yazdığı ve içinde takım komutanı hakkında hakaret içeren sözler bulunan mektubun bölük komutanı tarafından görülüp okunmasıyla üste hakaret suçunun oluştuğuna karar vermiştir. 18

14

CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT, s.244.

15 Benzer görüş bkz. ÖZBAKAN Hulusi, İçtihatlı, Gerekçeli, Notlu, Açıklamalı, Askerî

Ceza Kanunu, Ankara 1990, s.199.

16 ‘Dilekçe ile yapılan hakaretlerde dilekçenin birkaç daire veya memur tarafından görülmesi ile ihtilat unsurunun teşekkül edeceği ve dilekçede yazılı sözlerin yargıcın vakar ve haysiyetini ihlal edecek mahiyette olduğu düşünülmeksizin beraat kararı verilmesi yolsuzdur.’ (Yrg.4.CD., 11.2.1949, 1157/2155, DEĞİRMENCİ, s.347).

17 Bu açıklama için bkz. As.Yar.5D, 13.09.2000 tarih 2000/477–476 E-K., BAL Kemal,

Askerî Yargı ile İlgili İçtihatlar (Askerî Yargıtay Dergisi Ekidir), Ankara Genelkurmay Basımevi, 2002, s.85/2.

TCK m.125/3 (a) bendinde ‘Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı’ hakaret edilmesi suçun nitelikli olarak düzenlenmiştir. AsCK m.85/1’nci fıkrasının 2’nci cümlesindeki, ‘hizmete müteallik bir muameleden dolayı’ üst veya amire hakaret edilmesi TCK’daki bu nitelikli halin bir karşılığını oluşturmaktadır. Bu konu ileride ayrıntılı olarak açıklanacaktır.

TCK m.125/4’te, ‘hakaretin alenen işlenmesi’ suçun cezasını artıran nitelikli haller arasında düzenlenmiştir. Türk Dil Kurumu sözlüğünde, aleni terimi, ‘açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan’ şeklinde açıklanmaktadır19. Aleniyette, hareketin belirsiz ve çok sayıda kişinin

öğrenilmesini mümkün kılacak şekilde işlenmesini gerektirmektedir.20

Doktrinde aleniyetin kabulü için mekanın umumi mahal ya da kamuya açık bir alan olması, herkese açık ve kısıtlama olmadan izlenebilir olması yeterli olup21, hakaret eyleminin; sokak, kahve, devlet dairesi22, park, bir evin balkonu, gazete, radyo, televizyon gibi kitle iletişim araçlarıyla23 yapılması suçun aleni olarak işlendiğinin kabulü için yeterli kabul edilmektedir.

TCK m.125/4’ün ilk düzenleniş şeklinde, hakaretin alenen ve basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde cezanın artırılacağı öngörülmüştü. Ancak daha sonra 5377 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik neticesinde suçun basın yayın yoluyla işlenmesi madde metninden çıkarılmıştır.

TCK m.6/1(g) bendinde ‘basın ve yayın yolu ile’ deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların anlaşılacağı açıklanmıştır. Bu durumda basın yayın yolu ile işlenen hakaret eylemi madde metninden çıkarılsa bile, bu eylemin aleniyet kapsamında değerlendirilerek failin yine TCK m.125/4’deki nitelikli hakaret eyleminden dolayı cezalandırılması mümkün olacaktır.24

AsCK m.85/3’ncü fıkra içerisinde yer alan, üste veya amire hakaretin ‘umuma teşhir olunmuş yazı, resim veya sair neşir vasıtalarıyla işlenmesi’ suçun nitelikli hallerinden biri olarak öngörülmüştür. Aslında bu düzenleme, TCK m.125/4’in ilk düzenleniş şeklinde yer verilen ‘basın yayın yolu’ ile hakaret eylemine karşılık gelmektedir. AsCK m.85 hükmünde, TCK

19 http://sozluk.gov.tr/, Erişim tarihi:23.08.2019.

20TEZCAN/ERDEM/ÖNOK, s.580.

21

GÜLSEREN Fehmi Şener, ‘Ceza Hukukunda Aleniyet Kavramı’ s. 32, http://euljss.eul.edu.tr/euljss/si513.pdf, Erişim Tarihi: 25.08.2019.

22TEZCAN/ERDEM/ÖNOK, s.584-585.

23 KOCA Mahmut/ÜZÜLMEZ İlhan, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Ankara 2013, s.451.

24ÖZBEK Veli Özer/DOĞAN Koray/BACAKSIZ Pınar/TEPE İlker, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 10.Baskı, Ankara 2016, s.499.

YÜHFD Cilt: XVII Sayı:1 (2020)

m.125/4’teki gibi hakaretin alenen işlenmesi gibi bir nitelikli hale yer verilmese de, ‘umuma teşhir olunmuş yazı, resim veya sair neşir vasıtalarıyla işlenmesi’ eylemi biraz önce de açıkladığımız gibi aleniyete karşılık gelen benzeri bir nitelikli hal olarak değerlendirilebilecektir. 25

TCK m.125/5’te, kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi düzenlenmiştir. Ancak madde gerekçesinde, kurulun tanımı ya da kapsamı açıklanmamıştır.26

Sözlük anlamına göre Kurul, ‘Bir

işi yapmak, yönetmek veya bir kurum ve kuruluşu temsil etmek için görevlendirilmiş kişilerden oluşmuş topluluk, heyet, konsey, asamble’ olarak

tanımlanmaktadır.27

Yine bu kurulun sivil veya askeri bir kurul olması da mümkündür. Yine TCK m.125/5 hükmüne göre suçun oluşabilmesi için, kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi gerekmektedir. Sivil bir şahsın Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)’nin bir kuruluna görevinden dolayı hakaretinin TCK m.125/5 kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinde kuşku yoktur. Ancak aynı eylemin failinin asker bir kişi olması halinde, ceza sorumluluğunun TCK m.125/5’e göre değil, bu konuda eğer hüküm varsa özel kanuna göre belirlenmesi gerekecektir. AsCK m.85’te TCK m.125/5’teki gibi Kurul halinde çalışan askeri heyetlere hakaretin cezalandırıldığı bir fıkra hükmü bulunmamaktadır. Ancak bu suçun, birden fazla üst veya amirden oluşan bir askeri kurula karşı görevinden dolayı işlenmesi durumunda, failin eylemi AsCK m.85/1’deki ‘hizmete mütaallik bir muameleden dolayı’ işlenmiş

kabul edilecek, bu eylem birden fazla üst veya amire karşı tek fiille

işlendiğinden fail hakkında zincirleme suç hükümleri (TCK m.43/2) uygulanacaktır.