• Sonuç bulunamadı

2.5. Ocaklık, Ocaklık Şaykalar ve Kaptanları

2.5.1. Ocaklık Şayka Tevcihatları

Tuna Nehri ocaklık şaykalarına yapılan tevcihatlar, şaykalar başbuğu ve ilgili kaza kadısının arzlarıyla gerçekleştirilirdi. Ocaklık şaykalar, devlete sadakatle hizmet edildiği sürece aile içerisinde tevcih edilirdi. Şayka tasarrufuna sahip kaptan, bir erkek çocuk sahibi olmadan vefat etmişse, şaykası bu işi yapabilecek kudrete sahip bir yakınına verilirdi. Aksi durumda mahlûl olan şaykaya uygun bir kaptan tayini gerçekleştirilirdi724.

1762 yılında Fethülislam şaykası kaptanı Abdi vefat edince, Rusçuk kadısının ilamıyla Abdi Kaptan’dan boşalan şaykanın reisliğini oğlu Mehmed üstlenmiştir. Kaptan Mehmed’in şaykasının ocaklığına, Niğbolu adet-i ağnam mukataası tahsis edilmiştir725. 1791 yılında İpek Palangası ocaklık şaykası, Yahya Kaptan’ın ölümü

üzerine oğlu Halil Kaptan’a tevcih edilmiştir. İpek şaykası kaptanı ve neferlerin harcamalarının Rusçuk mukataasından yapıldığı görülmektedir726.

Ocaklık şaykalardaki görevlerini aksatan ya da yapmayanların ellerinden, bu mansıpları alınırdı. Mesela 1770 yılında Vidin ocaklık şaykası kaptanı Mustafa, tasarrufunda bulunduğu şaykayı terk-i hizmet ettiğinden, şayka tevcih beratı elinden alınmıştır. Bu görev, yaklaşık bir yıldır sadakatle tombaz ve cisr-i kebir hizmetinde çalışan Ali Kaptan’ın oğlu Mehmed Kaptan’a verilmiştir. Giderleri de Niğbolu mukataası malından karşılanmıştır727.

Ocaklık şaykaların kaptanları, merkezin de uygun görmesi durumunda kendi haklarından feragat edebilirlerdi. Nitekim 1740 yılında, Tuna Nehri’nin ocaklık şaykalarından Rahova şaykasının kaptanı el-Hac İbrahim, yaşlı ve hasta olduğunu ileri sürerek, şaykasının idaresini yapmaya muktedir olmadığını ve bu sebeple şaykasını oğlu

723 BA, MAD. d. 10051, s. 28. (1 Mayıs 1790); BA C. BH. 149/7140. (29 Haziran 1790) 724 BA, C. BH. 157/7439. (16 Ekim 1782)

725 Kaptan Mehmed’in şaykasında yirmi kürekçi mevcuttu. Neferlerinin 500 kuruş olan ücretlerinin yanında, kendisinin de 201 kuruş bir sülüs olan ulufe ve taamiyesi de Niğbolu’dan karşılanmıştır. BA, C.

AS. 1079/47578, Belge 1-2. (15 Haziran 1765)

726 İpek Palangası ocaklık şaykasında, 20 kürekçi, bir dümenci ve bir topçu bulunmaktaydı. Bu neferlerin toplam ücreti 550 kuruştu. Kaptanın ulufe ve taamiyesi ise 268 kuruş bir sülüs olarak görülmektedir. BA,

C. BH.111/5358. (27 Aralık 1791)

727 Mehmed Kaptan’ın şaykasındaki yirmi kürekçi, bir dümenci ve bir topçunun ücreti 577 kuruş iken, kaptanın ulufe ve iaşe giderleri de 201 kuruş idi. BA, C. BH. 100/4807. (28 Temmuz 1769)

Derviş Ali’ye feragat etmek istediğini bildiren arzını, Tuna Nehri Kaptanı Ahmed Paşa’ya iletmiştir. Bunun üzerine yirmi kürekçi, bir dümenci ve bir topçunun bulunduğu Rahova şaykası, Niğbolu adet-i ağnam malının ocaklığının gelirlerinden ödenen 550 kuruş nefer ücreti, 201 kuruş bir sülüs kaptan ulufe ve taamiyesi ile Derviş Ali’ye tevcih edilmiştir728.

Yukarıda da belirtildiği gibi, ölüm halinde ya da çeşitli sebeplerden dolayı görevin yürütülememesi durumunda, şayet geride bir erkek çocuk yoksa bu işi yapma yeteneğine sahip başka birine kaptanlık verilirdi. Örneğin uzun yıllar Semendire ocaklık şaykasının kaptanlığı elinde olan Abdi Kaptan, ilerleyen yaşından dolayı kendi rızasıyla şaykasını Hüseyin Kaptan’a bırakmıştır. Hüseyin Kaptan giderlerini, İbrail Nezareti mukataası karşılamaktadır729.

Ocaklık şaykaların tasarrufu, yalnızca ailenin erkek üyelerine değil bazı özel durumlarda, ailedeki bayan bireylerin erkek çocuklarına da tevcih edilmiştir. Mesela devlet hizmetinde büyük faydaları olan Yusuf Kaptan, Niğbolu ocaklık şaykasının tasarrufunu uzun yıllar elinde bulundurmuştur. Ancak 1765 yılında, Kaptan Yusuf’un kız kardeşinin oğlu Mustafa, hile ile kaptanlık beratını üzerine aldırmıştır. Mustafa Kaptan’ın ölümüyle, henüz bir yaşında olan oğlu Salih’in bu işi yapmaya muktedir olmadığını fırsat bilen eski kaptan Yusuf, uğradığı mağduriyeti bir arzuhal ile merkeze bildirmiştir. Yapılan tetkikler neticesinde 26 Kasım 1766 tarihinde Yusuf’a şaykası iade ve görev süresi de ibkâ edilmiştir. Üç yıl kaptanlık vazifesini yürüten kaptan Yusuf’un ölümünden hemen sonra, mahlûl kalan şaykanın kendisine tevcih edilmesi için arzuhalde bulunan Yahya Kaptan’a, 4 Aralık 1769’da şaykanın tasarrufu verilmiştir. Ancak Mustafa’nın oğlu Salih, “babam nan parasıdır” diyerek, şaykanın ilk sahibinin de babası olduğunu iddia ederek, şaykanın tasarrufunu istemiştir. Böylece 6 Mart 1775’te Niğbolu Şaykası, Salih’e tevcih edilmiştir. Yahya Kaptan’ın bütün karşı çıkmalarına ve şaykanın tasarrufunu yeniden alma çabalarına rağmen, şayka uzun yıllar Salih’in uhdesinde kalmıştır. Bu şaykaya Niğbolu İskelesi gümrük mukataası malı, ocaklık olarak bağlanmıştır730.

728 BA, MAD. d. 9940, s. 156. (24 Şubat 1740)

729 Nefer ücreti 550 kuruş, kaptan ulufesi 118 kuruş, iaşe gideri de 50 kuruş idi. BA, C. BH. 106/5121. (1. Haziran 1768)

730 Bu ocaklık şaykada yirmi kürekçi, birer dümenci ve topçu mevcuttu. Bu neferlerin ücreti 550 kuruş, kaptan taamiye ve ulufesinin ücreti ise 245,5 kuruş 10 akçe idi. BA, C. BH. 149/7131, Belge 1-4. (3 Mayıs 1775); BA, C. BH. 143/6491, Belge 1-2. (28 Haziran 1777)

Ocaklık şaykaları tasarruf eden kaptanlar, çeşitli sebeplerden dolayı devlet hizmetine ara verip, yerlerine vekil bırakma hakkına da sahiplerdi. Mesela 1740 yılında Yergöğü şaykası kaptanı Mustafa Paşazâde Abdullah’ın, birkaç aydan beri rahatsız olduğunu ve şaykasına gerekli hizmeti veremediğini, iyileşene kadar yerine bir vekil tayin edilme isteğini bildiren arzı kabul edilmiştir. İbrail nezareti malının ocaklık tayin edildiği şaykanın, nefer ücreti ile kaptan ulufe ve taamiyesi yıllık 1474,5 kuruştu731.

Osmanlı Devleti, sefere çıkma kararı aldığı zaman ocaklık şaykalarda yeniden tevcih faaliyetlerine başlardı732. Bu süreçte, ocaklık şayka kaptanlarının her birine birer hüküm ya da sureti gönderilmekteydi. Kaptanlar muhatap alınarak merkezden gönderilen emirlerde, mutasarrıfı oldukları gemilerin bütün eksikliklerinin giderilmesi hususunda ve sevkiyatı yapılacak zahire ve mühimmatın ilgili yerlere teslimi ve donanmaya katılmak için hazırlıklı olmaları konusunda sıkı uyarılarda bulunulurdu733. Bunu yapmadıkları takdirde, ocaklıklarının ellerinden alınacağına dair ikazlar da yapılırdı. Nitekim 1770 yılında Börice şaykası kaptanı Mehmed, Niğbolu şaykası kaptanı Yahya, Rahova şaykası kaptanı İsmail ve İpek Palangası şaykası kaptanı Yahya sefer için gerekli hazırlığı yapmaktan kaçındıklarından, adı geçen yerlerin kadıları aracılığıyla ocaklıkları ref edilmiştir734.