I. BÖLÜM
2.4. MĠRAS EĞĠTĠMĠ
2.4.2. Miras Eğitimi Kapsamında Somut Kültürel Miras Ögeleri
2.4.2.3. Arkeolojik Sitler
Birçok yazar arkeolojiyi basitçe maddi kültür yoluyla insanların davranıĢlarının açıklanmaya çalıĢılması olarak tanımlamaktadır (Wheeler, 1954; Clarke, 1968; Shanks ve Tilley, 1992; Schermer, 1992; UçankuĢ, 2000).
Rahtz‟a (1985: 1) göre arkeoloji, aynı zamanda insanoğlunun oluĢturduğu ve hâlâ üzerinde yaĢadığı çevreyle de ilgilidir. Bu anlamda, arkeolojik veriler, bizi sadece bilgilendirdiği için değil, daha önemlisi kendimize güvenimizi ve bizim çevremize bağlılığımızı sağladığı için büyülemektedir (UçankuĢ, 2000: 4).
Ġnsanın yaĢadığı çevre ile de kültür arasında bir etkileĢim vardır. Kültür hem sosyal çevreye hem de doğal çevreye uyum sağlamada ender bir insani özelliktir. Arkeoloji geçmiĢ yaĢamları tekrar canlandırmaya teĢebbüs eder ve aynı zamanda bu yaĢamlara dâhil olan kültürel süreçleri çalıĢır (Schermer, 1992: 1; UçankuĢ, 2000: 6).
Günümüz arkeoloji biliminin çevre ile de ilgilenmesi, arkeolojiye sürdürebilirlilik sorunlarını da kapsayan güncel kaygılar ile bir bağlantı kurmasını
sağlar. Bu, bizi insanların yüzyıllar boyunca çevreleri ile olan ortak etkileĢimleri hakkında bilgilendirebilen güçlü bir arkeolojidir (Henson, 2004: 28).
Kültür, aynı zamanda sosyal organizasyon, dil ve inançlar gibi maddi olmayan unsurları da içerir. Kültürü anlamada anahtar kavram, fikir ve davranıĢ modellerinin olmasıdır. Arkeologlar, maddi objeleri inceleyerek bu objeleri üreten davranıĢı açıklamaya çalıĢırlar (Schermer, 1992: 1; UçankuĢ, 2000: 5).
Arkeoloji, geçmiĢin gerçeklik sorununun üstesinden gelir. Fakat tabii ki sadece nesnelerle ilgilenmez, bunun ötesinde kırsal ve kentsel manzaralarla, aslında tüm tarihi ve kültürel çevre ile ilgilidir. Aslında arkeoloji, aktif ve hatırlanabilir bir yoldan geçmiĢle bağlantılı baĢlıca istekleri cesaretlendirir. Arkeoloji, sorgulamayı, yorumcularını geçmiĢte ne olduğunu düĢünmelerini teĢvik eder ve daha önemlisi bizleri geçmiĢteki insanlar hakkında düĢünmeye zorlar (Stone, 2004: 2).
ÇalıĢmalarını laboratuar da yürüten kimyacılar ve fizikçilerden farklı olarak arkeologlar gözlemlerini, arkeolojik siteler yoluyla sahada gerçekleĢtirirler. Arkeolojik site, arkeoloğun bilgiye ulaĢması için temel bir birimdir. Arkeolojik site, insan etkinliğinin kanıtlarının bulunduğu herhangi bir yerde olabilir. Siteler, tümülüsler, yer altı depoları, höyükler veya yapılardaki duvar boyamaları ya da süslemeleri gibi insan etkinliğini gösteren taĢınmaz nesnelerdir (Schermer, 1992: 3).
Bu anlamda arkeoloji, öğretmenleri ve öğrencileri benzer bir Ģekilde geçmiĢin fiziksel kanıtları hakkında sorular sormaya ve yorumlamaya teĢvik eder. Böyle bir sorgulama her zaman kaynaklar ve belgelerle geliĢtirilir. Bununla birlikte böyle dokümansal kaynaklar her zaman var olmayabilir ve bu durumda fiziksel kalıntıların kendilerini yorumlamak zorunda kalırız. Böyle bir yorumlama arkeolojik sorgulamanın merkezindedir. Bu, çoklu yorumlama ve bazen de yanıltma ve bütünüyle sahteciliği içeren bir sorgulamadır. Bunun yanında, böyle bir yorumlama aynı zamanda her yaĢtaki öğrencilere eleĢtirel düĢünmenin öğretildiği iyi bir eğitimin merkezindedir (Stone, 2004: 3).
Tarih ve arkeoloji disiplinlerinin temel amacı geçmiĢin kendisidir, bir takım kanıtlanabilir nesnel olgulardır. Bunlar tanımlanabilir ve ölçülebilir Ģeylerdir. Bu
olguların analizi, olayların arkasındaki motivasyon ve değiĢim için nedenler üreterek geçmiĢi açıklamaya çalıĢan tarihlerin üretimine yol açar. Hem geçmiĢin fiziksel kalıntıları hem de önceki yorumlar günümüzde nesneler olarak var olurlar ve ikisi birlikte bir toplumun ya da topluluğun mirasını Ģekillendirirler. Bu üç kategori – geçmiĢ, tarih ve miras – geri kazanım, yorumlama ve oluĢturma süreçleri yoluyla, geçmiĢi öğreniriz, tarihlerden öğreniriz ve mirası kullanmayı öğreniriz Ģeklindeki üç farklı eğitim türüyle iliĢkilendirilebilir (Henson, 2004: 30). Tablo 1‟de verilen örnek böyle bir yaklaĢımın uygulamada nasıl kullanılabileceğini göstermede yardımcı olabilir.
Tablo 1. GeçmiĢ, tarih ve miras
GeçmiĢ Tarih Miras
Fiziksel kalıntılar – sitler, objeler, el yazmaları, resimler v.b.
Olayların ya da dönemlerin yorumlarını yapmak, tekrar oluĢturma.
Miras yerleri, el ürünleri ve obje koleksiyonları, tarihi mitler.
Yukarıdaki olgular aĢağıdaki süreçlerle iĢlerlik kazanır: Kanıtları toplamak (araĢtırma,
kazı yapmak)
Kanıtı yorumlamak (kronoloji, yorumlama metodu, sıralama)
Tarihi ürünler oluĢturmak (GeçmiĢ; sitenin tekrar bir yorumunu oluĢturmak, Tarih; sitenin insan-yer etkileĢiminin sembolü olarak benimsenmesi)
Yukarıdaki süreçler aĢağıdaki öğrenme tipleri için kullanılabilir: GeçmiĢin olguları hakkında
öğrenmek (sitenin nasıl yapıldığını anlamaya
çalıĢmak, fiziksel özelliklerini tanımlamaya çalıĢmak)
GeçmiĢin izlerinden ve olgularından öğrenmek
Tarihimizi ve geçmiĢimizi keyif almak, yararlanmak ya da günümüzü doğrulamak için kullanmayı öğrenmek
Kaynak: (Henson, 2004: 31)
Arkeoloji neredeyse tamamen doğal olarak ilgi çekicidir ve motivasyonu olmayan öğrencilerin ilgilerini harekete geçirebilir. Buna ek olarak arkeoloji, öğrencilerin katılımcı olmaya teĢvik eden ve bilgiyi ders kitaplarının sağladığı %10 oranın ötesinde daha iyi akıllarında tutmalarını sağlayan el etkinlikleri için çok uygundur (Rogge, 2000: 3).
Arkeoloji eğitiminde dikkate alınması gereken bazı hedefler vardır. Bu hedeflerden birisi eğlence ve heyecanı içeren, kendi toplumlarındaki gerçek hayat sorunları ile ilgili problem çözmelerine imkân veren iyi eğitimsel uygulamalar oluĢturmaktır. Bu uygulamalar bilim, teknoloji ve toplum arasındaki iliĢkileri ve anlayıĢını artıran, disiplinler arası konular yoluyla öğrencilerin öğrenme becerilerini ifade etmelidir. Öğrenciler üst düzey düĢünme becerilerini kullanmaya gerek duyarlar ve dahası, baĢarıya ihtiyaç duyarlar (McNutt, 2000: 1).
Arkeoloji eğitimindeki diğer bir hedef de, gelecek veri kaynaklarımızın ve ulusal mirasımızın yok olmasını önlemektir. Arkeolojik sitler çeĢitli ulusal ve uluslar arası koruma yasalarına rağmen, yasa dıĢı definecilik, yağmalama, Vandalizm, ihmalkârlık v.b. sebeplerden yok olmayla karĢı karĢıyadır. Bu nedenle sivil ve etik sorumluluğun geliĢtirilmesine önem verilmelidir. Arkeoloji, arkeolojik mirasın korunmasının önemini kavrayan bir savunucu gruba ihtiyaç duyar (McNutt, 2000: 1).
Çocuklar için, kültürel miras verilerini ortaya koymada, sınıf derslerinden ziyade tarihi sitlerin üretken bir Ģekilde ziyaret edilmesi daha önemlidir. Bu, çocukların geçmiĢ kültürlerin kalıntılarına ilgi duymalarında “kitap öğreniminden” daha etkilidir. Çocuklar bir Ģekilde, tarihi sadece okumak ve duymaktan ziyade tecrübe ederler. Eğitimciler arkeoloji sayesinde, sıradan insanları ve çocukları gerçek kültürel ve bilimsel araĢtırma sürecine dâhil etmede ender bir fırsata sahip olurlar. Öğrenciler bu sayede sadece çeĢitli metotları görmezler aynı zamanda çeĢitli objelere elini uzatabilir, dokunabilirler. Öğrenciler, kendi kendilerine objelerin dokusunu, rengini, kokusunu, ağırlığını tecrübe edebilirler (Smardz, 2000: 1).
Çocuklar, üst düzey düĢünme becerilerini zorlayan gerçek yaĢam koĢulları ile meĢgul eden eğlenceli ve heyecanlı bir Ģeyin parçası olma ihtiyacı duyarlar. Çocuklar fırsat verildiğinde ne yapabileceklerini denemek isterler. Bu nedenle, çocuklar milli mirasın korunmasında sevgi, heyecan ve gururla bağlılık duyarak arkeolojinin savunucusu olabilirler. Bir savunucu grup oluĢturmak için çeĢitli yöntemler uygulanabilir, fakat hiç birisi arkeoloji eğitiminin sınıfta ya da diğer öğrenme yerlerinde öğretimini temin etmesi kadar önemli olmayacaktır. Etkili olmak için, öğretim, hem arkeolojinin korunması hem de eğitimsel uygulama ihtiyacını karĢılamalıdır (McNutt, 2000: 1).