• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.3. KÜLTÜREL MĠRASIN ÖNEMĠ

2.3.4. Kültürel Mirasın Ekonomik Önemi

Son olarak kültürel miras, ekonomik bir geliĢme kaynağı olarak değer taĢımaktadır. Bu anlamda, özellikle turizm ön plana çıkmaktadır. Günümüzde kültür turizmi, miras turizmi, gibi baĢlıklar altında hem akademik bir çalıĢma alanıdır, hem de büyük bir ekonomik kaynaktır.

Kültürel miras, 19. yüzyıldan beri seyyahlar için temel çekim alanlarından birisi olmuĢtur. Miras turizmi, hızlı bir Ģekilde artmıĢ ve birçok ülke için önemli bir ekonomik kaynak olmuĢtur (Aslan ve Ardemagni, 2006: 10).

UlaĢım teknolojilerindeki hızlı geliĢmeler, yaĢam standartlarının yükselmesi, tatil ve eğlenceye daha fazla para ödenmesi gibi nedenler insanların geçmiĢte hiç olmadığı kadar, günümüzde çok daha fazla seyahat etmelerini sağlamaktadır.

BirleĢmiĢ Milletler‟in bir alt kuruluĢu olan Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) rakamlarına göre 2008 yılında Dünya genelinde 900 milyon insan turizm faaliyetinde bulunmuĢtur. 2010‟da bir milyarın bir az üzerine çıkacağını, 2020 yılında ise 1,6 milyar insanın turizm amaçlı seyahat etmesi öngörülmektedir. Yine 2008 yılı verilerine göre dünya genelinde turizm harcamaları 940 milyar Amerikan dolarını bulmuĢtur (UNWTO, 2010a; 2010b).

Turizm, kültür olmadan var olamaz, çünkü insanların seyahat etmelerinde temel etkenlerden birisi kültürdür (UNSESCO, 1996: 7). Bu durum kültürel turizm olgusunu oluĢturmuĢ ve kültürel turizm, kültürel mirasın nasıl sunulacağının planlanmasında baĢlıca etken olmuĢtur (McKercher ve du Cros, 2002: 58).

Kültür ve turizm, miras alanlarının geliĢtirilmesi ve yönetilmesinde ayrılmaz derecede bir birine bağlıdırlar (Brooks, 1993: 14). Kültürel miras varlıklarının gelecek nesillere ulaĢtırılması için korunması gereklidir, aynı zamanda bu yerler insanların eğitimi ve eğlenceleri için de kullanılmalıdır. Bu iki talebi karĢılamak, kültürel miras yöneticileri için zor bir görevdir (Pieris ve Prematilleke, 1993: 1).

Kültürel miras, korunduğu kadar da kullanılmalıdır, ancak bilinçsizlik ve aĢırı yüklenme sonucu kaybedilen değerlerin tekrar geri getirilemeyeceği unutulmamalıdır (Özgönül, 1996‟dan akt., AlkıĢ ve Oğuzoğlu, 2005b: 357). Eğer turizm kontrol edilmezse, el ürünlerinin yasa dıĢı ticareti, hediyelik eĢya olarak kullanımı, kültürel varlıkların zimmete geçirilmesi ve aĢırı kullanım gibi nedenlerden önemli zararlar oluĢabilir. Bu nedenle kültürel mirasın korunması ile turizm amaçlı kullanımı arasında bir denge oluĢturulması gerekmektedir (McKercher ve du Cros, 2002: 59).

Turizmin kültürel miras üzerine olumlu etkileri olduğu gibi olumsuz etkileri de bulunmaktadır (Pieris ve Prematilleke, 1993; Brooks, 1993; Fielden, 1993; Jamieson, 1993; ICOMOS, 1999; McKercher ve du Cros, 2002; Soykan, 2003; Uslu ve Kiper, 2006; Emekli, 2006; Uygur ve Baykan, 2007).

Turizm, kültürel mirasın ekonomik özelliklerini yakalayarak, finansman sağlayarak, toplumu eğiterek ve politikayı etkileyerek, bunları korunma için kullanabilmektedir. Çok sayıda ulusal ve bölgesel ekonominin temel kısmını oluĢturur ve baĢarılı bir Ģekilde yönetildiğinde, kalkınmada önemli bir etken teĢkil edebilir (ICOMOS, 1999).

Bununla birlikte turizm eğer çok hızlı bir Ģekilde geliĢirse ev sahibi toplum için yıkıcı etkiler doğurabilir. Eğer geliĢme aĢırı olursa ilk baĢta turistler için çekim merkezi olan kültürel varlıkları ve değerleri yok edebilir (Fielden, 1993: 59).

Turizmin kültürel miras üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri Ģu Ģekilde söylenebilir (McKercher ve du Cros, 2002: 60–62):

Olumlu etkileri;

1. Kültürel varlıkların uygun sunumu, turistlerin önemli kültürel miras varlıklarının korunmasının ve hatırda tutulmasının gereğini anlamalarına yardımcı olur,

2. Yerel ekonomilerin geliĢmesine fırsatlar oluĢturabilir,

3. Turizmden sağlanan gelir yerel alt yapının geliĢtirilmesinde kullanılabilir, 4. Geleneksel kültürün yeniden canlanmasını sağlayabilir,

5. Turistler sayesinde kültür alıĢ veriĢi farklı kültürlerin anlaĢılmasına ve hoĢgörüye imkân verebilir,

6. Turizmden elde edilen gelir miras varlıklarının dokümantasyonu, planlanması ve yönetimi için yatırım olarak kullanılabilir.

Olumsuz etkileri;

1. Miras alanlarının turistler tarafından aĢırı kullanımı,

2. Turizme bağlılık, toplumun geleneksel faaliyetlerine ve kendilerine olan özgüvenlerini kaybetmelerine yol açabilir,

3. Turist davranıĢları, turistler ziyaret ettikleri yerlerin geleneklerine ve görgü kurallarına aldırmazlar ya da saygı göstermezlerse yerel kültür üzerinde olumsuz etki bırakabilirler.

4. Plansız turizm alt yapılanması, toplum için konforlu yerlerin sağlanmasını içerir.

6. Kültürel varlıklar üzerindeki kontrolün kaybedilmesi,

7. Kültürel miras varlıklarında zamanla fiziksel bozulmaların meydana gelmesi.

Turizmin bu genel etkilerinin yanında köy, kasaba gibi küçük toplumlar ve yerleĢimler üzerinde de etkileri bulunmaktadır. Bu tür küçük yerlerde kültürel turizm toplumun kültüre ve doğal kaynaklarına dayalı bir geliĢme stratejisi olarak kullanılabilmektedir. Bu toplumlar sıklıkla kültürel miras değerlerini iĢ yaratma da ve ekonomik olarak geliĢme için kullanabilmektedirler. Bu tür küçük toplumlar kültürel değerlerinin yaĢadıkları yeri ender ve özel kıldığını düĢünmektedirler. Onlar için sahip oldukları el sanatları, dil, yemekler, sanat ve müzik, çevre ve teknoloji, din, eğitim, kıyafetler ve diğer kültürel miras öğeleri kültürel turizm için bir kaynak olarak görülebilmektedir (Jamieson, 1993: 90).

Turizmin küçük toplumlar ve yerleĢim yerleri üzerinde yaptığı etkiler tartıĢılmaktadır. Rogers‟in (2002: 476) belirttiğine göre bazı araĢtırmacılar, turizmin otantik olmayan ya da sahte miras varlıklarının sergilenmesine davetiye çıkardığını ve ticarileĢtirme ve metalaĢtırma yoluyla yerel kimlikleri aĢındırarak yerel tarih ve yaĢamı bozduğunu iddia etmektedirler. Diğerleri ise, bunun aksine turizmin yerel kimliklerin yeniden canlandırılmasına ve sürdürülmesine yardımcı olabileceğini, aksi takdirde muhtemelen unutulacaklarını, terk edileceklerini ya da homojen modern toplum için de eriyip gideceklerini iddia etmektedirler.

Bu iki farklı görüĢün de haklı yanlarının bulunduğunu söylemek mümkündür. Örneğin ülkemizde Cumalıkızık köyü, Safranbolu, Beypazarı, Amasra gibi yerleri ele aldığımızda, turizmin bu yerlere ekonomik bir canlılık getirdiği ortadadır.

Uslu ve Kiper (2006) çalıĢmalarında Ankara‟nın Beypazarı ilçesinde turizmin olumlu etkilerini ortaya koymaktadırlar ve uyguladıkları ankete katılanların %90‟nın turizmin olumlu yönde etki yaptığı yönünde görüĢ bildirdiklerini dile getirmektedirler.

Bununla birlikte Cumalıkızık köyünde (Bursa) turizmin olumsuz etkileri hızlı bir Ģekilde görülmüĢtür. Cumalıkızık köyü önceleri yerel mutfağı, yaĢam biçimi gibi özgün ve otantik özellikleri ile turistler için gözde bir mekân haline gelmiĢ, artan turist sayısı ile birlikte yüksek gelir arzusu içindeki halk yerel özelliklerinden maksimum gelir elde

etmek adına ticaretleĢmenin etkisinde kalmıĢlar ve özgün mutfak yapılarını ve yerel özelliklerini değiĢtirmeye baĢlamıĢlardır (Uslu ve Kiper, 2006: 306).

Roman (1993: 154), turizmin tarihi kasabalar için hem zehir hem de ilaç olduğunu belirtmektedir. Turizmin, tarihi kentleri hayatta tuttuğunu, fakat aynı turizm eğer aĢırı Ģekilde gerçekleĢirse kent halkının hayatını bir çeĢit sürüncemede bırakacağını ve aynı zamanda kentin tarihselliğini yok edeceğini vurgulamaktadır.

Sonuç olarak turizm hareketleri gerçekleĢtiği sürece somut ve somut olmayan kültürel değerlerin olumsuz olarak etkilenmesi kaçınılmazdır. Bugün tüm dünya ülkeleri turizmin olumsuz etkilerini en aza indirirken olumlu etkilerini en üst düzeye çıkarma uğraĢı içindedirler. Bu anlamda turizm aktivitelerinin yörenin doğal ve kültürel kaynaklarını kullanarak, gelecek nesillere de aktarılacak biçimde korunması, geliĢtirilmesi kapsamlarında “sürdürülebilir” turizm hareketleri önerilmektedir (Uslu ve Kiper, 2006: 305).