• Sonuç bulunamadı

Moğol istilası sonrasında bölgede meydana gelen siyasi boşluk ve göçlerin

XIII. YÜZYILDA ORTA VE DOĞU ANADOLUDAN

2.5. Malatya ve çevresinde meydana gelen göç dalgaları

2.5.2. Moğol istilası sonrasında bölgede meydana gelen siyasi boşluk ve göçlerin

Türkmen şeyhleri tarafından yönetilen ve Babailer isyanı olarak bilinen hadise, Anadolu’nun Moğol istilasına maruz kalmasına zemin hazırlamıştır. Babailer isyanı ile Anadolu derin bir sarsıntı geçirmiştir. Büyük bir prestij kaybına uğrayan iktidar ve bundan hoşnut olmayan halk zor durumdadır. Moğol komutanı Baycu ise, bu durumu fırsat bilerek Anadolu’ya girmiş ve kötü gidişatı başlatmıştır. Moğol istilası Anadolu’da sadece belli bir bölge veya şehirle sınırlı kalmamış bütün Anadolu’yu yakıp kavuran bir hal almıştır. Moğol istilası karşısında kendi iktidarını korumaya çalışan ümera ve ulema, Moğol iktidarı ile birlikte hareket ederek onların

teveccühünü kazanmışlardır. Bu teveccühün devam ettirilmesi ise Türkmen ahaliye zulümleri artırmışır.

Baba İshak hadisesinin gerçekleştiği tarihlerde Germiyan ailesi363, Malatya civarında bulunmaktadır. Aile, XIII. yüzyılın ilk yarısında Türkiye Selçuklular’ının hizmetinde olarak I. Alâeddin Keykubat tarafından Malatya taraflarında iskân edilmiştir. Moğol istilasının doğurduğu değişik sebeplerle Fars ve Kirman havalisinden364 Doğu Anadolu’ya, oradan da Malatya çevrelerine getirilmişlerdir365. Osmanlı tarihçilerinden bazıları Germiyan Bey isminden yola çıkarak beyliğin Germiyan Bey tarafından kurulduğu kanaatine varırken, bazıları ise bu kelimenin bir şahıs ismi olmayıp aşiret ismi olduğu kanaatini taşımaktadırlar366.

Dönemin kaynaklarından İbn-i Bibi, Germiyanlıların Baba İshak hadisesi sırasında Malatya civarında olduklarını ve isyan sırasında Ali-şir oğlu Muzafferüddin ismine rastlanıldığını haber vermektedir367. Selçuklu kuvvetlerinin hizmetinde olan Germiyanlı’lar, Türkmen Babaların himayesinde gelişen isyanın faaliyet sahasını Muzafferüddin Ali-şir’le sınırlandırmaya çalışmışlar, fakat Babai isyanını bastırmak üzere harekete geçen Ali-şir oğlu Muzafferüddin çabasında başarılı olamamış, Malatya’ya tekrardan dönmek zorunda kalmıştır.

Babai isyanlarıyla birlikte bölgedeki siyasi ahengin bozulması Germiyan Türkler’inin Selçuklu ordusu içerisindeki diğer gayretlerini de boşa çıkarmıştır368. II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in Mardin ve Meyyafarikin üzerine düzenlemiş olduğu seferde Germiyan Türkler’inin Amid’i geri almak için verdikleri mücadele başarısız olmuştur.

Babai isyanlarının en önemli sonucu Kösedağ mağlubiyetidir. Kösedağ mağlubiyeti sonrasında Baycu komutasındaki Moğol ordusu Anadolu şehirlerini

363 M.Halil Yinanç, Pötürge ve Şiro çevresinin Germiyan yurdu olarak isimlendirildiğini ifade

etmektedir. Batı Anadolu’ya göç eden Germiyanlılarında bu bölgedeki aşiretlerden olabileceği fikrini öne sürmektedir. Yinanç, Türkiye Tarihi, s. 126.

364 Fuad Köprülü, Osmanlı Devletinin Kuruluşu, s. 35.

365 Şehabeddin Ahmedü’n-Nesevî, Siretü Sultan Celâleddin Mengüberti, s. 96-131.

366 İbn-i Bibi, “Veled-i Alişir Germiyâni” şeklindeki ifade ile bir aşiret olduğunu, Hayrullah Efendi

ise, Germiyanlıların, Türk aşiretlerinden Afşar boyundan olduklarını ifade etmekte, Naklen; Uzunçarşılı,Anadolu Beylikleri, Ankara, 1998, s. 39. Fuad Köprülü ise tereddütlü de olsa Germiyanlıların Oğuzların Afşar boyuna mensubiyetlerini kabul etmektedir. Köprülü,Osmanlı Devletinin Kuruluşu, Ankara, 1988, s.35. Z. Velidi Togan ise, Kıpçak zümresinden olduklarını ileri sürmektedir. Z. V. Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, s.319.

367 M. Çetin Varlık, Germiyan-oğulları Tarihi, s. 9.

kasıp kavurmuştur. Baycu’nun Sivas ve Kayseri de meydana getirdiği zulmü duyan Malatya halkı endişeye kapılmış, şehri terk etmeye başlamıştır. Ebu’l Ferec kendisinin ve ailesinin yaşadıklarına eserinde genişçe yer vermektedir.

Sivas ve Kayseri’de şehirlerin surları yıkılarak, canlarına bedel mallarına el konulması, zenginlerin mallarını çıkarmaları konusun da türlü işkencelere maruz bırakılmaları, direnmeleri durumunda ise kılıçtan geçirilmelerinin Malatya’da meydana getirdiği korku ve endişe onları göç hazırlıklarına başlatmıştır. Alabildikleri kadarıyla eşyalarını yanlarına alarak bir kısmı Suriye taraflarına bir kısmı ise Anadolu’nun batısına doğru göçe başlamıştır. Ebu’l Ferec, halkın bu endişesinden ayak takımının istifade ettiğini, şehrin giriş ve çıkışlarını tuttuklarını, halkın mallarına el koyduklarını haber vermektedir369.

Kösedağ yenilgisiyle birlikte meydana gelen Moğol istilası bölgede kısmi bir tesir bırakmamış, bölgenin en güçlü devleti dahi Moğollara vergi vermeye mecbur edilmiştir. Daha sonraki dönemlerde bu bağlılık devamlı yenilenmiştir370. İdaredeki zaafiyet ikinci, üçüncü şahısların devlette kuvvetlenmelerini sağlamıştır. Elde edilen bu nüfuzun korunması ise ancak Moğol idareye yakınlıkla mümkün olacağından tâbiiyeti sağlamak için devlet adamları birbirleriyle yarışmışlardır. Selçuklu idarecilerinin Moğollar nezdindeki nüfuzlarını idameleri ise insanlar üzerindeki baskıyı ağırlaştırmaları ile mümkün olacağından artarak devam etmiştir. Baskı ve zulümlerin artması ise zorunlu olarak göçleri hızlandırmıştır.

İstila sonrasındaki bu kaçışlar Malatya’nın fikri ve ilmi kapasitesini gittikçe zayıflatmıştır. İlim adamlarının kendilerine mekan olarak devletin merkezi ve daha güvenli şehri olan Konya’yı seçmeleri Malatya’dan Konya’ya ulemâ göçünün meydana geldiğini göstermesi açısından önemlidir.

Malatya ve çevresine I. Alâeddin Keykubat tarafından yerleştirilen Germiyan ailesi, Babai isyanlarında Selçuklu kuvvetlerinin yanında bulunmuş akabinde meydana gelen Moğol istilasıyla birlikte ise burada tutunamamışlardır. Ailenin buradan ne zaman ve hangi yöne ayrıldığı konusunda ise bir takım veriler

369 Ebu’l Ferec, Tarihi Muhtasarüddüvel, s. 20.

370 Moğollara karşı koymaktaki aczini gören Selçuklu Sultanları iktidarlarını Moğollarla kuvvetli

irtibatta görmüşlerdir. Onlarla irtibatı sağlayabilmek için ise devamlı elçiler göndermişlerdir. Bu irtibat Moğollara her yıl mal, at, kumaş ve başka nesneler ve belirli bir para verilmek suretiyle sağlanabilmiştir. Ebu’l Ferec, Tarihi Muhtasarüddüvel, s. 21.

bulunmaktadır. Bu veriler çerçevesinde Malatya çıkışı sonrasında hangi istikametlere uğradıklarını takip etmeye çalışacağız.

Bilindiği üzere II. İzzeddin Keykavus ile IV. Kılıçarslan arasındaki mücadele Moğolların IV. Kılıçarslanı desteklemeleri sonrasında geniş çaplı katliamlara sebep olmuş ve Türkmen çevreler etkisiz hale getirilmişlerdir. Bu çerçevede IV. Kılıçarslan, Keykavus taraftarı oldukları gerekçesi ile haksız yere bir çok kişiyi öldürtmüştür. Kaynaklar öldürülenler arasında Kerimü’d-din Alişir ismini de zikretmektedir371. Kerimü’d-din Alişir ismi ise, Germiyan ailesiyle herhangi bir irtibatın olabileceği fikrini akla getirmektedir. İlmi çevrelerde bu konuyu her ne kadar şüpheyle karşılayanlar olsa dahi, Kerimü’d-din Alişir’in Muzafferüddinin oğlu olduğu fikri yaygın durumdadır372. Diğer taraftan F. Nafiz Uzluk, Sadreddin Konevi’den “ Câmi’ul- Usûl fi ehâdisu’r-Resûl adlı eseri dinleyenler arasında Seyfeddin Ali-şir bin Yakub adlı bir şahsı zikretmektedir. A. Gölpınarlı373 ve N. Kaymaz374 bu kişinin, beyliğin kurucusu Yakub bin Alişir’in babası olduğu yönünde fikirler beyan etmektedirler.

Babai isyanlarının meydana getirdiği boşluk ortamına Kösedağ yenilgisi ve Moğol istilasının da eklenmesi ile Malatya ve çevresinde yerleşenler arasında büyük bir hareketlilik başlamıştır. Bunlar bir kısmı Suriye taraflarını tercih ederlerken diğer kısmı ise batıya doğru yönelerek buralarda kendilerine yurt arama gayreti içerisine girmişlerdir. Muhtemelen Germiyan ailesinin burayı terk etmesi de bu zamana rastlamaktadır. Göç güzergahları konusunda ise Kerimüdin Ali-şir’in Konya’da saltanat sarayında öldürülmesi hadisesinden yola çıkarak bu tarihlerde Konya çevresinde oldukları söylenebilecektir.

Kerimüdin Ali-şir’in Konya’da saltanat sarayında öldürülmesinden sonra Batı Anadolu’da Bizans sınırlarında görünmeye başlayan Germiyanlılar, 1277’de meydana gelen Cimri olayında etkili olmuşlardır. Bu esnada Kütahya, Afyon, Denizli

371 II. İzzeddin Keykavus ile IV Rüknü’d-din Kılıçarslan arasındaki mücadele halkta infial meydana

getirmiştir. Bunun üzerine Moğollar, gizli ve açıktan pek çok kişiyi öldürmüşlerdir. M. Bayram , Eflaki’den rivayetle Ahi Evren Şeyh Nasıru’d-din ile Sadru’d-din Konevi arasında mektup getirip götüren zengin tâcir el-Hâc Tâcü’d-din-i Kâşi’nin bu hengamede Moğollar tarafından bir gece baskını ile öldürüldüğünü belirtmektedir. Bkz. Bayram, Mikâil, Sosyal ve Siyasi Boyutlarıyla Ahi Evren- Mevlana Mücadelesi, s.166.

372 F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s. 47.

373 A. Gölpınarlı, Mevlana Celâleddin, s. 232.

civarında bulundukları tahmin edilen aile, Karamanoğlu Mehmed Bey’in hadiseyle ilgili ortaya çıkardığı kargaşayı gidermek için Sahip-Ata oğullarının meydana getirdiği ordunun içerisinde yer almışlardır375. Sahip-Ata kuvvetlerine III. Gıyaseddin Keyhüsrev ve Moğol kuvvetlerinin de yardımları eklenince Karaman oğlu Mehmed Bey mücadelede yetersiz kalmış ve ölmüştür. Yapılan mücadelelerde Cimri, Hüsameddin ile Germiyanlı Alişir’in oğluna bağlı Türklerden bazılarının eline düşmüştür. Ayağına giydiği kırmızı çizmesinden tanınan Cimri, Germiyanlı nökerleri tarafından Selçuklu Sultan’ına teslim edildikten sonra derisi diri diri yüzülerek diğer asilere ibret olsun kastiyle Anadolu’nun bütün şehirleri dolaştırılmıştır376. Bu hadise sonrasında Bizans sınırlarında bulunan Germiyanlı ailesi nüfuzunu daha da kuvvetlendirerek bölgede çok güçlü bir hale gelmiştir.

Germiyanoğulları bağımsızlıklarını kazandıktan sonra Batı Anadolu’da siyasi istikrarı sağlayarak hızla büyümeye başlamışlardır. Ali-şir oğlu I. Yakub Bey’den itibaren Batı Anadolu’daki beylikleri de nüfuzları altında toplamışlardır. Aydın, İzmir, Antalya, Isparta ve çevreleri ile yukarı Sakarya havzasındaki Türk Beyler’i’de Germiyan beyliği idaresinde toplanmışlardır377.

Benzer Belgeler