• Sonuç bulunamadı

METOD HAKKINDA AÇIKLAMA

Belgede Neleri Öğrenmek İstiyorlar? (sayfa 21-25)

I — Anket alanına giren «öğrenci gurupları»

II — Soru ve cevapların düzenleniş şekli IJII — Konu kategorilerinin teşkili

IV — Çeşitli önem derecelerindeki ilgilerin bildirilme oranı V — Kullandığımız terminoloji

VI — Anket sonuçlarının analizinde aranacak ilişkiler ve izle­

necek sıra.

A N K E T A L A N I I — Anketin uygulandığı «Öğrenci Gurupları» :

Anket, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerinin -derslere devam etmekte olan kısmının - tamamı ile, aynı Üniversite­

nin Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Temel Bilimler ve diğer Yüksek Okullarının birinci ve ikinci sömestrde «Sosyoloji» ders­

lerine devam eden öğrencilerinin bütününe uygulanmıştır.

Böylece, Hukuk Fak. den (1041), Hacettepe Tıp Fak. den (125) öğrenci ankete katılmış bulunmaktadır. (Cedvel : 1).

Ankette, öğrenciler arasından temsilî bir gurup seçimi suretiyle, bizim kullandığımızdan çok daha az sayıda soru kâğıdının dağıtılma­

sı ve toplanması ile, varılan sonuçlanın öğrenci topluluğunun tümüne teşmil edilmesi cihetine gidilmemiştir.

Zira biz, Fakültenin devamlı Öğrencilerinin ilgilendikleri bütün konuları, mümkün olduğu kadar eksiksiz, ayrıntılı ve somut bir şekil­

de tesbit ettikten ısonra, bunların içinde en çok ilgi toplamış olanla­

rı seçmek gibi tamamen pratik bir amaç gütmekte idik. Anket için, Fakülte kayıtları üzerinden belli bir orana göre yapacağımız tarama ile tesbit edeceğimiz temsilî gurup ise, Hukuk Fakütesi gibi gerek yaş gerek sosyal statü kategorileri bakımından çeşitli öğrenci tip­

lerini içine alan kalabalık bir müessesede bizim aradığımız kalitedeiri öğrencileri gerçekten temsil edebilcek bir örneği teşkil etmeyebilirdi.

Sadece Fakültenin kayıtları üzerinden tayin edeceğimiz öğrenciler içinde, öğrencilikle olan bütün alâkaları zaten bu kayıtlardan ibaret

olanlara rastlıyacağımız gibi, kendileri Ankara ili dışında yaşayan, ancak imtihandan imtihana Fakülteye gelenleri de bulabilecektik.

Bundan başka birçok kayıtlı öğrencilerimiz de, aşağıda belirteceğimiz gibi, gerçek anlamda «öğrenci» statüsünde değildirler. Birçoğu, ne yaş çağı, ne sosyal durum ve fonksiyon açısından normal öğrenci evsafmdadır. Bu itibarla, anket, Fakültenin mutad olarak derslere devam eden, normal öğrenci evsafını taşıyan, gündelik Fakülte ha­

yatını teneffüs eden talebe kitlesinin tamamına, yani, yapıldığı saat­

te sınıflarda hazır bulunanların bütününe, istisnasız, uygulanmıştır.

Bunlar arasında, yaş ve statü farklılığı olanlar da bulunabilirse de,

3

hiç değilse bunlar, fiilen devam suretiyle .öğrenci çevresinin özel atmosferine katılmayı tercih etmiş, az çok «öğrencileşmiş» olanlardır.

Kısacası, bu çevrenin yabancısı olarak kalmamışlardır.

Her ne kadar, Hukuk Fakültesinin kayıdlı öğrenci mevcudu­

nun beş bini aştığı, anket gününde Fakültede hazır bulunanların ise ancak (1041) kişi olduğu ileri sürülerek bu (1041) kişinin dahi ister istemez öğrenci kitlesinin tümünü değil, ancak belirli bir par­

çasını teşkil etmekte olduğu iddia edilebilirse de, bu parçanın haki­

katte gerçek öğrencilik vasıflarını taşıyanların hemen tamamını teş­

kil ettiği unutulmamalıdır.

Keyfî veya mecburî sebeplerle Fakültedeki derslere devam et­

meyen, ya da edemiyen, yalnız imtihandan imtihana Fakültede gö­

rünen, çok defa bunu dahi yapmayan, binlerce kayıdlı öğrencinin, sayıcaj öğrenci çoğunluğunu teşkil edişi, ancak şeklî açıdandır. Bun­

ların, evsaf itibariyle «gerçek öğrenciliği» temsil etmekten uzak bu­

lundukları hatırdan^ çıkarılmamalıdır.

Bunların çoğu, iş hayatına atılmış, dolayısıyla meslekî sıfatlan ve sosyal rolleri «öğrencilik» sıfatına üstün gelmiş kimselerdir. Ya­

hut da, şu veya bu psiko - sosyal sebeplerle öğrencilik çağma has vasıflardan mahrum, öğrencilik atmosferinin dışında kalmış münze­

vîler veya kayıtsızlardır. Hem «öğrenci» olmaktan başka bir meslekî sosyal rolleri yoktur, hem de «gerçek» öğrencilik statüsünü benim­

seyememişlerdir., tabir caizse «şeklî» öğrenci durumundadırlar.

Hemen işaret edelim ki, gerekj birinci gerek" ikinci gurup devam­

sızlar arasında imtihanda başarı gösterip geçenler de vardır. Bilhas­

sa, meslekî meşguliyetleri sebebiyle devam edemeyen, fakat öğren­

ciliğin mükellefiyetlerini pek güzel yerine getirip iyi imtihanlar ve­

ren birçok «olgun» öğrencimiz olmuştur. Hattâ bazı Hukuk dalları­

nın belirli bir meslek hayatı olanlarca daha iyi kavranmakta oldu­

ğu da bir vakıadır. Fakat, bunlar dahi, burada araştırdığımız ger­

çek öğrencilik zihniyeti, öğrencilerin bu sıfatlan dolayısıyla taşıdık­

ları değerler ve vaziyet alışlar ile yarattıklan gençlik atmosferi açı­

sından ele alınırlarsa «öğrenci» sayılamazlar. Bunlar, şu veya bu sebeple «öğrenimlerini ilerletme» faaliyetinde bulunan meslek sahip­

leridir.

Her iki tip de, Fakültenin tertip etmeyi düşündüğü «Kültür Kon­

feransları» nm, kendilerine hitap edeceği, yani, fiilen fakülte öğren-4

ciliği yapmakta; dersleri, seminerleri düzenli bir şekilde takip et­

mekte, arkadaşları ile normal ve devamlı temas halinde bulunmakta, öğrenci meseleleriyle samimiyetle ilgilenmekte olanları kısacası, sadece «şeklî» bakımdan değil, «maddî ve fiilî» bakından da «öğren­

ci» sayılması gerekenleri temsil edemezler. Böylece, devamsazlığı iti-yad edinmiş veya buna mecbur kalmış olanlar, hukuken «öğrenci»

sayılsalar da, sosyolojik açıdan değildirler! Hukukî terminolojiye müsaade edilirse, biz burada hem de jure, hem de facto öğren­

ci olanı, öğrenci yaşayışı içinde bulunanları ele almaktayız.

Bu sebeple, anketin devamsız öğrencilere teşmil edilmemesi, Fa­

kültemizde, ders yılı boyunca, birbirleriyle ve kısmen hocaları ile kaynaşarak özel bir öğrenci atmosferi yaratan gerçek öğrenci çevre­

sinin kültürel ihtiyaçlarını tesbit bakımından, kanaatımızca, bir ek­

siklik teşkil etmemektedir. Ders takrirlerine dahi devam etmeyen resmen kayıtlı fakat fiilen; kayıtsız öğrencilerin, kendilerine bir e k b i l g i aşılanmasına yönelecek «Kültür Konferansları»na gelecek­

leri, bunlarla ilgilenebilecekleri ise, ne mantık ne realite açısından, pek savunulabilir bir ihtimal değildir. Bu, olsa olsa nâdir istisnalar hakkında gerçekleşebilir.

Bıi itibarla anket, yukarıda söylediğimiz gibi, hem kayıtlı hem devamlı öğrencilerin, sadece temsilî bir örneğine değil, anket günü Fakültede hazır bulunanlarının tümüne yöneltilmiş (1) ve sonuçlar buna göre değerlendirilmiştir.

O — Soru ve cevapAırm düzenleniş şekli :

Böyle bir «konu seçme» anketinde iki yoldan birinin tercihi müm­

kündü : 1) öğrencilerin ilgi duyabilecekleri tahmin edilen konular dondurulmuş formüller içinde, tesbit edilir, sınıflandırılır, verilecek cevapların değerleri kararlaştırılır ve öğrenciden; bu konu veya so­

runlardan hangilerine «ilgi» duyduğu, hangilerini diğerlerinden da­

ha «önemli» saydığı sorulurdu. O, önünde hazır duran soru

cedvel-(1) — Anket günü, tesadüfen Fakültede bulunmadığı halde, derslere devam itiyadında olan bazı öğrenciler, tabiatıyle, ankete katılamamışlardır.

Ancak, bu her nevi sayim'da rastlanabilecek, kaçınılması imkânsız bir olaydır. Bundan başka, arızî sebeplerle o gün Fakülteye gelememiş olan öğrencilerin sayısı, Fakültenin devam oranının en yüksek olduğu aylar­

dan birinde (Aralık) mevcut öğrenci yekûnu karsjısjlnda, anket sonuçla­

rını etkileyecek miktarda değildir.

5

Belgede Neleri Öğrenmek İstiyorlar? (sayfa 21-25)