• Sonuç bulunamadı

Ruhsat Sahibi İdare İle Yapılan Rödovans Sözleşmesi İle Faaliyet Gösteren

B. KÖMÜR OCAĞINDA MEYDANA GELEN İŞ KAZALARINDA VE

3. Ruhsat Sahibi İdare İle Yapılan Rödovans Sözleşmesi İle Faaliyet Gösteren

Sorumluluğu

Ruhsat sahibi idarenin, özel hukuk kişisi ile yaptığı rödovans sözleşmesi sonucu özel hukuk kişisi tarafından işletilen kömür ocaklarında, idare, öncelikle ruhsat sahibi sıfatıyla, Maden Hukukundan doğan bütün yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır. Aksi takdirde, ortaya çıkan zararlardan ruhsat sahibi olması sebebiyle sorumluluğu doğacaktır. Rödovans sözleşmesi yapılmış olsa dahi, güvenlik ve çevreye ilişkin önlemler ile ilgili olarak ruhsat sahibi idarenin sorumluluğu devam edecektir468.

Üst paragrafta belirtilen ve ruhsat sahibinin maden hukukundan doğan yükümlülükleri, I. bölümde ayrıntılı olarak incelenmiş olduğundan; bu başlık altında tekrar üzerinde durulmayacak, ruhsat sahibi idarenin özel hukuk kişisi ile yapmış olduğu rödovans sözleşmesinde işveren sıfatının ortadan kalkıp kalmadığı incelenecektir.

465

TAN, s. 484; YILDIRIM, Türk İdarî Rejimi Dersleri, s. 352; ÇALIŞKAN, “İdarenin Mali

Sorumluluğu”, İdare Hukuku II, s. 142; ÖZGÜLDÜR, s. 792; KALABALIK, s. 576;

YAYLA, İdare Hukuku, s. 370.

466

BAYCIK, “Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin Haklarında Yeni Düzenlemeler”, s. 164-165.

467

Madencilik Sektöründeki Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu, s. 202-204.

468

TOPALOĞLU, Mustafa, “Rödovansla İşletilen Maden Sahalarının İş Güvenliği Hukuku

Açısından Değerlendirilmesi”, s. 500; Madencilik Sektöründeki Sorunların Araştırılarak

Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu, s. 159.

148 İdarenin işveren sıfatıyla sorumluluğunun devam edip etmeyeceğinin belirlenmesi, iş kazası geçiren ya da meslek hastalığına yakalanan işçinin ya da her iki durumda da yaşam kaybı söz konusu olduğunda işçilerin mirasçılarının idareden işveren sıfatıyla zararlarının tazminini talep edip edemeyeceklerinin ortaya konması açısından önemlidir.

Bu hususta 3213 sayılı Kanuna eklenen hüküm önemlidir. I. bölümde de değinilmiş olduğu gibi; 3213 sayılı Kanun’a 5995 sayılı Kanun değişikliği ile eklenmiş olan 7. ek maddesine göre “Maden ruhsat sahiplerinin, ruhsat sahalarının

bir kısmında veya tamamında üçüncü kişilerle yapmıs oldukları rödovans sözleşmelerinde, bu alanlarda yapılacak madencilik faaliyetlerinden doğacak İş Kanunu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili idari, mali ve hukuki sorumluluklar rödovansçıya aittir. Ancak bu durum ruhsat sahibinin Maden Kanunundan doğan sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.” Kanun değişikliği ile eklenen hüküm,

rödovans sözleşmesinin diğer tarafı olan ruhsat sahibini iş kazası ve meslek hastalıklarından doğan zararlardan sorumsuz tutmuş gibi gözükse de, olumsuzluk meydana geldiği takdirde, İş Kanunu hükümlerine göre ruhsat sahibinin tamamen sorumluluktan kurtulup kurtulamayacağı tartışılması gereken bir husustur. Çünkü, ruhsat sahibi idarenin rödovans sözleşmesi yapmak suretiyle işletme iznini rödovansçıya kiralaması sonucu, işveren sıfatını kaybedip kaybetmeyeceği farklı ihtimallere göre değişiklik gösterecektir.

a.Rödovans Sözleşmesinin İş Yeri Devri Olarak Değerlendirilip Değerlendirilemeyeceği Hususu

Önceden de açıklanmış olduğu gibi, rödovans sözleşmesine Borçlar Kanununun hasılat/ürün kirasına ilişkin hükümlerinin uygulanacağı kabul edilmektedir469. Ayrıca, rödovans sözleşmesi yapıldığı esnada aynı zamanda madende üretim de yapılıyorsa, bu takdirde hukuken işyerinin devri470 söz konusu

469

Bkz. I. Bölüm/Rödovans Sözleşmesinin Hukuki Niteliği.

470

İşçiler açısından iş güvenliğini tehlikeye sokan en önemli faktör, işyerinin bir işverenden diğerine devredilmesidir. Bu sebeple, çağdaş iş hukuku, işyeri devredilmiş olsa bile, iş ilişkisinin devamını sağlamak yönünde hükümlerle donatılmıştır; SÜZEK, Sarper, “İşyerinin

149 olacaktır. Rödovans sözleşmesi ister sadece hasılat/ürün kirası niteliği, ister hem hasılat/ürün kirası hem de iş yeri devri niteliği taşısın, değişmeyen tek ilke; ruhsat sahibinin ve rödovansçının iş sağlığı ve güvenliliği hususundaki yükümlülüklerinin ve dolayısıyla hukuki sorumluluklarının birbirinden bağımsız şekilde değerlendirilmesi gerektiğidir. Çünkü, her iki durumda da, iş hukuku açısından ruhsat sahibi ve rödovansçı birbirinden bağımsız iki ayrı işveren konumundadır471. 3213 sayılı Kanunun 7. ek maddesi ile getirilen düzenleme de, işverenlerin birbirinden bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği düşüncesine dayanmaktadır. Rödovans sözleşmesi yapıldığında iş yerinin devri söz konusu olmadıysa ve taraflar birbirinden tam olarak bağımsızsa, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yükümlülükleri almakla yükümlü olan taraf rödovansçı olacak ve iş kazalarından ya da meslek hastalıklarından doğan zararlardan da tek başına sorumlu olacaktır472. Rödovans sözleşmesi yapıldığında, işyerinin de devrinin gerçekleşmiş olması durumunda ise hem ruhsat sahibi hem de rödovansçı devirden önce ortaya çıkan zararlardan iki yıl süreyle birlikte sorumlu olacaktır473.

Dolayısıyla, 3213 sayılı Kanunun 7. ek maddesinin yorumunda, işyerinin devredilip devredilmediği hususunun dikkatten kaçırılmayarak; rödovans sözleşmesinin imzalanmasından önce doğan zararlarla ilgili olarak ruhsat sahibi idarenin de işveren sıfatıyla iki yıl süreyle tazminat sorumluluğunun devam edeceğinin gözetilmesi gerekmektedir.

Devri ve Hukuki Sonuçları”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 15, Özel

Sayı, 2013, (Basım Yılı 2014), s. 311-312.

471

BAYCIK, “Rödovans Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Tarafların İş Sağlığı ve Güvenliği

Yükümlülükleri” s. 1899. 472

BAYCIK, “Rödovans Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Tarafların İş Sağlığı ve Güvenliği

Yükümlülükleri” s. 1898-1899. 473

150

b. Rödovans Sözleşmesi İle Alt İşveren İlişkisinin Kurulmuş Olup Olmadığı Hususu

Yargıtay TTK’nın ruhsatı altında rödovans sözleşmesi ile rödovansçı tarafından işletilmekte olan bir kömür ocağı kazası ile ilgili 2010 tarihli kararında474, rödovans sözleşmesinde birbirinden bağımsız iki işveren bulunmadığına hükmetmiştir. Bu hükmünü ise; “ruhsat sahibi TTK Gn. Müd.'ne, rödovansçı şirket

tarafından yapılacak yıllık iş programlarını her türlü rapor ve projeleri inceleme, denetleme gerekli değişiklikleri yapma yetkisinin verildiği, aylık ve yıllık faaliyet raporlarının davacı şirkete gönderileceği, üretilen kömür ve mevcut kömür artıklarının TTK Gn. Müd.'nün göstereceği kantarda tartılmadan ve sevk fişi düzenlenmeden saha dışına çıkarılamayacağı, rödovansçının işletme ruhsat sahibinin yapacağı yazılı istek uyarı ve talimatlara riayet edeceği, davacı şirketin sahadaki çalışmaları defter kayıtlarını, üretimi kontrol etmeye ve talimat vermeye yetkili olduğu, kantardan geçen miktar üzerinden rödovans tahakkuk ettirileceğinin kararlaştırıldığı” gerekçelerine dayandırarak, somut olayda alt işveren ilişkisi

kurulmuş olduğuna ve TTK’nun üst işveren sıfatıyla, rödovansçı şirketin ise alt işveren sıfatıyla doğan zarardan müteselsilen sorumlu olduğuna hükmetmiştir. Bu kararda, bir başka önemli tespit ise, salt teknik nezaretçinin ruhsat sahibi tarafından atanmış olmasının alt işveren ilişkisinin kurulmuş sayılması için yeterli olmayacağı, zira bu yükümlülüğün kanunen ruhsat sahibine verilmiş olduğunun tespitidir.

Yargıtay’ın bu alanda vermiş olduğu bir başka karar; Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından Ermenek’te rödovans yöntemiyle işlettirilmekte olan kömür ocağında grizu patlaması sebebiyle meydana gelen kaza sonucunu yaşamını kaybeden işçilerin yakınlarının açmış oldukları davada, alt işveren-asıl işveren nitelemesi yapmadan, zararın Kömür İşletmeleri A.Ş. ve ile rödovansçı tarafından müteselsilen ödenmesine dair vermiş olduğu karardır475.

474

Y21HD, E.09/12236, K.10/620, KT.26.01.2010; www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm, e.t. 28.09.2014; Aynı yönde karar için bkz; Y21HD, E.05/791, K.05/6574, KT.21.06.2005; www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm, e.t. 28.09.2014.

475

Y21HD, E.07/10061, K.08/1612, KT.05.02.2008; TOPALOĞLU, “Rödovansla İşletilen

151 Doktrinde tartışmalı olan bu hususla ilgili olarak bir görüşe göre; rödovans sözleşmesinin bir kira sözleşmesi olması sebebiyle, kural olarak birbirinden bağımsız iki işverenin söz konusu olması ve bu sözleşmeye alt işveren ilişkisi hükümlerinin uygulanmaması gerekmektedir476.

İş Kanunu açısından rödovans sözleşmesi ile alt işveren ilişkisinin kurulup kurulmadığı; asıl işveren olarak kabul edilecek olan kişinin idare olup olmaması ve İş Kanunu’nun 2. maddesinin 7. fıkrasında477 ifadesini bulan alt işveren ilişkisinin objektif kurucu unsurlarının uyuşmazlık konusu olayda var olup olmamasına göre değişkenlik gösterecektir478.

Ruhsat sahibi ile rödovansçı arasında yapılan sözleşme sonucu taraflar tamamen bağımsız hareket etme olanağına kavuşmamışsa, bu durumda tarafların iradelerinin alt işveren ilişkisi kurmak yönünde olduğunu ya da işçi temini yönteminin seçildiğini söylemek mümkündür. Örneğin rödovansçı, rödovans sözleşmesi sonucu belirli bir iş organizasyonuna, hukuki bağımsızlığa ya da uzmanlığa sahip kılınmamışsa, işin ve işçilerin yönetimi ruhsat sahibinde kalmaya devam ediyorsa ya da işçiler rödovansçı tarafından temin edilmiş olsa dahi ruhsat sahibinin belirlemiş olduğu farklı işlerde de çalıştırılıyorlarsa, bu durumda rödovansçının işçileri en başından itibaren ruhsat sahibinin işçileri sayılacaktır. Bu ilişkide, işçiler rödovansçının işçisiymiş gibi gözükmekle birlikte, asıl iş ilişkisi ruhsat sahibi ile kurulmuş sayılmaktadır. Dolayısıyla, rödovans sözleşmesinde tarafların sahip olduğu hak ve yetkiler gözetildiğinde, eğer işçi temininin söz konusu olduğu sonucuna ulaşılıyorsa, ruhsat sahibinin özel hukuk kişisi ya da idare olması

476

TOPALOĞLU, “Rödovansla İşletilen Maden Sahalarının İş Güvenliği Hukuku Açısından

Değerlendirilmesi”, s. 499, 500; BAYCIK, “Rödovans Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Tarafların İş Sağlığı ve Güvenliği Yükümlülükleri” s. 1898.

477

İş Kanunu md. 2/7: “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin

yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.”

478

BAYCIK, “Rödovans Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Tarafların İş Sağlığı ve Güvenliği

152 arasında bir fark bulunmadan, rödovansçının işçileri esasen ruhsat sahibinin işçileri sayılacağından; ruhsat sahibi iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yükümlülükleri yerine getirmediği ölçüde, işçilerin maruz kaldığı iş kazalarından ve meslek hastalıklarından kusuru ile sorumlu olacaktır479.

Rödovans sözleşmesinin hükümlerinin, maden üretimi ve işçiler üzerindeki yönetim yetkisinin rödovansçıda olduğu anlaşılmaktaysa, fakat maden üretim işi ruhsat sahibinin maden üretim organizasyonuna dahil ise, bu durumda işçi temini ya da birbirinden bağımsız iki işveren bulunduğundan bahsedilemeyecek ve taraflar arasındaki ilişki alt işveren ilişkisi olarak nitelendirilecektir. Ancak, alt işveren ilişkisinin gerçek anlamda kurulup kurulmadığının anlaşılması için, İş Kanununun 2. maddesinin 7. fıkrasında sayılmış olan alt işveren sözleşmesinin objektif kurucu unsurlarının somut olayda bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Zira buna göre, İş Kanununun 2. maddesinin 8. fıkrasında hüküm altına alınmış olan muvazaa hükümlerinin uygulanması gündeme gelecektir480. Ancak, son cümlede ifade edilenler sadece rödovans sözleşmesinin her iki tarafının da özel hukuk kişisi olması için geçerli olduğundan ve bu başlık altındaki incelememiz idarenin taraf olduğu rödovans sözleşmeleri olduğundan, bu hususta daha fazla açıklama yapılmayacaktır.

Rödovans sözleşmesinin ruhsat sahibi tarafı idare ise ve sözleşme ile kurulan ilişkide basit bir hasılat/ürün kirası sözleşmesi ya da işçi temini söz konusu değilse ve alt işveren ilişkisi kurulmaya çalışıldığı anlaşılıyorsa ve İş Kanununun 2. maddesinin 7. fıkrasında öngörülen objektif kurucu unsurlar söz konusu ilişkide mevcut ise, kanunun açık hükmü gereği, asıl işveren ve alt işveren işçilere karşı müteselsilen sorumlu olacaktır481.

İş Kanununun 2. maddesinin 7. fıkrasında öngörülen objektif kurucu unsurların bulunmaması durumunda ise; muvazaa hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı

479

BAYCIK, “Rödovans Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Tarafların İş Sağlığı ve Güvenliği

Yükümlülükleri”, s. 1902-1903. 480

BAYCIK, “Rödovans Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Tarafların İş Sağlığı ve Güvenliği

Yükümlülükleri”, s. 1903-1904. 481

153 hususu tartışmalıdır. Bu tartışma, İş Kanununun 2. maddesinin 9. ve 10. fıkra hükümleri ile, kamu işverenleri açısından muvazaa yaptırımına istisna getirilmiş olmasından kaynaklanmaktadır482.

Söz konusu tartışmaların doğal sonucu olarak, sözleşmenin muvazalı olduğunun kabulü durumunda, kanunda açıkça belirtilmiş olan muvazaa hükümleri uygulanarak, alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri olarak kabul edilecek ve işçinin zararlarından asıl işveren tek başına sorumlu olacaktır. Yargıtay, kamu işverenleri açısından getirilen muvazaa istisnasının uygulanabilir nitelikte olmadığına ve muvazaa hükümlerinin uygulanabileceğine karar vermiştir483. Buna karşın, doktrinde baskın görüş; alt işveren ilişkisinin kurulmasının kurucu unsurlarının bulunmaması ile muvazaanın birbirinden farklı kurumlar olduğu ve kurucu unsurların bulunmaması durumunda muvazaa hükümlerinin uygulanamayacağı yönündedir. Baskın görüş bu yönde olmakla birlikte, uygulanacak olan yaptırım da tartışmalıdır484.

İş Kanunu’nun 9. ve 10. maddeleri, kamu işverenleri açısından muvazaa yaptırımının uygulanamayacağını öngörmüştür. Bu durumda, muvazaa hükümlerine gidilmesi doğru olmayacaktır. Dolayısıyla, kurulan ilişkiye muvazaa hükümleri uygulanmamalıdır ancak, alt işveren ilişkisinin geçersiz sayılması gerekmektedir. Böyle bir durumda, işçi haklarının zarar görmemesi açısından, geçersizliğin belirlendiği ana kadar ortaya çıkan zararlardan ruhsat sahibi idare ile rödovansçının müteselsilen sorumlu olması gerekmektedir485.

482

BAYCIK, “Rödovans Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Tarafların İş Sağlığı ve Güvenliği

Yükümlülükleri”, s. 1905. 483

Y9HD, E.07/29288, K.09/6584, KT.11.03.2009; Y9HD, E.09/28156, K.09/33477, KT.03.12.2009; Y21HD, E.12/134, K.12/15016, KT.29.06.2012; Y7HD, E.13/13884, K.13/11514, KT.19/06/2013;Y9HD, E.13/1450, K.13/9838, KT.21.03.2013; www . kazanci . com/kho2/ibb/giris.htm, e.t. 28.08.2014.

484

Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz; BAYCIK, “Rödovans Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve

Tarafların İş Sağlığı ve Güvenliği Yükümlülükleri”, s. 1906-1910. 485

BAYCIK, “Rödovans Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Tarafların İş Sağlığı ve Güvenliği

154 Görüldüğü gibi; 3213 sayılı Kanuna eklenmiş olan 7. madde hükmü, idarenin işveren sıfatıyla sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırmaya yetmemektedir. Buraya kadar yapılan açıklamalar, rödovans sözleşmesi nasıl nitelendirilirse nitelendirilsin, idarenin kömür ocağında çalışan işçilere karşı duruma göre ya tek başına ya da rödovansçı ile birlikte müteselsilen sorumlu olacağının gerek yargı kararları, gerek doktrinde kabul edilmiş olduğunu göstermektedir. İdarenin işveren sıfatıyla sorumluluğunu kaldıran tek durum, iş yeri devri söz konusu olmadığı ve hem idarenin hem de rödovansçının tamamen bağımsız hareket etme olanağına kavuşmuş olduğu durumda, rödovansçının iş kazası ve meslek hastalıkları sonucu uğranılan zararlardan tek başına sorumlu olması durumudur.

Kaldı ki; rödovans sözleşmesinin her iki tarafı da, işçilerin işvereni olma sıfatını taşımakta ve iş sağlığı ve güvenliği açısından işçileri gözetme borcu altında bulunmaktadırlar486.

Dolayısıyla TTK, TKİ ya da EÜAŞ tarafından özel hukuk kişileri ile yapılan rödovans sözleşmelerinin hepsinin ayrı ayrı incelenerek; ruhsat sahibi idare ile rödovansçı arasında iş hukuku açısından oluşan ilişkinin niteliği her somut olaya göre değerlendirilmeli ve idarenin işveren sıfatıyla sorumluluğunda tek başına mı yoksa rödovansçı ile müteselsilen mi sorumlu olacağı ya da tamemen sorumsuz sayılıp sayılmayacağı hususunda, bu değerlendirmeye göre bir sonuca varılmalıdır.

Rödovans sözleşmesinin hükümlerinin incelenmesi sonucu idarenin de işveren olarak kabul edileceği durumlarda; idare aleyhine açılacak olan davalarda görevli yargı yeri adli yargı olacaktır. Bu durumda çözümlenecek olan uyuşmazlık hizmet akdinden kaynaklanan bir uyuşmazlık olduğu için, davanın iş mahkemesinde açılması gerekmektedir487.

Burada tekrar altı çizilmesi gereken husus; idarenin işveren sıfatıyla sorumlu tutulamayacağı durumlarda dahi, anayasadan doğan denetim ve gözetim yetkisinin

486

BAYCIK, “Rödovans Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Tarafların İş Sağlığı ve Güvenliği

Yükümlülükleri”, s. 1923. 487

BOZKURT, H. Argun, “İş Mahkemeleri ve Yargılama Yöntemi”, Ankara Barosu Dergisi, Y. 68, S. 2, 2010, s. 192.

155 gereği gibi yapılmamasından kaynaklanan kusurlu sorumluluğu ile tehlike ilkesi gereğince kusursuz sorumluluğunun ortadan kalkmayacağıdır. Rödovans sözleşmesinde işveren sıfatını haiz olmasa dahi, idare aleyhine idare hukuku ilke ve kuralları gereğince idari yargıda dava açılabilme imkanı mevcuttur. Ancak, idarenin bu şekilde sorumluluğuna gidilebilmesi, rödovansçı şirketin işveren sıfatıyla işçilere karşı sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Bu durumda, müteselsil bir sorumluluk hali sözkonusu olduğundan, idarenin rödovansçı şirkete karşı rücu hakkı bulunmaktadır.