• Sonuç bulunamadı

1.1. Prut Savaşı (1711)

1.1.1. Savaşın Sebepleri

Osmanlı Devleti, Karlofça Antlaşması ile kaybettiği toprakları geri almak istiyordu. Bunun yanında 1700’deki İstanbul Antlaşması’nda Rusya’ya bırakılan Azak Kalesi’ni geri almak ve Kırım’ı tehdit eden Özi boylarındaki Rus kalelerinin yıkılmasını temin etmek istiyordu288.

Osmanlı Devleti, 1699’da kaybettiği toprakları geri almak istiyordu fakat devlet adamları yeni bir maceraya sürüklenmenin tehlikeli olacağı kanaatiyle oldukça ihtiyatlı davranıyorlardı. Öyle ki 18. yüzyılın başlarında, Avrupa’da meydana gelen ve kendisini doğrudan ilgilendirmeyen İspanya Veraset Savaşları (1702-1715) ve Büyük Kuzey Savaşı (1700-1721) gibi iki büyük olaya sadece seyirci kalmayı tercih etti289. Osmanlı

Devleti, her ne kadar yansız bir politika izliyormuş gibi görünse de, aslında gücünü hala koruduğunun farkındaydı ve Karlofça’nın rövanşını alma fırsatını kolluyordu. Nitekim Büyük Kuzey Savaşı’nın dönüm noktası olan 1709 Poltava Meydan Muharebesi’nde, Ruslara yenilen İsveç Kralı Demirbaş Şarl ve Kazak lideri Mazepa’nın Osmanlı topraklarına sığınmasıyla, Osmanlı Devleti’nin kolladığı fırsat elde edilmiş oldu290.

Böylece Sultan III. Ahmed’in ve beraberindeki devlet erkânının, Karlofça’nın dışına çıkmamak adına yıllarca korumaya çalıştıkları barışçı siyaset terk edildi.

Rusya’ya karşı, bir Osmanlı-İsveç siyasi anlaşması ve dayanışması, Rus Çarı Büyük Petro’yu son derece rahatsız etmişti. Bundan dolayı Sultan III. Ahmed’e gönderdiği bir nâme ile aradaki dostluğun devam ettiğini ve buna sadık kalınması gerektiğini bildirdi. Osmanlı-İsveç dayanışmasından endişe duyan Rus Çarı’nın bu nâmesi, zaman kazanmaktan başka bir şey değildi. Çünkü İsveç’e karşı kazanacağını umduğu büyük zaferin ardından, güneye sıcak denizlere inmeyi hedeflemekteydi291.

Rusya’nın dış dünyaya açılmasını sağlayan iki deniz vardı. Birincisi kuzeyinde yer alan Baltık Denizi, ikincisi ise güneyindeki Boğazlar ve Akdeniz’in kapısı sayılan Karadeniz’di. Rus Çarı Büyük Petro, Azak’ı topraklarına katarak, güney siyaseti için kısmen amacına ulaşmışsa da, Osmanlı Devleti’nden daha fazla imtiyaz ve toprak elde edebilmek için sefere çıkmayı ve hâkimiyet sahasını genişletmeyi arzuluyordu292.

288 A. R. Altınay, 1711 Prut Seferi Baltacı Mehmet Paşa Büyük Petro’ya Karşı, s. XX-XXI. 289 M. M. Aktepe, “1711 Prut Seferi İle İlgili Bazı Belgeler”, s. 20.

290 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c. IV/I, 5. Baskı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1995, s. 49-62.

291 M. M. Aktepe, “1711 Prut Seferi İle İlgili Bazı Belgeler”, s. 21.

Rus Çarı, bu savaşın hazırlıklarını çok önceden başlatmıştı. Kırım serhadlerine yakın bir mahalde Kamanke adında bir kale, Samaracık suyunun Özi suyuna karıştığı noktada Samaracık adında bir palanga ve Osmanlı sınırlarına yakın mahallerde birçok palanga inşasını gerçekleştirmiştir. Bunun yanında Azak Kalesi yakınlarında bulunan Taygan Limanı’nda, Azak Denizi sahillerinde293 ve Don Nehri üzerindeki Voroneş

limanlarında çok sayıda savaş gemisinin inşalarını başlatmıştı294. Zira Karadeniz’e

açılmak ve denizde Osmanlı Devleti ile mücadele edebilmek güçlü bir donanmanın varlığını zaruri kılmaktaydı. Ayrıca Aksu (Buğ) ve Turla (Dinyester) nehirleri arasındaki Tamacık suyuna girerek Aksu’yu geçen Çar, Ukrayna’ya gelmiş ve buradaki kale ve palangaların çoğuna Rus askerlerini yerleştirmişti. Hatta Osmanlı sınırlarını geçip, bazı İsveç askerlerini dahi esir almıştır295. Petro, Osmanlı egemenliği altında

yaşayan Ortodokslar üzerinde de bir nüfuz kurmaya çalışmıştır. Özellikle Eflak, Boğdan ve Balkanlardaki Hristiyanlar üzerinde etkili olup, meydana gelecek savaşta onların kendilerine yardım etmelerini ve mahalli isyanlar çıkarıp, Osmanlı Devleti’ne karşı isyan girişiminde bulunmalarını istiyordu296. Osmanlı’daki Hristiyanlar’ı himaye için

293 Râşid Mehmed Efendi – Çelebizâde İsmaîl Âsım Efendi, Tarîh-i Râşid ve Zeyli (1115-1134 / 1703-

1722), c. II, (Hazırlayanlar: Abdülkadir Özcan, Yunus Uğur, Baki Çakır, Ahmet Zeki İzgöer), İstanbul,

2013, s. 844; Silahdar Fındıklılı Mehmed Ağa, Nusretnâme, c. II, Fasikül II, (Sadeleştiren: İsmet Parmaksızoğlu), Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1969, s. 265-266.

294 M. M. Aktepe, “1711 Prut Seferi İle İlgili Bazı Belgeler”, s. 21. Rusların adı geçen yerlerde gemi inşalarını gerçekleştirdikleri, Kırım tarafından merkeze bildirilmişti. 1702 yılında İstanbul’a gelen Rus elçisi Tolstoy, Sultan II. Mustafa’nın huzuruna çıkıp, yeni donanma inşa etmediklerini sadece Azak’ta demirli olan eski gemilerin yenilendiğini ve istenildiği takdirde Osmanlı Devleti’ne para karşılığında satılabileceğini söylemişti. Tolstoy’un bu ifadesi II. Mustafa ve beraberindeki devlet erkanı tarafından samimi bulunmamıştı. Sultan, konuyla ilgili Petro’ya yazdığı mektubunda; Karadeniz’in bir Türk gölü olduğu, yapılan antlaşmalar gereği yabancı hiçbir su aracının Karadeniz’de dolaşamayacağı ve buna rağmen gemi inşalarına bir anlam veremediğini ifade etmiştir. Kısa süre sonra vefat eden II. Mustafa’dan sonra Osmanlı tahtına oturan III. Ahmed, hem tahta çıktığını bildirmek hem de önceki sultanın isteklerini yineleyen bir mektup gönderdi. Çar, 1704 yılının sonlarına doğru Tolstoy ile gönderdiği talimatnamesinde, gemilerin Osmanlı-Rus barışına bir zarar vermediğini, Azak’takilerin barıştan önce yapıldığı, Voronej’de barıştan önce başlanılan ve yarım kalan gemilerin inşalarının tamamlandığı ayrıca her devletin komşusunun izni olmadan istediğini inşa edebileceğini ve buradaki gemilerin Don’dan Volga’ya açılan kanal boyunca kullanılacağını, bu gemilerin inşasının Rusya’ya pahalıya mal olacağını, uygun fiyata kendilerine satabileceğini belirtmiştir. Sultan’ın Karadeniz’de hiçbir düşmanının olmamasına rağmen durmadan gemi inşa ettiğini de belirten Çar, barış yanlısı olduğunun altını çizmiştir. Sinan Yüksel, “Kuzey Savaşları Sırasında Rusya’nın Karadeniz’e Yönelik Faaliyetleri”, Ankara

Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, c. 31, Ankara,

Aralık-2012, s. 174-175.

295 Râşid Mehmed Efendi – Çelebizâde İsmaîl Âsım Efendi, Tarîh-i Râşid ve Zeyli, c. II, s. 844.

296 M. M. Aktepe, “1711 Prut Seferi İle İlgili Bazı Belgeler”, s. 23-24. Petro Rumlar’ın, Ulahlar’ın, Bulgarlar’ın ve Sırplar’ın Osmanlı Devleti tarafından eza ve cefa gördüklerini Avrupa devletlerine gönderdiği bir muhtırada belirtmiştir. Ortodoks Hristiyanları Osmanlı hakimiyetinden kurtarmak üzere, harbe girişeceğini, herkes vazifesini güzelce ifa ettiği takdirde vahşi İslamların Arabistan çöllerine kadar

def edileceğini de belirtmiştir. A. R. Altınay, 1711 Prut Seferi Baltacı Mehmet Paşa Büyük Petro’ya Karşı, s. 49. Çar Petro, halkı galeyana getirmek için kullandığı Rum rahiplerden vazifelerini ifa

Rus çar ve çariçelerinin takip ettikleri bu faaliyet, ilerleyen yıllarda daha organize bir şekilde yürütülecek ve devleti zayıf düşürecek bir siyasetin başlangıcı oldu297. Osmanlı

sultanına dostluk antlaşmasına bağlı kalınması gerektiğine dair nâme gönderen Çar’ın bu faaliyetleri, antlaşmanın bizzat kendisi tarafından çiğnendiğinin göstergesidir.