• Sonuç bulunamadı

A. Hamidullah’ın İctihad Metodu ve Bazı İctihadları

4. Sahabe Kavliyle İstidlal

Burada onun zekatın sarf yerleri ile ilgili görüşlerini vermemiz yeterlidir. Çünkü o bu konuyu değerlendirirken İslam hukukunun pek çok kaynağına atıfta bulunmaktadır.

Kuran’a göre zekat gelirleri fakirler, miskinler, zekat toplama işinde çalışanlar, müellefe-i kulüb, köleler, borçlular, Allah yolunda uğraşanlar ve yolcular olmak üzere sekiz sınıfa harcanması gerekmektedir. Hamidullah’ın, sadakadan yararlanacak olan sınıfların kapsamı ile ilgili farklı değerlendirmeleri ise sırasıyla şöyledir.

1. Yoksullar: Hamidullah’a göre bu terim tartışmasız Müslüman fakirlerini ifade eder.390Çünkü ortada Resûlullah (sav)’in birçok defa “Zekât, aranızdaki zenginlerden alınıp

yine aranızdaki yoksullara dağıtılacaktır.”seklinde yinelemiş olduğu bir vergilendirme ilkesi

vardır.391

2. Düşkünler: Mesâkin kelimesi ise İslam devleti içerisinde yaşayan Gayrimüslimlerin fakirlerini ifade eder. Halife Ömer ve İkrime’nin yorumu bu yöndedir ve bu görüş, dil yapısı

387 Hamidullah, İslam’a Giriş, s. 365–373. 388 Hamidullah, İslam’a Giriş, s. 365–373. 389 Hamidullah, İslam’a Giriş, s. 362–364.

390 Hamidullah, “Hz. Peygamber Zamanında Bütçe Esasları ve Vergi Tahsili”, s. 107. 391 Hamidullah, İslam Peygamberi, s. 809.

yönünden de daha tutarli görünmektedir. Gerçekten de Sâmî dillerinde miskin sözcügü, Hammurabi yasalarında geçen ve uzun uzadıya açıklanan moskîn teriminde oldugu gibi, bir baska ülkeye yerleşmiş bulunan yabancı anlamına gelmektedir.392 Burada Hamidullah sahabe kavlini saas almıştır ve kelimeyi semantik açıdan da değerlendirerek görüşünü desteklemiştir.

3. Memurlar (Zekat toplayan): Açıkça anlaşılacağı gibi, Devletin bu işle görevlendirdiği kimselerdir. Belki de belirtilmesi gereken husus, burada sadece vergi tahsildarlarının değil, toplanan vergilerin muhasebesi, hesapların tasfiyesi, harcama kalemlerinin belirlenmesi, denetlenmesi gibi işlerle uğraşan memurların da söz konusu olduğu ve maaşlarını (ya da emekli maaşlarını) alırken bu sınıfa dâhil edilmeleri gerektiğidir. Hatta bütün askeri ve milkî memurlar bu kapsamda değerlendirilir.393Hamidullah bu işlerde gayrimüslimlerin de görev aldığını hatırlatmaktadır.394 Dolayısıyla Gayrimüslimlerin bu yolla da zekattan istifade ettiğini görüyoruz.

4. Gönülleri (İslam’a) ısındırılacak olanlar: Bu terim, Devletin az çok gizlilik gerektiren işlemler sırasında yaptığı harcamalar için kullanılmıştır.395Bu daha ziyade bugünkü hükümetlerin elinde bulundurdukları “örtülü ödenek” tarifine girmektedir. Klasik devir hukukçularından bazıları meselenin bu şekilde hallinde şüphe bırakmayan fikirler ileri sürmüşlerdir.396

İmam Sâfiî’nin yanı sıra İmâm Ebû Hanîfe de, söz konusu âyetin bu bölümünün hiç bir şekilde yürürlükten kaldırılmadıgını ve bundan sonra da asla ilga edilmemiş oldugunu belirtmişlerdir. Ayetin hükmünün Halife Ömer tarafindan yürürlükten kaldırıldıgını söylemek büyük bir hatadır. Söz konusu olayda kesinlikle özel bir kişi söz konusu olup, Ömer (ra) bu kimseye devletin harcama kaleminden bir avantaj saglanmasını reddetmiş, yoksa hiçbir kimseye bir şey vermiyeceğini söylememiştir.397

392 Hamidullah, “Hz. Peygamber Zamanında Bütçe Esasları ve Vergi Tahsili”, s. 107; Hamidullah, İslam

Peygamberi, s. 810; Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 18.

393 Hamidullah, İslam Peygamberi, s. 810; Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 18; Hamidullah, “Hz.

Peygamber Zamanında Bütçe Esasları ve Vergi Tahsili”, s. 108.

394 Hamidullah, İslam Peygamberi, s. 810. 395 Hamidullah, İslam Peygamberi, s. 811.

396 Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 18–19; Hamidullah, “Hz. Peygamber Zamanında Bütçe Esasları ve

Vergi Tahsili”, s. 108.

397 Hamidullah, İslam Peygamberi, s. 811; Hamidullah, “Hz. Peygamber Zamanında Bütçe Esasları ve Vergi

5. Köleler (Hürriyetlerini satın almaya çalışan): Fıkıh ve tefsir bilginleri, bu terimi sürekli olarak İslâm Devleti’ndeki iki tür tebaa için kullanmışlardır: Köleler ve savaşta düşman tarafindan esir alınan kimseler. Savaş esirleri konusunda Müslüman ve Gayrimüslim seklinde bir ayrım yapılmamıştır; ki bu konuda resmî ve kesin belgeler bulunmaktadir.398

Kölelere gelince: İslâm, kendi fidyesini sahibine ödemek koşuluyla her kölenin kölelikten kurtulmaya hakkı olduğunu ve sahibinin böyle bir talebi reddetme selahiyetinin bulunmadığını; böyle bir taleple ortaya çıkan kölenin, gerekli meblâğı kazanıp sahibine ödeyebilmek için kendi hesabına çalışma iznine sahip olduğunu; ayrıca, bu borcunu ödeyinceye kadar her türlü zekât vergisinden muaf olduğunu hükme bağlamıştır. Kur’an, sadece Müslümanlar arasında takva sahibi ve hayırsever kimselerin elleri altındaki köleleri azat etmelerini veya başkalarına ait kölelerin bu durumdan kurtulmaları için yardımda bulunmalarını emretmekle kalmamış, ayni zamanda, burada açıkça görüldüğü gibi, “boyunduruk” altında yaşayan ve aralarında kadın ve erkek kölelerin bulunduğu kimseleri kurtarmak için Devlet bütçesinden yıllık ödenek ayrılması gibi, bir hususu da İslâm Hükümetinin vazifeleri arasında saymıştır.399

6. Borçlular: Bu tabir ise, su baskını, yangın, deprem gibi doğal afetlerden zarar gören ya da, hiç bir kasıt olmaksızın kaza sonucu birinin ölümüne neden olan ve kan bedeli (fidye) ödemek zorunda kalan ve borcunu ödeme imkânından yoksun bulunan vb. kimseler için kullanılmıştır.400

Halife Ömer (ra), borçlu duruma düşenlere yapılan bu yardımı daha da geliştirerek, hali vakti yerinde olduğu halde geçici bir süre için sıkıntıya düşen kimselere, yardım seklinde değil de sadece borç para vermek suretiyle onları bu uygulamadan yararlandırmıştır. Hamidullah, bu sistemin daha da geliştirildigi takdirde, toplumu tefecilik denilen bir vebadan tamamen kurtaracağını söylemektedir.401

7. Allah yolunda çalışıp cihat edenler: Bu deyim, İslâm uğruna yapılacak her türlü hayır işlerini ve savunma ile ilgili harcamaları kapsamaktadır. Dul kadınlar ve yetimlere

398 Hamidullah, İslam Peygamberi, s. 814; Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 19.

399 Hamidullah, İslam Peygamberi, s. 814; Hamidullah, “Hz. Peygamber Zamanında Bütçe Esasları ve Vergi

Tahsili”, s. 108, 143.

400 Hamidullah, İslam Peygamberi, s. 815; Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 19.

401 Hamidullah, İslam Peygamberi, s. 815; Hamidullah, “Hz. Peygamber Zamanında Bütçe Esasları ve Vergi

yardım edilmesi, okullara ve öğrencilere bağışlarda bulunulması, hastanelere ve camilere ödenek ayrılması ve ordunun her türlü araç ve gereçlerinin temini, ülke savunması için bazı tesislerin kurulması vb. ile ilgili bütün harcamalar buna dahildir.402

8. Yolcular: Buradan anlaşılması gereken, yolculuk halindeki yabancılara karsı misafirperverlik göstermektir. Herhangi bir şehir, kasaba ya da köyden geçen her yabancıya üç gün süre ile yiyecek-içecek verilmesi ve yatacak yer gösterilmesi, Müslüman toplumlarda gelenek haline gelmiştir. Daha geniş ifadeyle, bu terim turist akımı içinde bir ülkeye gelen yabancıların yararlanacağı her türlü faaliyet ve çalışmaları kapsar: Yol, köprü ve konaklama tesislerinin yapım ve bakımı, yollarda güvenlik ve asayişin sağlanması, yolcular için sağlık önlemlerinin alınması vs.403