• Sonuç bulunamadı

İbn Ebî İsba‘ın Belâgat İlmindeki Yeri

4. İBN EBÎ İSBA‘IN BELÂGAT İLMİNDEKİ YERİ

4.1. İbn Ebî İsba‘ın Belâgat İlmindeki Yeri

İbn Ebî İsba‘ın belâgatçılığını anlamak için, dönemin siyasi, sosyal ve kültürel yapısı ile edebiyat durumunu bilmek gerekir. İbn Ebî İsba‘, savaşların, krizlerin ve siyasi mücadelelerin yoğun yaşandığı bir coğrafyada doğup büyümüştür.295 Dönemin kültürel, ilmi ve özellikle edebiyat çalışmalarında bu kargaşaların izini görmek mümkündür. İbn Ebî İsba‘ siyasi olarak özellikle o dönemde güç devşirmelerinin eksik olmadığı bir coğrafyada dünyaya gelip hayatını idame ettirmiş ve yine burada vefat etmiştir. Siyasi olarak çalkantılı bir dönemden bahsediyor olsak da, bu dönemde ilmin ve bilimin zirve yaptığını itiraf etmek gerekir. Bu dönemde, İslamiyet’in yabancı kültürlerle tanışması sonucu, İslami düşünce yapısında farklılaşmaya yol açmıştır. Bu durum, İslami ilimlerin tekrar derlenip tasnife tabi tutulmasına sebep olmuştur. Aynı şekilde bu dönem, belâgat ilmi ve diğer ilimler için eskiden kopuş ve yeniye geçiş görevi üstlenmiştir. Belâgat ilmi bu dönemde, beyân, meânî ve bedî‘ olmak üzere üç ana başlığa

294 Bunlar, Kazvînî’nin belirlediği konulardır. Bkz. M. Akif Özdoğan, “Belâgatın Sistematize Edilmesi”, s. 105.

295 Bkz. Muhammed el-Hanefî, Bedâ’i‘u’z-zuhûr, I, s. 250-254; İbn Kesîr, el-Bidâye, XIII, s. 26.; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhira, VI, s. 173-174; Zehebî, el-‘İber, III, s. 117.; Hamûd Yûnus, en-Naḳd ‘inde İbn Ebî İṣba‘, s.19-21; İsmail Yiğit, "Memlükler", DİA, XII, s. 90-97.; Ramazan Şeşen, "Eyyûbîler", DİA, XII, s. 20-31.

ayrılmıştır.296 Belâgat ilmi, o günden günümüzde kadar, hala bu başlıklar altında işlenmektedir.

İbn Ebî İsba‘ın uzmanlık alanı belâgat olmakla birlikte, eserlerinde birçok konuya değinmiş ve birçok konuda eser kaleme almıştır. Özellikle, belâgat konularını ince bir süzgeçten geçirip baplarını tekrar oluşturmuştur. Eserlerinde, birçok âlimin ismini zikretmiş ve bunların eserlerinin içeriği hakkında bilgi vermiştir. Onun bu özelliği eserlerini irticalen derlemediğini, aksine aktardığı bilgileri tahlile tabi tuttuğunun birer kanıtıdır.

İbn Ebî İsba‘, şiir konusunda önemli bir isimdir. Onun şiire hâkimiyeti ve şiirle ilgili ortaya koyduğu muvazeneleri, gelecek kuşaklar için birer ölçü ve kanun haline gelmiştir. Yine İbn Ebî İsba‘ın edebi tenkit konusundaki görüşleri, onu belâgat ilminin zirvesine oturtmuştur. O, ilmin ve fikrin olduğu yerde sözünü asla sakındırmamıştır. Onun, bazen bir dilciyle bazen de bir müfessir veya şairle münakaşaya girdiğini görebilmekteyiz. Onun bu eleştirmenliğinden, dönemin edipleri etkilendiği gibi, sonraki nesil de istifade etmiştir.

İbn Ebî İsba‘ın, belâgat konularını işlerken meselelere sonuç odaklı yaklaşımı, fikirlerinin kendisinde meleke kazandığının işaretidir. Onun edebi okul metodunu tercih etmesi de onun belâgat ilminde edebi zevki ön plana çıkardığının birer delilidir. İbn Ebî İsba‘ın, yaşadığı dönem ve çevredeki belâğatçı kimliği ile, ele aldığı eseler ve konular onun bu

alanda söz sahibi olduğunu göstermektedir. Onun fikirlerinin tanınması ve ilmi üslubunun bilinmesi ilim severler için birer kazançtır. Onun, ilimdeki özgüveni, özgün görüşleri ve girift olmayan sade dili, belâgat ilminde onu üstün kılan özelliklerinden bazılarıdır.

Dönemin sosyal ve kültürel durumunu etkileyen en önemli olay, Mısır’da Fatımi devletinin Şii mezhebinden Sünni mezhebe Eyyûbîler sayesinde geçmesidir. Emevi taraftarları, Sünni mezhebe karşı çıkmış ve onunla mücadeleye girmişlerdir. Fakat çok geçmeden halkın da desteğini alan Sünni mezhep taraftarları, yaptığı çalışmalarla ve kurdukları medreselerle egemenliğini kabul ettirmiştir.297

Bu dönem, ilmi çalışmalar açısından, İslamiyet’in en parlak dönemlerinden biridir.298Bu dönem, dil, Kur’ân-ı Kerîm ve belâgat ilmi ile ilgi yapılan çalışmalar bakımından önemlidir. Edebiyatın en parlak döneminde, İbn Ebî İsba‘ın Mısır gibi bir coğrafyada, edebiyatçıların hocası olarak anılması, onun önemini ortaya koymak açsından önemlidir.

İbn Ebî İsba‘, Mısır’ın en önde gelen belâgatçısıydı. Ondan bahsedenler onu : “Mısır’ın bu güne dek en önemli edebiyatçısı”, şeklinde tanımlamışlardır.299 Onunla ilgili yapılan methiyeler, onun konumunu

297 Abdüllatîf Hamza, el-Ḥaraketü’l-fikriyye, s. 70-77; İbn Ebî İsba‘, el-Muḫtârât, Muhakkikin Mukaddimesi, s. 14; İbn Ebî İsba‘, Bedî‘u’l-Ḳur’ân, Muhakkikin Mukaddimesi, s.61.

298 Bkz. Makrîzî, el-Mevâ‘iẓ, II, s. 278; Hamûd Yûnus, en-Naḳd ‘inde İbn Ebî İṣba‘, s.19-21.; İsmail Yiğit, "Memlükler", DİA, XII, s. 90-97; Ramazan Şeşen, "Eyyûbîler",

DİA, XII, s. 20-31.

anlamak açısından değerlidir. İbn Ebî İsba‘ın, Nil’in serin, tatlı ve berrak suyuna benzetilmesi ve ondan birçok kimsenin icazet aldığının haberi, onun belâgat konusundaki önemini artıran sebeplerden bazılarıdır.300

Belâgat konusuna değinen kimsenin, onun ismini anmadan geçmesi mümkün değildir. O, ilmiyle, eserleriyle ve kendine özgü görüşleriyle belâgatın yıldızlarından biridir. Buna işaret ise, geride bıraktığı eserler ile onun hakkında söylenen methiye ve mersiyelerdir.301 O, derin ve dakik bilgiye sahiptir. O, belâgatta, edebi zevki önceleyen biridir. İbn Ebî İsba‘, geçmiş belâgatçıların görüşlerine vakıf olmuş ve bu görüşleri yeniden derlemiştir. O, bazen bu görüşlere katılmış, bazen de bunları eleştirmiş veya değiştirmiştir.302Yeniliklere açık olmasına karşı eskiden kopmamıştır. Belâgat, onun fıtri karakteridir. O da, belâgatı böyle anlamıştı. Ona göre belâgat, belâgat içindir.

İbn Ebî İsba‘, belâgat ilmini ele alırken daha çok Kur’ân’ın güzelliklerini ve derin anlamlarını ortaya çıkarmak için mücadele vermiştir. Bunun için yüzeysel manaya karşı çıkmış ve müfessirlerin doğru manayı bulamadığını söylemiştir. Ayrıca onların ayetlerin sibak ve siyakına dikkat etmediğini hatırlatıp onlarla münakaşaya girdiği de olmuştur. Bazı yerlerde ayetler hakkında yapılan tefsirleri yetersiz

300 Bkz. Hamûd Yûnus, en-Naḳd ‘inde İbn Ebî İṣba‘, s. 33-34.; İbn Ebî İsba‘,

Bedî‘u’l-Ḳur’ân, Muhakkikin Mukaddimesi, s. 70.; İbn Ebî İsba‘, el-Muḫtârât, Muhakkikin

Mukaddimesi, s. 24-26.

301 Abdürrahîm el-Abbâsî, Ma‘âhiddü’t-tanṣîṣ , IV, s. 181-182; İbn Sâbûnî, Tekmile, s. 14.

bulmuş ve bu konuda müfessirleri tenkit etmiştir. O, ayetlerin açıklamalarında birçok şahit getirmiş ve bunların nasıl anlaşılması gerektiğini açıklamıştır.303

İbn Ebî İsba‘, eserlerinde hem bir edip, hem bir şair hem de bir edebi tenkitçidir. O, sadece nakillerde bulunmamış, onları tahlil edip süzgeçten geçirmiştir. Beğendiği şiirleri övmüş, bazen de kendisi bunlara mısralar ilave etmiştir. Yeri geldiğinde şiirleri yermekten de geri durmamıştır. Yine bu şiirlere belli kıstaslar getirmiştir. Zaman zaman şiirleri birbirleriyle karşılaştırmış, bazen birini tercih etmiş bazen de her ikisini beğenmeyip kendi fikrini söylemiştir.304