• Sonuç bulunamadı

C. İslam İktisadının Prensipleri

2. İktisadî Yasaklar

Hangi çeşit olursa olsun her türlü şans oyunları kumardır ve yasaklanmıştır. Ekseriya kolay bir kazanç, kötü bir kazançtır. Vergi (zekât) nasıl namazla birlikte zikredilmiş ise talih

534 Tevbe, 9/ 27.

535 Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 21. 536 Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 22. 537 Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 22. 538 Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 22.

oyunları da ayette putperestlik ve şeytanlıkla birlikte zikredilmiştir. Bütün talih oyunlarında olduğu gibi, tek taraflı bir zarar ziyan şartı amme menfaatine uzak kalmaktadır, bu sebeple de reddedilmiştir.539

Milli piyango da kumardan farklı değildir. Bu sistem sebebiyle her ay binlerce fakir insanın cebinden çıkan paralar gülünç bir azınlığın elinde toplanmaktadır. Milyonlarca insan fakirleşirken bir grup insan zengin olmakta, bu durum milli servetin dolaşımı ve eşit dağılımı temel ilkesine aykırı düşmektedir. 540

b. Faiz

Aralarında az çok farklar olmakla beraber bütün dinler faizle ödünç vermeyi menetmektedirler. İşte bu yasağa rağmen bu “çetin ceviz” zamanımıza kadar hayatta kalabilmiştir. İslam’ın farkı ise, faizi yasaklamakla yetinmeyip, toplumları çökerten bu yaranın sebeplerini de ortadan kaldıracak tedbirler almasıdır.541

İslam’dan önce Arabistan’da geçerli olan faiz sistemi, faizin en berbat olan şeklidir. Borcun her sene iki misli artması şeklinde olan bir çeşit mürekkep faiz, hicretten hemen sonra nazil olan şu ayetle yasaklanmıştır:542

“Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah’tan sakının ki

kurtuluşa eresiniz.”( Âl-i İmrân, 3/130)

Hz. Peygamber'in hayatının sonlarına doğru nazil olan şu ayetlerde bu yasak kesin ve şiddetli bir biçimde tekrar ifade edilmiş bulunmaktadır:543

“Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı

gibi kalkarlar. Bu hal onların "Alım-satım tıpkı faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabb'inden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah'a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar. Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve

539 Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 23. 540 Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 23–24.

541 Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 25; Hamidullah, İslam’a Giriş, s. 234. 542 Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 25.

günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez. İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rabb'leri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler. Ey iman edenler! Allah'tan korkun. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terk edin. Şayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resulü tarafından (faizcilere karşı) açılan savaştan haberiniz olsun. Eğer tövbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz. Eğer (borçlu) darlık içinde ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet vermek (gerekir). Eğer (gerçekleri) anlarsanız bunu sadakaya (veya zekâta) saymak sizin için daha hayırlıdır.” (Bakara, 2 /275– 281).

Hamidullah, faizin zararlarından kurtulmak için Kur’an’da ileri sürülen çarenin, ödünç verme işlerinin devletleştirilmesi (millileştirilmesi) olduğunu düşünmektedir. Çünkü ona göre ancak devlet faiz müptelasından müstağni kalabilir. O halde bu meseleyi çözebilecek kurum da devlettir.544

Yeryüzünde kimsenin aldığı ödünce faiz vermek istemeyeceğini, verenlerin de bunu tek sebepten, faizsiz ödünç bulamamasından dolayı verdiğini söyleyen Hamidullah, ödüncün devletleştirilmesinin mutlaka gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu hususun Halife Hz. Ömer (ra) devrinde geniş bir şekilde kendine tatbikat sahası bulabildiğini hatırlatmaktadır. Hz. Ömer (ra) devrinde, bu işin gerçekleşmesi için devlet hazinesinden özel bir hisse tahsis edilmiştir. Bu sistemde ödüncün iade edileceğine dair teminat gösterilmesi üzerine ikrazda bulunulmuştur.545

Ödüncün bu şekilde devletleştirilmesi özel teşebbüsün kendi hesaplarına ödünç vermelerine de engel teşkil etmez. Devlet bu faizi kaldırmaya muktedir yegâne kuvvet olarak gözükmektedir Fakat bugün hükümetler bu şekilde bir icraatta bulunmaya yanaşmıyorlarsa, fertler karşılıklı hususi anlaşmalar yaparak bu şekilde bir ödünç akdini gerçekleştirebilirler.546

Hamidullah, konu ile ilgili faizsiz banka sistemlerine de değinmekte ve şu değerlendirmede bulunmaktadır:

“Bankanın, sermayesini teşkil eden sermayedarlara diyelim ki sene sonunda %3 kâr (faiz) alacaklarını peşinen söylenmiş olsun. Şayet bu %3 kâr, banka faaliyetleri neticesi

544 Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 27. 545 Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 27. 546 Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 28.

sağlansa da sağlanmasa da ödeneceği vaat edilmiş olduğundan İslam buna müsaade etmemektedir. Aksine sermayedarlara sene sonunda banka, “yıllık kârımız şundan ibarettir; bundan banka masraflarını, devlete ödenmesi gerekli vergileri ve ihtiyat akçesini çıkardıktan sonra elimizde kalan kar şundan ibarettir, bu da hisseler arasında müsavi olarak taksim edildiğinde (mesela) %3 kâr hissesi isabet etmektedir” derse bu caizdir. Şu halde bütün mesele itimat meselesidir.”547

Hamidullah faizsiz borç kooperatiflerinden de söz etmekte ve bize örnek bir mukavele taslağı sunmaktadır.

Model bir Sözleşme Taslağı548

1. Şirketin ismi X işletmesi, faizsiz borç kooperatifidir. 2. İdare Merkezi X'dir.

3. X işletmesinin bütün çalışanlarının şirkete üye olma hakları vardır.

4. Bu şirketin sermayesi, hissedarların hisseleri ile yine onlar tarafından iş bu mukavele mucibince ödenecek meblağlardan terekküp eder.

5. Her hisse 125 TL’dir. Bu miktar hissedarların arzusuna göre ya bir defada ya da taksitlerle ödenebilir.

6. Her üye en az 1 hisse alacaktır.

7. Her aksiyon (hisse senedi) sahibi en geç 20 taksitle ödenmek üzere 240 TL'sine kadar borç para almak hakkına sahiptir.

8. İdari masraflar için, her hissedar her ay hisse başına şirkete bir kuruş öder. 9. Her ikrazda şirkete binde bir nisbetinde idare masrafı ödenir.

10. Geri ödemede mazeretsiz aksamalar için şirket idare heyeti, şirketin lehine olarak uygun para cezaları verebilir.

11. İşletme gelirleri ve diğerleri şirket ihtiyatını teşkil ederler.

547 Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 32. 548 Hamidullah, Modern İktisat ve İslam, s. 43–44.

12. Şirket üyelerine faizsiz borç para verecek ve ticari faaliyetlerde bulunacaktır. Ticari faaliyetlerden doğan kârlar, hisseleri nisbetinde; hissedarlar, işletmede çalışanlar ve yedek akçe arasında taksim edilecektir.

13. Şirket ortaklar için kasa vazifesini de görecektir. Vadesiz para çekmeler için uygun bir müddet dâhilinde bir ihbar yapılmalıdır.

14. Ortaklar her sene bir başkan, bir sekreter, bir muhasip-veznedar ve 2 ila 8 âzâdan müteşekkil bir idare heyeti seçerler.

15. Bir istifa halinde müstafinin parası kendisine idare heyetinin kararı mucibince ya peşin veya taksitlerle geri ödenir.

16. İdare heyeti ikraz hallerini adi ekseriyetle karar altına alır ve şirketin iyi idare edilmesinden mesuldür.

17. Ortaklar umumi heyeti idare heyetini seçer, bu heyeti ibrâ eder, mukavelede değişiklikler yapar ve şirketi feshedebilir. Bu sonuncu vaziyette, ihtiyatlar umumi heyetin karar vereceği hayırsever bir tesise devredilir.