• Sonuç bulunamadı

4.2. Nitel Verilerin Analizinden Elde Edilen Bulgular ve Yorum

4.2.5. Siyasetin Yapılış Şekli ve Yapıldığı Yer

Öğrencilere “Siyaset nasıl ve nerede yapılır?” sorusu yöneltilmiştir. Öğrencilerin cevapları, “Siyasetin Yapılış Şekli” ve “ Siyasetin Yapıldığı Mekânlar” açısından çeşitlilik göstermektedir. Öğrenciler, siyasetin en çok yapıldığı mekânlarla ilgili fikir belirtmişlerdir. Tablo 4. 20. Siyasetin Yapılış Şekli ve Yapıldığı Yer

Öğrenci Görüşleri f % Siyasetin Yapılış

Şekli

• Oy kullanarak 19 45,23

• Anne babayla konuşarak 15 35,71

• Farklı görüşteki insanlarla konuşarak 4 9,52

• Bir partiye üye olarak 1 2,38

• Sosyal medyada düşünceni paylaşarak 3 7,14

Toplam 42 100 Siyasetin Yapıldığı Mekânlar • Tartışma programı 18 36 • TBMM’de 15 30 • Evde, komşuda 11 22 • Sosyal medyada 3 6 • Partilerin yerlerinde 2 4 • Protesto yürüyüşlerinde 1 2 Toplam 50 100

Tablo 4.20’ye, “Siyaset nasıl ve nerede yapılır?” sorusuyla ilgili olarak öğrencilerin cevapları şekil ve mekân unsurlarına göre şekillenmiştir. Çeşitlilik açısından 6 kategori olarak “Siyasetin Yapıldığı Mekânlar” ile ilgili daha çok kategori üretilmiştir. Mekânla ilgili en yüksek düzeyli cevap “Tartışma programı”, en düşük düzeyli cevap ise “Protesto yürüyüşleri” olmuştur. Öğrencilerin siyaseti tartışma programları ekseninde düşünmesi, örneklem grubundaki ailelerin önemli bir bölümünde sayıca fazla olan ve akşam kuşağında sıklıkla rastlanabilen tartışma programlarının düzenli olarak takip edildiğini düşündürmektedir.

Meclis ve tartışma ortamlarının gergin havasını eleştiren Mehmet, bu konudaki görüşünü şöyle dile getirmiştir:

Siyasetçilerin veya siyaset konuşmak isteyenlerin en çok bir araya geldikleri yer tartışma programları ve Meclistir. Tartışma programlarında ve TBMM’de siyasetçilerin yaptıkları, kanunlar ve Türkiye’yi ilgilendiren değişik konular tartışılır. Tartışma programlarında ve TBMM’de kimse sakin sakin konuşmaz. Sanırım adı tartışma programı olduğu için bu programa katılan herkes yüksek sesle konuşuyor ve kavga ediyor. TBMM çok kalabalık ve gergin bir ortam olduğu için ve siyaset de ciddi bir konu olduğu için kavga çok oluyor diye düşünüyorum.

Mehmet, siyasetin nerede yapıldığı ile ilgili en sık verilen cevaplardan olan tartışma programlarını ve meclisi ifade etmiştir. Mehmet, konu ile ilgili gerek programlarda gerekse Mecliste gergin bir ortamın olduğuna vurgu yapmış ve bu durumu özellikle siyasetin

ciddiyetine bağlamıştır. Mehmet’in siyaset algısında da gergin ve şiddet öğeleri barındıran tartışmaların yer ettiği görülmektedir. Yine siyaset konusunda bilgi edindiği temel aracın televizyon olduğu da sözlerinden çıkartılabilmektedir. Bu konuda çocukların bir ortaklığa gitmesi, televizyonda ve mecliste yaşanan siyasi tartışmaların çocukları da oldukça etkilediği sonucunu doğurmaktadır. Bu durum Mehmet de ciddi konuların kavga ortamında konuşulduğuna yönelik bir algı inşa etmiştir.

Protestoların düşünceleri dile getirmenin etkili bir yol olduğunu düşünen Defne, bu konudaki görüşünü şöyle dile getirmiştir:

Protesto yürüyüşlerine katılmanın da kendi düşünceni ifade etmenin bir başka yolu olduğunu düşünüyorum. Mesela birkaç yıl önce zeytin ağaçları kesilmesin diye çok fazla insan bir araya gelip yürüyüşler yaptı, imzalar attı. Bunun sonucunda da o kıymetli zeytin ağaçlarının kesiminin durdurulması kararı çıktı. Bu yürüyüşlerde verilmek istenen en önemli mesaj bir konu karşısında birlik olunduğu, çok olunduğudur. Ayrıca protestolar sayesinde o konuya ilgiyi çekmek daha kolaydır diye düşünüyorum. Ayrıca medyayı da dâhil edince o konunun önemi daha fazla insanın dikkatini çekiyor. Kavga ve polisle mücadele olmasa bence protesto daha etkili bir siyaset yapma şeklidir.

Siyasette protestoların öneminden bahseden Defne’nin yorumu aslında çoğu çocuğun aksine siyasetin yapılış şeklinin merkezine siyasetçileri değil halkı koyduğu için dikkat çekmektedir. Siyasetin aslında halkla ilgili bir kavram olduğuna ve birlikte hareket edildiğinde siyasetçilerin dikkatinin çekilebileceğine vurgu yapmaktadır. Burada medyayı da aynı şekilde kolektif bir ses getirme aygıtı olarak yorumlamaktadır. Ayrıca Defne, sadece kendisi tarafından söylenen protesto yürüyüşlerinin de demokratik bir hak olduğunu ve halkın bazı durumlarda siyasilerden farklı düşünebildiklerini ve bu durumun da doğal olduğunu belirtmiştir. Cevapları beş kategoriye ayrılan “Siyasetin Yapılış Şekli” ile ilgili olarak öğrenciler en çok “Oy kullanarak”, en az da “Bir partiye üye olarak” siyasetin yapılabileceğini ifade etmişlerdir. En çok verilmiş ikinci sıradaki “Anne ve baba ile konuşarak” cevabı ev ortamında anne-baba-çocuk diyalogları içinde siyasetin de yer alabildiğini ifade etmesi açısından önemlidir. “Siyasetin yapıldığı mekânlar” ile ilgili en çok belirtilen “Tartışma programları” cevabı da anne-baba-çocuk arasındaki siyasi konulu diyaloglar cevabıyla örtüşmektedir. Bu açıdan sonuçlar kendi içinde tutarlılık göstermektedir.

Siyasetin yapıldığı mekânlar arasında komşuyu da gösteren Arzu görüşünü şöyle dile getirmiştir:

“Ailem yan komşumuzla bir araya geldiğinde siyaset hakkında konuşur. Mesela o gün akşam haberlerinde izledikleri konuları konuşurlar. Daha sonra Türkiye’nin sorunlarını konuşurlar.

Bazı öğrenciler ise siyasetin yapılış şekli olarak oy kullanmayı vurgulamışlardır. Siyasetin oy kullanmayla yapılacağını ve oy kullanma eyleminde bireyin toplumu yönetecek lideri seçmekteki sorumluluğunu vurgulayan Mehmet, düşüncelerini şöyle dile getirmiştir:

“Siyaset nasıl yapılır?” denince benim aklıma oy kullanmak geliyor. Siyaset ve oy bende birbirini çağrıştıran iki kavram. Oy kullandığımız zaman bizler de siyasetin içine girmiş oluyor, ülkemizi yönetecek lideri seçmekte rol almış oluyoruz.”

Mehmet, siyasetin yapılış şekilleriyle ilgili en çok belirtilen “oy kullanma” konusunu ele alan cevabında siyasetle oy kullanmanın bir bütünü oluşturduğunu ve oy kullanmanın halkın siyaset yapmasını sağladığına dikkat çekmiştir. Mehmet, halkın siyasete katılımı noktasında oy kullanımından bahsetmiş fakat oy kullanmanın sonucunda “ülkemizi yönetecek lideri seçiyoruz.” cümlesiyle oy kullanmanın sonucuna dair yorum da yapmıştır. Yapılan görüşmelerin cumhurbaşkanlığı seçimlerine (Haziran, 2018) yakın bir döneme denk gelmesi, çocukların akıllarına ilk gelen seçeneklerden birinin bu olmasını tetiklemiş olabilir.

Yağmur, halkın oyunun siyasetçilerin toplumdaki yerini belirmedeki önemine değinmiş ve görüşünü şöyle dile getirmiştir:

Siyaset, en etkili şekilde oy kullanarak yapılır. Verdiğimiz oylar sayesinde ülkeyi yönetenleri seçmiş oluruz. Zaten siyasette söz sahibi olmak için siyasetçilerin, bizim oyumuza ihtiyaçları var. Oylarımızı almak için bu kadar konuşuyor ve birbirleriyle kavga ediyorlar.”

Yağmur da oy kullanarak siyasete katılımın önemini dile getirmiştir. Yağmur’un daha önceki yorumlarına bakıldığında siyasetçilerin oy almak için yalan söyledikleri üzerine vurgu yaptığı görülmektedir. Burada da yorumuna siyasetçilerin oy almak için çok konuşup kavga ettiklerini ekleyerek aslında siyasetçilerin çıkarcı olduğunu düşündüğünü yinelemektedir. Yağmur’un söylemlerine bakıldığında oy kullanarak siyasi geleceğin belirlendiğini, bu sayede siyasilerin oya ihtiyaç duyduklarının farkında olduğunu anladığı açıkça görülmektedir.

Öğrencilerden bazıları sosyal medyayı siyaset yapılan mekânlar arasında saymışlardır. Bu öğrenciler sosyal medyada siyasetle ilgili düşüncelerin paylaşılması ya da sosyal medyada paylaşılan siyaset içerikli yazıların yorumlanması şeklinde siyaset yapıldığını söylemişlerdir. Örneğin Nehir, sosyal medyanın siyasetteki etkisine vurgu yapanlardandır. Bu konudaki görüşünü şöyle dile getirmiştir:

Ben sosyal medyanın da siyaset yapmak için etkili bir yer olduğunu düşünüyorum. Mesela annem Twitter ve Facebook kullanıyor, bazı siyasetçileri takip ediyor. Takip ettiği siyasetçiler mesajlar

atıyor buralardan. Ya da annem buralarda siyasetle ilgili paylaşımlarda bulunuyor. Bu paylaştıklarını onun takipçileri de okuyor. Bunları gören kişiler etkilenebilir belki de.

Nehir sosyal medyanın siyasetteki etkisine vurgu yapmaktadır. Nehir, sosyal medya aracılığı ile siyaset yapılabildiğini bizzat annesiyle ilgili gözlemlerini paylaşarak ifade etmiştir. Nehir’e göre sosyal medya, kişilerin birbirlerini siyasi açıdan etkilemenin yollarından biridir. Nehir annesinden yola çıkarak, çok fazla kitleye hitap edebilen bu araçların insanları etkileme gücünü ortaya koymaktadır.

Tablonun geneline bakıldığında da öğrenciler, siyasiler dışında farklı kesimlerden olan (kendileri, anne-babaları, komşuları, sosyal medyada tanımadığı kişiler, televizyon programına katılanlar gibi) kişilerin de siyaset yapma konusunda aktif olabildiklerini ve siyasetin sadece siyasilerle ilişkili olmadığını ifade etmektedirler. “Sosyal medya” cevabının da kitle iletişim araçlarının öğrencilerin siyasetle ilgili algılarını etkileyebilecek güçte olduğu şeklinde yorumlanabilir.

Tartışma programlarını siyaset yapılan yerler arasında sayan öğrenciler, bu programlardan siyasetle ilgili birçok bilgi edindiklerini belirtmişlerdir. Örneğin, Berat, siyasetin yapıldığı durumlarla ilgili tartışma programlarını ailesinden örneklerle ifade etmiştir ve şunları söylemiştir:

Annemle babam akşamları genellikle tartışma programları izlerler. Çoğu zaman bu programlarda konuşulanları anlamıyorum ama annem de babam da bana anlatıyorlar. Ailem, Türkiye’de olan olaylardan haberdar olmanın çok önemli olduğunu söylüyorlar bana.”

Berat’ın, siyaset yapılma yeri olarak televizyondaki tartışma programlarını göstermesi ailesinin bu programları onun yanında izlemesinin bir sonucu olarak görülebilir. Berat’ın siyaset algısında ailesinin yerinin ne kadar önemli olduğu sonucunu onların söyledikleri üzerinden bilgi edinmesinden ve bu bilgi edinmenin önemini ona ailesinin söylemesinden de çıkartabiliriz. Ayrıca, ailesinin siyasi gelişmeleri takip etme ile ilgili Berat’a tavsiyede bulunmaları, çocukların siyasi konularındaki bilinçli bakış açılarının kaynağını ortaya koyma açısından önem taşımaktadır. Çocukların siyasete karşı olumlu duygular geliştirmede ve siyasetin korkulacak bir şey olmadığını anlamalarında ailenin önemli ve belirleyici bir faktör olduğu görülmektedir.

Miray’ın ailesi ülkesindeki gelişmelere duyarlı olmanın ve farklı görüşlere sahip bireylerin birbirlerini anlamalarının önemi vurgu yapmıştır ve Miray, ailesinin kendisine söylediklerini şöyle dile getirmiştir:

Bizim evimizde her sabah ve her akşam haberler izlenir. Annem ve babam bana ülkemizde nelerin olduğunu bilmemizin bir vatandaşlık görevi olduğunu söylüyor. Tartışma programlarına farklı

görüşte olan kişilerin gelmesi önemliymiş çünkü bir düşüncenin farklı şekilde de düşünüldüğünü görmemizi sağlarmış. Ailem, benimle hep aynı fikirde olanlarla olmayı tercih etmemin yanı sıra farklı görüşteki insanları da anlamaya çalışmam gerektiğini söylüyor. Aslında bu bir bakıma doğru çünkü herkes benim gibi düşünmek zorunda değil.

Öğrencilere göre, siyasetin yapıldığı yerler arasında haber programları gelmektedir. Öğrenciler haber programlarının şiddet içerikli olduğuna değinmiştir. Tartışma programlarının kavga ile yürütüldüğünü ve bireylerin birbirlerinin sözlerini dinlememesinden şikâyet etmektedirler. Miray, siyasetle ilgili bilgi edinme aracı olarak ailesi aracılığıyla izlediği haber programlarından bahsetmiştir. Miray da Berat’a paralel olarak ailesinin siyasi konularda bilgi sahibi olmanın önemine yönelik rehberliğinden bahsetmiştir. Miray, ailesinin rehberliği ile ilgili daha detaylı bir paylaşımda bulunmuş, annesinin farklılıklara saygı ve hoşgörü konusundaki tavsiyelerinden örnekler vermiştir. Burada ailesinin farklı görüşleri anlamaya çalışma yönündeki telkinini benimsediği ve siyasette farklılıkları ailesi aracılığı ile kabul ettiği görülmektedir.

Aile de öğrencilere göre siyasetin yapıldığı ve öğrenme mekânlarından biridir. Öğrencilerin ailesi ile siyasetle ilgili konuları rahatça konuşabilmesi ve ailesine anlamadığı konuları sorabilmesi etkili bir siyasi öğrenme ortamını oluşturmaktadır. Siyasetle ilgili öğrenmelerinde ailesinin kendisine katkılarını anlatan Arda, bu konudaki görüşünü şöyle dile getirmiştir:

Aileme bazen ülkemizde olan olayları anlamadığımı söylüyorum. Benim telefonum var ve dolayısıyla Facebook adresim var. Bazen Facebook’a girdiğimde kişilerin benim anlamadığım ama siyasetle ilgili bir konu olduğunu düşündüğüm paylaşımlar yapıyorlar. Ben de annemle babama bunların ne anlama geldiğini soruyorum. Ailem, bana bunları tek tek anlatıyor; benim bilinçli biri olmam için bunları bana sabırla anlattıklarını söylüyorlar. Ayrıca ülkemizde olan olayları takip etmemi ve bu olaylarla ilgili bir fikrimin olmasını istiyorlar.

Arda’nın söylemlerinde siyasetle ilgili bilgi edinme ve fikir beyan etme aracı olarak sosyal medyanın önemine vurgu yaptığı görülmektedir. Ancak yine Arda da siyasete yönelik bilgisinin ailesinin anlattıklarından ileri geldiğini ifade etmiştir. Arda, Berat ve Miray gibi ailesi tarafından siyasi gelişmelerle ilgili bilgilendirildiğini ve kendisine rehberlikte bulunulduğunu ifade etmiştir. Ayrıca Arda’nın ailesinin de siyasete ilgi duyan diğer ailelerde olduğu gibi çocuklarının ülke gündeminden haberdar olmasını ve bir fikir geliştirmesini istemeleri dikkat çekmektedir.

Ailesinin kendisini farklı düşünmeye sevk etmesinin onu rahatlattığını dile getirmiştir. Eymen’in de siyasete yönelik algısında ailesinin etkisi net bir şekilde görülmektedir. Ailede siyasetle ilgili konuşmaların çokça olması, çocukların sosyal medyada maruz kaldıkları bir sürü siyasi mesaj ve haberle ilişkili sorularının olması sonucunda, ailelerin bunları açıklamak zorunda kaldıklarını gösteriyor. Eymen, Arda,

Berat ve Miray da olduğu gibi siyasetle ilgili ailesiyle paylaşımlarda bulunduğunu; aileleri tarafından yönlendirildiğini ve bunun kendileri üzerindeki olumlu etkilerini belirtmiştir. Öğrencilerin cevaplarına bakıldığında alanyazında çocukların ve gençlerin aileleriyle siyaset konuşamadığı bulgusuyla örtüşmeyen bir bulgu elde edilmiştir. Bu çalışmanın örneklem grubundaki çocuklar, cevaplarıyla aileleriyle siyaseti konuşabildiklerini ifade etmektedirler. Böylece değişen zaman içerisinde ailelerin çocuklarıyla siyasetle ilgili daha çok konuşabildikleri ve anne, baba, çocuklar arasında siyasetle ilgili paylaşımların arttığı söylenebilir. Bu durumda çocukların siyasete karşı olumlu duygular beslemelerinde aile faktörünün önemi görülmektedir.

Eymen, siyasi bilincin çocuklarda aile ortamında nasıl oluştuğuyla ilgili görüşünü şöyle dile getirmiştir:

Bazen ailemle haberleri izlerken annem ya da babam bu haberden ne anladığımı soruyorlar ya da bir haberle ilgili yorum yapmamı istiyorlar. Benim düşüncelerimi dinledikten sonra da kendi düşüncelerini söylüyorlar. Birlikte o konunun doğruluğu ya da yanlışlığı hakkında konuşuyoruz. Bazen ailemle konuşunca rahatlıyorum çünkü bana farklı düşünmem gerektiğini de öğretiyorlar. “Siyasetin Yapılış Yeri ve Şekli” konusuyla ilgili örnek olarak verilen öğrenci cevapları incelendiğinde ailelerin çocuklarını siyasi gelişmelerle ilgili bilgilendirdikleri, öğrencilerin siyasi konularda bilinçli olmalarını önemsedikleri ve bu bilinçli yaklaşımın çocuklara olumlu yansımalarının olduğu görülmektedir. Sonuçlar, ailelerin çocukların siyasetle ilgili bilgilenmelerinde büyük etkilerinin olduğunu ortaya koymaktadır. Bunların yanı sıra öğrencilerin oy vermenin önemine atıfta bulunmaları, protesto yürüyüşleri ile farklı görüşlerin ifade edilmesi gerektiğini belirtmeleri gibi unsurlar bilinçli vatandaş bakış açısına sahip olabildiklerini düşündürmektedir. Ayrıca ailelerin çocuklarıyla yaptıkları konuşmaların içeriklerine bakıldığında çocuklarının siyaset okuryazarlığının beceri-davranış boyutuna ilişkin kazanımlar elde etmeleri için çabaladıkları da görülmektedir.