• Sonuç bulunamadı

İl ve İlçe Seçim Kurullarının Görev ve Yetkileri

Seçimlerin yönetim ve denetimi faaliyetlerinin yargı organlarının görev ve sorumluluğuna bırakılmasından günümüze, ülke genelindeki genel ve yerel seçimler ile anayasa değişikliklerinin halk oylamasına sunulması faaliyetleri seçim teşkilatı içerisinde yer alan kurullar eliyle bir bütünlük içerisinde yürütülmektedir. Ülke genelinde seçimlerin tamamından sorumlu Yüksek Seçim Kurulu’nun yanı sıra, seçimlerin yerel düzeydeki yönetimi ve denetimi faaliyetlerinin en üst sorumlusu olarak il seçim kurulları da seçim teşkilatı ve hiyerarşisi içerisinde daimi seçim kurulu olarak yer almaktadır. Bu durum, 298 sayılı Kanun’un seçim kurullarının sayıldığı 10. maddesinde, “…her seçim çevresinde bir il seçim kurulu….bulunur.” şeklinde ifade edilmiştir. Aynı zamanda, aynı Kanun’un 3. maddesi de il seçim kurullarının sorumluluğunda bulunan coğrafi sınırların her birini bir seçim çevresi olarak tanımlamıştır.

İl seçim kurullarının oluşumu, 298 sayılı Kanun’un 15. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde ilk halinden bu güne iki kez değişikliğe uğramıştır. İlk değişiklik180 1979 yılında gerçekleşirken, ikinci ve maddenin son halini aldığı

ve değerlendirilmesi ile gerekli yaptırımları uygulamaya Radyo ve Televizyon Üst Kurulu görev ve yetkili kılınmıştır. Öte yandan, sözü geçen 3984 sayılı Kanunun 27. maddesinde, seçim dönemlerindeki yayınların Yüksek Seçim Kurulunca düzenleneceği ve düzenleme çerçevesinde Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca denetleneceği belirtilmiştir”. (YSKK, No: 1999/42, Karar

Tarihi:15.1.1999. Resmi Gazete, 23.1.1999-23589, ss. 13-15). 179

XXI. Dönem Milletvekili ve birlikte yapılacak Yerel Genel Seçimlerde bağımsız adayların başvurularında uyulması zorunlu usullerle yatıracakları teminat miktarının belirlenmesinin ve gereken kararın alınması Yüksek Seçim Kurulu’ndan istenmiştir. Kurul kararında, “XXI. Dönem

Milletvekili Genel Seçimine bağımsız aday olarak katılmak isteyenlerin, 24.02.1999 gününe kadar milletvekili seçilmek istedikleri çevrenin il seçim kuruluna, yasal şart ve nitelikleri taşıdıklarını belirten bir dilekçe ile bizzat başvurmaları gerektiğine, Başvuru dilekçelerine, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 21/2. maddesi uyarınca en yüksek dereceli devlet memurunun brüt bir aylık tutarı olan 94.762.500 (Doksandörtmilyonyediyüzaltmışikibinbeşyüz) lirayı ilgili mal sandığına emaneten yatırdıklarını gösterir makbuzu ve bir nüfus kimlik örneğini de eklemelerinin zorunlu olduğuna, Milletvekili bağımsız adaylarının oy pusulalarını bu kararda belirtilen ölçü, şekil ve esaslara göre hazırlayıp en geç 17.03.1999 günü saat: 17.00'ye kadar ilgili il seçim kurulu başkanlıklarına teslim etmeleri gerektiğine…” oy birliğiyle karar vererek

söz konusu durumu açıklığa kavuşturmuştur. (YSKK, No: 1999/44, Karar Tarihi:15.1.1999. Resmi Gazete, 23.1.1999-23589, ss. 16-18).

180

Madde metnindeki ilk değişiklik, 26.4.1961 Tarihli ve 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi, Bazı Maddelerinin

72 değişiklik181 ise 2005 yılındaki yasal düzenlemeyle gerçekleştirilmiştir. Önceki düzenleme, il seçim kurulunun her iki yılda bir oluşacağını ve il merkezinde görev yapan “en yüksek dereceli üç hakimden” oluşacağını düzenlemekteydi. O döneme ilişkin olarak “en yüksek dereceli hakim” ifadesinden ne anlaşılması gerektiği Kanunda ortaya konulmamıştır. Yüksek Seçim Kurulu, 28.9.1969 tarih ve 1969/560 nolu kararında “en yüksek dereceli hakim” tabirinden ne anlaşılması gerektiğine açıklık getirmiştir. Ancak Yüksek Seçim Kurulu, “en yüksek dereceli hakim”in tespitinde birden fazla ölçüye yer vermiştir. Şöyle ki, il seçim kurullarında görev alacak hakimlerin kıdem kriterleri, aylık bakımından derece, derecelerin eşitliği halinde, meslekte geçirdiği süreye, burada da eşitlik olması durumunda yaşa göre belirlenmekteydi182.

Yakın tarihte yapılan ikinci değişiklikle, Kurul, iki yılda bir kendiliğinden ve il merkezinde görev yapan en kıdemli hâkimin başkanlığında merkez ilçe seçim kurulu başkanlarından sonra gelen en kıdemli iki üyeden oluşacağını hüküm altına almıştır. Sonraki değişikliğin önceki değişikliğe nazaran biraz daha karmaşık düzenlendiği görülmektedir. İlk düzenlemede, il merkezindeki en kıdemli üç hakimin kurulu oluşturacağı öngörülürken, son düzenlemeyle, il merkezindeki en kıdemli üyenin yanına, merkez ilçe seçim kurulu başkanlarından sonra gelen en kıdemli iki üyeyi ilave etmek suretiyle oluşacağını öngörmüştür. Buradaki kıdemden kastedilenin, Yüksek Seçim Kurulu’nun önceki düzenleme dönemindeki kararındaki ölçülerden farklı olarak, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’ndaki kıdeme ilişkin kriterleri uygulamaya başlamıştır. 2802 sayılı Kanun’un kıdeme ilişkin ölçütleri Kanun’un 15. maddesinde, “Hâkim ve savcıların kıdemleri, bulundukları

Kaldırılması ve Buna Bir Ek Madde ile 5 Geçici Madde Eklenmesi; 24.5.1961 Tarihli ve 304 Sayılı Cumhuriyet Senatosu Üyelerinin Seçimi Kanununun Ban Maddelerinin Değiştirilmesi; 25.5.1961 Tarihli ve 306 Sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Ban Maddelerinin Kaldırılması Hakkında Kanun’un ilk maddesi hükmünce, “İl Seçim Kurulu,

iki yılda bir Ocak ayının son haftasında, il merkezinde görev yapan en yüksek dereceli üç yargıçtan kurulur. Bunlardan derecesi en yüksek olanı kurulun başkanıdır. Kurulun yargıçlardan iki de yedek üyesi vardır. Bu suretle kurulan il seçim kurulu iki yıl süre ile görev yapar” şeklinde

değiştirilmiştir. (Resmi Gazete, 30.5.1979-16651). 181

Maddenin son halini aldığı düzenleme, 22.12.2005 tarihli ve 5435 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair torba yasa olarak adlandırılan Kanun ile gerçekleştirilmiştir. (Resmi Gazete, 24.12.2005-26033).

182

73 sınıf ve dereceye göre belirlenir ve o sınıf ve dereceye atandıkları tarihten itibaren hesaplanır…Bulunulan sınıf ve derecenin aynı olması hâlinde sırasıyla, bu sınıf veya dereceye yükselme tarihi, adaylığa başlama tarihi, mesleğe başlama tarihi, meslek öncesi eğitim sonu yazılı sınav puanı dikkate alınarak kıdem durumu belirlenir. Bunların da aynı olması hâlinde, doğum tarihi önce olan kıdemli sayılır” şeklinde belirlenmiştir.

Kıdeme ilişkin şartları sağlayan hakimlerin kurul üyesi olabilmesi için bir şartı daha yerine getirmeleri gerekmektedir. Kanun koyucu bu şartı, meslek disiplini ilkelerine riayet etmek ve bunun neticesi olarak belirli disiplin cezası almamış olmak şeklinde belirlemiştir. Kanun, kurul üyeliği için, kıdeme esas alınacak uygulamanın 2802 sayılı Kanun’un 15. maddesi esaslarına göre belirleneceğini ortaya koyarken, disiplin cezalarına ilişkin olarak böyle bir açıklığa yer vermemiştir. Ancak Kanun hükmünde yer alan,“Ancak bu kıdemin belirlenmesinde, kınama veya daha ağır

disiplin cezası almış olanlar diğerlerinden kıdemsiz sayılırlar” ifadesinden, aynı

Kanun’un hakimler için öngördüğü disiplin suçlarına ilişkin 62. maddesi ve devamı maddelerindeki hükümlerin esas alınacağı aşikardır. 2802 sayılı Kanun’un 62. maddesinde disiplin suçları 7 bent halinde sayılmıştır183. Ancak 298 sayılı Kanun il seçim kurulu üyesi olma kriterini kıdeme göre belirlerken, seçilecek hakimin disiplin cezası almamış olması şartını 62. maddede öngörülen disiplin suçlarının tamamına teşmil etmemiştir. Şöyle ki, il seçim kurulu başkanı veya üyesi olabilecek hakimin, mesleki disiplin cezalarından “kınama veya daha ağır disiplin cezası” almamış olmayı ve bu disiplin cezasıyla cezalandırılanların ise aynı kıdeme sahip olanlara nazaran daha kıdemsiz olacağını ifade etmiştir. Kanun’un üye tespitindeki disiplin cezasına ilişkin sınırı kınama disiplin cezası ile ondan daha ağır olan “kademe ilerlemesini durdurma”, “derece yükselmesini durdurma”, “yer değiştirme” ve “meslekten çıkarma” cezalarıdır.

İl seçim kurulunun oluşmasından sonra, o il merkezinde görev yapan adli ve idari yargı hakimlerinin kıdem ve derecelerinin değişmesi, il merkezine daha kıdemli hakimlerin tayin edilmesi gibi durumlar seçim kurullarının yapısında herhangi bir

183

2802 sayılı Kanun’un 62. maddesine göre disiplin suçları, Uyarma, Aylıktan Kesme, Kınama, Kademe İlerlemesini Durdurma, Derece Yükselmesini Durdurma, Yer Değiştirme, Meslekten Çıkarma.

74 değişikliğe gidilmesini gerektirmemektedir. Söz konusu bu durum, seçim kurullarının sürekliliğinin bir neticesidir. İl seçim kurulu başkanlığının, tayin, emeklilik ve istifa gibi sebeplerle boşalması durumunda, bu makamı 298 sayılı Kanun hükmünce il merkezindeki en kıdemli hakim dolduracaktır. İl seçim kurulunun yapısına ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olduğundan, bu kurallara aykırılıklar hukuken bağlayıcı olamayacaktır184.

İl seçim kurulu, ildeki en kıdemli diğer bir deyişle en tecrübeli hakimin başkanlığında, mesleki tecrübe anlamında merkez ilçe seçim kurulu başkanlarından sonra gelen en tecrübeli iki hakim üyeden oluşmaktadır. Burada kanun koyucu, ildeki merkez ilçe seçim kurulu başkanlarının da, il seçim kurulu üyeleri gibi tecrübeli hakimlerden oluşmasını istediği anlaşılmaktadır. Üyelerin il seçim kurulunda görev alabilmelerindeki kriter, merkez ilçe seçim kurulu başkanları arasında en az mesleki tecrübesi bulunan başkandan sonra, en fazla mesleki tecrübeye sahip olmak olarak belirlenmiştir. Bunun tespiti, ilgili adli ya da idari yargı hakimlerinin sınıf ve dereceleri ve o sınıfa atandıkları tarih esas alınarak yapılır. Ayrıca il seçim kurulu için iki yedek üye de öngörülmüştür. Bu üyeler de hakimlerden oluşmaktadır.

İl seçim kurullarının oluşumu, Yüksek Seçim Kurulu’nun oluşumundan oldukça farklı esaslara tabidir. Birinde kurul seçimle oluşturulurken, diğerinde belirlenen kriterlere uyan kişiler tarafından kendiliğinden oluşmaktadır. Birinde üye olmak isteyenler kendi kurumlarında üyelik için aday olabilmekte iken, diğerinde böyle bir sürecin işlemesi söz konusu bile değildir. Yukarıda ifade ettiğimiz şekilde oluşan il seçim kurulu, iki yıl süreyle görev yapmaktadır.

İl seçim kurulu, iki yıllık görev süresi içerisinde daimi ve sürekli olarak çalışmaktadır. İl seçim kurulu üyeleri, eş zamanlı olarak hakimlik mesleğini de sürdürdükleri için zaman içerisinde kurulun asıl ve yedek üyelerinin değişik gerekçelerle toplantılara katılamaması durumu söz konusu olabilmektedir185. Bu ve benzeri durumlar karşısında 298 sayılı Kanun’un 15. maddesinde getirdiği, “İl seçim kurulu başkanlığı ile asıl ve yedek üyeliklerini ve ilçe seçim kurulu başkanlığını yapacak olan hâkimlerden biri, herhangi bir sebeple bu görevi yapamaz ve o yerde

184

Yavuz, ss.109-110. 185

75 bu görevi yapabilecek başka bir hâkim de bulunmazsa, o yerin bağlı olduğu ağır ceza mahkemesinin yargı çevresi içerisinde bulunan ve görevinden ayrılmasında sakınca görülmeyen bir hâkime, merciince bu yetki verilir. Eksiklerin, ağır ceza çevresi içerisindeki hâkimlerden tamamlanmasına imkân bulunmayan hâllerde, bu ağır ceza merkezine en yakın ağır ceza mahkemelerinin yargı çevresi içerisindeki hâkimlerden biri, yukarıdaki usûle göre yetki verilerek gönderilir. Bu suretle kendisine yetki verilen hâkimin gelip görevine başlamasına kadar seçim kurulu başkanlığını, kurulun kendi arasından gizli oyla seçeceği bir üye yapar” bu çözümle, il seçim kurulunun çalışma sürekliliği sekteye uğratılmadan sağlanmış olacaktır. Seçimlerin yerel düzeydeki en önemli aktörlerinden olan il seçim kurulu üyelerinin görev aldıkları iki yıllık zaman zarfında, asli görevlerinin yanı sıra, il seçim kurulu başkan ya da üyeliğini sürdürüyor olmaları, her iki görevlerine de gerçek manada konsantre olabilmelerine engel olabilecektir. Gerek hakimlik mesleği gerekse il seçim kurulu başkan veya üyeliği görevleri her iki görev açısından da büyük efor sarf etmeyi gerektiren görevler olması ve her iki görevin gereklerinin de çok ciddiyet ve titizlik istemesi de göz önüne alındığında, bu görevlerin birbirinden bağımsız olarak yürütülmesi gerekmektedir. İl seçim kurulu başkanlığı ve üyeliği görevleri iki yıllık görevler olması sebebiyle, ilgili kriterlere sahip hakimlerin iki yıllık süre zarfınca görevlerinden kanuni izinli sayılmaları sağlanarak, söz konusu olumsuzlukların önüne geçilebilir. Bu noktada, adli ve idari yargı hakimlerinin yetersizliği bir gerekçe olarak gösterilebilir. Ancak şunu ifade etmek gerekir ki, il seçim kurulu için söz konusu il merkezinde görevli üç hakim bu kurulda görev alacaktır. Bu da il seçim kurullarında ülke genelinde toplam olarak 243 hakimin görevlendirilmesi demek olacaktır. Bu rakam adli ve idari yargı camiasında çok yer işgal etmeyecektir. Böylece, seçimlerin yönetim ve denetimi mekanizmasının yerel düzeydeki en etkin kurulu daha ciddi ve daha dinamik bir yapıya kavuşturulabilir.

İl seçim kurullarının, seçimlerin yönetim ve denetimi faaliyetleri ile seçim hiyerarşisi kapsamında coğrafi sınırlar içerisinde bir takım görev ve yetkileri bulunmaktadır. İl seçim kurullarının görev ve yetkileri 298 sayılı Kanun’un 16. maddesinde 7 bent halinde sayılmıştır. İl seçim kurulu, görev ve yetkilerinden bir kısmını seçimlerin yönetimi faaliyetleri çerçevesinde yürütürken, geri kalan kısmını da ildeki seçim işlerini denetlemek ve yapılan itirazları inceleyip karara bağlamak

76 şeklinde yürütmektedir. İl seçim kurullarının 298 sayılı Kanun’un 16. maddesinde zikredilen görev ve yetkileri, Yüksek Seçim Kurulu’nun görev ve yetkilerine benzer bir mantıkla belirlenmiştir. Diğer bir ifadeyle, İl seçim kurullarının görev ve yetkileri, Yüksek Seçim Kurulu’nun yönetim ve denetim görevlerine ilişkin fonksiyonel ayrım dikkate alınarak belirlenmiştir186. Bu anlamda il seçim kurullarının seçimlerin yönetimine ilişkin görevleri şunlardır:

 İl seçim çevresi içinde seçimin düzenle yürütülmesini sağlamak için gereken bütün tedbirleri almak.

 İlçe seçim kurullarına oy sandıklarını ve bu kanunda yazılı diğer seçim araç ve gereçlerini göndermek.

 İlçe seçim kurulları başkanlıklarınca seçim işlerinin yürütülmesi hakkında sorulacak hususları derhal cevaplandırmak.

 Aday beyanname veya listelerini almak, geçici ve kesin aday listelerini yerlerine göndermek ve ilan etmek.

 İl’e bağlı ilçe seçim kurullarından gelen tutanakları birleştirerek il seçim çevresi için bir tutanak düzenlemek.

 Kanunla kendisine verilen başkaca görevleri yapmak.

İl seçim kurullarının seçimlerin denetimine ilişkin görev ve yetkileri yönetim görev ve yetkilerine nazaran, sorumluluk alanının il ile sınırlı olmasından dolayı daha az sayıdadır. İl seçim kurullarının seçimlerin denetimine ilişkin görev ve yetkileri ise şunlardır:

 İl seçim çevresi içinde seçimin düzenle yürütülmesini sağlamak için seçim işlerini denetlemek.

 İlçe seçim kurullarının teşekkülüne, işlemlerine ve kararlarına karşı yapılan itirazları inceleyerek derhal karara bağlamak.

 Aday beyanname veya listeleri hakkında yapılacak itirazları incelemek ve bu beyanname veya listelerden kanuna göre muteber olmayanlar hakkında karar vermek.

İl seçim kurullarının seçimlerin yönetimi faaliyetleri kapsamında yer alan görevleri arasında, yol gösterici mahiyette olanı da bulunmaktadır. İlçe seçim

186

77 kurulları başkanlıkları tarafından seçim işlerinin yürütülmesi hakkında sorulacak hususların derhal cevaplandırılması, seçimlerin düzen içerisinde yürütülmesi açısından önemli bir yol ve yön gösterici, belirleyici özelliğe sahiptir187.

İl seçim kurulları, sorumlu olduğu seçim çevresindeki seçimlerin yönetim ve denetimi görevlerini düzenle yürütülmesi amacıyla “gereken bütün tedbirleri” alabilmektedir. Kanun’un bu ifadesi, il seçim kurullarının görev alanını genişleteceği kaygısıyla eleştirilmektedir. Eleştiride, “gereken tedbirler”in neler olduğu hususu net olarak ortaya konulmamakta, bu tedbirlerin ancak il seçim kuruluna yapılan başvurular neticesinde, il seçim kurulunun takdir yetkisini kullanmak suretiyle başvuruları cevapladığı değerlendirmesi sonucunda ortaya çıkacağı ifade edilmiştir188.

İlçe seçim kurulları, ilçe düzeyinde gerçekleştirilen tüm genel ve yerel seçimler ile halk oylamalarının yönetim ve denetimini sağlayan, seçim hiyerarşisinin son halkasını oluşturan daimi nitelikte seçim kurullarıdır. Diğer bir ifadeyle, seçimlerin yönetim ve denetimi faaliyetlerinin, seçmen tercihlerine en yakın olduğu safhadır. Bir diğer nitelendirmeye göre de, görev ve yetki alanları farklı olmakla birlikte, il seçim kurulları faaliyetlerinin ilçe düzeyinde gerçekleştirildiği safhadır189. 298 sayılı Kanun’un seçim kurullarını düzenleyen 10. maddesinin ilk fıkrasının, “ … her ilçede bir ilçe seçim kurulu…bulunur” şeklindeki hükmüne göre, ilçe seçim kurulları da seçim teşkilatı içerisinde yerlerini almışlardır. Son nüfus sayımına göre nüfusu 200.000’i aşan ilçelerde, nüfus sayılarında eşitlik gözetilmek suretiyle birden fazla ilçe seçim kurulu kurulabilir190.

İlçe seçim kurulu, 298 sayılı Kanun’un 18. maddesinde öngörülen esaslara göre oluşmaktadır. Bu hükümlere göre, ilçe seçim kurulu, il seçim kurulları gibi iki yılda bir ocak ayının son haftasında kendiliğinden kurularak görevine başlar. 187 Gönenç (b), s. 62. 188 Gönenç (b), s. 61. 189 Gönenç (b), s. 62. 190

Yüksek Seçim Kurulu 2014/4208 sayılı kararında, bazı ilçelerde birden fazla seçim kurulu oluşturulması ile ilgili olarak “nüfus sayılarına göre bazı ilçelerin nüfuslarının 200.000’i aşması

nedeniyle madde hükmü gereğince birden fazla ilçe seçim kurulu oluşturulacak nüfusa ulaştığı tespit edilmiştir” şeklinde karar almıştır. (YSKK. No: 2014/4208, Karar Tarihi: 10.11.2014).

http://www.ysk.gov.tr/ysk/content/conn/YSKUCM/path/Contribution%20Folders/Kararlar/2014- 4208.pdf (25.10.2013).

78 Kurulların oluşumundaki bu benzerlik, kurulun üye yapısına gelindiğinde bambaşka bir hale dönüşür. Çünkü il seçim kurulunun sadece hakimlerden oluşan üye yapısı, ilçe seçim kurulu için geçerliliğini yitirmekte, kurulun başkanı haricindeki diğer üyeler hakim sıfatını taşımayan siyasi parti temsilcileri ve genel idari hizmet mensubu memurlardan oluşmaktadır. Seçimlerin yönetim ve denetimi faaliyetlerini yürüten daimi seçim kurullarının oluşumları, ilk kez ilçe seçim kurullarının oluşumu ile sivil üyelerle ve devlet memurları ile tanışmaktadır. Diğer daimi seçim kurullarının başkan ve üyeleri tamamen hakimlerden oluşmakta iken, ilçe seçim kurulunun başkanı haricindeki üyelerin siyasi parti temsilcileri ve memurlardan oluşması, ülkede görev yapan adli ve idari yargı hakim sayısının azlığının bir sonucudur191. İlçe seçim kurullarında yer alacak hakimlerin kıdemlerinin belirlenmesi aynen yukarıda ifade ettiğimiz il seçim kurulu üyelerinin kıdem belirlemesindeki esaslara tabidir.

İlçe seçim kurulları, il merkezleri dışındaki ilçeler ve il merkezindeki ilçeler olmak üzere ikili bir yapı sergilemektedirler. Görev ve yetkiler anlamında hiç bir farklılık olmayan bu iki ilçe seçim kurulunun tek farkı, merkez ilçe kurullarının il merkezinde yer almasıdır. Diğer bir ifadeyle, ilçe seçim kurulları, seçim çevresi olan ilin merkezinde kurulan ve adına merkez ilçe denilen ilçelerin seçim kurullarıdır. İlçe seçim kurulları ise ilin seçim çevresini oluşturan ve il merkezi dışında kurulan seçim kurullarıdır. Her ikisi de yetki sınırları çerisinde seçimlerin yönetim ve denetiminden sorumludurlar. İlçe seçim kurulu, bir başkan ile altı asıl ve altı yedek üyeden oluşmaktadır. İlçede görev yapan en kıdemli hakim kurulun başkanıdır. İl merkezlerindeki merkez ilçe seçim kurullarının başkanları ise il seçim kurullarına başkanlık edecek hâkimden sonra gelen en kıdemli hâkimler başkanlık etmektedir. Kurul, toplantılarını asıl üyelerinin katılımıyla gerçekleştirmektedir. Asıl üyelerden biri herhangi bir mazerete binaen toplantılara katılamaz ise öncelikle o üyenin yedeği durumunda bulunan üye toplantıya çağrılır. Böylelikle, seçim kurullarının çalışmasının sürekliliği sağlanmış olmaktadır.

İlçe seçim kurulunun başkanı dışındaki bütün üyeleri sivil ve memur üyelerdir. Bu sivil üyelerin seçimine ilişkin esaslar, 298 sayılı Kanun’un 19.

191

79 maddesinde düzenlenmiştir. İlçe seçim kurulu, yapısı itibariyle bir noktada siyasi bir kuruldur. Şöyle ki, hakimlik mesleğini ifa eden kurul başkanının dışında, 4 asıl 4 yedek üye siyasi partilerin belirlediği temsilcilerden oluşmaktadır. Siyasi parti temsilcilerinin seçiminde, ilçe seçim kurulu başkanı, ilçede parti teşkilatları bulunan ve son dönem milletvekili genel seçiminde en çok oyu alan dört siyasi partiye, birer asıl ve birer yedek üye adını iki gün içerisinde kendisine bildirilmesini ister. Üye gönderme hakkı bulunan siyasi partilerin üye göndermemesi sonucu eksik kalan üyelikler, ilçede teşkilatı olan ve son dönem milletvekili genel seçimine katılan diğer siyasi partilerden, aldıkları oyların sıralaması en fazla olandan başlayarak eksik üyelerin tamamlanması sağlanır. Siyasi partilerin aldıkları oylarda eşitlik söz konusu olduğunda ise siyasi partilerin gösterecekleri temsilciler arasında kura çekilerek eksik üye tamamlanır. Tüm bunlara rağmen, ilçe seçim kuruluna siyasi parti temsilcilerinin göndereceği 4 asıl 4 yedek üye seçilemez ise 14. maddenin dördüncü bendi gereğince Yüksek Seçim Kurulu’nun belirleyeceği siyasi partilerden o ilçede teşkilatı bulunan siyasi partiler tespit edilerek, onlar arasında ad çekme suretiyle belirlenmektedir.

İlçe seçim kurullarının, geri kalan 2 asıl 2 yedek üyesinin belirlenmesi ve belirlenmesinde takip edilen usul, 298 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 2. fıkrasında, “Diğer iki asıl ve yedek üyelikle yukarıdaki bentte yazılan işlemler sonucunda eksik kalan asıl ve yedek üyelikler, ilçe merkezinde görev yapan ve toplam memuriyet