• Sonuç bulunamadı

PANDEMİSİ VE İKTİDAR: SALGININ BİYOPOLİTİK ANALİZİ

COVİD-19 PANDEMİSİ VE “DEVLETİN GERİ DÖNÜŞÜ”

COVİD 19 PANDEMİSİ VE İKTİDAR: SALGININ BİYOPOLİTİK ANALİZİ

Araş. Gör. Aybüke Evranos

Covid-19 pandemisi sırasında toplumda oluşan milliyetçi ve yerelci duyguların biyopolitika teorisi üzerinden değerlendirilmesi

Biyopolitika nasıl bir rekabet ve en iyi kontrol eden devletlerin övüldüğü ve kontrol edemeyen devletlerin küçümsendiği milliyetçi güç oyunlarına dönüşebilir?

Foucault’nun biyopolitika teorisi aslında bir güç eleştirisi olsa da günümüzde, Covid-19 pandemisi sırasında tam tersini ifade edecek bir duruma evrilmiştir. Çeşitli ülkelerin biyopolitika çabalarının nasıl karşılaştırıldığını, desteklendiği veya beğenilmediği görülmüştür. Bir yaşam ve hayatta kalma söylemi altında bu biyopolitik kontrolün alkışlanması, sermayenin klasik kendisini yeniden üretmesinin ötesinde jeopolitik olarak bir özdeşleştirme yaratmaktadır. Sonuç olarak biyopolitika, rekabetçi ve milliyetçi bir güç oyunu alanına dönüşmektedir.

Michel Foucault Ölüm Üzerinde Hak ve Yaşam Üzerinde İktidar başlıklı çalışmasında daha önce de başka çalışmalarında bahsetmiş olduğu biyo-iktidar kavramını incelemiştir. Foucault’nun açıkladığında göre, Klasik Çağ’dan çıkılırken yaşam ve ölüm hakkı konusunda bir değişiklik yaşanmıştır. On yedinci yüzyıldan itibaren, yaşamın kendisi siyasetin bir nesnesi haline dönüşmüştür.

Kapitalizmin doğuşuyla insan gücüne duyulan ihtiyacın artması egemen gücü insanların yaşamasını sağlama ve ölmesine izin verme pozisyonuna itmiştir. Dolayısıyla çeşitli uygulamalarla (yemek, hijyen, sağlıklı yaşam vb.) birçok kamu politikası ve yasal düzenlemeler oluşmuştur. Aynı zamanda son zamanlarda, yeni bir siyasi kaygı ortaya çıkmıştır: yaşatmak ve ölmesine izin vermemek ve hatta öldürmemek. Devlet, vatandaşlarının iyi yaşamından sorumludur ve her şeyden önce onları zararlı maddelere (asbest veya kurşun gibi), radyoaktif maddelere, zehirlere ve sağlıksız bir ortama maruz bırakmamaktan sorumludur. Kısacası, devletten talep edilen koruma artık sadece refah devleti biçiminde sosyal koruma değil, biyolojik bedenin ve sağlığın korunmasıdır. Foucault’nun görüşüne göre, devletler çeşitli biyopolitikalar uygulayarak öncelikle vatandaşları üzerinde kontrol imkânı

bulurlar ve bu sayede de kapitalist ekonominin en önemli çarkı olan insan gücü korunmuş olur65. Bu anlamda biyopolitika, yaşamı iyileştirmeyi, teşvik etmeyi ve yönetmeyi amaçlayan sözde kontrol mekanizmaları geliştirmektedir. Böylelikle, yaşam bir hükümet meselesi ve politika aracı haline gelmektedir ve mahrem bir mesele olmaktan çıkmaktadır. Bu nedenle biyopolitika, modern iktidarın insan vücudunu ve vücut politikasını bir bütün olarak yönetmesine, düzenlemesine ve optimize etmesine işaret eder.

COVID-19 hastalığının bir salgın olarak kendisini göstermesinden itibaren, hükümetler, olağandışı disiplin araçları ve insan hayatının korunması için sokağa çıkma kısıtlaması, maske takma zorunluluğu gibi çeşitli önlemler almışlardır. Bu önlemler 21. yüzyılın ekonomik ve sosyal özgürlüklerine alışmış olan bireylerin bu özgürlüklerinin önemli ölçüde kısıtlanmasına sebep olmuştur. Bunu Agamben’in deyişiyle bir istisna hali66 olarak değerlendirebiliriz. Bu istisnai önlemler büyük ölçüde, varoluşsal tehditler ortaya çıktığı zamanlarda toplum ve hükümet arasındaki güvenlik anlaşmasından dolayı meşrulaşmaktadır. Bu bağlamda değerlendirildiğinde, COVID-19 salgınını bir ölçüde terör saldırıları sonrası durumla eşleştirebiliriz. Örneğin; 11 Eylül saldırılarından sonra da bireyler daha fazla güvenlik uğruna bazı özgürlüklerinden feragat etmiştir. Başka bir örnek vermek gerekirse, Kasım 2015 saldırılarından sonra, IFOP’un yapmış olduğu bir anket çalışmasına göre, katılımcıların %84’ü, daha fazla güvenlik için kendi özgürlüklerinden vazgeçebilecekleri cevabını vermiştir67. Dolayısıyla biyopolitika Foucault’nun bakış açısından iktidarın veya egemen gücün toplumları daha fazla üretim, daha fazla refah için kontrol etmesini ifade edip çoğunlukla olumsuz olarak değerlendirilirken, Covid-19 pandemisi sonrasında gelinen durumda bireyler bir noktada özgürlüklerinden vazgeçip biyopolitika talep eder hale gelmiştir. Örneğin, İngiltere hükümeti salgının başlangıcında sürü bağışıklığı politikası uygulayacağını açıklamıştır68. Ancak çok kısa bir süre içerisinde hem yapılan bilimsel çalışmalar doğrultusunda hem de toplumdan gelen talep doğrultusunda bu kararından vazgeçmiştir69.

65 Michel Foucault, Histoire de la Sexualité Vol.1 La Volonté de Savoir, Paris, Gallimard, 1976, s. 81-91.

66 Agamben, Giorgio.: The State of Exception, K. Attell (çev.), Chicago, Chicago University Press, 2005.

67 IFOP, “Les réactions des Français aux attentats du 13 novembre, https://www.ifop.com/wp-content/uploads/2018/03/3202-1-study_file.pdf, Kasım 2015, s. 20.

68 Heather Stweart & Mattha Busby, “Coronavirus: science chief defends UK plan for critism”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2020/mar/13/coronavirus-science-chief-defends-uk-measures-criticism-herd-immunity, 13 Mart 2020.

69 Owen Matthews, “Britain Drops Its Go-It-Alone Approach to Coronavirus”, Foreign Policy,

https://foreignpolicy.com/2020/03/17/britain-uk-coronavirus-response-johnson-drops-go-it-alone/, 17 Mart 2020.

Giorgio Agamben çok tartışılan blog yazısında, COVID-19’un olağanüstü hâl uygulamalarını normal bir paradigma olarak kullanma imkânı sağladığını belirtmektedir. Agamben’e göre, normal bir gribe benzeyen bu hastalığa karşı mantıksız ve tamamen temelsiz acil durum önlemleri alınmaktadır ve Agamben şunu sormaktadır: “Neden medya ve yetkililer bu panik halini yayarak bir olağanüstü hâl ilan etmeye çalışmaktadır ve günlük hayatın askıya alınmasına neden olmaktadır70”?

Philipp Sarasin ise, pandemiyi anlamak için Foucault’nun biyopolitika kavramını ödünç alarak, biyolojik açıdan modern siyaset anlayışını özetlemektedir. Sarasin’e göre, şu an içinde bulunulan pandemi dönemi biyopolitik bir rüyaya benzemektedir. Doktorlardan tavsiye alan hükümetler, tüm nüfus üzerinde pandemik bir diktatörlük kurmuş gibidir. Sağlık ve hayatta kalma bahanesiyle tüm demokratik engellerden kurtularak hükümetler nüfusu sömürülecek bir biyokütle olarak yönetebilme imkanına sahip olmuşlardır71. Yine Sarasin’e göre, genel olarak hükümetlerin pandemi politikaları üç strateji altında toplanabilir. Birincisi, veba modelinde olduğu gibi tam bir sokağa çıkma kısıtlaması uygulamak, ikincisi, eğriyi düzleştirmek, başka bir ifadeyle “evde kal” politikası ile sağlık sistemini çökertmeyecek şekilde hastalığı kontrollü yaymak. Üçüncü strateji ise arka planda tutulmaktadır ve kesinlikle açıkça ifade edilmemektedir. Bu strateji ekonomiyi kurtarmak amacıyla yaşlıların ölmesine izin vermektir.

Bu noktada çeşitli ülkelerin COVID-19 sürecindeki sağlık ve karantina politikalarını incelediğimizde, Agamben’in getirmiş olduğu klasik Foucault’cu eleştiri yeterli gözükmemektedir.

Pek tabi bu eleştiri haklı bir eleştiridir. Zira, COVID-19 döneminde demokrasiden ödün verilerek insanların daha yoğun ve geniş kapsamlı olarak kontrol edildiği bir gerçektir. Örneğin; Çin, Singapur, Kore ve benzeri ülkeler telefonların GPS’i sayesinde karantinada olması gereken kişilerin takip edilebileceği uygulamalar geliştirmişlerdir72. Bu uygulamalara toplumun bazı kesimleri tarafından şüpheyle yaklaşsa da pek çok kişi bu tarz uygulamaları kullanmakta sorun görmemektedir, hatta bu tarz uygulamaları desteklemektedir. Örneğin; Almanya’nın Corona-Warn-App uygulaması yayınlandıktan kısa bir süre sonra 16 milyon kişi tarafından indirilmiştir ve uygulamanın geliştiricisi Robert Koch Enstitüsünden yapılan açıklamaya göre, toplumun büyük bir kesimi tarafından büyük

70 Giorgio Agamben, “L’invenzione di un’epidemia”, https://www.quodlibet.it/giorgio-agamben-l-invenzione-di-un-epidemia, 26 Şubat 2020.

71 Philipp Sarasin, “Understanding the Coronavirus Pandemic with Foucault?”, Almanca aslından çeviren Verena Erlenbusch-Anderson, https://www.fsw.uzh.ch/foucaultblog/essays/254/understanding-corona-with-foucault#abscit, 31 Mart 2020.

72 Zack Doffman, “COVID-19 Phone Location Tracking: Yes, It’s Happening Now—Here’s What You Should Know”, Forbes,

https://www.forbes.com/sites/zakdoffman/2020/03/27/covid-19-phone-location-tracking-its-moving-fast-this-is-whats-happening-now/?sh=2b01916211d3, 27 Mart 2020.

ilgi ile kabul edilmiştir73. Bununla paralel şekilde, yine Almanya’da, COVID-19 önlemlerine karşı protestolar yapılmasına rağmen, toplumun %68’i Almanya’nın almış olduğu önlemlerle “gurur duymaktadır”. Aynı çalışmada incelenen İngiltere ve Fransa’da ise, toplumun %61’i ülkelerinin almış olduğu önlemler konusunda hayal kırıklığına uğramıştır ve önlemleri yeterli görmemektedir74. Bu durum, virüsün sadece bulaşıcı olmadığını aynı zamanda modern siyaset anlayışını ve toplumsal hayatı da etkilediğini göstermektedir. Dolayısıyla, biyopolitikanın bir noktada jeopolitik bir güç oyununa dönüştüğü gözlenmektedir. Çünkü ulus-devletlerin biyopolitik çabalarının karşılaştırıldığı, desteklendiği veya eleştirildiği durumlar ortaya çıkmaktadır. Yaşam ve hayatta kalma söylemi adı altında biyopolitik kontrol kutlanmaktadır ve klasik olarak sermayenin kendisini yeniden ürettiği görülmektedir. Ancak bu noktada bu jeopolitik özdeşleşme ile beraber gerçekleşmektedir.

Bu noktada dünyanın pek çok yerinde vatandaşlar, kendi ülkelerinin aldığı biyopolitik önlemlerin en iyisi ve en etkilisi olmasıyla gurur duymaktadır. Dünyanın pandemi öncesi döneminde ülkelerin yarışmaları olimpiyatlar, futbol şampiyonaları, Eurovision gibi etkinlikler iken şu an ülkeler en iyi karantina önlemleri konusunda yarışmaktadırlar. Bununla ilgili olarak, çeşitli epistemik cemaatlerin oluşturduğu Deep Knowledge Group konsorsiyumunun ülkelerin COVID-19 güvenlik sıralamasını yaptığı bir internet sitesi bile bulunmaktadır. Bu internet sitesinde ülkeler risk durumu ve tedavide başarı konusunda da yarışmaktadır75. Ülkeler aynı zamanda sağlık sistemlerinin Covid-19 pandemisine karşı ne kadar güçlü olduğu, salgın sürecini ne kadar iyi yönettikleri veya aldıkları önlemlerle ülkenin ne kadar güvenli olduğu konusunda da yarış halindedir. Örneğin; Brand Finance’in dünya çapından katılımcılarla gerçekleştirmiş olduğu araştırmaya göre, Yeni Zelanda aldığı önlemler ve salgını yönetme biçimiyle salgını en iyi yöneten ülke olarak gösterilmiştir.

Amerika Birleşik Devletleri ise daha çok almadığı önlemler sebebiyle son sıralarda yer almıştır76. Bu bağlamda ülkelerin imajları da salgını yönetme kapasitelerine göre gelişmekte veya zarar görmektedir. APCO Worldwide’ın araştırmasına göre, salgını yönetme çerçevesinde değerlendirildiğinde Amerikalılar Güney Kore, Kanada ve Almanya’nın imajını pozitif, Çin, İran ve

73 Rory Cellan-Jones & Leo Kelion, “Coronavirus: The great contact-tracing apps mystery”, BBC News, https://www.bbc.com/news/technology-53485569, 21 Temmuz 2020.

74 Wesley Rahn, “Most people in Germany 'proud' of coronavirus response: study”, DW, https://www.dw.com/en/coronavirus-germany/a-54793829, 2 Eylül 2020.

75 Daha ayrıntılı bilgi için bakınız: https://www.dkv.global/covid-assessments/

76 “New Zealand Trumps America - Survey of Over 75,000 Respondents Ranks New Zealand Top and US Bottom for Combatting COVID-19”, https://brandfinance.com/press-releases/new-zealand-trumps-america-survey-of-over-75000-respondents-ranks-new-zealand-top-and-us-bottom-for-combatting-covid-19, 17 Aralık 2020.

İtalya’nın imajını ise negatif olarak değerlendirmiştir77. Ülkenin güvenli alan oluşu açısından bakıldığında, Türkiye örnek olarak gösterilebilir. İstanbul Havalimanı, Londra merkezli havacılık enstitüsü Skytrax tarafından 5 Yıldızlı Covid-19 Önlemli Havalimanı ödülüne layık görülmüştür78. Diğer taraftan, özellikle 2020 yazında pek çok İngiliz turist daha güvenli buldukları Türkiye’yi tatil için tercih etmiştir79. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Türkiye kendisini seyahat açısından güvenli ülke olarak konumlandırabilmektedir.

Bu genel durumu Çin üzerinden örneklendirebiliriz. Virüs yayılımını azaltmak amacıyla Çin Komünist Partisinin almış olduğu sıkı önlemler Çinli vatandaşlar tarafından kabul edilmiştir80. Hatta, dünyada en çok yurtdışına öğrenci gönderen ülkesi olan Çin, Avrupa’nın almış olduğu daha gevşek önlemler nedeniyle İngiltere gibi ülkelere öğrenci göndermekten vazgeçmektedir81. Avrupa’nın virüs yayılımının yeni merkezi olmasından sonra, Çin’in pek çok doktoru Avrupa’ya göndermesi Çinli vatandaşları gururlandırmıştır ve Çin’in yumuşak güç uygulamasını göstermiştir. Aynı zamanda, ABD o sırada Avrupa ülkelerine seyahat yasağı uygularken, Çin’in yardım uzatan el gibi görünmesi sağlanmıştır82. Benzer şekilde, Türkiye salgının başlangıcından bu yana talep eden ülkelere tıbbi malzeme desteği sağlamıştır. Bu çerçevede, Türkiye’den yardım talebinde bulunan 116 ülkenin, aralarında Avrupa Birliği üyesi ülkeler de bulunan 44’üne yardım gönderilmiştir83. Bu sayede Türkiye, hasta durumuna düşen Avrupa Birliğine yardım edebilecek güçlü bir devlet olarak kendisini konumlandırmıştır. Hatta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İtalya’ya yapılan yardımlarla beraber İtalyan Başbakanı Giuseppe Conti’ye göndermiş olduğu mektupta, Türk basınında Batı ülkelerinin eleştirildiğini ve Türkiye'nin diğer ülkelere yardımlarının “Batı'yı kıskandırdığını”

77 Aftan Snyder & Michelle Sindyukov, “How COVID-19 is changing the soft power game?”,

https://www.diplomaticourier.com/posts/how-covid-19-is-changing-the-soft-power-game, 16 Nisan 2020.

78 “İstanbul Havalimanı “5 Yıldız” ile Dünya Lideri Oldu”,

https://www.istairport.com/tr/duyurular/istanbul-havalimani-5-yildiz-ile-dunya-lideri-oldu, Aralık 2020.

79 Daily Sabah, “‘Safer than home’: Arriving British holidaymakers praise Turkey’s COVID-19 measures”, https://www.dailysabah.com/business/tourism/safer-than-home-arriving-british-holidaymakers-praise-turkeys-covid-19-measures, 17 Temmuz 2020.

80 Raymond Zhong & Paul Mozur, “To Tame Coronavirus, Mao-Style Social Control Blankets China”, The New York Times, https://www.nytimes.com/2020/02/15/business/china-coronavirus-lockdown.html, 20 Şubat 2020.

81 Sean Coughlan, “Covid fears putting off Chinese students from UK”, BBC News, https://www.bbc.com/news/education-53416337, 15 Temmuz 2020.

82 Lily Kuo, “China sends doctors and masks overseas as domestic coronavirus infections drop”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2020/mar/19/china-positions-itself-as-a-leader-in-tackling-the-coronavirus, 19 Mart 2020.

83 BBC Türkçe, “Koronavirüs: Türkiye hangi ülkeye ne kadar yardım gönderdi?”, https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-52459231, 28 Nisan 2020.

yazmıştır84. Dolayısıyla normal şartlar altında, ulusal gururun en önemli kaynakları askeri ve ekonomik güç iken, yeni kaynak, daha verimli biyopolitika uygulaması olmuştur.

Bu noktada temel soru şudur: “Biyopolitika nasıl bir rekabet ve en iyi kontrol eden devletlerin övüldüğü ve kontrol edemeyen devletlerin küçümsendiği milliyetçi güç oyunlarına dönüşebilir”?

Gözlemlenen durumda Agamben’in getirmiş olduğu eleştiriden fazlası olduğu düşünülmektedir.

Michel Foucault’nun biyopolitika kavramı, iktidarın işleyişini, özellikle de ulus-devletlerin ve kapitalizmin nüfusu ölçme, yönetme ve kontrol etme yöntemlerini ortaya çıkarmak için bir araç olarak tasarlanmıştır. Ancak bugün, vatandaşlar tarafından talep edilen bir politikaya dönüşmüştür.

Sonuç olarak vatandaşlar, daha etkili ve verimli şekilde kontrol edilmeyi talep eder ve bunu başaramayan hükümetlere kızar hale gelmiştir. Jeopolitik varlıklar yönetişim ve karantina başarılarına göre sınıflandırılmaya başlanmıştır ve COVID-19 bağlamında bu durum milliyetçi, hatta bazı vakalarda yerelci duyguları ortaya çıkarmıştır.

84 A.y.