• Sonuç bulunamadı

Ayrıca 19. yüzyıl sonlarında sanat eğitimi veren Zonaro’nun Akaretler’deki atölyesi herkese açık bir mekan olarak dikkat çekmektedir

4.3.1. Sanayi-i Nefise Mektebi Alisi

4.3.1.1. Sanayi-i Nefise Mektebi Öğretim Programı

Sanayi-i Nefise Mektebinde Resim Dar’ül- Muallimin şubesinde verilen dersler ve öğretim programı şu şekildedir541

:

Resm-i Taklidi: Füzenle alçı modellerden orneman, aksam-ı vücut, tam vücut. Birinci Sınıf

Resm-i Hatti ve Mihaniki : Çini mürekkebi ve cetvel kalemi ile.

Resm-i Tezyini: Serbest el tersimatı, nebatat-ı eczayı tahliliye ve heyet-i umûmiyeleri (Lavi).

Resm-i Hayali: Münferid mevzular. Modelaj: Orneman.

Hatt: Kûfi. Amel-i Menasır

Sanayi-i Tezyiniye nazariyatı. Sabit Ziya Altında Resim

Resm-i Taklidi: Füzenle canlı model-yağlı boya natürmort ve drapöri. İkinci Sınıf

Resm-i hatti: Tersimat-ı Mimariye. Resm-i Hayali: Mürekkep mevzular. Hatt: Kûfi ve sülüs terkipler.

Modelaj: Orneman ve büst. Menazır.

541

Meclis-i Maarif-i Kebir’den 25 Haziran 1327/1911 tarihiyle tasdik edilerek tatbik-i ahkâmı zamanında maarif Nezaret-i Celilesi’nden bâ- tezkere Sanayi-i Nefise Mektebi Müdüriyeti’ne tebliğ olunan belgeye göre.

Sanayi-i Tezyiniyyenin Nazariyatı. Sanayi-i Nefise Tarihi

Tarih-i Umûmi-i mimari Tesrih.

Resm-i Taklidi: Yağlı boya ile canlı modelden akademi proje ve esvaplı adam. Üçüncü Sınıf

Resm-i hatti: Tersimat-ı mimariye (Tarih-i umûmi-i mimariye muteallik) Resm-i Tezyini: Çini ve halı tersimatı taklit ve telif sulu boya.

Resm-i hayali: Mürekkep mevzular ve hareket.

Hat ve Tezhip : Muin satuhlara mutabık terkip ve tezhip. Modelaj: Akademi ve kompozisyon.

Sanayi-i Nefise tarihi. Teşrih.

Tarih-i Umûmi-i Mimari. Bedii’yyat.

Terbiye ve Usul_ü Tedris.

Sabit Ziya Altında Resim: kur dö suvar.

Resm-i Taklidi: Yağlı boya canlı modelden tam vücut ve esvaplı adam, çehreye ifade iadesi.

Dördüncü Sınıf

Resm-i Hayali: Yağlı boya taslak, eskiz, terkib, kompozisyon, tasvir ve illüstrasyon. Resm-i Tezyin: Terkib, kompozisyon.

Hatt ve Tezhip : Muin satıhlara mutabık terkip ve tezhip. Modelaj: Akademi kompozisyon.

Sanayi-i Nefise Tarihi. Bedii’yyat.

Sanayi-i Nedise Mektebi Ders Programları İhtiyat Sınıf

Müddeti-i Tedrisiyyesi bir senedir

Nazari Dersler

Hesap ve hendese- Hendese-i tersimiye ve gölge- Hikmet ve kimya ve ilkm-ül arz tatbikatı.

Atelyeler

Eşkal-i hendesiye üzerinde talim ve bu meyanda gölgeye dair izahat- Basit ve grift olmak üzere muhtelif usluplara ait alçı modellerden resim taklidi- Alçı modellerden nebatat, yaprak ve çiçek ve myve vesair orneman tersimatı.

Mimari Şubesi Müddet-i tedrisiye dört senedir.

Nazari Dersler

(Birinci Sene): Cebir ve müsellesat ve mihanik- Menazır- Teşrih (ihtiyari)-

(İkinci Sene) : Amelî ve nazari inşaat- Kat’-ı ahcar ve ahşab- Tarih-i sanatı-ı nefise- (Üçüncü Sene): Amelî ve nazari inşaat- Usul-ü keşf-i mimari.

Atelyeler

(Birinci Sene): Muhtelif uslublardaki müzeyyinatın musattah örneklerden ve alçı modellerden istinsahı- Aksam-ı mimariye etüdleri- Alçı modellerden vücud-u beşer tersimatı (Resim şubesinin birinci senesinde görülecektir)- Alçı modellerden çamur ile modelaj (heykeltıraşi şubesinin birinci senesinde görülecektir)- (İkinic Sene): Yunani ve Roma ve Osmanlı usluplarının aksam-ı mimarisinin musattah örneklerden istinsahı Asar-ı mimariyenin doğrudan doğruya mesahası ve kurşun kalem ve çini mürekkeb ile tersimi- Gölge nazariyatının tatbikatıve gölgelerin “lavi” usulüyle gösterilmesi-

(Üçüncü Sene): İtalya Rönesans’ı Uslubu’nda tersimat ve bina planları ve mukatta’lar ve cepheler ve bunlara dair projeler ve aksam-ı mimariye etüdleri-

(Dördüncü Sene): Mimari-i Osmani Uslubu’nda etüdler ve teferruatıyla projeler- Bu uslubdaki müzeyyinattan cesamet-i tabiiyyede sulu boya ile tersimat- (Talebe albümlerine krokiler dahi yapacaklardır).

Resim Şubesi

Müddet-i tedrisiyyesi beş senedir Nazari Dersler

(Birinci Sene): Menazır- Teşrih- (İkinci Sene): Tarih-i Sanatı Nefise.

Atelyeler

(Birinci Sene): kara kalem ile alçı modellerden vücud-u beşer aksamı- (İkinci Sene): Kara kalem ile alçı modellerden tekmil vücud-u beşer resimleri- (Üçüncü Sene): Kara kalem ile zi-hayat modellerden vücud-u beşer aksamı- (Dördüncü Sene): Yağlı boya ile zi- hayat

modellerden vücud-u beşer aksamı- (Beşinci Sene): yağlı boya ile zi-hayat modellerden “alkademi” tabir olunan tekmil vücud-u beşer resimleri- “natürmort” tabir olunan resimler.

Kar-ı Kadim müzehhiblik (ihtiyaridir).

Heykeltıraşi ve Plastik Şubesi Müddet-i tedrisiyyesi dört senedir.

Nazari Dersler

(Birinci Sene): Menazır- Teşrih- (İkinci Sene): Sanat-ı nefise tarihi.

Atelyeler

(Birinci Sene): Alçı modellerden lüleci veya çömlekçi çamuru ile vücud-u beşer aksamı nahtı (modelaj)- Alçı ile (mulaj) yahut kalıb-ı amelî- (İkinci Sene): Çamur ile heykellerden ve alçı kabartmalardan etüdler- (Üçüncü Sene): Zi-hayat modellerden baş ve tekmil vücud-u beşerin mücessem veya kabarma olarak modelajı- (Dördüncü Sene): Mücessem olarak vücud-u insan ve heykelcik ve maket etdüleri- (Bu şubenin birinci ve ikinci sene talebesi resim şubesinin birinci senesine dahi devam edeceklerdir).

Hakk Şubesi

Müddet-i tedrisiyyesi üç senedir542.

Nazari Dersler

(Birinci Sene): Menazır- Tesrih- (İkinci Sene): Sanat-ı nefise tarihi.

542 Cezar, 7 Aralık 1887 tarihli bir belgeye dayanarak, hakk dersinin okulun açılışından beş yıl sonra uygulamaya sokulduğunu, aynı sorunun diğer nazari dersler için de geçerli olduğunu belirtir. Şehbal Gazetesi’nin 59. sayısında, yer alan Alaeddin Bey isimli bir sanatçının eserinin altyazısında Napier’nin öğrencisi olduğu yazılmakta ve şöyle denilmektedir: Bir Türk Sanatkarın eser-i mahareti. Vaktiyle Dersaadet Sanayi-i Nefise Mektebi’nde sanat-ı hakk muallimliği etmek üzere celp olunan M. Napier isminde bir Fransız sanatkarı, bir müddet burada kalarak, gerek talebeler arasında tilmiz yetiştirmek, gerek o zaman Servet-i Fûnun refik-i muhteremimizle kendi nefais-i mahlukatından bazı eserler neşretmek suretiyle matbuatımıza iki katı hidmet ifa eylemişti. Bu zatın müfarekatından sonra Sanayi-i Nefise Mektebi’nin hakk şubesi muattal kaldı. Bilahare ilan-ı Meşrutiyet’i müteakip Napier’nin şakirdi bahriye zabitanından serigraf İsmail Efendi, muallim tayin edilerek, hakk sanatının mektebe yeniden ihyasına teşebbüs olundu. İşte şu pek yakın teşebbüsün mahsulü olamak üzere şimdi kıymettar semereleriktitafına başlanıyor. Filhakika İsmail Efendi’nin mesaisiyle vakit içinde Alaeddin Bey isminde bir sanat yetişmiş ve ahiran Şehzade Mecid Efendi Hazretleri’nin riyasetlerinde müteşekkil bir heyet-i mümeyizden birinci derece diploma almıştır. Alaeddin Bey’in bu mazhariyetine esas olan bu klişeyi enzar-ı karine arzediyoruz. Heyet-i mümeyyize bu klişenin iştirasıyla mezhep müzesine hıfsına kara vererek saza-sena bir kadirşinaslık göstermiştir. Risalemizin her nüshası için Viyana, Londra’da yaptırmakta olduğumuz klişeler sebebiyle avuç dolusu liraları Avrupa’nın servet-i bi-nihayesine ilave ettiğimiz hatırımıza geldikçe, bu servetin kısmen olsun memleketimizde kalmasına hidmet edecek her nevi teşebbüsatı en samimi takdirde karşılamaya bir mecburiyet duyarız. Bkz. Mustafa Cezar, Sanatta Batı’ya Açılış ve Osman Hamdi, İstanbul, 1971, s.466-467.

Atelyeler

(Birinci Sene): Şimşir üzerine eşkal-i hendesiye etüdleri- Zemin etüdler- (İkinci Sene): Müzeyyinat örneklerinden hakk- (Üçüncü Sene): İnsan resimlerinden hakk (Bu şubenin birinci ve ikinci sene talebesi resim şubesinin birinci sınıfına dahi devam edecektir).

Nazari Derslerin Mufassal Programı Hesab-ı Hendese-i Adiye

İhtiyat sınıfına mahsus olub haftada 1 saattir.

Hesab

Kabiliyet-i taksim şeraiti- Adetlerin iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir, on iki, on üç ile kabil-i taksim olmaları- Kesirlerin tarifi, vahide-i icra tarikinin ne demek olduğu ve suret-i katiyede ifhamı- Muhtelif misaller ve meseleler- Kesirlerin amal-ı erbaı- Kesirlere dair misaller- Kesirlere dair meseleler- Mikyasat-ı atika ve aşariyeve mukayeseleri ve müşatı- Osmanlı mikyasları, Fransız ve İngiliz mikyasatı- Zu-haddeyn usulü- Cezr-i murabba ve cezr-i mik’ab kaideleri.

Kurun-u Cedide Rönesansı

Kurun-u Cedide’de İytalya’da Rönesans asarı- Frenk ve İngiliz ve Cermen Rönesansları- Devr-i Hazır mimarisi hakkında mütalaat- Teşkilat-ı tezyiniyede müstamel sütunlar, sütun başlıkları ve kaideleri- Rönesans tarz-ı mimarisinde sütun tezyinatı, saçak silmesi, kürsi ve bunların aksamı- Sütun tezyinatında tenasüb için bir vakitler istimal olunan usul (model)- Muhtelif tarz-ı mimarilere ait modeller- Modeller hakkında mütalaat Sütun sath-ı hariciyyesikalıbının istihsali için istimal olunan usuller ve suret-i tersimler- Dorik tarz-ı atiki- Dorik tarz-ı cedidi- Tefarruatı- Dorik başlığı kaidesi ve aksam-ı sairesi- Köşelerde istimal olunan İyoniyen direk başlıklarıyla mezkûr başlığın teşkilat-ı muhtelifesi- İyoniyen başlığın kıvrım münhaniyesinin suret-i tersimi- korent tarz-ı mimarisi- Direk başlığı, saçak silmesi, kaidesi ve kürsüsü- Toksan ve Kompozit tarzları hakkında mütalaat- Tezyinat-ı tezyiniyyede istimal olunan münferid veya duvar yüzünde çıkıntılı menşuri direklerin tertiblerindeki kavaid-i umûmiye- cephe tezyinatında menşuri direklerin mevki ve hidmetleri- menşuri direklerle sütunların birlikte istimalindeki kavaid- Teşkilat-ı tezyiniyeye kemer şekillerinin ilavesi- kemerlerin muhtelif surette tertibi- Kemer ayaklarının suret-i tertibi- Kemerlerin sütun tertibatı ile birlikte istimali- Revakların suret-i tezyin ve teşekkülü- Dorik,

iyonik, korent’in arkadları- Zih ve silmeler, maktaları ve suret-i tezyinleri- Zih ve silmelerden teşekkül eden cebhe kornişleri- Saçak kornişleri ve eşkal-i muhtelifesi- Kat kornişleri ve suba saçak kornişleri- Saçak üzerine vaz’ olunan korkuluklar- Duvar satıhlarının suret-i tertibi- taş kesme usullerinin muhtelif tarzları- Pencere ve kapıların teşekkül ve suret-i tezyini- Pencere ve kapıların kornişler ve frontonlarla tezyini- Pencere ve kapıların sütunlar veya menşuri direklerle tezyin- Umûmiyet’le çatıların tezyini- Tezyinat-ı dahilkiye, tavanlar, döşemeler, merdivenler, çerçeve ve kapılar vesaire.

Tarih-i Sanat-ı Nefise

Mimari ve resim ve heykeltıraşi ve hakk şubelerinin ikinci senelerine müştereken tedris olunub haftada iki derstir.

Sanat-ı Nefisenin Ehemmiyeti ve faidesi.

(Şark)-Mubassır: Mezheb ve itikadın sanatın tesiri- mabed, ehram- Menhûtat ve menkuşatı- Geldanistan ve Asuristan- İran-Fenike.

(Yunanistan)- Ezmine-i esatiriyye- Arkaik devri: Mimari- Mabed- Nizamat-ı mimariye- Naht: Poliklet, Miron- Devr-i itila: Beşinci asırda Atina- Mimari: Partenon ve Perikles-Naht: Fidyas-Dördüncü asır Yunani: Mimari, naht: Skopas, Praksiteles, Lizip- Helenistik devri: Jigantomaşi- aktar-ı muhtelifede Sant-ı sagire (Sanatkar-Vazolar)- Nâkış: Zeuksis, paraziyos, Apel.

(Roma)- Etrurya Sanatı, Yunanistan’ın Roma üzerine tesiri ve nüfusu- mimari: Evsaf ve mahiyeti, saraylar, tak-ı zaferler, mabedler, anfiteatrlar, bazilikalar, kaplıcalar- Naht, nakş, Sanat-ı sagire.

(kurun-u vasati)- Sanat-ı Hıristiyaniye, katakomblar, Mimari, nakş ve naht- Bizans Sanatı: Evsaf ve asari, camie tahvil olunmuş eski kiliseler.

Arab Sanatı’nın esası- Mimari: Evsaf ve ağabeydat meşhuriyesi- Aktar-ı muhtelifede icra eylediği tesiratı- Sanat-ı tezyiniye- İran Sanaati, ağabeydat-ı meşhuresi- Türk Sanatı: Evsaf-ı umûmiye ve Selçuklular’ın asar ve ağabeydat-ı meşhuresi- Mimari-i Osmani’nin saffet ve mahiyeti ve usul’ü tezyinatı mebani-i Osmani (İznik, Bursa, Edirne, Dersaadet’deki cevami, çeşmeler, mezarlıklar, saraylar).

Roman Sanatı: Evsaf-ı umûmiyesi-Mimari, naht ve sanat-ı saire- Gotik Sanatı: Katedraller, renkli camlar, mimari-i beled ve askeri- Naht ve sanat- ı saire.

(Devr-i Teceddüd)- Rönesans yahut teceddüd tabirinin medlulu, ezmine-i atikanın tesiri Aktar-ı şimaliyede teceddüd: Flandra kıt’asıyla Almanya’da on beşinci ve on altıncı asırlarda sanat.

İtalya’da Devr-i Teceddüd- (On üçüncü asırdan on beşinci asra kadar) zümre- evveliyyun: ciyotto- Floransa’da Brüneleski, Giberti, Donatello, Dellarobia, Masacyo, Girlandayo, Botiçelli, şimalen Paduva’da: Mantenya; Venedik’te Kirveli, Bellini, Karpaçyo.

İtalya’da Devr-i Teceddüd- (On beşinci asır nihayetinden ve on altıncı asırda): Leonardo Vinci, Mikel Anj, rafael, korej, tissyen, verones.

Fransa’da Devr-i Teceddüd- (On beşinci ve on altıncı asırda) İtalya nüfusunun Fransa’ya duhulü, bu devrin şatoları: (Bluva), (Anbuvaz), (Şambor), (Luvr) ve (Tüilri) sarayları- Naht: Jan Golon- nakş: kloe- Hiref-i sınaiye: Bernar dö Palisi.

(Ezmime-i Cedide)- On yedinci ve on sekizinci asırlarda İtalya Sanatı: Ahval-i umûmiye, Anibal Karaş, Dominiken, Albane- Naht, mimari ve sanat-ı sagire.

İspanya’nın on beşinci ve on yedinci asır sanatı- Velaskez, Murillo, Naht, mimari ve sanat-ı sagire.

On yedinci asırda Flandra Sanatı- Ahval-i umûmiye, Rubens, Van Dayk, Tenye- Sanat-ı muhtelife.

Hollanda Sanatı- Ahval-i umûmiye, timsalgerler, Rambrant- Buk’ankarlar Rüisdal, Hobema.

On yedinci asırda Fransa Sanatı- Evsaf-ı umûmiye Mamülleri: Versay Sarayı: Luvr’un silsile-i sütunu- Nakş: Pusen, Lebrun ve On Dördüncü Lui Salonu- Naht: Puje- Sanaat-ı sagire.

On sekizinci asırda Fransa Sanatı- Evsaf ve alamatı, nakş: Vato, Buşe, gröz- Naht: Kusto, Falkone, Hüdon- Mimari: Suflo- Sanatı-ı sagire.

(Ezmine Hazıra)- On dokuzuncu asırda Fransa sanatı: İnkılab-ı Kebir’in sanat üzerine tesiri- (Romaneskler) ile (Klasikler), David, Gro, Prüdon, Jirko, Engır, Dölakrua.

On sekizinci ve dokuzuncu asırlarda Almanya, İspanya, İngiltere, Rusya be memalik-i saire sanatı.

Menazır

Mimari ve resim ve heykeltıraşi ve hakk şubelerinin birinci sınıflarında müştereken tedris olunub haftada 2 saattir.

Menazırın tarifi ve mâlumat-ı esasiye- Noktanın menazırı- Bir şeklin dur usuluyle manzırı- Murabbaın vaziyyat-ı muhtelifesi ve tatbikatı- Mikyas menazırı inşası ve bunun tatbikatı- Bad’-ı müntakil hutut-u mütevaziye, kutr-u istimalleri- Mikabın vaziyyat-ı muhtelifesi ve tatbikatı- Çatılar ve envaı ve bunlar menazırı- Firari kapı ve bir pencerenin muhtelif vaziyetlere göre menazırı- Fevk-el-ufk bir tavana açılmış bir pencerenin menazırı-

Müstevi nerd-ban ve enva-ı muhtelifesi ve bunların menazırı- Sath-ı maille, Suudi ve sukûti sath-ı mail, Binek taşı nerd-ban- Suusi ve sukûti bir sokağın evleriyle beraber menazırı- Daire menazırının tersimi için lazım gelen malûmat ve dairenin muhtelif vaziyetleri- Mikyas-ı firar usuluyle bir dairenin menazırı- Kemerli bir dehlizin cebheden ve mail görünüşüne nazaran menazırları- minare nerdbanı- Gölge hakkında malûmat- Gölge menazırı- Akisler, su içine düşen ve ayna derûnundaki akisler.

Teşrih

Resim, heykeltıraşi ve hakk şubelerinin birinci senelerine mahsus olup haftada 2 saattir.

Teşrih hakkında malûmat-ı umûmiye- terkib-i azay-ı beden hakkında malûmat-ı umûmiye- Vezaif-i azay-ı beden hakkında ı umûmiye- Kemikler hakkında malûmat-ı umûmiye- Bel kemikleri (amud-u kmalûmat-ıkriye), Göğüs kemikleri (azm-i kas), Kaburgalar (malûmat-ıdla’), göğse dair malûmat-ı umûmiye (sadr)- kaynak kemiği, sokum (acz) ve Köprücük kemiği (ıs’as)- Çatı hakkında mâlumat-ı umûmiye (havsala), köprücük kemiği (terekku), kürek kemiği (ketf), pazu kemiği (adud)- Üst alt bilek kemikleri (ka’bre, zend)- El Kemiklerine dair malûmat-ı umûmiye (yedd)- Uyluk ve bacak kemikleri (kahf yahut cimcime)- Yüz ve çene kemikleri (veche, fakin)- Dişlere dair malûmat (ansan)- Mafsallara dair malûmat-ı umûmiye- Baş ve alt çene mafsalları- Omuz ve dirsek mafsalları- Bilek ve el mafsalları- Bel kemikleri ve çatı mafsalları- Kalça ve diz mafsalları- Topuk ve ayak mafsalları.

Adalat hakkında malûmat-ı umûmiye: Kaşları tahrik ve tahvil adalat- gözü tahvil eden adalat- Burun üzerine tesir eden adalat- Ağız eşkalini tahvil eden adalat- Yanak ve kulak eşkaline tesir eden adalat- Boynun ön taraf eşkalini tahvil eden adalat- Boynun yan taraf eşkalini tahvil eden adalat- Göğsün ön taraf adalat- karnın ön taraf adalat- Ense ve sırt adalatı- Omuz adaltı- Pazı adalatı- Bilek ve le arka taraf adalatı- Kalça aldatı- Oyluk adalatı- Bacak ve ayağın ön taraf adalatı.

Yürek ile damarlar hakkında malûmat-ı umûmiye: Bedenin eşkalini tahvil eden siyah damarlar (aort).

Beyin ve sinirler hakkında malûmat-ı umûmiye- Göz hakkında malûmat-ı umûmiye- Kulak hakkında malûmat-ı umûmiye- Teşrih-i eşkal, evza-ı muhtelife- Sima ve mülahim-i vechiyeye dair malûmat- Çocukluk gençlik ve ihtiyarlıktan dolayı tebeddül-ü eşkal tenasüb-ü beden hakkında malûmat ve temrinat.

4.3.1.2. Osman Hamdi Bey ( 1842-1910 )

Osman Hamdi Bey, 1842 yılında İstanbul'da doğmuştur. Babası arkeolog Ethem Paşa'dır. 1857 yılında hukuk eğitimi almak için Paris'e gitmiş fakat resme olan ilgisi onun hukuk eğitimini yarım bırakarak resim eğitimi almayı tercih etmesine neden olmuştur. Osman Hamdi Bey, Paris Güzel Sanatlar okulunda, Leon Geröme ve Gustave Boulanger'den resim dersleri almaya başlamıştır.

Resim eğitiminden sonra yurda dönen Osman Hamdi Bey, Arkeolojiye olan ilgisi sonucunda Bağdat'a ve Aydın bölgesine birçok kazıya gitmiş ve kazılardan çıkarttığı tarihi eserleri de İstanbul'a göndermiştir. O dönemde tarihi eserlerin korunması ve sergilenmesi görevi Alman müdür A. Dethier'in sorumluluğundadır, fakat eserlerin sergilenmesi için uygun bir yerin olmamasından dolayı, eserlerin yeri sürekli değişmiştir. En sonunda istiflenmiş bir şekilde Çinili Müzede bırakılmıştır. Hamdi Bey'in çeşitli araştırmalardan sonra İstanbul'a yolladığı arkeoloji eserleri yabancı nezaretçilerin elinde, Çinili köşk'te bir yığın halinde atılı dururdu 543. Bu arada yurt dışından kazı için Türkiye'ye gelen arkeologların kazılarda çıkarttığı eserleri ülkelerine götürmelerine engel olan bir yasa olmadığından dolayı eserler yurt dışına kaçırılmış ve bu olanlardan tek sorumlu olarak da müze müdürü A. Dethier gösterilmiştir. Bunun üzerine Osman Hamdi Bey ilk iş olarak eserlerin yurt dışına çıkarılmasını engellemek için 'Asar-ı Atika Nizamnamesi' yasasının çıkarılmasını sağlamış ve ikinci iş olarak da eserlerin uygun bir şekilde sergilenmesi için müze kurulmasına çalışmıştır. 1881 Eylül’ünde kurulmasını sağladığı müze müdürlüğüne atanmasıyla onun hayatında yeni bir sayfa açılır. Osman Hamdi Bey, müdürlüğü sadece bina içerisinde yapmamış, aynı zamanda arkeolojik kazılara da katılmıştır 544

. Osman Hamdi Bey'in Türkiye için Arkeoloji Müzesinin açılmasından sonra yaptığı diğer bir yenilik ise Sanayi-i Nefise Mektebi'ni kurmak olmuştur. 1882’de kurduğu Sanayi-i Nefise Mektebi’nin müdürü olur; bu okul, Osmanlılara, yurtdışına gitmeksizin estetik ve sanat teknikleri alanında eğitim alma imkanı verir 545

1881’i takip eden yılların Osman Hamdi’si artık, ülkeye önemli kurumlar kazandırıcı, kültür ve sanat değerlerine ilişkin koruyucu hukuksal esaslar getirici, müzelerimizi sürekli sanat ve tarih değerleriyle zenginleştirici, bütün bunların yanı sıra da bizzat kendisi sanat eserleri üreticisi olan bir Osman Hamdi’dir

.

546

543Zahir GÜVENİRİ, Sanat Tarihi, İstanbul, 1960, s. 255. .

544

Serap BUYURGAN-Levent MERCİN, Görsel Sanatlar Eğitiminde Müze Eğitimi Uygulamaları, Ankara, 2005, s. 72. 545

Shaw, a.g.e., s. 126. 546

Osman Hamdi Bey, Paris'teki atölye hocaları olan Baulanger ve Jean-Leon Gérome’den çok etkilenmiş ve onlar gibi bir ortyantalist olmuştur. Bu iki sanatçı Paris Güzel Sanatlar Akademisinin önde gelen hocalarıydı547

Osman Hamdi tablolarında Batı’nın orientalist ressamlarının ve bilhassa Gérome’un tesiri altında kalmıştır. Renkleri, her zaman tam bir ahenk göstermese bile taze ve parlaktır. Eski Türk hayatı sahnelerini, olduklarından daha “şarklı” göstererek büyük tablolarında canlandırmıştır

.

548

Géröme'un oryantalist etkiler taşıyan resimlerinden, doğu kültürüne ait olan nesneleri kullanması, renkleri, tekniği, giyim tarzı ve yaşam biçiminin resimlemesi, Osman Hamdi Bey'in ilgisini çekmiş ve kendisinin de bu doğrultuda çalışmasına neden olmuştur. Üslûp açısından Paris'teki hocası Jean Léon Gérôme ya da Rudolph Ernst ve Ludwig Deutsch gibi Batılı oryantalistlerden etkilenmiş resimlerini onlar gibi akademik gerçekçi bir anlayış ve ayrıntıcılıkla ele almıştır. Onlardan farklı olarak, resmettikleri kendi insanları, kendi kültürünün mekânları ve nesneleridir

.

549

Osman Hamdi’nin Paris’te bulunduğu yıllar, natüralist ve gerçekçi akımların güçlü olduğu, atölye resminin önemini koruduğu yıllar olmakla beraber, yeni anlayışlara yönelik çalışmaların da yoğunluk kazandığı, “İzlenimcilik” şeklinde nitelenecek bu akıma ilişkin sanatsal çalışmaların da uç vermeye başladığı yıllardır

. Her iki sanatçının da resimlerinde kullandığı objeler, halılar, kitaplar, silahlar, rahleler, kapılar ve bol renkli işlemeli kumaşlar, perdeler ve onların kaçınılmaz detaylarıdır.

550

Osman Hamdi’nin hocası Jean-Leon Gérome devlet destekli “resmi sanat” grubunun en önemli kişilerindendir. Bunun karşısında ise “bağımsız sanat” grubu yer almaktadır. Başını Claude Monet’in çektiği “İzlenimciler” birbirleriyle dayanışma içinde olma gereğini duymuşlardır. Bunun temel nedeni devlet desteklilerin, izlenimciler’in eserlerini sergilere kabul etmeme ve onları dışlamaya çalışma hareketleridir. Osman Hamdi bu harekete karşı duyarsız kalmamış tam tersi tanımaya çalışarak, benimsediği akademik çalışma tarzı karşısında tartıya vurucu gözlerle izlediği anlaşılmaktadır

.

551

Resimlerini kurgularken genellikle kendi çektiği fotoğraflardan yararlanan Osman Hamdi Bey, yaptığı resimlerin çoğunda model olarak kendisini, eşini ve çocuklarını kullanmıştır. Resimlerinde fotoğraftan yararlanması figürlerin jestlerinde, mekân ve

. 547 Cezar, a.g.m., s. 5. 548 Berk, a.g.e., s. 20. 549

Semra GERMANER-Zeynep İNANKUR, Oryantalistlerin İstanbul'u, İstanbul, 2002, s. 300. 550

Cezar, a.g.m., s. 5. 551

nesnelerin seçiminde, kullanımında ve kurgusunda düzenlemeler yapmak içindir. Sanatçının çalışma tarzına uygun olarak fotoğraf kaynaklı olduğu söylenebilecek örneklerde kullanılan öge ya da ögelerin başka yerlerden alınmasıyla resimleri kurmaca bir nitelik taşımaktadır. Tablolarında boyutu değiştirerek tektek parçalarda belgeci olmakla birlikte, bütününde bu özelliği taşımaz. Bu da yaşadığı çağın düşünce ve mimarisinde görülen eklektisisist anlayışı yansıtır ve sanatçının yaşadığı çağın kültür ortamıyla ortaklığını ve çağdaşlığını belgeler552

Osman Hamdi Bey'in, dönem itibariyle yenilikçi olmasının diğer bir göstergesi de, dönemindeki sanatçıların resimlerinde figürü kullanmamalarına rağmen Osman Hamdi, yaşadığı dönemde belli bir grubun benimsediği fikirleri yansıtan ve figür resminde özlü örnekler veren bir ressamdır

.

553

Osman Hamdi Bey’in figüratif çalışmaları 19. yüzyıl’da Batı’da görülen historizm akımı ve Paris’teki akademik Salon resimlerinin paralelinde bir anlayışı yansıtıyordu

. Özellikle de kadın figürünün ilk olarak Türk resim sanatına girmesi Osman Hamdi Bey ile birlikte olmuştur (Resim 24). Evdeki kadın komposizyonlarında, Kur’an okuyan kadından yatarak kitap okuyan kadına, evinde herhangi bir iş yapan kadından çalgı çalan, hatta ressama modellik eden kadına kadar, kadını değişik konularla resimlerinde ele almıştır. Osman Hamdi’nin Bey’in kadın konusunu işleyen