• Sonuç bulunamadı

3. BÖLÜM: CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE MERKEZÎ İDAREYE

3.2. Günümüz Merkezî İdareye Yardımcı Danışma Kurulları

3.2.3. Güvenlik ile İlgili Hususlarda Faaliyet Yürütenler

3.2.3.3. Milli Güvenlik Kurulu

Ulusal güvenlik politikalarının belirlenmesi sürecinde yürütmeye yardım etmesi ve güvenlik ile savunma sistemlerine yönelik istişarelerin gerçekleştirilmesi amacıyla birçok devlet II. Dünya Savaşı esnasında asker ve sivillerden müteşekkil kurullar oluşturmuştur (Özdemir, 1995, s. 54). Japonya’da Ulusal Güvenlik Kurulu, Portekiz’de Ulusal Savunma Yüksek Kurulu, İran’da Yüksek Ulusal Güvenlik Kurulu bunlar arasında sayılabilmektedir (Sezen, 2000, s. 64-66). Diğer ülkelerde kurulan bu oluşumlardan Türkiye’nin de etkilendiği düşünülmektedir (Gürpınar, 2013, s. 77; Akgüner, 1985, s. 13). Nitekim idare teşkilatında benzer işlevleri olan çeşitli yapılar Cumhuriyet’in öncesi ve sonrasında oluşturulmuşsa da günümüzde bu ihtiyaca yönelik olarak Milli Güvenlik Kurulu (MGK) faaliyet yürütmektedir.

147

MGK’nin tarihine dair araştırmalar 1922’deki Harp Encümenine kadar uzanabilmektedir (Özdemir, 1995, s. 54; Balcı, 2000, s. 50). 1921 yılında meclise “Harp Encümeni Fevkalâdesi Teşkiline Dair Kanun Lâyihası” sunularak vekillerden müteşekkil bir encümenin teşkili ile Başkomutan’a verilen yetkilerin azaltılıp meclisin daha aktif olmasının amaçlandığı bilinmektedir. Ancak yapılan müzakereler neticesinde encümenin yetkili olmasına karşı çıkılarak Atatürk’ün de isteğiyle 1922 yılında Başkomutan’a karşı sorumlu bir tür savaş kabinesi gibi teşkil edilmiştir. Encümenin; Başkomutan’ın başkanlığında meclis ikinci başkanı, malîye ve müdafaa-i milliye vekilleri, erkân-ı harbiye-i umumîye reisi, müdafa-i milliye ve muvazene-i malîye encümeni reislerinden müteşekkil olması kararlaştırılmıştır (Çelik, 2012b, s. 964-968). Bu oluşum milli savunma faaliyetlerinin koordinasyonunun ve ona ilişkin meselelerin hükümetten ayrı bir organ tarafından görüşülmesi fikrinin Cumhuriyet Dönemi’ndeki başlangıcı sayılabilmiştir (Balcı, 2000, s. 52). Dolayısıyla encümenin, bugünkü MGK için düşünsel bir temel oluşturduğu söylenebilmektedir.

Bununla birlikte, MGK’nın oluşturulmasına yönelik atılan ilk adımın 1933 yıllı 14443 sayılı kararname ile kurulan “Yüksek Müdafaa Meclisi ve Umumî Kâtipliğinin” olduğu belirtilebilmektedir. Buna göre müdafaa meclisinin zamanla MGK’ya dönüştüğü düşünülmektedir. Kurulun 1949 yılına kadar görev yaptıktan sonra Milli Savunma Yüksek Kurulu ve Genel Sekreterliğinin meydana getirildiği ve 1961 Anayasası ile de ilk kez Milli Güvenlik Kurulu ve Genel Sekreterliği ismini aldığı söylenmektedir. Bu haliyle MGK 1982 Anayasası’nda da düzenlenmiştir. 2003 yılında yetkilerinin azaltılması ve 2017 yılında geçirdiği değişikliklerle birlikte günümüze kadar varlığını korumuştur (MGK Genel Sekreterliği, 2018).

MGK’nin ilk hali olarak gösterilen Yüksek Müdafaa Meclisi ve Umumî Katipliğinin 1933 yılında ülke savunmasına dair meseleleri ele almak, takip ve kontrolünü yapmak amacıyla teşkil edildiği bilinmektedir (Balcı, 2000, s. 49, 50). Başbakan’ın başkanlığında Bakanlar Kurulu’ndan üyeler ile Genelkurmay Başkanı’ndan oluşacak şekilde düzenlenmiştir. İstediği takdirde kurula, Cumhurbaşkanı da başkanlık edebilmiştir (MGK Genel Sekreterliği, 2018). Bu kurul merkezdeki yardımcı birimler arasında sayılabilse de hükümetten ayrı bir kabine gibi veya Genelkurmay Başkanı’nın riyasetinde bir hükümet görüntüsü içinde faaliyetlerini sürdürdüğünden (Balcı, 2000, s. 52, 53) istişarî organ olarak değerlendirilmemektedir.

148

1949 yılına gelindiğinde Yüksek Müdafaa Meclisi ve Umumî Katipliği kaldırılarak Milli Savunma Yüksek Kurulu ve Genel Sekreterliği meydana getirilmiştir. MGK ile görevleri daha çok benzeşen yüksek kurul (Gürpınar, 2013, s. 77) o dönem diğer devletlerin de milli savunma hizmetlerini planlamak için oluşturmaya başladıkları organların Türkiye’deki hali olarak görülmektedir (Şentürk, 2004, s. 24).

5399 sayılı kanunla meydana getirilen yüksek kurul hükümetin uygulayacağı savunma politikalarının esaslarını hazırlamak, bu amaçla bütün devlet ve özel kurumlar ile vatandaşlara düşen ödevleri tespit etmek ve gereken kanuni düzenlemeleri yetkili makamlara sunmak, ülke genelinde uygulanacak milli seferberlik planını hazırlamak ve ülkenin savunmasına ilişkin meselelerde Başbakan’ın lüzum gördüklerini istişare edip mütalâasını bildirmekle görevlendirilmiştir (3. Md), (Resmî Gazete, 1949a). Milli savunma işlerini teklif ve tanzim etmekle görevli olan Başbakan’ın başkanlığında toplanması öngörülmüştür (2. Md). En az ayda bir kez toplanacak olan kurulun üyelerinin Bakanlar Kurulu tarafından onaylanacak bakanlar ile Milli Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı’ndan oluşmasına karar verilmiştir (4. Md), (Resmî Gazete, 1949a).

Yüksek kurul bu haliyle Başbakan’ın inisiyatifi altında faaliyet yürüten yardımcı birimlerden biri olmuştur. Faaliyet süresince çok fazla etki gösterememiştir (Sezen, 2000, s. 68). Netice olarak 1962 yılında MGK’nin teşkilatını düzenleyen 129 sayılı kanunla kaldırılmıştır (10. Md), (Resmî Gazete, 1962).

MGK 1961 Anayasası ile öngörülerek yüksek kurulun yerine oluşturulmuştur. Anayasada; kanunla belirlenecek bakanlar, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlıkları temsilcilerinden müteşekkil olacağı, Cumhurbaşkanı’nın veya Başbakan’ın başkanlığında toplanacağı ve milli güvenliğin sağlanması için hükümete yardımcılık edip gerekli görüşlerini Bakanlar Kurulu’na bildireceği belirtilmiştir (111. Md), (Resmî Gazete, 1961a). Anayasanın bu hükümleri 1971 yılında 1488 sayılı düzenleme ile değiştirilerek kuvvetlerin komutanlarca temsiline ve kararlarının Bakanlar Kurulu’na bildirme değil tavsiye niteliğinde olacağına karar verilmiştir (Resmî Gazete, 1971). Bu değişikler literatürde askerin MGK’deki rolünü artırdığı ve kurulun daha efektif kılındığı şeklinde yorumlanmıştır (Gürpınar, 2013, s. 80).

149

MGK 1982 Anayasası’nda da kendisine yer bulmuştur. Önceki anayasadan daha ayrıntılı olarak yapılan düzenlemelerin ilk haline göre Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanmasına karar verilen kurulun üyeleri Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanları, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanı olarak saptanmıştır. Devletin milli güvenlik siyasetinin belirlenmesinde ve bu manada koordinasyonun sağlanmasında görüşlerini Bakanlar Kurulu’na bildirmekle görevlendirilmiştir. Ayrıca kararların Bakanlar Kurulu tarafından öncelikli olarak ele alınması gerektiği kabul edilmiştir (118. Md), (Resmî Gazete, 1982a).

1982 Anayasası’nın MGK üyelerini, başkanlığını, görüşülecek konunun nasıl belirleneceğini ayrıntılı olarak düzenlemiş olması kurula verilen önemin arttığı şeklinde yorumlanmıştır (Balcı, 2000, s. 60). Bazı kararlarının öncelikle değerlendirileceği hükmünün getirilmiş olması da kurulun etkililiğini artırmaya yönelik olarak değerlendirilmiştir. Böylece kurulun istişarî niteliğinin nispeten zayıflatıldığı belirtilmektedir (Şentürk, 2004, s. 34). Üyeleri arasına Jandarma Genel Komutanı’nın da eklenmesi askerî çoğunluğun sağlanmasına yönelik bir adım olarak görülmüştür (Akgüner, 1985, s. 15, 16). 2001 yılında ise 4907 sayılı düzenleme ile Adalet Bakanı ve Başbakan Yardımcıları üye yapılarak kuruldaki asker sivil sayısının dengelenmeye çalışıldığı ve Bakanlar Kurulu tarafından “öncelikli dikkate alınır” hükmünün “değerlendirilir” şeklinde değiştirilerek istişarî niteliğinin güçlendirilmeye çabalandığı görülmektedir (TBMM Başkanlığı, 2001).

1983 yılında çıkartılan 2945 sayılı teşkilat kanununda milli güvenlikle ne kastedildiği tanımlanarak kurulun görev kapsamına giren hususlar belirlenmiştir. Buna göre devletin düzeninin, varlığının ve bütünlüğünün, diğer devletler karşısında bütün menfaatlerinin ve hukukunun her türlü dış ve iç tehditlere karşı kollanıp korunmasını ifade ettiği belirtilmiştir (2. Md), (Resmî Gazete, 1983a). Dolayısıyla kurulun üzerine istişareler gerçekleştirebileceği alanların bir hayli geniş tutulduğu anlaşılmaktadır (Sezen, 2000, s. 64-66). Öyle ki süreç içerisinde ekonomiden dış politikaya, kültür sanattan insan haklarına kadar çeşitli meseleler kurulun gündemi olabilmiştir (Tanör, 1999, s. 169-174).

2018 yılında anayasada yapılan düzenlemeyle MGK’yi ilgilendiren bazı hükümler de değiştirilmiştir. Teşkilat ile çalışma usul ve esaslarına ilişkin

150

düzenlemelerin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yapılmasına karar verilmiştir. Jandarma Genel Komutanı ile yeni sistemde yeri olmayan Başbakan ve yardımcıları kurulun üyeleri arasından çıkartılmıştır. Cumhurbaşkanı yardımcıları ise üye olarak saptanmıştır. Alınan kararların yürütmeyi meydana getiren Cumhurbaşkanı’na bildirileceği belirtilmiştir (Resmî Gazete, 2017a).

Bu kapsamda MGK’nin usul ve esaslarına dair kanun hükümleri mülga edilerek 6 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi düzenlenmiştir. Kurulun iki ayda bir toplanmasına karar verilmiştir (3. Md). MGK Genel Sekreterliği Cumhurbaşkanı’na karşı sorumlu hale getirilmiştir. MGK Genel Sekreteri’nin Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan atanacağı kabul edilmiştir (9. Md), (Resmî Gazete, 2018a).

Askerin siyasî tarih içerisindeki faaliyetleri neticesinde, MGK; güvenlik politikaları için bir danışma kurulundan ziyade askerin idare işlerinde araç olarak kullandığı yapı olarak algılanabilmişse de (Balcı, 2000; Tanör, 1999) genel itibariyle ulusal güvenlik stratejileri için tavsiye kararlardan fazlasını yapmaması gerektiği savunulmaktadır. Ancak, hükümetin ve parlamentonun yetkilerini aşmamak şartıyla, kurulun daha uzman kimselerden müteşekkil olması dolayısıyla kararlarının dikkate alınması gerektiğini doğal karşılayanlar da bulunmaktadır (Soysal, 1997, s. 346). Ayrıca Cumhurbaşkanlığı idare sistemi ile MGK’nın ulusal ve dış güvenlik konularında daha sivil ve aktif şekilde işletilmesi beklenmektedir (Yeni Şafak Gazetesi, 2014).