• Sonuç bulunamadı

2.1. Mîrî Arazi

2.1.1. Tımar Zeamet ve Has

2.1.1.3. Sipahilerin BaĢlıca Görevleri

a.SavaĢ zamanında sipahilerle birlikte savaĢa katılmak, asker bakmak ve yetiĢtirmek, bölgenin güvenliğini sağlamak. Sipahi azldilmesi halinde, savaĢlarda üstün kabiliyet göstermesi kaydıyla lakab ve imtiyazlarıyla birlikte baĢka bir tımar edinme hakkı saklı kalırdı134

.

b. Temlik edildiği tımara (toprak ve köylü) iyi bakması gerekir. Aksi halde tımar hakkını kaybeder, taksiratını affettirmek isterse taksirat harcını ödedikten sonra toprağına tekrar sahip çıkabilirdi135

.

c. Arazi ile ilgili devlet kanun ve mevzuatını uygulamak ve vergileri toplamakla yükümlüdür.

d. Üretimin devamlılığını sağlamak amacıyla toprağını üst üste üç yıl iĢlemeyen ve baĢkasına devreden köylüden topraklarını çekmek, ilk taksirat harcını (çift bozan akçesi) öder ve iĢlemeyi taahhüt ederse topraklar tekrar geri verilirdi.

132

Halil Ġnalcık, Osmanlı Ġmparatorluğu‟nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, çeviren Muhamet El-Arnaüt, El-Mada Yayınevi, Kahire 2007, s. 178

133

MVTĢ Evâmir-i Sultaniye, No. 1, Belge 1

134

Yazarlar Grubu, E‟t-Tarihu‟l-Ġktisadî ve‟l-Ġctimaî li‟d-Devleti‟l-Osmaniye II, s. 190

135

e. Devletin tahıl üretiminin etkilenmemesi ve kendi kendine yetecek miktarın temin edilmesi için köylülerden tarımsal sisteme bağlı kalmalarını sağlamaya çalıĢırdı136

.

Diğer taraftan sipahiler, araziden beklenen mahsulu temin etmek için köylüleri memnun etmeye gayret ederlerdi. Bu konuya ilerleyen sayfalarda daha ayrıntılı Ģekilde değinilecektir137

. Sipahi, bulunduğu bölgenin güvenliğinden sorumludur. Bunun karĢılığında köylüler yem ve tahıl için anbar inĢa edecekler, sipahi adına topladıklardan elde edilen öĢürleri anbarlara veya pazara sevkedecekler, geldiğinde kendisine üç gün ikramda bulunacaklardı, bunlar sipahinin köylüler ile iliĢikisidir. Devletle olan iliĢkisi ise, tımarlılar etki alanına giren haklardan yararlanırdı. Bu haklar:

a. Tapulu araziyi temlik etme yöntemlerini denetleme, b. BoĢ tarımsal araziyi kiralama,

c. Otlakları kiralayan veya tımar sınırları dahlinde kayıtlı olamayan arazi eken yabancılardan vergi tahsil etme138.

Tımarlı, kendi özel tımarını oluĢturmak için bir değil bir kaç köyde bulunan araziden pay alırdı. Böylece tımarın bölünmesine engel olurdu. Bu suretle, sipahiler de toprağı ve köylerde yaĢayan köylüler üzerinde mutlak kontrol etmekten men edilmiĢlerdir. Bundan dolayı tımarlılara ait arazi, sancağın müteferrik bölgelerinde dağınık haldeydi139. Ekilen araziye munzam arazi denilirdi. Munzam araziden alınan

aidat, bağlı olduğu köyün aidatına eklenirdi140. Tımarlılar, özel çiftlik, bağ, sebze

bahçeleri ve çalılar edinirlerdi, fakat çocuklarına miras yoluyla intikal etmezdi141. Çift,

Çifthane ve çiftlik, aile mezraası ve gereksinmeleri demekti. 70-150142

dönümlük çiftliklerde genelikle konut, tarım aletleri ve evcil hayvanlar bulunurdu.

Bu çiftlikler ne taksim edilir ne de bölünür. Ölüm halinde padiĢahlık begesiyle en büyük çocukları devralabilir, eğer muktedir olup, çiftlik için kararlaĢtırılan yıllık bir altın ödemeyi taahhüt ederse tımarın dul kalan eĢi de iĢletebilir143. Askeri tımarlarda

uygulanan geleneğe göre, her köylü kendini sipahinin reayasından olduğunu kaydetmelidir. Köyde birden fazla sipahi varsa, köylüler üzerindeki otoriteleri eĢit olup

136

Ġnalcık, Osmanlı Ġmparatorluğu‟nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, s. 177

137

Ġnalcık, Osmanlı Ġmparatorluğu‟nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, s. 174

138

Yazarlar Grubu, E‟t-Tarihu‟l-Ġktisadî ve‟l-Ġctimaî li‟d-Devleti‟l-Osmaniye II, s. 189

139

Yazarlar Grubu, E‟t-Tarihu‟l-Ġktisadî ve‟l-Ġctimaî li‟d-Devleti‟l-Osmaniye II, s. 189

140

Abdulkerim Rafek, Buhusu fi‟t-Tarihi‟l- Iktisadî, s. 75

141

Yazarlar Grubu, E‟t-Tarihu‟l-Ġktisadî ve‟l-Ġctimaî li‟d-Devleti‟l-Osmaniye II, s. 190

142

Suheyl Saban, El-Mu‟camu‟l-Mavsu‟i li‟l-Mustalahati‟t-Tarihi‟l-Osmaniye, s. 86

143

birinin alacağı karar hepsi için geçerli sayılır. Bazı köylüler sipahilerden hiç birine bağlı değildi. Bunlardan hazine ve mîrî temsilcisi mevkufçu, ellerinde geçici olarak bulundurdukları topraklardan binek vergisi tahsil ederdi. Sultan Süleyman zamanında hazırlanan kanunnamede, köylüleri vakti gelmeden vergi ödemeye mecbur eden sipahiler azledilirdi, elindeki timarı da baĢkasına temlik ettirilirdi144. Buna karĢılık

köylüler, ġam‟da Kadı huzurunda veya Guta‟da, Merc, Hetit Turkmen, Cübbü Assal, Kata, Zebedanî, Beka ve Vadiu‟t-Taym‟deki Naiblerin huzurunda tımarlıyı Ģikâyet edebiliyorlardı. Sipahiler, kendilerine temlik edilen araziyi ġer„î Mahkemede bir baĢkasına kiraya verebiliyordu. Buna üç örnek vermek istiyoruz. 11 Haziran 1767 (13 Muharrem 1181) tarihinde ġam Kalesi Dizdarı Muhammed oğlu Ġbrahim Ağa, ayni zamanda Bekaa‟da Bi‟ri Ġlyas köyü ve Tel Mora mezrasında zeamet sahibi olarak, ġam Mahkemesinin huzuruna çıkarak Kadı Efendiye adı geçen köy ve mezraanın 4330,33 guruĢluk yıllık aidatını üç yıl süreyle yanında birlikte gelen Yusuf oğlu Abdullah Cebri Ağa‟ya sürenin tamamı için peĢin ödenen 13.000 guruĢ karĢılığında devrettiğini bildirir. Devirname, tarımsal aĢar, gümrük, sayım harcı, küllî ve cüz‟î harçlar gibi köy ve mezraanın tüm iratlarını kapsıyordu. Taraflar, devirname muhteviyatını kabul ettiklerini beyan ederek meclisin onayından geçti ve geçerli kılındı145. Bu iĢlemden dikkatimizi çeken noktalar, zeametlerin kiralanabileceği, ücretin göreceli olarak yüksekliği, zeamet sahibinin ġam Kalesi Dizdarı olmasıdır.

Mezraların kiralanmasına dair baĢka bir örnek de Ģudur: 14 ġubat 1805 (14 Zilkade 1219) tarihinde Havran‟ın en-Nakle köyündeki evini Muhammed Ağa oğlu Hacı Muhammed Karslı‟ya kiralamıĢtır. Kira sözleĢmesi ġafiî Kadısının huzurunda tescil edilmiĢtir. Havran Nahiyesinde bulunan köy ve arazilere Nakle köyü denilir. Bu köyde köylülere ait bazı ev ve müteferrik arazi bulunur. Bu köye ait mezralar imza tarihinden itibaren 900 kuruĢ karĢılığında bir yıl süreyle kiraya verilmiĢtir146

.

Keza 18 ġubat 1849 ((25 Rebiü‟l-Evvel 1265) tarihinde Hacı Ġbrahim eĢ-ġalan Mahkemede Osman Ağa oğlu Mahmud Ebu Zeyd‟in Golan‟da Ceydur arazisi Mutbin köyü olan malikânesini ikamet, iskân ve ziraat edip iĢletmek amacıyla yıllık 333 kuruĢa üçer yıllık sürelerle 30 yıllığına kiralamıĢtır147

.

144

Jep ve Pon, Ġslam Toplumu II, s. 64

145

MVTĢ ġam ġer. Sic. No. 8,

146

MVTĢ ġam ġer. Sic. No. 255, Bel. 245

147

Bu belgede malikânenin kiralandığını görüyoruz. Devlet, tımarlı ile köylüler arasında esnek ve dengeli iliĢkiler kurmaya çalıĢmıĢtır. ġam‟da ve diğer Osmanlı kentlerinde özellikle 19. yüzyılda varlığını kanıtlayan yerel yönetimlerin de bu konuda büyük desteği olmuĢtur. Bununla, bürokrasiden uzak, adaleti en geniĢ kitlelere kadar yaymak amacıyla padiĢah fermanlarını yürürlüğe koyan ġûra Meclisleri‟ni kasdediyoruz. Gelecek bölümlerde ana kaynaklara dayanarak örnekler verilecektir.

Çiftliklerin yönetiminde kadınların da rolü açıkça görülmektedir. 29 Eylül 1804 tarihinde, Mehmed Halil Efendi es-Sudeyfî oğlu müteveffa Abdullah Efendi‟nin dul kalan eĢi, Abdullah kızı Ġstanbullu Münevver, ġam Mahkemesinde kendisine eĢinden kalan ġam‟daki emlâk, çiftlik ve meskenlerini 1800 (1215) yılında yeğeni Mehmed Halil es-Sudeyfî‟ye 1.611 kuruĢa iltizama vermiĢtir. Yeğen Mehmed Halil 1804 yılında dört yıllık iltizam bedeli olan 6.480 kuruĢu toptan Münevver Hanım‟a ödemiĢtir148

. Böylece çiftliklerde çalıĢma ve yönetim iĢi sadece erkeklere mahsus değildi. Kadınlar da bu konuda aktif katkıda bulunuyorlardı. Bu noktada kadının ġam toplumunun ekonomik yaĢantısında önemli ve gizemli bir rol üstlendiğini anlıyoruz.