• Sonuç bulunamadı

İbn Ebî İsba‘ın Belâgatçılar İçindeki Konumu

4. İBN EBÎ İSBA‘IN BELÂGAT İLMİNDEKİ YERİ

4.2. İbn Ebî İsba‘ın Belâgatçılar İçindeki Konumu

İbn Ebî İsba‘ı daha iyi tanımak için, dönemin âlimleri arasındaki konumunu bilmek önemlidir. O, ilmi çalışmaların en çok yapıldığı Mısır gibi bir yerde yaşamıştır. İbn Ebî İsba‘ın Mısır gibi ilmin merkezi olan bir yerde eğitim alması onu diğer âlimlere oranla öne çıkaran özelliklerinden biridir. Çünkü eğitimin en yoğun yaşandığı bu yerler, âlimlere birbirini test etme fırsatı veriyordu. Bu durum ayrıca âlimlerin birbirinden ilim teatisinde bulunmasına imkân sağlıyordu. Eğer İbn Ebî İsba‘ herhangi uzak nahiyedeki bir köyde yaşamış olup, ilmi ve eserleri o dönemde test edilme şansı olmasaydı, bu derece öneme haiz olmazdı.

303 Bkz. İbn Ebî İsba‘, Bedî‘u’l-Ḳur’ân, s. 130, 131.; İbn Ebî İsba‘, Taḥrîrü’t-taḥbîr, s. 483-484.

Onun, dönemin âlimleriyle görüşmesi ve onlarla münakaşası, ilmini ve bilginliğini kanıtlayan olgulardandır.

İbn Ebî İsba‘, bilimin ve kültürün en yaygın olduğu Mısır, Şam, Bağdat ve Kayravân’a seyahat etmiş, oradaki ilim ehliyle görüşme şansı bulmuştur.305 Bu yerler, o günden bu güne dek İslami ilimlerin merkezi sayılmaktadır. İbn Ebî İsba‘ın buralara ve daha başka civar yerlere seyahati ve buralarla ilgili haberler aktarması, onun geniş bir kültür yelpazesine sahip olduğunu göstermektedir. İbn Ebî İsba‘, dönemin âlimlerinden istifade ettiğini bizzat eserlerinde zikretmiştir. Buna paralel olarak da, birçok âlimin de İbn Ebî İsba‘dan etkilendiği, bize aktarılan haberler arasındadır.306

İbn Ebî İsba‘ edebiyat, nahiv tefsir vb. ilimlerle uğraşmış ve bu konuda ilim ehliyle zaman zaman münakaşaya girmiştir. İlk zamanlar, dönemin melik ve sultanlarıyla hemhal olup eserlerinde ve şiirlerinde onları övse de, bir zaman sonra hacca gidip kendini sadece ilme verdiği rivayet edilir. Bu itibarla, İbn Ebî İsba‘ın kişiliğini etkileyen üç farklı müsebbipten bahsedebiliriz. Birincisi, VII. yüzyılda sosyal çevrenin etkisi, ikincisi, Arap edebiyatının etkisi, üçüncüsü ise, Kur’ân’î ilimlerin etkisi.307

305 Hamûd Yûnus, en-Naḳd ‘inde İbn Ebî İṣba‘, s. 32.

306 Hamûd Yûnus, en-Naḳd ‘inde İbn Ebî İṣba‘, s. 33-34; İbn Ebî İsba‘,

Bedî‘u’l-Ḳur’ân, Muhakkikin Mukaddimesi, s. 70; İbn Ebî İsba‘, el-Muḫtârât, Muhakkikin

Mukaddimesi, s. 24-26

İbn Ebî İsba‘ın eserlerine göz atan biri, onun eski ve çağdaşı âlimlerden etkilendiğini gözlemler. O, Abdülkâhir el-Cürcânî, İbn Kudâme, Ebû Temmâm, Zamahşerî, Fahreddin er-Râzi, İbn Sinân el-Hafâcî ve Hüseyn el-Cezzâr gibi pek çok âlimden etkilenmiştir.308 O, âlimlerin görüşünü nakletmiş, onları bazen benimsemiş, bazen eleştirmiş ve bazen de bunlara karşı kendi görüşünü savunmuştur.

İbn Ebî İsba‘ın en çok etkilendiği belâgatçı, Kudâme b. Ca‘fer’dir. Ondan son derece etkilenmiş, nakillerde bulunmuş ve adeta kendini onu müdafaaya adamıştır. Hatta El-Mîzân fî’t-Tercîh Beyne Kelâmi Kudâme ve Husûmih adlı eseri onun görüşlerini savunmak için ele almıştır. Burada, İbn Kudâme’nin görüşlerini İbn Raşîk, el-Âmidî ve benzeri muarızlara karşı savunmuştur.309

İbn Ebî İsba‘, dönemin âlimleri Şerefüddîn et-Tifâşî, Said b. Senâülmülk ibn Farûz ve Hüseyn el-Cezzâr gibi muasırı âlimlerden hem etkilenmiş hem de onları etkilemiştir.310

İbn Ebî İsba‘, farklı konularda birçok eser kaleme almış ve birçok alanda görüş beyan etmiştir. O, belâgat, nahiv, tefsir ve şiirde kendine özgü görüşlere sahip olmakla beraber, doğa bilimleri hakkında da görüşler serdetmiştir. İbn Ebî İsba‘ın, Batının fikir adamlarından etkilendiği ve onların eserlerine muttali olduğu görülmektedir. Örneğin

308 Hamûd Yûnus, en-Naḳd ‘inde İbn Ebî İṣba‘, s. 33-34.; İbn Ebî İsba‘,

Bedî‘u’l-Ḳur’ân, Muhakkikin Mukaddimesi, s. 70.; İbn Ebî İsba‘, el-Muḫtârât, Muhakkikin

Mukaddimesi, s. 24-26.

309 İbn Ebî İsba‘, Bedî‘u’l-Ḳur’ân, s. 166-167; İbn Ebî İsba‘, Taḥrîrü’t-taḥbîr, s. 212.

310 İbn Ebî İsba‘, Bedî‘u’l-Ḳur’ân, s. 249, 250; 310 İbn Ebî İsba‘, Bedî‘u’l-Ḳur’ân, Muhakkikin Mukaddimesi, s. 13; İbn Ebî İsba‘, Taḥrîrü’t-taḥbîr, s. 91, 513, 616.

eserlerinde Aristoteles’in görüşüne yer vermesi onun engin bilgi ve kültür seviyesini ortaya koyması açısından önemlidir.311

İbn Ebî İsba‘ dönemi şairlerin, şiirlerini ona arz ettiğine geride değinmiştik. Edip ve şairler bu dönemde şiirlerini ve fesahatlerini ona test ettiriyor onun gösterdiği metotla yoluna devam ediyorlardı.312 İbn Ebî İsba‘, birçok edebiyatçının vakıf olmadığı belâgat konularına vakıf olmuştur. Kendisinin mucidi olduğu konuları, eserine taşımıştır.313 Onun ayrıca, Kur’ân’daki ayetler için daha önce zikredilmeyen farklı belâgat konularını zikretmesi belâgat ilmi açısından önem teşkil etmektedir. Örneğin Hûd sûresinde geçen:

َىَلَعَ ْت َوَتْساَوَ رْمَلْاََي ض قَوَءاَمْلاَ َضي غَوَي ع لْقَأَءاَمَسَاَيَوَ كءاَمَي عَلْباَ ض ْرَأَاَيََلي قَو َ م ْوَقْل لًَادْع بََلي ق َوَ ي دو جْلا

ََني م لاَّظلا

“Ey yeryüzü! Yut suyunu. Ey gök! Tut suyunu” denildi. Su çekildi, iş bitirildi. Gemi de Cûdî’ye oturdu ve “Zalimler topluluğu, Allah’ın rahmetinden uzak olsun!” denildi.” (Hûd 11/44). Bu ayet için, on sekiz belâgat sanatından bahsetmiştir. İbn Ebî İsba‘, birçok ayetin izahında, hiç kimsenin değinmediği belâgat sanatlarından bahsetmiştir.”314

311 İbn Ebî İsba‘, Bedî‘u’l-Ḳur’ân, s. 10, 11; İbn Ebî İsba‘, Taḥrîrü’t-taḥbîr, s. 331-333, 349-352.

312 Alâüddîn el-Gazûlî, Meṭâli‘u’l-Büdûr, I, s. 102, 103; Hamûd Yûnus, en-Naḳd ‘inde

İbn Ebî İṣba‘, s. 34; Kütübî, Fevâtü’l-vefeyât, IV, s. 278.; İbn Ebî İsba‘, Bedî‘u’l-Ḳur’ân, Muhakkikin Mukaddimesi, s. 68, 69.

313 Bunları, Bedî‘u’l-Ḳur’ân ve Taḥrîrü’t-taḥbîr adlı eserinde zikretmiştir.

İbn Ebî İsba‘ın en önemli özelliği, taklitçi bir geleneğe sahip olmamasıdır. O, eskilerin görüşlerini serdedip tahlile tabi tutmuş ve onlardan yeni fikirler üretmiştir.