• Sonuç bulunamadı

1.1. Prut Savaşı (1711)

1.1.3. Savaşın Başlaması

Osmanlı ordusu, tüm hazırlıklarını tamamlayarak 9 Nisan 1711 tarihinde Davutpaşa sahrasından sefer yürüyüşüne çıktı. Ordunun başında serdar-ı ekrem olarak, ikinci kez sadarete getirilen Baltacı Mehmed Paşa bulunuyordu. Rus Çarı Petro’nun savaş için oluşturduğu zemin, beklediği gibi bir gelişme göstermedi. Çünkü henüz bir savaştan çıkan Rusya, ordularının tamamını Osmanlı Devleti’ne karşı harekete geçirmedi. Rus ordusunun bir kısmı, Rusya’da İsveç’e karşı savunma durumunda bekletildi313. Bunun yanında Osmanlı Devleti’ne tabi voyvodalardan da beklenen destek

alınamadı. Güney Hersek ve Karadağ’da küçük yerel ayaklanmalar olmuşsa da kitlesel bir ayaklanma gerçekleşmedi314. Çünkü voyvodalıkların halkları, kendilerine

hosgörüyle muamele eden Osmanlı hâkimiyetinden memnundular. Buna karşın Rusların insanlık dışı davranışlarından yorulmuşlardı315. Üstelik yola çıkan Rus ordusu, Prut

Nehri’nin tam karşısındaki Yaş şehrinde karargâhını kurduktan sonra, onlar için hazırlanan erzak arabaları Tatarların baskınına uğradı ve ordu muhasara edildi. Rus ordusunun yolda Tatarların yanında Kazak saldırılarına da maruz kalması onları yormuştu. Bunun üzerine Osmanlı ordusunun Çar’ın ordusundan önce Tuna Nehri’ni geçmesi, Petro’nun bütün planlarını altüst etti. İsakçı’ya gelen Osmanlı ordusu, dinlenmeden bütün ağırlıklarıyla karşı taraftaki Kartal menziline intikal etmişti. Gemilerden inşa edilen köprü, büyük bir dikkat ve nizam ile geçilmiş ve ordu Kartal’da

Geniş bilgi için bkz.: Akdes Nimet Kurat, Prut Seferi ve Barışı 1123 (1711), c. I, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1981, s. 419-432.

311 Yeniçeri Kâtibi Hasan, Prut Seferi’ni Beyanımdır, s. 7.

312 A. R. Altınay, 1711 Prut Seferi Baltacı Mehmet Paşa Büyük Petro’ya Karşı, s. XXIII. 313 İ. H. Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c. IV/I, s. 77-81.

314 S. Yüksel, “Kuzey Savaşları Sırasında Rusya’nın Karadeniz’e Yönelik Faaliyetleri”, s. 182. 315 A. R. Altınay, 1711 Prut Seferi Baltacı Mehmet Paşa Büyük Petro’ya Karşı, s. 49.

konaklamıştı. Rus Çarı, ordusuna başkumandan olarak tayin ettiği Şeremetev’e, Osmanlı’nın Tuna üzerine kurduğu askeri köprüleri yıkması emrini vermişti. Ancak Osmanlı ordusunun erken harekâtı, bu durumu engelledi316.

Tuna Nehri’nin kuzeydeki en önemli geçitleri Tolcu, İsakçı ve İbrail muhafaza altına alındı. Kartal’da 12 gün dinlenen ordu, kuzeye doğru hareket ederek Hantepesi’ne geldi317. Bu arada, Kartal’dan çıkan Osmanlı ordusunun yokluğunu fırsat bilen Kantemiroğlu’nun komutanlık yaptığı bir Rus birliği, Eflak beyinin de yardımıyla İbrail Kalesi’ni kuşatarak, birçok askerin ölümüne sebep oldu. Rus zulmü artınca kale teslim oldu318. Uzun yürüyüşün ardından, her iki ordu Prut’ta karşı karşıya geldi. Savaşın kuzeyde, Rus sınırlarına yakın bir yerde cereyan etmesi, Osmanlı topraklarının tahrip olmaması açısından büyük avantajdı319.

Karşı karşıya gelen her iki orduda, Osmanlı ordusunun sayı üstünlüğü Rusya cephesinde büyük bir dejavantaj olarak görülmüş ve daha savaşın başlangıcında moralleri bozmuştu320. Osmanlı ordusunun manevralarıyla, Rus ordusu kuşatıldı.

Savaşta Osmanlı güçlerinin yanında yer alan Tatar kuvvetleri de ordunun geri çekilme yollarını tuttu. Nihayet bütün Rus ordusu, doğu tarafında Prut Nehri’nin bir yay halinde döndüğü bir kol üzerinde sıkışmış kalmıştı. Bu iki ya da üç kilometrelik sahanın kuzeyi bataklık iken, batı ve güney kısımları da hücuma açık bir vaziyetteydi. Osmanlı güçleri tarafından batı ve güneyden sarılan Ruslar, savunma durumuna geçmek için siperler kazsalar da ellerinde yeterli miktarda malzeme olmadığından, bu konuda yeterli düzeyde başarı elde edemediler. Sadece güneyde bazı önlemler alabilmişler ve batı kısımları da savunmasız kalmıştı. Bu esnada Türk, Tatar, Kazak, Leh ve İsveçlilerden oluşan Bender’deki Osmanlı kuvvetleri, Prut Nehri’nin diğer tarafından, Rusları tamamen kuşatma altına aldılar321. Kuşatılan ordunun içinde Rus Çarı Petro da

bulunmaktaydı. Umutsuzca ne yapacağını şaşıran Çar; işte kardeşim Karl’ın Poltava’da

316 Yeniçeri Kâtibi Hasan, Prut Seferi’ni Beyanımdır, s. 16-23; A. R. Altınay, 1711 Prut Seferi Baltacı

Mehmet Paşa Büyük Petro’ya Karşı, s. 52.

317 Kartal’dan hareket eden ordunun geçtiği menziller için bkz.: Yeniçeri Kâtibi Hasan, Prut Seferi’ni

Beyanımdır, s. 21-28.

318 Yeniçeri Kâtibi Hasan, Prut Seferi’ni Beyanımdır, s. 28-29. 319 M. M. Aktepe, “1711 Prut Seferi İle İlgili Bazı Belgeler”, s. 27.

320 Prut Nehri’nin her iki sahilini tutan ve oralarda çadırlarını kuran Osmanlı askerlerini gören Şeremetev, hayretini gizleyemeyerek şöyle demiştir: Bana böyle dememişlerdi. Osmanlı’nın elli bin askere kudreti

yoktur demişlerdi. Ya bu askerler ne? Ova ve dağlar, çadırlardan gözükmüyor. Daha da arkası gelmekte. Ah, ne hata ettim de buralara geldim. Benim şimdi Turla ile Aksu nehirleri arasındaki arazide olmam gerekirdi. Böylece Türk ordusu üzerime yürüdüğünde geriye çekilecek ve onları hududundan iyice uzaklaştırarak aciz bırakabilecektim. Şimdi bu kadar askere karşı koymak zor iş. Yeniçeri Kâtibi Hasan, Prut Seferi’ni Beyanımdır, s. 36.

uğradığı felaketten daha büyük bir felakete uğradım diyerek, vaziyetinin ne kadar kötü olduğunu anlamış ve devleti için kurduğu bütün planlardan ümidini kesmişti. Bu arada Osmanlı safları içinden, Moskova’ya bir mektup ulaştırmayı da başarmıştı322.

Şekil 3. Prut Savaşı’nda Osmanlı ve Rus Ordularının Bulunduğu Konumu Gösteren Tasvir323.

Rus ordusunda yalnızca malzeme eksikliği yoktu. Yavaş yavaş baş göstermeye başlayan zahire kıtlığı324, orduyu olumsuz yönde etkiliyordu. Rusların içinde bulunduğu

322 Rus Çarı Petro’nun içinde bulunduğu durumu anlatan mektubunda şunlar yazmaktadır: İşte yanlış

fikirlere kapılarak hiçbir cürmüm olmadığı halde, orduma dört misli fâik bir bir Osmanlı ordusu ile ordugâhımda mahsur bulunuyorum. Tanrı hiç ümit etmediğimiz bir zamanda imdadımıza yetişemeyecek olursa burada uzakta kâmilen mahrum olduğumuz için parça parça edilecek veyahud esir olacağız. Şayet Osmanlılar tarafından esir edilirsem, artık beni çarınız ve senyörünüz addetmeyiniz. Hatta benim yazım olduğunu bile anlasanız yine tarafımdan hiçbir emir beklemeyiniz. Kendim gelinceye kadar bekleyiniz. Şayet ben mahvolur ve hakikaten de vefat etmiş olduğumu duyarsanız, o zaman içinizden en liyakatlisini bana halef seçiniz. A. R. Altınay, 1711 Prut Seferi Baltacı Mehmet Paşa Büyük Petro’ya Karşı, s. 54-55.

323 A. N. Kurat, Prut Seferi ve Barışı 1123 (1711), c. I, s. 488.

324 İaşe zorluğu çeken Rus ordusu, açlıktan ağaç kabuklarını dahi yemeğe başlamışlardı. A. R. Altınay,

bu durumun fazla uzun sürmeyeceği ve teslim olacakları aşikârken, daha fazla bekleme sabrı gösteremeyen Baltacı, Osmanlı ordusunun gerisinden gelmekte olan ağırlıkları beklemeden, Rus Kralı’nın kaçması ihtimaline karşı bir an evvel düşman ordusunu muhasara etmek gerekir, yoksa iş kötüye gider mahvoluruz, diyerek Rus ordusuna saldırdı. Onun bu hamlesi bir başarı sağlamadığı gibi 7 bin askerinin de ölümüne yol açtı. Bunun üzerine geri çekilen Osmanlı ordusu, kısa süre sonra son kez hücuma geçecek ve Ruslara karşı büyük galibiyet kazanacaktı. Bu arada Rus ordusu açlıktan kırılmaya başlamıştı325.

Rus ileri gelenleri, ordunun içinde bulunduğu durumu değerlendirmek ve Çar Petro’yu kurtarmak için aralarında Çariçe Katerina’nın da bulunduğu bir toplantı düzenlediler. Alınan kararla, içinde bulunulan bu kötü durumdan ancak barış yoluyla kurtulacaklarına karar verdiler. Ve Rus ordusu başkomutanı Şeremetev, Osmanlı ordusu serdarı Baltacı Mehmed Paşa’ya barış istediklerini beyan eden iki ayrı mektup gönderdi. Mektupları değerlendiren Baltacı, ilk önce Rusların barış teklifine razı olmasa da daha sonra Rusların Azak Kalesi’ni ve diğer kaleleri vereceklerini öğrenmesi üzerine barış isteğini kabul ettiğini ilan etti. Baltacı, Rus Çarı Petro’nun ve son bir hücumla imha edilecek Rus ordusunun ağırlıklarıyla geri çekilmesine müsaade ederek büyük bir fırsatı kaçırmış oldu326.

Baltacı Mehmed Paşa, ustaca oynanmış barış teklifi oyununu kabul etmiş ve aldatılmıştı. Bu vaziyet herşeyden evvel onun dirayetli bir devlet adamı olmadığı şeklinde de değerlendirilmektedir. Zira Baltacı, Çariçe Katerina’nın ve diğer Rus ileri gelenlerinin ortak kararı ile savaşın durdurulması için kendisine gönderilen kıymetli hediyeleri de kabul etmişti327. Böylece, ileride Osmanlı Devleti’ni yıllarca uğraştıracak

Rus ordusunun toparlanması için büyük bir fırsat tanımış oldu. Öte yandan 1683’teki Viyana sendromunun etkilerini taşıyan Osmanlı Devleti’nin, 1689’da Belgrad’da,

325 Ordunun bazı ileri gelenleri, Sadrazam’ın bu kararının doğru olmadığını bildirseler de Baltacı fikrinden caymamıştır. Ruslar üzerine hücuma giden ordu, başımızda önderimiz yok, bu işin sonu nereye

varacak diyerek serzenişte bulunmuştur. Yeniçeri Kâtibi Hasan, Prut Seferi’ni Beyanımdır, s. 52-57.

326 Rusya’nın teklif ettiği kalelerin alınmasını bir ganimet olarak gören Baltacı; bizim istediğimiz

kalʻaların herbiri hezâr-ı sefer ve hezâr-ı müşeffetlere muhtâcdır. Hazır bu kadar zahmet ve meşakkatsiz elimize girerken bu niʻmeti bilmeyüp fırsata mağrûr olursak neʻûzu-billâh vehâmeti çekileceğinde şübhe yokdur fikrine kapılmıştır. A. R. Altınay, 1711 Prut Seferi Baltacı Mehmet Paşa Büyük Petro’ya Karşı, s.

XXVI-XXVII, 59.

327 Mustafa Nuri Paşa, Netayic ül-Vukuat Kurumları ve Örgütleriyle Osmanlı Tarihi, c. III-IV, (Sadeleştiren, Notlar ve Açıklamaları Ekleyen: Neşet Çağatay), 2. Baskı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1987, s. 27. Baltacılıktan yetişen ve ileride çeşitli hilelerle koca bir devletin geleceğini ellerine alan Mehmed Paşa, yüksek siyaset anlayışından uzak biri idi. Yönetime geçme ihtirasını hiç bırakmayan dirayetsiz Paşa, paraya ve rüşvete karşı gösterdiği büyük zaaf ile servet düşkünü olarak addedilmiştir. A. R. Altınay, 1711 Prut Seferi Baltacı Mehmet Paşa Büyük Petro’ya Karşı, s. 13, 57.

1697’de Zenta’da olduğu gibi büyük felaketler yaşayacağını ve tekrar bozgun yıllarına dönüleceğini düşünüyordu328.