• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.2. KÜLTÜREL MĠRAS

2.2.2. Somut Olmayan Kültürel Miras

Somut olmayan kültürel miras, coğrafi yere yakından bağlı ve daha az teknolojik karmaĢıklığa sahip olan uygulamalı ya da performansa dayalı geleneksel kültür, folklor ya da popüler kültürdür. BaĢka bir ifade ile somut kültürel miras varlıkları yerler ve objeler gibi bir toplumun maddi kültürünü temsil ediyorken, somut olmayan kültürel miras varlıkları, insanlar, gelenekleri ve ne bildikleri gibi özellikler olan toplumun manevi kültürünü temsil eder (McKercher ve du Cros, 2002: 83). Logan (2007), somut olmayan kültürel mirası “cansız nesnelerden ziyade insanlarda anlam bulan miras” olarak tanımlamıĢtır.

Ġnsan eliyle yaratılan kültürel yapılar, ait oldukları toplumun birikimini yansıtır; bu birikimi taĢıyan insanlar tarafından tasarlanmıĢ, onların sahip oldukları ustalık becerileri ve teknikleriyle inĢa edilmiĢlerdir. O nedenle, bu yapılarda kullanılan araç gereçler, süslemeler, kitabeler, bunlarla ilgili kayıtlar ve yazılı belgeler de somut olmayan kültürel mirastır. O halde, somut miras ile somut olmayan miras birbirinden ayrılamaz ve ikisi birlikte, kültürel mirasın birbirini tamamlayan parçalarıdır. Her ikisi de insan topluluklarının kimliğini ve “kültürel sermaye” sini oluĢtururlar (Dedehayır, 2008; 20).

Somut olmayan kültürel mirasın korunması düĢüncesi, folklor kavramı ile ortaya çıkmıĢ ve geliĢmiĢtir. Bu düĢünce UNESCO‟nun 1972 Doğal ve Kültürel Mirasın Korunması SözleĢmesi‟nin hazırlık çalıĢmaları sırasında uluslararası bir araca dönüĢmüĢtür. Bolivya, 1973 yılında Yazar Hakları Evrensel SözleĢmesi‟ne “folklorun korunması” ile ilgili bir protokol eklenmesini önermiĢtir. Bu öneriden sonra “folklor” bir UNESCO terimi niteliği kazanmıĢtır (Öcal, 2009: 6).

Somut olmayan kültürel miras ile ilgili iki sözleĢme bulunmaktadır. 2003 yılında Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması SözleĢmesi ve 2005 yılında Kültürel Anlatımların ÇeĢitliliğinin Korunması ve GeliĢtirilmesi SözleĢmesi UNESCO‟da kabul edilmiĢtir.

Birinci sözleĢme somut olmayan kültürel mirasların korunmasını ve gelecek kuĢaklara aktarılmasını istemektedir. Ġkinci sözleĢme ise insanlığın kültürel ifade çeĢitliliğini savunmaktadır. SözleĢmenin tanımladığı kültürel ifade çeĢitliliğinin kaynaklarının büyük kısmı, somut olmayan kültürel miras alanındadır. Yani denilebilir ki, somut olmayan kültürel mirasını koruyamayan ülkelerin kültürel ifade çeĢitliliğine katkı vermesi beklenemez (Öcal, 2009: 6).

UNESCO 2003 yılında, Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması SözleĢmesi‟nde, somut olmayan kültürel mirası;

“Somut olmayan kültürel miras, toplulukların, grupların ve kimi durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara iliĢkin araçlar, gereçler ve kültürel mekânlar, anlamına gelir” Ģeklinde tanımlamıĢtır. Somut olmayan kültürel mirasın sınıflandırmasını Ģu Ģekilde yapmıĢtır (UNSECO, 2003: 2):

a) Somut olmayan kültürel mirasın aktarılmasında taĢıyıcı iĢlevi gören dille birlikte sözlü gelenekler ve anlatımlar;

b) Gösteri sanatları;

c) Toplumsal uygulamalar, ritüeller ve Ģölenler; d) Doğa ve evrenle ilgili bilgi ve uygulamalar; e) El sanatları geleneği.

Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması SözleĢmesi, bir toplumun kendi kültürel kimliğinin bir parçası olarak gördüğü ve kuĢaktan kuĢağa aktarmak suretiyle günümüze kadar getirdiği somut olmayan kültürel miraslarını korumasına ve gelecek kuĢaklara aktarmasına katkı sağlayacak yol, yöntem ve imkânları tanımlamaktadır (Öcal, 2009: 8).

Aynı zamanda SözleĢme, somut olmayan kültürel mirasın toplum kimliğinin temel bakıĢ açısı olduğunu ve kültürel çeĢitliliği ve insan yaratıcılığına saygıyı desteklediğini belirtmektedir (Ruggles ve Silverman, 2009: 2).

Somut olmayan kültürel miras, yüzyılların deneyimlerinden süzülerek biçimlenmiĢ, kuĢaktan kuĢağa aktarılan bir değerler bütünüdür. Kültürel değerler ile içinde yaĢadıkları çevre arasında derin bir bağ vardır. Bu bağın Ģekillenmesinde tarihi ve kültürel mirasın önemli bir rolü vardır. Somut olmayan kültürel miras, toplumun kültür yapısını belirleyen yaĢadığı toplumun dokusudur (Çankaya, 2006: 19).

Somut olmayan kültürel miras, toplumsal yaĢamda birlikteliği pekiĢtirici, dayanıĢmayı arttırıcı bir iĢlev üstlenir, halkın kendi kültürüne yabancılaĢmasını önler. Kültürel çeĢitliliğin ve insan yaratıcılığının bir dıĢavurumudur; onu yaĢatanlar tarafından bireyden bireye ve kuĢaktan kuĢağa aktarılırken, sürekli yeniden yorumlanır ve yaratılır. Farklı toplulukların farklı kimlik ve kültürlerini anlamayı, kültürlerin birbirlerine saygıyla ve eĢitlikçi yaklaĢmalarını da sağlar (Dedehayır, 2008: 20).

Kültürel bellek, insan topluluklarının sürekliliğinin, kimlik ve aidiyet duygularının temelidir. Ancak kültürel bellek, tarihin her döneminde dıĢarıdan gelen yabancı etkilere açık, kırılgan bir yapıya sahip olmuĢtur. Hızlı kentleĢme, teknolojik geliĢmeler, sanayileĢme, pazar ekonomisi ve göçler de kültürel bellek ve kimlikler açısından tehlike oluĢturur. Somut olmayan kültürel yaratımların kaybolması, doğadaki yaĢam alanlarının ve canlı türlerinin yok olmasına benzer. Ortak belleğin, paylaĢılan deneyimlerin ve tarihsel sürekliliğin korunabilmesi ve tek tipleĢmenin önüne geçilebilmesi için, bilinçli bir mücadele ihtiyacı zorunlu hale gelmektedir (Dedehayır, 2008: 25).

Öcal‟a (2009: 6) göre, Türkiye, son dönemlerde çeĢitli nedenlerle birçok somut olmayan kültürel mirasını örgün ve yaygın eğitim alanına, kent yaĢamına ve medyaya taĢıyamamıĢtır. Bunun sonucu olarak birçok referans kaynağı unutulmuĢ, onların yerini kitle kültürünün ürettiği örnekler almıĢtır. Nardaniye Hanım‟ın yerini Pamuk Prenses, Köroğlu‟nun yerini Robin Hood, Kerem ile Aslı‟nın yerini Romeo ve Juliet, Boz Atlı Hızır‟ın yerini Noel Baba almıĢtır. Bu durum hem somut olmayan kültürel mirasın yok oluĢu hem de kültürel ifade çeĢitliğinin kayboluĢu olarak görülebilir. Bu örnekler de

göstermektedir ki, kültürel ifade çeĢitliliğinin korunması, somut olmayan kültürel mirasın yaĢatılmasına bağlıdır.

Somut olmayan kültürel mirasın korunmasında ve yaĢatılmasında en etkili yollardan birisi bu geleneklerin sürdürülmesi ve bunların gelecek kuĢaklara aktarılmasıdır. Bunun için de somut olmayan kültürel mirasın öneminin genç kuĢaklara anlatılması gerekmektedir. Eğer genç kuĢaklar günümüzde, somut olmayan kültürel mirasın ender, yenilenemez bir değerde olduğunun farkına varırlarsa, gelecekte yetiĢkinler olarak, bu mirasın korunmasının önemini anlayacaklardır. Bu nedenle eğitim sistemleri gençlere gelecekteki miraslarını ve onu korumalarına yardım etmek için söz hakkı vermede bir Ģans tanımalıdır (Renault, 2008: 13, 40).