• Sonuç bulunamadı

Danişmend beylerinin Batı Anadolu’ya yerleşmeleri, Karasi Beyliğinin kuruluşu

XIII. YÜZYILDA ANADOLUDA MEYDANA GELEN GÖÇLERİN SONUÇLARI

3.1. Beyliklerin teşekkülü

3.1.3. Karasi Beyliği

3.1.3.2. Danişmend beylerinin Batı Anadolu’ya yerleşmeleri, Karasi Beyliğinin kuruluşu

Bilindiği üzere uç teşkilatlarında siyasi ve askeri fonksiyonlar daha öne çıkmaktadır. Yeni arazilerin fethi, sınırların hrıstiyan hücumlarına karşı muhafazası ancak devlet reisinin bizzat işleri takibiyle mümkün olacaktır. Devlet reisinin merkezde oturmaya mecbur oluşu uç’larda işlerin takibiyle ilgili Meliku’l umera’ların tayinini gerektirmiştir. Uç Beyler’inin Sultan’ın müsaadesi olmadan düşmandan arazi açmaya salahiyeti bulunmamaktadır. Uç’larda kuvvetli Uç Beyler’i ve onlara destek olabilecek Türkmen kuvvetleri bulunmasına, Bizans’ın aşırı derecede perişanlığına rağmen Türkiye Selçuklu sultanları dönemlerinde Uç Türkleri buralarda fazla toprak kazanamamışlardır. Bu ilerlemenin sağlanamayışında en önemli sebeplerden birisi Selçuklu Sultanları’nın buralardan aldıkları haraçlardır449. Selçuklu Sultanları dönemlerinde bu ilerleme kontrollü bir şekilde ve kısa adımlarla

446 İ. Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri, s. 96.

447 İsmail Hakkı, Karesi Vilâyeti Tarihçesi,s.72.

448 Aynı makalede Çepnilerin Oğuzların Dağhan oğullarından olduklarını akınlar esnasında geride iç

işlerini muhafaza ettikleri, dönüşlerde ise Dümdarlık vazifesini yürüttükleri, Moğol baskılarıyla çoğunlukla Karesi, Manisa ve Kütahya havalisine yerleştikleri bildirilmektedir. Naklen; İsmail Hakkı, Karesi Vilâyeti Tarihçesi, s. 76.

449 Yazıcızade, Selçukname, Revan, No.1391,s.556; Naklen; Akdağ Mustafa, Türkiye’nin İktisadi

sağlanmıştır. Diğer taraftan Uç Beyler’inin nüfuzu ve büyük bir hanedan kurabilecek güce sahip olmaları Selçuklu Sultanları’nı endişelendirmiş, nüfuzlarını daima hissettirmişlerdir. Selçuklu Sultanları’nın Uç’lardaki otoriteleri sarsıldıktan sonra ise özellikle Moğolların, sultanları fiilen hükümsüz hale getirdikleri XIII. asrın son yirmi beş yılı içerisinde Batı Anadolu’daki Türk fetihleri Uç Umerası tarafından daha hızlı bir şekilde devam ettirilmiştir450.

1071 yılında Malazgirt Zaferi sonrasında kurulan Danişmendoğulları Devleti, kendisine ilk merkez olarak Tokatın Niksar kazasını seçmişlerdir. Devletin kurucusu, Selçuklu ailesinin muallimi Danişmend Ali Taylu’nun oğlu Gümüştekin Melik Ahmet Gazidir. Kendisi bilge bir kişiliğe sahip olduğu için Danişmend Gazi olarak anılmıştır451. Danişmend Gazi, ilk yıllardan itibaren fetih faaliyetlerine hız vererek Tokat, Amasya, Çorum, Bayburt, Sivas, Kayseri ve bütün Kapadokya’yı ele geçirmiştir. Malatya’nın ele geçirilerek Danişmend sınırının Suriye’ye kadar uzanması Selçuklular’ı rahatsız etmiş zaten varolan gerginlik bu vesileyle daha da artmıştır.

I. Kılıçarslan, Melik Ahmed Gazi’nin vefatı sonrasında meydana gelen iktidar kavgalarından yararlanarak, Malatya üzerinde Selçuklu hakimiyetini tesis etmiş, II. Kılıçarslan ise uzun süren mücadeleler sonrasında Danişmendoğulları devletini tamamen ortadan kaldırmıştır452. Selçuklular’ın Danişmendli toprakları üzerindeki hakimiyeti, bir taraftan askeri mücadelelerle gerçekleştirilirken diğer taraftan tesis edilmeye çalışılan yakınlıklarla üzerlerinde siyasi nüfuz meydana getirilerek Selçuklu lehinde davranmaları sağlanmıştır. Bu şekilde Danişmend Beyler’i özellikle devletlerinin yıkılma sürecine girmesiyle birlikte Selçuklu Sultanları’nın hizmetlerine girmeye başlamışlardır. Danişmendli ailesinden olan Yağıbasan’ın oğullarından Muzaffereddin Mahmud, Zahireddin İli ve Bedreddin Yusuf, Sultan

450 Akdağ Mustafa, Türkiye’nin İktisadi ve İçtimai Tarihi, I, s.86- 87.

451 İbnu’l Esir, el-Kamil fi’t-Târih, Beyrut, 1385/1966, X, 300; İbnü’l Cevzi, el-Muntazam,

Haydarabad, 1359, IX, 114; Matheos, Vekayinâme, Ankara, 1962, s. 205,225; II. Hüsameddin, Amasya Tarihi, İstanbul, 1929-1932,11.296; O. Turan, Selçuklular zamanında Türkiye, İstanbul, 1971, s.115; İ.H. Uzunçarşılı, Sivas Şehri, İstanbul, 1928, s. 16-43; Mikail Bayram,Türkiye Selçukluları Üzerine Araştırmalar, s. 2.

Gıyaseddin Keyhüsrev’in hizmetine girmişler onun emirlerine öncelik verip dergahına karşı saygı ve sevgiyi her zaman göstermişlerdir453.

Selçuklu idaresi, Danişmendli Beyler’ini kendi nüfuzları altında eritmeye çalışırken kendi aleyhlerine oluşabilecek herhangi bir girişime meydan vermemişlerdir. Bunu sağlayabilmek için Danişmenli Beyler’ini uç vilayetlere yönlendirerek onların buralarda idari ve komuta kademelerinde yer almalarını sağlamışlardır. Danişmenli Beyler’inin uçlarda bulunan Türkmenler üzerinde nüfuzlarının artması Selçuklu istikrarının sağlanmasına fayda sağlamıştır454.

Danişmendoğullarının dağılmış olmalarına rağmen ailenin nüfuzu hakim oldukları topraklar üzerinde uzun yıllar hissedilmiş, Moğol hakimiyetinin olduğu yıllarda bile buralardan Danişmend ülkesi olarak söz edilmiştir455. Özellikle Selçuklu merkezi idaresinin zaafiyete uğradığı yıllarda Danişmendli Beyler’inin nüfuzu daha da artmış istedikleri hükümdarı başa getirmek için mücadelelere girişmişlerdir. Çocuk yaşta bulunan III. Kılıçarslanın, Nuh Alp, Emir Mende, Tüz Bey’in yardımlarıyla tahta çıkarılması Gıyaseddin Keyhüsrev taraftarı olup Uç Türkmenler’inin başında bulunan Danişmend Beyler’inden Yağıbasan oğullarını harekete geçirmiştir456. Yağıbasan oğullarının bu teşebbüsleri, iktidar değişiklerindeki etkileri Danişmend ailesinin ve Beyler’inin uçlardaki nüfuzunun ne denli kuvvetli olduğunu göstermesi açısından önemlidir.

Moğol devlet teşkilatında önemli yeri olan nökerlik457 kurumu Türk devletlerinde de kullanılmış olmasındandır ki Osmanlı kaynaklarında da bu şekilde zikredilmiştir. Bu durum ise Karasi Bey’inin Selçuklu Sultan’ına yakınlığını ortaya koymakta ve hatta ileri gelen emirlerinden olduğunu göstermektedir.

Türkiye Selçuklu Devleti’nin çöküş sürecinde “uç”larda yerleşip Batıya doğru akınlarını devam ettiren beyliklerden olan Karasi Beyliği’nin kurucuları ile ilgili olarak Yazıcıoğlu Ali Selçuknâmesinde, Sultan Mesudun emirlerinden

453 İbn-i Bibi, el-Evamirü’l alaiye I, s. 97.

454 İbn-i Bibi, el-Evamirü’l alaiye I, s. 97.

455 Aksarayi, s. 49,83,85; Naklen; Z.Öden, Günal, Karasi Beyliği, Ankara, 1989, s. 9.

456 OsmanTuran , Selçuklular Zamanında Türkiye, s. 272.

457 Nöker tâbiri Moğolca “dost”, “arkadaş”, manasına gelen “nökör,-nökü”çoğulu “nököd, nöküd”

kelimesinden gelmektedir. Farsça hizmetkar,kul anlamlarını taşımaktadır. Uygurca ise maiyet askeri, hizmetkar, kul manasına gelmektedir.

oldukları şeklinde bilgileri zikretmektedir458. Aynı kayda Neşrî’de rastlanılmakla birlikte Kemal Paşazade ise, Sultan Mesud b. İzzettin Keykavus’un emirlerinden olduğunu belirtmektedir459. Müneccimbaşı ise Karasi Bey’ini Gıyaseddin Mesudun has adamlarından saymakta, Selçuklunun ileri gelen emirlerinden olduğunu belirtmektedir460.

Karasi ailesinin menşei konusunda Tokatta bulunan mezar taşı beyliğin Danişmend sülalesine dayandığı noktasında fikirler vermektedir. Annesi Danişmend soyundan geldiği için olağan dışı kabul edilerek annesinin şeceresiyle kaydedilmiş olan babası Beylerbeyi Mustafa Bey’in kızı Kutlu Melek’in oğlu Mustafa Çelebi’nin Tokat müzesinde bulunan mezar taşında 461 Danişmend silsilesi tamamen verilmeden bazı isimlerin zikredilmesi tam olarak tereddütleri ortadan kaldırmasa da Karasioğullarının şeceresi ile ilgili bilgiler vermektedir.

C.Cahen Danişmenoğullarının Beyler’i tarafından Karasioğulları Beyliği’nin kurulduğu konusunu tereddütle karşılamakta, bir mezar kitabesinden yola çıkılarak Karasi adının Danişmend soyundan geldiğini kabul etmenin zorlama bir iddia olduğunu ve iki beyliğin birleştirilme girişimi olarak kabul edilebileceğini belirtmektedir. Aynı zamanda söz konusu kitabenin Karasi’de değil Danişmend idaresinden sonraki Tokatta bulunduğunu bunun ise Karasi Danişmend ilişkisini

458 Öden, Z. Günal, Karasi Beyliği, Ankara, 1989, s. 4.

459 Kemalpaşazâde, s. 137, Naklen; Öden, Z. Günal, Karasi Beyliği, Ankara, 1989, s. 4.

460 Öden, Z. Günal, Karasi Beyliği, Ankara, 1989, s. 4.

461 Mezar kitabesinde tepeden itibaren birinci bölümde :

“ Tuvuffiye

el- merhûm el- ma‛sûm Mustafa Çelebi

İkinci bölümde:

b. Kutlu Melek binti Mustafa Beg

Şahidenin sağ yan kenarında kitabe devam etmektedir.

b. beglerbegi b. Yahşi hân b. Karasi hân b. Kalem Beg b. Bâ‛di Beg ( Uzunçarşılı Ba‛di’nin Yağdı şeklinde okunmasının daha doğru olacağını bunun ise Danişmend Muhammed Gaziye isyan eden iki kardeşten “Yağan” olduğunu kaydetmektedir. Uzunçarşılı, Kitabeler, I, s. 45, Naklen; Z. Günal Öden, Karasi Beyliği, Ankara, 1989, s. 6.)

meliku’l- guzât ve’l-mücâhidîn. Şahidenin iç yüzünde ise

Melik Danişmend Gazi rahimehu’l-lâhu rahmeten vâsiaten

Oyuk üst kenarda ölüm tarihi olarak

Semâne aşer ve semâne mie.” Karamağralı, Beyhan, “ Sivas ve Tokattaki Figürlü Mezar

kurabilmek açısından yetersiz olduğunu belirtmektedir462. Cahen, Karasi Beyliği’nin kuruluşu ile ilgili olarak ta Güney Türkmenler’inin Karasi coğrafyasına sızması ve Bizans’ın Balkan Türkler’ini buraya getirmesi sonucunda kurulmuş olabileceğinden bahsetmektedir463.

C. Cahen’in aksine P.Wittek ise, Karasi ailesini Danişmendlilere bağlamaktadır. Wittek, Danişmendlilerin eski sınırlardaki geleneklerini (Gazilik) Anadolu üzerinde genişletmek şeklinde tarihi bir misyonu üstlendiklerinden bahisle Gazilik ananelerinin bu uç Beyler’i arasında mevcut olduğunu ve bununda “Karasi”nin menşeini teşkil ettiğini belirtmektedir. Wittek, Karasinin menşeini Tokattaki kitabelere dayandırmakta ve Karesinin babasının adı olan Kalem Bey’in isminin Gregoras tarafından da kaydedildiğini zikretmektedir464.

Uzunçarşılı, Danişmendli ailesinin Selçuklu devleti hizmetinde bulunduklarını kabul etmekte, Rükneddin Süleyman Şah’ın vefatı sonrasında yerine geçen III. Kılıçarslanı tahttan indirip yerine I.Gıyaseddin Keyhüsrevin ikinci defa tahta çıkarılışında Danişmend ailesinden Yağıbasan oğullarının tesirlerinden ısrarla bahsetmektedir. I. Gıyaseddin Keyhüsrev, Danişmend ailesinin kendisinin iktidarını teminlerinden dolayı aileden Yağıbasanoğlu Zahirü’d-din İli’yi en büyük Selçuklu makamlarından Pervanecilik görevine getirmiştir465. Sultan’ın diğer icraatlarında da söz konusu aileye karşı müteşekkirâne yaklaşımları görebilmek mümkündür466.

Anadolu’da Moğol hakimiyetini istikrarı bozan ve yeni paylaşımların meydana geldiği bir dönem olarak aldığımızda Uçlardaki hareketliliklerin de en fazla olduğu dönem olarak kabul etmek zorundayız. Bu süreçte Moğol hakanı Gazan Han, Anadolu’ya en çok müdahale eden bir hükümdar olarak dikkatleri çekmekte, devamlı olarak bir çok sultanı azl ve nasb ettiği bilinmektedir. Gazan Han 1302’den itibaren Anadolu’daki gailelerden kurtulup yeniden nüfuzunu kurarak memleketi ikiye bölmüş, Danişmendiye vilayeti ve bu vilayete uç olarak kabul edilen Karasi

462 Claud Cahen, “ Karasi”, EI², IV, s. 627-628; Naklen; Öden, Z. Günal, Karasi Beyliği, Ankara,

1989, s. 9.

463 Claud Cahen, Osmanlılardan Önce Anadolu, s. 338.

464 P. Wittek, Menteşe Beyliği, s. 20.

465 İ. Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri, s. 96.

466 1204 senesinde bizzat merkezi idarenin başı Selçuklu Sultanı tarafından Eskişehir Seyitgazi’de

Gazilerin Malatyalı baş kahramanı Seyit Battal Gazi adına mukaddes bir mahallin meydana getirilmesi, hükümranlığı borçlu olduğu “Uçlulara”bir teşekkürü mahiyetinde değerlendirilebilir. P Wittek, Menteşe Beyliği, s.8.

topraklarını Sultan II. Mesuda vermiştir. Bu paylaşımda Danişmendiye vilayetine uç olarak Karasi topraklarından başka Osmanlı toprakları ve Saruhan topraklarının da verildiği belirtilmektedir467.

Selçuklu idari yapısının güçlü olduğu dönemlerde Sultanlar her ne kadar uçlardaki fetih faaliyetlerini değişik endişelerle engellemiş olsalar da bu yapının işlemediği dönemlerde, Danişmendiye vilayetinin uçlarında şimdiki Balıkesir ve Çanakkale bölgelerinde Danişmend ailesinden uç Beyler’i yerleşmişlerdir. Danişmend ailesinden olup Balıkesir ve Çanakkale bölgelerine Uç Bey’i olarak ilk akınları düzenleyen kişiler olarak kabul ettiğimiz, Bizans kaynaklarında “Kalambis”468 olarak isimlendirilen Kalem Bey ve oğlu Karasi Bey’in buraya hangi tarihlerde yerleştikleri tam olarak belirtilemese de Uzunçarşılı, bunun Andronik Paleologos zamanına ve yaklaşık 1296 yıllarına rastladığını belirtmektedir. Bu tarihlerde Bizans sınırlarındaki diğer Beyler’inde (Yakub Bey- Gazi Osman Bey)Batı Anadolu da fetih faaliyetlerine hızla devam ettikleri muhakkaktır469.

İbn-i Batuta, Balıkesir ve Çanakkale bölgelerinde Kalem Bey ile oğlu Karasi Bey’in Beyliklerini kurduklarını, Balıkesir’i tanzim edip kendilerine merkez yaptıklarını, daha sonraki dönemlerde ise buraya bir hayli halkın yerleştirildiğini bahsetmektedir470. Karasi havalisindeki Türk nüfusun artışı bu dönemdeki ilk iskan faaliyetlerinden başka, Moğollardan kaçıp Karasi iline sığınan Türkmenler’e ve 1263 ve sonrasında Sultan İzzeddin’e iltihak için Anadolu’dan Dobrucaya geçmiş olan on bin evlik Sarı Saltık’a mensup kitlelerin Ece Halil maiyetinde tekrar Anadolu’ya Karasi topraklarına yerleştirilmeleriyle ilişkilendirilebilir471.

Benzer Belgeler