• Sonuç bulunamadı

1.3. Hükümet Sistemleri

1.3.1. Parlamenter Sistem

1.3.1.1. Parlamenter Sistemin Temel Özellikleri

Parlamenter sistem Avrupa’da yoğunlaşmakla birlikte İsrail, Japonya, Tayland gibi farklı coğrafyalarda yer alan ülkelerde de hükümet sistemi olarak benimsendiği görülmektedir. Yürütmenin sorumsuz devlet başkanı ve yasama organına karşı kolektif sorumlu kabineden oluşması, yürütmenin iki başlı bir yapıda olduğunu göstermektedir. Bu uluslararası yelpaze içerisinde parlamenter sistem uygulamaları, siyasal kültür, anayasa düzenlemeleri, parti sistemi ve siyasetinin yapısı, özellikle de hükümetin bir koalisyon olup olmadığına bağlı olarak ülkeler arasında farklılık arz eder. Model, siyasal koşullara ve parlamenter sistemi içindeki önde gelen kişiliklere göre de ülkeler arasında değişiklik göstermektedir (James, 1999: 1). Saf parlamenter sistemin özü karşılıklı bağlılıktır. Bu tanımlayıcı koşul, tek parti veya koalisyon hükümetlerinin kurulması ve korunması, yasamada ortaya çıkabilecek sorunların bertaraf edilmesi, yürütmenin anayasal çizgiden sapmasının engellenmesi ve siyasal toplulukların askeri darbelere destek vermesinin önünü kesebilmeye yönelik pozitif ve negatif tedbirlerin alınması gibi hususları içermektedir (Stepan ve Skach, 1993: 17).

Parlamenter sistemin özelliklerine ilişkin literatürde herkesin üzerinde anlaştığı ortak bir metin mevcut değildir. Bununla birlikte bir hükümet sisteminin parlamenter olarak nitelendirilebilmesi için tüm çevrelerin üzerinde anlaştığı iki özellik mevcuttur. Bunlar hükümetin parlamentodan çıkması ve parlamentoya karşı sorumlu olması nedeniyle hesap vermesidir (Tunçkaşık, 2017: 2). Parlamenter sistemin uygulamalarında bazı farklılıklarla karşılaşılmakla beraber genel itibariyle özellikleri şu şekilde sıralanabilir (Güneş, 1956: 57-85; Yavuz, 2013: 20-27; Fendoğlu, 2017: 477-482; Atar, 2015: 146-147):

 Yürütme organı (düalist-devlet başkanı ve başbakan) iki-başlıdır. Parlamenter sistemin ana vatanı niteliğinde anayasal bir monarşi olan İngiltere’de egemen devlet başkanı, yani taç sahibi olandır ve ulusu sembolik olarak temsil eder (parlamenter sistemlerde devlet başkanlarının

görevi budur), ancak hükümetin başı değildir. Hükümetin başı normal şartlar altında, mecliste çoğunluk desteğine sahip parti liderinin atandığı Başbakanlık makamıdır (Turpin ve Tomkins, 2007: 354-357). İngiltere’de çok güçlü bir başbakanlık kurumundan bahsederken başka birtakım uygulamalarında ise başbakan ve kabine arasında eşitliğe daha yakın hassas bir denge vardır. Başbakana verilen güç değişse de fiiliyatta parlamenter sistem içerisinde başkanlık sisteminin başkanından daha fazla yetki alanını kontrol etmektedir (Kutlu ve Göksel, 2014: 222-223). Tıpkı İngiltere’de olduğu gibi monarşilerde devlet başkanı Kral iken, cumhuriyetlerde Cumhurbaşkanı’dır. Bu sistemde devlet başkanı sorumsuz iken bakanlar kurulu hem bireysel hem de kolektif sorumluluğa sahiptir.

 Devlet başkanının siyasal sorumluluğu yoktur. Parlamenter sistemin tarihsel serüveni dikkate alındığında, yürütme organının yetkileri hukuken devlet başkanının elinde olduğu görülmektedir. Fakat zamanla bu yetkiler fiilen başbakana ve kabineye geçmiştir. Hem devletin hem de yürütmenin hukuken sahibi olan monarkın elinde toplanmış olması tarihi gelişimin bir sonucudur ve bu durum parlamenter rejimin monarşinin evriminden ortaya çıkmasıyla açıklanabilir. Monark’ın ne kadar yetkileri sınırlansa da hukuken devletin başkanı olarak tescillenmiştir (Bagehot, 2001: 61). Parlamenter sistemde devlet başkanının sorumsuz olması ve iki başlı yürütmenin ortaya çıkması geleneksel, tarihî ve kültürel sebeplerle kaldırılmayan monarşinin sistem içerisinde muhafaza edilmesi veya cumhurbaşkanlığı makamı ihdas edilerek söz konusu makamın ikame edilmesidir. Parlamenter sistemlerde devlet başkanının sorumsuz olması, onun kısıtlı yetkilerle donatılmasını da gerektirmektedir. Bu durum demokrasinin de bir gereğidir. Devlet başkanının sorumsuz olması sebebiyle işlemlerinin başbakan veya ilgili bakan tarafından imzalanması usulu ihdas edilmiştir. Bu duruma “karşı- imza” kuralı denmektedir. Devlet başkanı işlemlerinde karşı imza kime ait ise, bu işlemlerden o sorumlu olduğu gibi işlemleri yapma hususunda da asıl yetki sahibidir (Gözler, 2010: 589-590).

 Yürütme organı yasama organına karşı sorumludur. Yürütme yetkilerini fiiliyatta kullanan organ olarak bakanlar kurulu, meclisten güvenoyu

almaksızın görev alamamaktadır. Güvenoyu mekanizması yasama organına karşı taşınan sorumluluğun kabinenin oluşturulması sırasında uygulanmasıdır. Güvenoyu alarak göreve gelen bakanlar kurulu üyelerinin aynı kanata sahip oldukları düşünülür. Nitekim bakanlar kurulunda kararlar oybirliği ile alınır. Bakanlar kurulunun müşterek sorumlu olması durumu da kararların oybirliği ile alınmasını zaruri kılmaktadır. Kabinenin ortak hareket etmesini sağlama görevinin başbakanda olması, sistem içerisinde başbakanın neden bu kadar güçlü olduğunun da izahıdır. Bakanlar hükümetin izlediği genel politikalardan dolayı sorumlu tutuluyorsa müşterek sorumluluk; kendi bakanlığı ile ilgili bir husustan mesul tutuluyorsa bireysel sorumluluk devreye girmektedir. Yasama organı yürütmeyi sözlü ve yazılı soru, gensoru ve meclis soruşturması aracılığıyla denetlemekte ve bu denetlemeler sonucunda çeşitli müeyyideler uygulayabilmektedir. Zira parlamenter sistemde hükümet, yasamanın içerisinde çıkmaktadır ve görevine devam edebilmesi için yasama organının desteğini almak zorundadır. Dolayısıyla yürütme organı yasamadaki çoğunlukla hizalanmış durumdadır (Baron, 1998: 595).

 Yürütme organının yasama organı üzerinde yetkileri mevcuttur. Yürütme organı, parlamentoya kendi isteklerini kabul ettirebilmek için istifa seçeneğini masaya getirerek yasama organını ikna etmeye çalışabilir. Hükümet taşıdığı siyasal sorumluluk uyarınca zorunlu gördüğü yasal düzenlemeleri meclisten geçirebilmesi hükümetin bir politikasının var olabilmesi için gereklidir. Hükümetin yasama organını toplantıya çağırma yetkisi mevcuttur. Nitekim bu sistemin orijini konumunda olan İngiltere’de parlamentonun toplanması Kralın isteği ile gerçekleşiyordu. Yürütme organının meclisi toplantıya çağırması monarşik bir sistemin özelliği olarak görmek mümkündür. Hükümetin yasamayı toplantıya çağırması günümüzde bir üstünlük belirtisi olarak addedilmemektedir. Bakanların meclis

toplantılarına katılmaları da, yasama organını yönlendireceği için bir yetki

olarak görülmektedir. Nitekim genel olarak bakanların, meclis üyesi olmaları İngiltere’de olduğu üzere esastır. Bakanların yasama organında yer alarak müzakerelere katılması, yasama fonksiyonunun hükümet tarafından

kontrol edilmesini temin etmektedir. Parlamenter sistemi benimseyen birçok ülkede, meclisten çıkarılan kanunların büyük bir kısmı bakanlar kurulu tarafından sunulan tasarılardan oluşmaktadır. Yürütme organının yasama organını feshetme yetkisine sahip olması da, parlamentonun hükümeti düşürebilmesine karşı bir denge unsuru olarak düşünülebilir. Diğer taraftan ortaya çıkan anlaşmazlıkların büyüyerek sistemi bir çıkmaza götürmesi durumunda halkın hakemliğine başvurulmasına yönelik bir araç olarak da demokratik sistem mantığıyla örtüşmektedir. Yürütme organını feshetme yetkisi İngiltere’de görülmekle birlikte, parlamenter sistemi benimseyen diğer bazı Avrupa ülkelerinde mevcut değildir. Bunun başlıca sebebi bu mekanizmadan yoksun ülkelerde hükümetin parlamentodan oldukça güçsüz bir konumda olmasıdır (Duverger, 1986: 85).

Parlamenter sistemi diğer sistemlerden ayıran özellikleri, asli ve tali özellikler olarak iki başlık halinde sıralamak mümkündür. Bu çerçevede parlamenter sistemin ayırıcı asli özellikleri: 1- Yürütmenin iki başlı bir yapıda olmasıdır. Başkanlık sisteminde, başkan hem devlet hem hükümet başkanıdır; 2- Parlamenter sistemde yürütme doğrudan halk tarafından seçilerek göreve gelmez. Başkanlık sisteminde ise başkan doğrudan halk tarafından seçilir; 3- Parlamenter sistemde yürütme organının devlet başkanı kanadı yasama organına karşı sorumsuz iken, bakanlar kurulu sorumludur. Başkanlık sisteminde yasama ve yürütme erki güçlü bir biçimde ayrıldığı için, başkanın yasama organına karşı sorumluluğu söz konusu olmayıp, sorumluluğu doğrudan halka karşıdır. Parlamenter sistemi ayırıcı tali özellikler ise: 1- Yürütme organı yasama organını feshedebilmesidir; 2- Yasamada görev alan kişi aynı zamanda yürütmede de görev alabilmesidir; 3- Yürütme organı yasama organının çalışmalarına iştirak edebilmesidir (Lijphart, 1996: 62-67; Gözler, 2010: 588-596; Özbudun, 2005: 329-330).

İngiltere’nin tarihsel deneyimlerinin bir sonucu olan parlamenter sistem yukarıda dile getirilen özellikler çerçevesinde inşa olan bir sistem olarak birtakım avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Parlamenter sistem başkanlık sisteminin tersi olarak görülmesi sebebiyle, bir sistemin avantajlı olduğu noktalar diğerinin

dezavantajı olarak değerlendirilmektedir. Söz konusu avantaj ve dezavantajların bilinmesi durumunda sistemler arasında yapılan muhakemeler daha sağlıklı olacaktır.