• Sonuç bulunamadı

A. Klasik Şer’î Deliller

1. Kur’an

22. İslam Fıkhı ve Roma Hukuku102

23. İslam Hukuku Etüdleri (Makaleler Külliyatı)103 24. İslam Bilim ve Felsefe104

25. İslam Tarihi Dersleri105

26. Hazreti Peygamber Zamanında Hadisin Tedvini106 27. Daily Lue of a Muslim107

28. Economic System of Islam108 29. The Muslim Women109

30. Spiritual Life in Islam110

31. Status of Non-Muslimin lslam111

32. Misafir Prof.Dr. M. Hamidullah’dan Konferanslar112

102 çev. Kemal Kuşçu, Yağmur Yayınevi, İstanbul 1964. 103 der. Bir Yayıncılık, Bir Yayıncılık, İstanbul 1984. 104 çev. Ali Zengin, Akabe Yayınları, İstanbul 1990.

105 çev. Ruhi Özcan, Atatürk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, Erzurum 1976. 106 Milliyetçiler Derneği, İstanbul 1958.

107 İslâmâbâd 1989. 108 İslâmâbâd 1989. 109 İslâmâbâd 1989. 110 İslâmâbâd 1989. 111 İslâmâbâd 1989.

112 çev. Zahit Aksu, Erzurum Atatürk Üniversitesi İslamî İlimler Fakültesi’nde verdiği çeşitli konferansların tercümeleridir. Baskı yeri ve tarihi yok.

B. Makaleleri

1. “Modern İktisat ve İslam”113

Hamidullah, İslam iktisadıyla ilgili kaleme aldığı otuz sahifelik bu makalesinde;

“Acaba İslam, Müslümanlara iktisadî sahada bazı takip edilecek prensipler getirmiş midir? Şayet getirmiş ise bu prensipler, bugünün batı dünyasında geçerli kaidelerle ne ölçüde uyuşmaktadır ve Müslümanlar üzerinde hâlâ tatbiki mümkün bir özelliğe sahip midir?

sorularına cevap aramıştır.

Yukarıdaki sorular çerçevesinde Hamidullah, ilk önce dünyada mevcut temel iktisadî sistemlerden bahsetmiş ardından İslam’ın iktisadî esas ve prensiplerini, bu bağlamda Müslüman olmayanlarla olan ilişkileri ve günümüz batı dünyasında geçerli bir takım iktisadî müesseseleri ve İslam’ın bu müesseselere olan bakışını ele almıştır. Nihayet, Müslümanların güncel sorunlarına, İslam’ın temel esaslarıyla uyum problemi olmayacak, iktisadî bir takım çözüm önerileri sunmaktadır.

2. “İslam’ın Hukuk İlmine Yardımları”114

Hamidullah, yaklaşık yedi sahife tutan bu makalesinde, hukuk tarihi ile ilgili önemli tespitlerde bulunmaktadır:

Tarihte ilk yazılı anayasanın, m. 622 yılında Medine’de Hz. Muhammed (sav) tarafından ortaya konulduğu, devletler hukuku’nun siyaset bilimi dışında ilk defa hukuk

113 Salih TUĞ tarafından Türkçeye çevrilen bu çalışma; Yağmur Yayınevi tarafından, müstakil bir kitapçık olarak basılmıştır. (İstanbul 1963)

114 Bu makale, Milliyetçiler Derneğinin teşebbüsü ile 28 Ocak 1957’de İstanbul’da Eminönü Öğrenci Lokalinde verilen ve Kemal KUŞÇU tarafından tercüme edilen bir konferanstır. Bu konferans bahsi geçen dernek tarafından ilk defa 1958’de broşür halinde neşredilmiştir. Daha sonra, Salih TUĞ tarafından derlenen ve Milliyetçiler Derneği Neşriyatı tarafından basılan “İslam’ın Hukuk İlmine Yardımları” adlı eser (makaleler külliyatı) içerisinde yayımlanmıştır. (İstanbul 1962). Makale “İslam ve Hukuk İlmi” adıyla Bir Yayıncılık tarafından yayımlanan “İslam Hukuku Etüdleri” adını taşıyan makaleler külliyatı içerisinde (İstanbul 1984) ve son olarak da Vecdi AKYÜZ editörlüğünde Beyan Yayınlarından çıkan “İslam’ın Hukuk İlmine Katkıları” adlı eser içerisinde bir numaralı makale olarak yer almıştır.(İstanbul 2005)

çerçevesi içerisinde “el-Mecmu” adlı eseriyle ele alan kişinin Zeyd b. Ali (h.120) olduğu, Teorik Hukuk İlminin mucidinin Müslümanlar olduğu ve bu ilmi “er-Risâle” adlı eseri ile ilk defa Şafiî’nin (h.204) “Usûlü’l-Fıkh” olarak meydana getirdiği tespit edilmiştir. Ayrıca Hamidullah, Şafiî’den sonra bu ilme Türk asıllı hukukçuların hizmet ettiğini hayretle ifade etmiştir.

3.“Medine’de Kurulan İlk İslam Devletinin Esas Teşkilat Yapısı ve Hz. Peygamberin Vazettiği Yeryüzündeki İlk Yazılı Anayasa”115

Çalışma içerisinde Akabe biatlerinden ve mahiyetlerinden bahsedilmiştir. Hamidullah burada biatleri “içtimaî mukavele” olarak nitelemektedir. Ayrıca İslam devletinin kuruluş serüvenine ve bu devletin kurulmasında hukuka bağlı devlet nazariyesinin varlığına dikkat çekilmiştir. Medine vesikası kırk yedi madde olarak burada aktarılmış; vesikanın anayasal özelliklerine işaret edilmiştir.

4.“Usûlü’l-Fıkh’ın Tarihi” 116

Makalede, başta Şafiî olmak üzere; Maturudî, Debusî, es-Serahsî gibi âlimlerin Fıkıh Usûlüne katkıları tespit edilmişti. Ayrıca çeşitli usul mekteplerinden ve bu mekteplere ait eserlerden bahsedilmiştir. Bu bağlamda Mutezile ile ilgili yeni değerlendirmeler yapılmıştır.

İmam Şafiî’nin hukuka katkıları zikredilirken Hamidullah, “er-Risale”nin eski ve yeni iki versiyonunun bulunduğunu ve henüz bunların mukayese edilmediğini tespit etmektedir.

115 Hamidullah’ın, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İslam Araştırmaları Enstitüsü’nde vermiş olduğu ders notlarından Salih Tuğ tarafından derlenmiştir. Yaklaşık yirmi sayfalık bir yazıdır. Salih TUĞ tarafından derlenen ve Milliyetçiler Derneği Neşriyatı tarafından basılan “İslam’ın Hukuk İlmine Yardımları” adlı eser (makaleler külliyatı) içerisinde yayımlanmıştır. (İstanbul 1962). Makale “İslam ve Hukuk İlmi” adıyla Bir Yayıncılık tarafından yayımlanan “İslam Hukuku Etüdleri” adını taşıyan makaleler külliyatı içerisinde yer almıştır.(İstanbul 1984)

116 Aslı Fransızca olan makale, İslam Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, c. II, sy: 1’de 1956-57 senesinde Fuat SEZGİN tarafından Türkçe tercümesi, neşredilmiştir. Müellif tarafından yeniden gözden geçirildikten sonra, Salih TUĞ tarafından derlenen ve Milliyetçiler Derneği Neşriyatı tarafından basılan “İslam’ın Hukuk İlmine Yardımları” adlı eser (makaleler külliyatı) içerisinde yayımlanmıştır. (İstanbul 1962). Makale, Bir Yayıncılık tarafından yayımlanan “İslam Hukuku Etüdleri” adını taşıyan makaleler külliyatı içerisinde “Fıkıh Usûlü Tarihi” adıyla, (İstanbul 1984) ve son olarak da Vecdi AKYÜZ editörlüğünde Beyan Yayınlarından çıkan “İslam’ın Hukuk İlmine Katkıları” adlı eser içerisinde “Fıkıh Usûlü Tarihi: İmam Şafiî ve Sonrası” başlığı ile dördüncü makale olarak yer almıştır.(İstanbul 2005).

Yine Abdullah b. Amr b. el-Âs’ı mümtaz hukukçu olarak nitelemekte Mısır’da onun rivayetlerine dayanan farklı bir İslam hukuk ekolün varlığından bahsetmektedir.

5.“İslam Hukukunun Kaynaklarına Dair Yeni Bir Tedkik”117

Yaklaşık sekiz sayfayı bulan bu makalede İslam hukukunda şer’î kaynakların; Kitap, Sünnet, İcmâ ve Kıyas şeklinde belirlenen taksiminin, bu bilimin öncülleri tarafından ilk tasnif denemesinden ibaret olduğu; nitekim en muhafazakar hukukçuların bile, hayatın değişik alanlarını düzenleyen kanunlar için, şeriate tamamen uygun olmak kaydıyla, bu kaynakların dışında yaklaşık “on” farklı kaynağı kabul ettikleri belirtilmiştir.

6. “Hz. Peygamber Zamanında Bütçe Esasları ve Vergi Tahsili”118

Burada Hamidullah çok açık bir dille bütün dinî kitaplar içerisinde Kur’an-ı Kerim’in, devlet idaresinde devlet gelirinin sarf mahalleri hakkında açık bir talimat veren yegâne kitap olduğunu belirtmiştir. Yazar, makale içerisinde İslam vergi esasları üzerinde durmuş, verginin gelişimi ve sistemleşmesi bağlamında “sadaka” ve “zekât” kavramlarını değerlendirmiş, İslam maliyesinin gelişmesi ile ilgili tarihî verilerden hareketle bir takım mülahazalarda bulunmuştur. Ayrıca makale içerisinde, daha önce bu konuları ele alan bazı Müsteşriklerin düştüğü çelişkileri de zikretmiştir.

7. “İslam Devletler Genel Hukukunun Başlangıçtaki Nazariye ve Tatbikatı”119

117 Bu çalışma 1951 yılında İstanbul’da toplanan 22. Uluslararası Müsteşrikler Kongresinde tebliğ olarak okunmuştur. İslam Tetkikleri enstitüsü Dergisi, c.1, sy. 1, 1954’te aynı adla neşredilmiştir. Bülent DAVRAN tarafından Fransızca aslından Türkçeye çevrilmiştir. Aynı makale İngilizce ve Fransızca olarak da 1954’de yayımlanmıştır. Daha sonra, Salih TUĞ tarafından derlenen ve Milliyetçiler Derneği Neşriyatı tarafından basılan “İslam’ın Hukuk İlmine Yardımları” adlı eser (makaleler külliyatı) içerisinde yayımlanmıştır. (İstanbul 1962). Yine, Bir Yayıncılık tarafından yayımlanan “İslam Hukuku Etüdleri” adını taşıyan makaleler külliyatı içerisinde

“İslam Hukukunun Kaynaklarına Dair Yeni Bir Araştırma” adıyla, (İstanbul 1984) ve son olarak da Vecdi

AKYÜZ editörlüğünde Beyan Yayınlarından çıkan “İslam’ın Hukuk İlmine Katkıları” adlı eser içerisinde aynı adla altı numaralı makale olarak yer almıştır. (İstanbul 2005).

118 Makale ilk olarak “Journal of the Pakistan Historical Society” c. III, sy. 1-2’de İngilizce olarak ( Karaçi 1955), “İslam Mecmuası” sy. 7, 9, 10’da Kemal KUŞÇU tercümesiyle Ankara’da Türkçe olarak yayımlanmıştır. Bu tercüme daha sonra Salih TUĞ tarafından derlenen ve Milliyetçiler Derneği Neşriyatı tarafından basılan “İslam’ın Hukuk İlmine Yardımları” adlı makaleler külliyatı içerisinde (İstanbul 1962) ve Bir Yayıncılık tarafından yayımlanan “İslam Hukuku Etüdleri” içerisinde yayımlanmıştır. (İstanbul 1984)

119 Bonn, Köln ve Münster Üniversitelerinde Almanca olarak Konferans şeklinde sunulan bu makale, Pakistan’da yayımlanan “The Voice of Islam” adlı dergide İngilizce olarak (c. VII, sy. 6–7) neşredilmiştir. Bu

Bu makalede ortaya konulan iddialardan belki de en önemlisi, dünya tarihinde, Devletler Umumî Hukukunun ancak Müslümanlar eliyle uluslararası bir nitelik kazandığıdır. Makale içerisinde ayrıca İslam Devletler Umumi Hukukunun dayandığı kaynaklar ve bu hukukun özellikleri geçmiş milletlerin ve Avrupalıların Uluslararası hukuk anlayışıyla mukayeseli bir şekilde ele alınmıştır.

8. “Devletler Hukukunun Yüzüncü Yıldönümü Münasebetiyle”120

1956 yılında kaleme alınan makalede, bu tarihten tam yüzyıl önce; yani 1856 da Türkler ile Avrupalılar arasında imzalanan barış antlaşmasıyla Devletler Hukukunun ilk defa uluslararası bir nitelik kazandığı tespitinde bulunulmaktadır. Bu antlaşma ile Hıristiyan Avrupa İlk defa Hıristiyan olmayan bir devleti, Hıristiyan olan batılı ulusların birbirlerinin hukuk ve âdetlerine gösterdikleri saygı çerçevesi içerisine kabul etmişlerdir.

9.“İslam’da Devletler Özel Hukuku (Kanunlar İhtilafının İslamî Mefhumu)”121

İngilizce aslından da Kemel KUŞÇU tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Daha sonra, Salih TUĞ tarafından derlenen ve Milliyetçiler Derneği Neşriyatı tarafından basılan “İslam’ın Hukuk İlmine Yardımları” adlı eser (makaleler külliyatı) içerisinde yayımlanmıştır. (İstanbul 1962). Yine, Bir Yayıncılık tarafından yayımlanan “İslam Hukuku Etüdleri” adını taşıyan makaleler külliyatı içerisinde “İslam Devletler Genel Hukukunun

Başlangıçtaki Teori ve Pratiği” adıyla, (İstanbul 1984) ve son olarak da Vecdi AKYÜZ editörlüğünde Beyan

Yayınlarından çıkan “İslam’ın Hukuk İlmine Katkıları” adlı eser içerisinde aynı adla dokuz numaralı makale olarak yayımlanmıştır. (İstanbul 2005).

120 Makale “Sebilürreşat Mecmuası”ında Kemal KUŞÇU’nun tercümesiyle neşredilmiştir. sy. 235, İstanbul 1956. Daha sonra, Salih TUĞ tarafından derlenen ve Milliyetçiler Derneği Neşriyatı tarafından basılan “İslam’ın Hukuk İlmine Yardımları” adlı eser (makaleler külliyatı) içerisinde yayımlanmıştır. (İstanbul 1962). Yine, Bir Yayıncılık tarafından yayımlanan “İslam Hukuku Etüdleri” adını taşıyan makaleler külliyatı içerisinde

“Devletler Hukukunun Yüzüncü Yıldönümü Nedeniyle” adıyla, (İstanbul 1984) ve son olarak da Vecdi AKYÜZ

editörlüğünde Beyan Yayınlarından çıkan “İslam’ın Hukuk İlmine Katkıları” adlı eser içerisinde aynı adla on numaralı makale olarak yayımlanmıştır. (İstanbul 2005).

121 Makale ilk defa Thu First All-India Law Conferenca’de tebliğ olarak sunulmuş ve “ The Proceedings of the First All-India Law Conferenca, Haydarabad Deccan, 1945” te neşredilmiştir. Türkçe çevirisi kemal KUŞÇU tarafından yapılmıştır. Daha sonra, Salih TUĞ tarafından derlenen ve Milliyetçiler Derneği Neşriyatı tarafından basılan “İslam’ın Hukuk İlmine Yardımları” adlı eser (makaleler külliyatı) içerisinde yayımlanmıştır (İstanbul 1962). Yine, Bir Yayıncılık tarafından yayımlanan “İslam Hukuku Etüdleri” adını taşıyan makaleler külliyatı içerisinde (İstanbul 1984).

Hamidullah, Devletler Hususî Hukuku ile Devletler Umumî Hukuku arasında kesin bir hudut çizilmesinin zor olduğuna, nitekim iki bilimin de pek çok meseleyi müşterek ele aldıklarına dikkat çekmektedir.

Ayrıca makalede, kanunlar ihtilafı konusunda İbn-i Kayyîm’in konu ile ilgili zengin malzemeler içeren, “Ahkâmu Ehlizzimme” adlı el yazma bir eserinin Hayderâbâd’da bulunduğu belirtilmiştir. Hamidullah bu eserin eksik olduğunu, elde olan yaklaşık 600 sahifelik birinci cildin, elde mevcut olmayan diğer ciltlere atıfta bulunduğunu ifade etmiştir.

10. “Ebû Hanife’nin İslam Hukukunu Tedvin İçin Tesis Ettiği Akademi”122

Makalede İslam hukukunun en önemli mekteplerinden Kûfe ekolünden ve Ebû Hanife’nin Fıkıh akademisinin çalışmalarından bahsedilmektedir. Kırk kişilik olduğu söylenen bu akademinin on sekiz üyesi burada zikredilmiştir. Makale ortaya konulurken büyük üçlüde el-Muvaffak b. Ahmed el-Mekkî ve Ebû Abdullah Hüseyin b. Ali es- Saymerî’nin “menâkıb” larından istifade edilmiştir.

Ayrıca Hamidullah bu makalesinde, Devletler Hukukunu hukukun ayrı bir konusu olarak görüp ona “Siyer” adını vererek bu konuda yazı yazan ilk kişinin de Ebû Hanife olduğunu iddia etmiştir.

11. “Roma Hukuku İle İslâm Hukuku Arasındaki İlişkiler”123

İslam Hukukunun Roma hukukundan iktibası yönündeki bazı iddialara cevap verilen makalede, bu iddiaların son derece mesnetsiz olduğu, pek çok yönden ortaya konulmuştur

122 Makale Urduca bir kitabın özetidir. İlk olarak Zeki Veli Togan’a Armağan (İstanbul 1950-1955) adlı kitapta İngilizce olarak neşredilmiştir. Türkçe çevirisi Kemal Kuşçu tarafından yapılmıştır. Makale daha sonra Salih TUĞ tarafından derlenen ve Milliyetçiler Derneği Neşriyatı tarafından basılan “İslam’ın Hukuk İlmine Yardımları” adlı eser (makaleler külliyatı) içerisinde yayımlanmıştır. (İstanbul 1962). Yine, Bir Yayıncılık tarafından yayımlanan “İslam Hukuku Etüdleri” adını taşıyan makaleler külliyatı içerisinde yer almştır. (İstanbul 1984).

123 Makale Türkçede ilk defa Nafiz Danışman’ın tercümeciyle, Ankara İlâhiyat Fakültesi Mecmuası,’ 1955 III- IV de yayımlanmıştır. Makale daha sonra Salih TUĞ tarafından derlenen ve Milliyetçiler Derneği Neşriyatı tarafından basılan “İslam’ın Hukuk İlmine Yardımları” adlı eser (makaleler külliyatı) içerisinde yayımlanmıştır. (İstanbul 1962). Yine, Bir Yayıncılık tarafından yayımlanan “İslam Hukuku Etüdleri” adını taşıyan makaleler külliyatı içerisinde yayımlanmıştır. (İstanbul 1984). Ve son olarak da Vecdi AKYÜZ editörlüğünde Beyan Yayınlarından çıkan “İslam’ın Hukuk İlmine Katkıları” adlı eser içerisinde aynı adla ondört numaralı makale olarak yayımlanmıştır. (İstanbul 2005)

İslam Hukukunun Roma hukukundan etkilenmesinin, gerek Fıkhın tarihî gelişim, gerekse yapısı açısından söz konusu bile olmadığı vurgulanmıştır.

12. “Hilafet Mefhumu ve Bugünkü İslam Devletleri Muvacehesinde Hilafetin Tatbikatı Üzerine Bir Görüş”124

Burada günümüz Müslüman milletlerin milli uyanışı dile getirilmiş, bu milletlerin zahirî ayrılışları bir yana, onların “aslî vahdet” anlayışlarının sağlamlığına dikkat çekilmiştir. Hilafet tarihi içerisinde zaman zaman fiilî ayrılıkların vukuu ile birlikte bu aslî vahdet anlayışının muhafaza edildiği, nihayet Hz. Ebû Bekir’den itibaren 100. halife sayılan Osmanlıların sonuncusu II. Abdülmecid’e kadar geldiği ifade edilmiştir.

Hilafet mefhumu, “Müslüman devletlerarası teşkilatlı rabıta” bağlamında ele alınmıştır. İster cumhurbaşkanı ister kral olsun mevcut Müslüman devletlerin başkanlarının teşkil ettiği “YÜKSEK HİLÂFET KURULU” nun tesis edilebileceği bu kurula da azaların dönem başkanlığı şeklinde sırayla başkanlık edebilecekleri belirtilmiştir. Bu hem devletlerin katılımını sağlayacak, hem de Müslümanların bir halifeye sahip olmaları şeklindeki dinî ihtiyaçlarını da giderecektir. Bununla İslam memleketlerindeki ihtilafların çözümü ve dünyadaki diğer bloklarla münasebetler daha kolay bir hal alacağı vurgulanmıştır.

Hamidullah Müslümanlar arasında müşterek idarenin mümkün olmadığı yönündeki görüşün aksine bunun imkânını iddia etmektedir. Bu iddiasını Kur’an, sünnet ve tarihî vakalar ile savunmaktadır. Bu çerçevede Kur’an’da Musa (as)’ın duası olarak zikredilen şu ayetleri: “

(Rabbim!) Ailemden kardeşim Harun’u bana yardımcı kıl. Benim kuvvetimi onunla takviye eyle ve onu işime ortak yap” (Tâhâ,20/29-32) delil olarak getirmektedir. Yine Hz. Peygamber

(sav)’in Uman’da müşterek hüküm süren Abd ve Ceyfer kardeşlere gönderdiği mektupta onların İslam’ı kabul etmeleri durumunda, bulundukları mevkide eskisi gibi idareci olarak kalabileceklerini kabul etmesini de delil olarak sunmaktadır. Hamidullah ayrıca, güvenilir bir nazariyeci olarak tanımladığı Şah Veliyullah Dehlevî’nin, belli bir zamanda tek bir şahısta başkanlık vasıflarının bulunamaması durumunda, idarî vazifelerin bölünmesi gerektiği

124 Journal of the Pakistan Historical Society/ Karaçi 1955, c.IV, sy. 4’de İngilizce olarak neşredilen makale Salih Tuğ tarafından Türkçeye çevrilmiş, Milliyetçiler Derneği Neşriyatı tarafından basılan “İslam’ın Hukuk İlmine Yardımları” adlı eser (makaleler külliyatı) içerisinde yayımlanmıştır. (İstanbul 1962). Yine, Bir Yayıncılık tarafından yayımlanan “İslam Hukuku Etüdleri” adını taşıyan makaleler külliyatı içerisinde “Hilafet Mefhumu” adıyla yer almıştır. (İstanbul 1984).

görüşünü de müşterek idarenin hukukîliği konusundaki iddiasına mesned olarak zikretmektedir.

13. “İslam Hukuku Üzerine Roma Hukukunun Tesiri”125

Hamidullah makalesinde, İslam hukukunun temelinin Kur’an ve Sünnete dayandığını, bunların yasak ettiğini, kimsenin helal kılamayacağını, helal kıldığını da kimsenin yasaklayamayacağını ifade ettikten sonra, bu iki kaynağın sükût ettiği mevzularda bunların ruhuna aykırı olmamak kaydı ile Örf ve âdetlerin kabul edileceğini ifade etmiştir. Bu açıdan İslam hukukunun önceki örf ve adetlerden istifade etmesinin doğal olduğunu ancak Roma'nın kayda değer bir etkisinden söz etmenin mümkün olmadığını belirtmiştir. Bu yöndeki iddiaları bertaraf edecek pek çok deliller bu makale içerisinde ele alınmış, tesir iddiasının gerek tarihî gerçekler açısından, gerekse bu iki hukukun dayanakları ve yapıları açısından gerçeği yansıtmadığı ortaya konulmuştur.

14. “Müslümanların Hukuk İlmine Katkıları”126

Müslümanların dünya hukuk tarihine katmış oldukları belli başlı, yeni hukukî değerlerin konu edinildiği makalede, bu meyanda; yasama bağımsızlığı, niyet mefhumunun hukuki muamelelerde etkinliği, Hukuk Usûlü ilminin icadı, ilk yazılı ana yasanın ve devletler arası hukukun meydana getirilmesi gibi hususlar zikredilmiştir.

15. “İslam Hukukunun Hukuki Kaynağı Olarak Kitab-ı Mukaddes I-II”127

125Makale 1941’de Haydarabad-Dekkan’da toplanan müşteşriklerin “pan-indiyen” Kongresinde okunan bir rapordur. Bu rapor tebliğinden iki yıl sonra Hyderabad Acedemy Journal’de neşredilmiştir (1943). Makalenin aslı İngilizce olup Türkçe çevirisi Fransızca tercümeden yapılmıştır. Kemal KUŞÇU tarafından yapılan tercüme, yine onun tarafından iki farklı makale ( Fransız Müsteşrik, B.H. Boucquet’in yazdığı ve Hamidullah’ın tercüme ve tetkik ettiği “Fıkıh Muamması ve Kaynaklarının Esrarı” adlı makale ve İtalyan Müsteşrik C.A. Nallino’nun “Raccolta di Scritti” adlı eserinden Hamidullah’ın Fransızcaya tercüme ettiği “Roma Hukukunun İslam

Hukukuna tesiri oldu mu?” adlı makale )ile birlikte “İslam Fıkhı ve Roma Hukuku” adlı eser içerisinde

yayımlanmıştır.(Yağmur Yayınları, İstanbul 1964). Ayrıca bu üç makale, Bir Yayıncılık tarafından yayımlanan “İslam Hukuku Etüdleri” adını taşıyan makaleler külliyatı içerisinde aynen yer almıştır. (İstanbul 1984).

126Vecdi AKYÜZ editörlüğünde Beyan Yayınlarından çıkan “İslam’ın Hukuk İlmine Katkıları” adlı eser içerisinde, Ruhi Özcan’ın tercümesiyle, iki numaralı makale olarak yayımlanmıştır. (İstanbul 2005)

127Bu makaleler, Frans- İslam, mensuelle des Musulmans en Europe (Paris Septembre-octobrer-novenbre- desembre 1967, Nos 7-8-9-10, s.5-11’deki “La Bıble en tant Que Source Canoonique Du Droıt Musulman” adlı makalenin tercümesidir. Yusuf Ziya KAVAKÇI, tarafından Türkçeye çevrilmiş ve yayımlanmıştır. (İslam Medeniyeti Dergisi, Haziran 1969) Ayrıca bir başka tercümesi de bazı ekler ve faklılıklarla İbrahim CANAN

Bu makaleler, İslam’dan önce geçmiş şeriatların İslam nazarındaki hukukî statüsünü sorgulamaktadır. Burada aynı başlığı taşıyan iki makale söz konusudur. Birinci makalede Hamidullah meseleyi iki usul kitabı çerçevesinde ele almıştır ki bunlardan biri Mutezilî âlim ebu’l-Hüseyn el-Basrî (436) tarafından yazılan Kitâb-ı Mutemed, diğeri ise Sünnî ve Hanefî bir hukukçu olan Serahsî (483)’nin Temhîdu’l-Fusûl fi’l-Usûl adlı eseri. İkinci makale ise birincisini tamamlamayı ve görüşleri daha geniş bir temsil gücüne dayandırarak vermeyi amaçlamıştır. Nitekim ikinci makalede birinci makaledeki iki esere ilaveten; Abdulkâhir el- Bağdâdî (429)’nin Usûlu’d-Din’i, Hüseyin İbnu Ali es-Saymerî (436)’nin (itikada Mutezilî olmakla beraber amelde Hanefî idi), Mesâilu’l-Hılâf fî Usûli’l-Fıkh adlı eseri, Mâlikî mezhebinden İbnu Halef el-Bâcî (474)’nin el-İşâra fi’l-Usûli’l-Mâlikiyye adlı kitabı, Hanefi fakihlerden Fahru’l-İslam el-Pezdevî (482)’nin Kenzu’l-Vusûl ila Ma’rifeti’l-Usûl adlı eseri ve son olarak da Şafiî âlim el-Gazâlî (505)’nin el-Müstesfâ adlı kitabı da incelenmiş ve konu ile ilgili kısımlar doğrultusunda mesele tekrar tetkik edilmiştir.

Hamidullah buralarda farklı değerlendirmeleri ele almış, İslam öncesi İlâhî şeriatların İslam hukuku için bir delil taşıyıp taşımaması hususunda, lehte ve aleyhte olanların delillerini zikretmiş, görüş farklılıklarının özde değil de kabukta olduğunu söyleyerek nihayet şu sunuca varmıştır:

İslam öncesi İlâhî şer'îatlar İslam hukuku için şu iki şartı taşımak kaydıyla geçerli bir kaynaktır.

a. Bu şeriatların sûbûtu, İslâmî ölçüler ve değerlere göre (Kur’an ve Hadis referansı ile) kesinlik kazanmış olmalıdır.

b. Bunlar Kur’an ve Hadis tarafından neshedilmemiş olmalıdır. 16. “Müslümanlarda Hukuk Felsefesi ”128

17. “İslam ve Milletlerarası Hukuk”129

tarafından tecüme edilmiş ve 1979 da Erzurum’da Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakultesi Dergisinde