• Sonuç bulunamadı

Seçimlerin Yönetimi ve Denetimine Kaynaklık Eden Bölgesel Nitelikl

Bölgesel nitelikli olmakla birlikte, getirdiği hükümlerin etkisi açısından evrensel niteliğe sahip insan hakları bildirgelerinde, seçimlere ilişkin temel esaslar belirlenmekte, geri kalan düzenlemeler ise Sözleşmeye üye ülkelerin kendi egemenlik alanına bırakılmaktadır. Bu nitelikteki belgelerden ayrıntılı düzenlemeler beklemek, hem ülke egemenlik alanına müdahale hem de bu metinlerin evrensel niteliklerine aykırı olacağı için mümkün değildir. Bu durumun ancak uluslararası bazı belgelerde şekillenmiş ve üye ülkelerinde yargılama yetkilerini kabul ettikleri uluslararası mahkemelerin verecekleri karar ve içtihatlarla uygulama imkanı kazanacağından hiç şüphe yoktur.

2.1. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

İkinci Dünya Savaşı sonrasında, insan haklarının uluslararası alanda teminat altına alınma çabaları Birleşmiş Milletler nezdinde yürütülmekte iken, bazı Avrupa Devletleri327, başlangıçta esasen bölgesel nitelikte olacağı düşünülürken, daha sonraları etkilerini uluslararası alanda hissettirecek bir çalışma içerisine girdiler328. Nihayet, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu on beş Avrupa Konseyi üyesi devletin Dışişleri Bakanlarının katılımıyla 4 Kasım 1950 tarihinde yapılan bir toplantı neticesinde çalışmalar meyvelerini verdi ve kısa adı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olan “İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin

327

Söz konusu devletler, Belçika, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İsveç, İrlanda, İtalya, Lüksemburg ve Norveç’tir. Daha fazla bilgi için bkz., (Naz Çavuşoğlu, İnsan Hakları Avrupa

Sözleşmesi ve Avrupa Topluluk Hukuku’nda Temel Hak ve Hürriyetler Üzerine, Ankara

Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İnsan Hakları Merkezi Yayınları Özel Dizi No-1, Ankara 1994, s.4, Dpn. 1. ; Döner, s. 79, Dpn.1.).

328

137 Avrupa Sözleşmesi”329 kabul edildi330. Ancak sözleşmenin yürürlük kazanabilmesi, on üye devletin onaylamasıyla mümkün olacağından, söz konusu koşulun 3 Eylül 1953’de sağlanmasıyla mümkün olabilmiştir331.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Sözleşmeye sonradan yapılan ek protokollerle, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer alan haklardan sadece klasik haklar olarak adlandırılan kişisel ve siyasal hakların bir bölümüne yer verilmiştir332. Siyasal haklar kapsamında yer alan seçme ve seçilme hakkına ilişkin düzenleme, 20 Mart 1952 tarihinde Sözleşmeye eklenen “Ek1 Numaralı Protokol”333 ile gerçekleştirilmiştir. Seçme ve seçilme hakkına ilişkin düzenleme Protokol’ün 3. maddesinde yer almıştır.

Sözleşmede “serbest seçim hakkı”nı düzenleyen 1 No’lu Protokol’ün 3. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından ilk kez 1987 yılında “Mathieu Mohin ve Clerfayt Belçika’ya Karşı”334 davasında yorumlanarak serbest seçim hakkının kriterleri belirlenmiş ve sonraki davalara da uygulamıştır335. Mahkeme kararında, temel insan hak ve hürriyetlerinin en iyi şekilde korunabilmesi için “etkili bir siyasal demokrasiye” ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. Mahkemenin önemle

329

Antlaşmanın tam metni için bkz., Enver Bozkurt, İnsan Haklarının Korunmasında Uluslararası Hukukun Rolü, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara Kasım 2003 s. 324-338.

330

Mehmet Semih Gemalmaz (a), Avrupa İnsan Hakları Komisyonu Önünde Türkiye -1- :

Kabul Edilebilirlik Kararları, Beta Basım Yayım, İstanbul 1997, s. XIII. ; Edip Çelik, “Avrupa

İnsan Hakları Sözleşmesinin Türk Hukukundaki Yeri ve Uygulaması”, İdare Hukuku ve

İlimleri Dergisi, Sayı 1-3, İstanbul Üniversitesi İdare Hukuku ve İdare İlimleri Araştırma ve

Uygulama Merkezi, 1988, s. 47. ; İlhan F. Akın, Kamu Hukuku, Beta Basım Yayım, 6. Bası, İstanbul 1993, s. 378. ; Feyyaz Gölcüklü, A. Şeref Gözübüyük, Avrupa İnsan Hakları ve

Uygulaması, Turhan Kitabevi, 2. Baskı, Ankara 1998, s. 6-7. ; Döner, s. 2003, s. 81. ; Reisoğlu,

s. 33. 331 Reisoğlu, s. 33. ; Çelik, s. 48. 332 Aydın, s. 67. 333

Ek 1 Nolu Protokol için bkz., http://www.anayasa.gov.tr/files/bireysel_basvuru/AIHS_tr.pdf (10.10.2013).

334

Yargılamanın metni için bkz., “Case Of Mathıeu-Mohın And Clerfayt V. Belgıum (Application no. 9267/81)” Judgment, 2 March 1987, Strasbourg, ss. 1-21.

335

David Harris, Michael O’Boyle, Ed Bates, CarlaBuckley, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Hukuku, Çeviren: Mehveş Bingöllü Kılcı ve Ulaş Karan, Ankara, Şen Matbaası, 2013. s. 735. ;

Barış Bahçeci, “1982 Anayasası Döneminde Çoğulcu Demokrasi Açısından Milletvekili Seçimi Hukukunda Karşılaşılan Sorunlar” Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl 2005, Cilt: 54 Sayı: 3, ss. 379-380. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 1987 yılında “Mathieu

Mohin ve Clerfayt Belçika’ya Karşı” davasından sonra serbest seçim hakkı ile ilgili olarak 2009

138 üzerinde durduğu bu madde, demokrasinin en önemli ilkesi olan “serbest seçim hakkı”nı düzenlediğinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sisteminde birincil öneme sahiptir336.

Protokolün 3. maddesindeki düzenleme, taraf devletlere, yasama organının oluşmasında, halkın (seçmenlerin) serbest iradelerini özgür bir ortamda ve özgür bir biçimde açıklayabilmelerine imkan tanıyan şartları sağlayarak makul aralıklarla ve gizli oyla serbest seçimler yapma taahhüdünde bulunmayı şart koşmaktadır. Bu hüküm, yasama organının oluşumuna gerek aday olma yoluyla gerekse de aday olacakları seçme yoluyla katkı veren seçmenlerin iradelerini özgür bir şekilde ortaya koymalarını amaçlayan seçme ve seçilme hakkına ilişkin bir düzenlemedir. Görüleceği üzere söz konusu hüküm, direkt olarak seçimlerin yönetim ve denetimine ilişkin bir düzenleme olmamakla beraber, dolaylı yönden seçim yönetim ve denetimini ilgilendirmektedir. Özellikle de seçimlerin makul aralıklarla ve gizli oyla yapılmasına ilişkin temel referans noktaları, seçim yönetim ve denetimine ilişkin düzenlemelerin de referans noktalarının kaynağını oluşturması yönüyle seçimlerin yönetimi ve denetimi konusuyla ilgilidir.

Avrupa Parlamentosu 2 Ekim 2000 tarihindeki genel kurul toplantısında kabul ettiği, “Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı Tasarısı” da seçimlere ilişkin hükümler ihtiva etmesi münasebetiyle üzerinde durulmaya değer bir bildiridir. Bildiri olması nedeniyle bağlayıcılıktan uzak ve yol gösterici hükümler ihtiva etmesine karşın, temel haklar ve özgürlüklere ilişkin olarak kapsamlı hükümlere yer vermektedir. Şartta klasik hakların yanı sıra yeni kuşak haklardan teknoloji, tıp ve biyolojik kökenli haklara ilişkin düzenlemelere de yer verilmiştir337. Şartın, seçimlere ilişkin düzenlemeleri, “vatandaşlık hakları” başlığını taşıyan V. Bölümünde yer almaktadır. Buna göre, Avrupa Parlamentosu seçimleri ile belediye seçimlerinde aday olma ve oy kullanma haklarını düzenleyerek, Ek 1 nolu protokoldeki seçimlere hakim olan ilkelere yer vermiştir338. Şart’ın getirdiği hükümler, seçimlerin yönetim

336

Mustafa Koçak, “Seçim Sistemleri ve Demokrasi Karşılaştırmalı Analiz: İHAM ve AB Ölçütleri”, Anayasa Yargısı, Sayı: 23, 25-26 Nisan 2006, Ankara, ss. 123-127.

337

A. Füsun Arsava, “AB’nin Anayasallaşma Sürecinde Temel Haklar Şartı”, Ankara Avrupa

Çalışmaları Dergisi, Cilt: 3, No: 2, Bahar: 2004, s. 7. ; Döner, ss. 125-126.

338

139 ve denetimine dair düzenlemelere kaynaklık edecek evrensel ilkeleri ifade etmektedir.

2.2. Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi

Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi339, 25 devletin340 katılımıyla, 22 Kasım 1969 tarihinde Kosta Rika’nın Başkenti San Jose’de, Amerikan Devletleri İnsan Hakları İhtisas Konferansı’nda kabul edilerek, yaklaşık dokuz yıl sonra 18 Temmuz 1978 tarihinde yürürlüğe girmiştir341.

Sözleşme, diğer birçok bölgesel nitelikli sözleşmede olduğu gibi esas olarak, “yollama hükmü nitelikli” 26. madde342 hariç, medeni ve siyasi haklara yer vermektedir. Sözleşmenin 23. maddesinin ilk fıkrasının “b” bendi, diğer sözleşmelerde olduğu gibi seçme ve seçilme hakkına hakim olacak genel esasları belirlemekle yetinmiş, seçimlerin yönetim ve denetimine ilişkin olarak doğrudan bir hüküm ihdas etmemiştir. Buna göre seçmenler, belirli dönemlerde gerçekleştirilecek seçimlerde herhangi bir baskı ve zorlamaya maruz kalmaksızın genel, eşit ve gizli oy ilkeleri çerçevesinde oy kullanabilecekler ve seçimlerde aday olabileceklerdir343.

2.3. Amerikan İnsan Hakları ve Ödevleri Bildirisi

Amerikan İnsan Hakları ve Ödevleri Bildirisi344, 2 Mayıs 1948 tarihinde Kolombiya’nın başkenti Bogoto’da gerçekleştirilen Dokuzuncu Uluslararası Amerikan Devletleri Konferansında kabul edilmiştir345.

339

Sözleşmenin İngilizce metni için bkz.,

http://www.cidh.oas.org/Basicos/English/Basic3.American%20Convention.htm (10.10.2013). 340

Sözleşmeyi 25 devlet imzalamasına karşın şu an sözleşmeye taraf devlet sayısı 24’tür. 341

Volkan Aslan, “Amerikalılar Arası İnsan Hakları Sistemi”, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:3 Sayı:2 Yıl 2012, ss. 267-268. ; Döner, s. 130.

342

Sözleşmenin 26. maddesi, ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin hüküm içermektedir. 343

Güveyi, s. 89. 344

Bildirinin İngilizce metni için bkz., https://www1.umn.edu/humanrts/oasinstr/zoas2dec.htm

Bildirinin Türkçe metni için bkz.,

https://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=1&cad=rja&uact=8&v ed=0CBsQFjAA&url=http%3A%2F%2Fwww.izmir.gov.tr%2Fortak_icerik%2Fizmir%2Famerik an_insan_haklari_ve_odevleri_bildirisi.doc&ei=6dMaVPr-E8L-ygO- lIDQBg&usg=AFQjCNFZljR_agiadZcc6Deg8nodRgvMxQ (10.10.2013). 345 Döner, s. 129.

140 Bildirinin başlangıç bölümünde, bütün insanların doğalarının onlara bahşettiği akıl ve vicdanla donatılmış olduğu, özgür oldukları, onurda ve haklarda eşit şekilde doğdukları ve herkesin birbirine kardeşçe davranması gerektiği ifade edilmiştir. Bunun yanı sıra bireylerin ödevlerini yerine getirmeleri hususunun, herkesin sahip olduğu hakların ön koşulu olduğu da ifade edilmiştir.

Bu Bildiri de, diğer bölgesel nitelikli sözleşme ve bildirilerde olduğu gibi seçimlere ilişkin temel ilkeleri belirlemektedir. Bildirinin 20. maddesi, yasal yeterliliğe sahip herkesin, doğrudan ya da temsilcileri aracılığı ile ülkesinin yönetimine katılma hakkı olduğunu ifade etmiştir. Bunun hayata geçirilmesi ancak gizli oy usulü ve düzenli aralıklarla gerçekleştirilecek adil, dürüst ve serbest seçimlerle sağlanabilecektir. Bildiride ayrıca, seçme ve seçilme hakkına ilişkin olarak anayasal ve yasal kriterleri sağlayan herkesin oy kullanabileceğini ve aynı şartlarda yapılacak olan seçimlere aday olarak katılabileceği de hükme bağlanmaktadır.

2.4. Afrika İnsan ve Halkların Hakları Sözleşmesi

Sömürge statüsünde olan eski bazı Afrika devletlerinin bağımsızlıklarını kazanmalarıyla, yeni devletler, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi adına bölgesel düzeyde örgütlenme faaliyetleri hız kazanmıştır. Bu bağlamda, 32 Afrika devleti 25 Mayıs 1963 tarihinde Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da bir araya gelerek, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Rodezya346 hariç, Afrika Birliği Şartı’nı imzalamak suretiyle Afrika Birliği Örgütü’nü kurmuşlardır347. Örgütün en önemli amaçlarından biri, Birleşmiş Milletler Antlaşması ve İnsan Hakları Evrensel Bildirisi kapsamında uluslararası işbirliğini geliştirmek suretiyle insan hakları alanında uluslararası entegrasyona dahil olabilmektir. Örgütün kuruluşunu takip eden yetmişli yıllarda, Kara Kıta’nın insan hakları karnesinin kötü oluşuna bir tepki olarak, dış dünyanın da baskılarıyla, 1981 yılında “Afrika İnsan ve Halkların Hakları Sözleşmesi” kabul edilmiştir348. Kabulünden beş yıl sonra, 21 Ekim 1986 tarihinde,

346

Rodezya, 18 Nisan 1980 tarihinde Zimbabve olarak bağımsızlığını ilan etmiştir. http://tr.wikipedia.org/wiki/Zimbabve-Rodezya_Cumhuriyeti (10.10.2013).

347

Mehmet Semih Gemalmaz (b), “ Afrika İnsan ve Halkların Hakları Şartı Üzerine Düşünceler”,

Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Özel Hukuk Dergisi, Yıl:7 S:2, İstanbul, 1987, s. 132.

348

141 yürürlüğe giren Sözleşme, ilk etapta 26 Afrika devleti tarafından onaylandı. Onayı takip eden 1 Ocak 1987 tarihi itibariyle sözleşmeyi imzalayan devlet sayısı 31’e yükselmiştir. Bugün ise Sözleşmeye taraf devlet sayısı, 15 Temmuz 2009 tarihi itibariyle 53 olarak kayıtlara geçmiştir349.

Sözleşmenin 13. maddesi, yukarıda ifade ettiğimiz antlaşma ve bildiri metinlerine paralel düzenlemeyle, her vatandaşın doğrudan ya da temsilcileri aracılığıyla özgür bir biçimde ülkesinin yönetimine katılma hakkı olduğunu ifade etmektedir. Sözleşme, seçilme hakkını düzenlemesine karşın, diğer sözleşme ve bildirilerin aksine seçme hakkına ilişkin esaslara yer vermemiştir. Sözleşme, seçme hakkına ilişkin olarak, sadece “hukuka uygun bir biçimde” demek suretiyle seçim faaliyetlerine hakim olacak tek temel ilke belirlemekle yetinmiştir. Seçme hakkına ilişkin olarak belirlenen bu ilke, taraf devletlerce negatif yönlü olarak kullanılabilecektir. Sözleşmenin seçme hakkına ilişkin temel esaslardan yoksunluğu, sadece hukuka uygun biçimde yapılacağına dair bir ibarenin bulunması, siyasi iktidarın, mevcut iktidarını kuvvetlendirecek yasal düzenlemeler yaparak yerini daha da kuvvetlendirmesine zemin hazırlayacaktır. Yöneltilecek itiraz ve eleştiriler karşısında ise siyasi iktidar hukuksal çerçevede hareket ettiği iddiasında bulunacaktır. Bu durum da sözleşme uygulanabilme kabiliyetini yitirebilecektir.