• Sonuç bulunamadı

3. İBN EBÎ İSBA‘IN YAŞADIĞI DÖNEM, ŞAHSİYETİ,

3.1. İbn Ebî İsba‘ın Yaşadığı Dönem

3.1.2. Sosyal Durum

İbn Ebî İsba‘ dönemindeki sosyal durumu anlamak, Eyyûbîler ve Memlükler dönemindeki sosyal hayatı bilmekle mümkündür. Buradaki halk Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudilerden meydana geliyordu. Müslümanlar Kürt, Türk ve Araplardan oluşuyordu. İdareye Müslümanlar hâkimdi. Diğer din mensupları azınlık durumundaydılar. Avrupa’da baskı altındaki Yahudiler ile Endülüs Yahudileri buralara göç etmişti. Yahudilerin Mısır’da hatırı sayılır nüfuzu vardı ve Filistin’de bu dönemde yaşamaya başlamışlardı. Müslümanların Yahudilerle ilişkileri iyiydi. Müslümanların Hıristiyanlarla ilişkileri ise çalkantılıydı. Siyasi anlamda aralarında birçok mücadele yaşansa da sosyal ve iktisadi anlamda araları o kadar da kötü değildi. Rivayete göre Lübnan dağlarında yaşayan Hıristiyanlar, Müslüman zahidleri korur ve gözetirdi.22

İbn Ebî İsba‘ın yaşadığı dönemde toplumda genel olarak yönetici, askeri sınıf ve halk grupları bulunmaktaydı. Toprak, askeri sınıfın mülkiyetinde bulunup iktisadi hayata da onlar yön vermekteydi. Din adamları ve tüccarlar da toplumun önemli bir yerini teşkil ediyordu. Yine bu dönemdeki tasavvuf akımlarının halk üzerindeki etkisi büyüktü. Nüfusun çoğunluğunu yönetici kesimin topraklarında çalışan

22 İsmail Yiğit, "Memlükler", DİA, XII, s. 90-97; Ramazan Şeşen, "Eyyûbîler", DİA, XII, s. 20-31.

çiftçiler, esnaf, küçük tacirler, sanatkârlar ve göçebe yaşayan halk teşkil ediyordu.23

İbn Ebî İsba‘ın yaşadığı dönemde meydana gelen olaylar ve gelişmeler, sosyal durumu etkilemiştir. Nil’de oluşan med-cezir olayı, sosyal hayata etki eden olaylardan biridir. Haçlılara ve Moğollara karşı yapılan savaşlar, iç çalkantı ve ayaklanmalar sosyal duruma etki eden faktörlerdendir. Bu dönemde; devleti idare eden yöneticilerin tutumları, sosyal gelişmelerin bir parçasını teşkil etmektedir. Selâhaddîn Eyyûbî döneminde daha istikrarlı, huzurlu, mazlumların gözetildiği ve adaletin hâkim olduğu bir durum hâkimdir. Sonraki dönemlerde ise durum tersine dönmüştür. Adalet yok olmaya yüz tutmuş, halkın ihtiyaçları gözetilmemiş, içki ve uyuşturucu kullanımı çoğalmış, vergiler ağırlaştırılmış, enflasyon tavan yapmış ve iç karışıklıklar had safhaya ulaşmıştır.24

İbn Ebî İsba‘ın yaşadığı dönemde, sosyal hayata etki eden faktörlerden birisi, ekonomik durumdur. İktisadın sosyal hayata etkisi önemlidir. İktisadi durum insanların hayatlarına direk etki etmektedir. Bunun için, Eyyûbî ve Memlük yöneticileri, ekonominin iyileşmesi için gayret gösterirlerdi. Ticaret ve ziraata önem verir, köprü ve kanallar inşa

23 Süheyl Takkûş, Târîḫü’l-Memâlîk s. 16-21.; İsmail Yiğit, "Memlükler", DİA, XII, s. 90-97; Ramazan Şeşen, "Eyyûbîler", DİA, XII, s. 20-31.

24 Muhammed el-Hanefî, Bedâ’i‘u’z-zuhûr, I, s. 250-254; İbn Kesîr, Ebû Fidâ’ İmâdüddîn İsmâîl b. Ömer, el-Bidâye ve’n-nihâye, XII, Mektebetü’l-Ma‘ârif, Beyrut, 1991, s. 26; İbn Tağrîberdî, Ebû Mahâsin Cemâlüddîn Yûsuf, en-Nücûmü’z-zâhira, VI, s. 173-174; Zehebî, Ebû Abdillâh Şemsüddîn Muhammed b. Ahmed, el-‘İber fî

ḫaberi men gaber, thk. Muhammed Besyûnî, I-IV, Dârü’l-Kutubi’l-‘İlmiyye, Beyrut,

1985, s. 117; Hamûd Yûnus, en-Naḳd ‘inde İbn Ebî İṣba‘, s.19-21 İsmail Yiğit, "Memlükler", DİA, XII, s. 90-97.; Ramazan Şeşen, "Eyyûbîler", DİA, XII, s. 20-31.

ederlerdi. Örneğin Nil’in suyu kabardığında, melikler köprüleri dolaşır, durumu bizzat yerinde keşfederlerdi. Bu dönemde, köprülerden sorumlu kimseler vardı. Bunların emrinde işçiler bulunurdu. Hasar gören veya yıkılan köprülerin yerine daha sağlamlarını yaparlardı. Böylece Mısır şehri daima bir yenilenme faaliyeti içindeydi.25

İbn Ebî İsba‘ın yaşadığı coğrafyada meydana gelen doğa gelişmeleri, ekonomiyi derinden etkilemekteydi. Gelişen en önemli olaylardan birisi, h. 597 yılından başlayıp üç sene süren kıtlık dönemidir. Bu dönemde, Nil suyunu çekmiştir. Bunun sonucu olarak, Mısır diyarları susuz kalmış ve insanlar büyük sıkıntılara maruz kalmıştır. Bu asırda meydana gelen fırtına ve yangın gibi doğal afetler halkı zor durumda bırakmış bunun neticesinde halk birçok hastalıkla mücadele etmiştir. Yine doğal afetler çevrenin ekolojisini değiştirmiş, bunun sonucunda ise halk enflasyonla mücadeleye girmiştir.26

İbn Ebî İsba‘ın yaşadığı asırda, bazı yöneticiler, diğerlerine göre insanların sorun ve sıkıntılarıyla daha ilgili olmuştur. Ülke, zor ve sıkıntılı dönemden geçerken, bunlar, halkın sorunlarıyla ilgilenmiş, onlara yardım etmiş, fakir insanları tespit edip yetkili birimlere iletip yardım edilmesini emretmiştir.27 Örneğin, Melik Zâhir Baybars halkın

25 Makrîzî, es-Sülûk, I, s. 301;Hamûd Yûnus, en-Naḳd ‘inde İbn Ebî İṣba‘, s.19-21.; İsmail Yiğit, "Memlükler", DİA, XII, s. 90-97; Ramazan Şeşen, "Eyyûbîler", DİA, XII, s. 20-31.

26 Muhammed el-Hanefî, Bedâ’i‘u’z-zuhûr, I, s. 250-254; İbn Kesîr, el-Bidâye, XIII, s. 26.; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhira, VI, s. 173-174.; Zehebî, el-‘İber, III, s. 117.; Hamûd Yûnus, en-Naḳd ‘inde İbn Ebî İṣba‘, s.19-21.; İsmail Yiğit, "Memlükler", DİA, XII, s. 90-97; Ramazan Şeşen, "Eyyûbîler", DİA, XII, s. 20-31.

27 Hamûd Yûnus, en-Naḳd ‘inde İbn Ebî İṣba‘, s.19-21.; İsmail Yiğit, "Memlükler",

ihtiyaçlarını karşılamış ve şöyle demiştir: Vallahi! Yanımda bütün dünyaya yetecek malım ve mülküm olsaydı, hepsini infak ederdim.28 Eyyûbîler ile memlüklüler döneminde halk, farklı gruplara ayrılmıştır. Burada, yönetici sınıf, âlimler, tüccarlar ve diğer halk grupları gibi farklı gruplar mevcuttu. Bunların giydikleri elbiseler de birbirinden farklıydı. Kadılar, vezirler, kâtipler, tüccarlar ve diğer halk grupların her biri, ayrı elbiseler giyerlerdi.29

Dönemin mezhebi durumuna gelince; Eyyûbîlerden önce burada Fatımiler hüküm sürmekteydiler. Fatımiler Şii mezhebine mensuptur. Bunlar da, kendi içinde farklı mezheplere ayrılmıştır. Mezhep, batını bir mezhep olup kökleri itibariyle Asya dinlerinden sentezlenmiştir. İlk bakışta, Hz. Peygamber ve ailesini yücelten bir mezhep anlayışı taşırken, daha sonraları batını bir hale dönüşüp mecrasından sapmıştır. Bu mezhep, buradaki halk tarafından da kabul görmeyince, Fatımiler tarih sahnesinden silinmişlerdir. Fatımilerden sonra buraya, Eyyûbîlerle beraber Sünni mezhep hâkim olmuş ve Memlükler’le bu mezhebin alanı daha da yayılmıştır.30

28 İbn Abdüzzâhir, Ebû Fazl Muhyiddîn Abdullâh b. Abdüzzâhir, er-Ravḍü’z-zâhir fî

sîreti’l-meliki’z-Ẓâhir, thk. Abdülazîz el-Hüveytir, Riyad, 1976, s. 189; İbn

Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhira, VI, s. 170.Hamûd Hüseyin Yûnus, en-Naḳd ‘inde

İbn Ebî İṣba‘, s.21.

29 Hamûd Yûnus, en-Naḳd ‘inde İbn Ebî İṣba‘, s. 21; İsmail Yiğit, "Memlükler", DİA, XII, s. 90-97; Ramazan Şeşen, "Eyyûbîler", DİA, XII, s. 20-31.

30 Abdüllatîf Hamza, el-Ḥaraketü’l-fikriyye fî Mıṣr fi’l-‘aṣrayn el-Eyyûbî