• Sonuç bulunamadı

3. BULGULAR VE YORUM

3.5. Diyarbakır’da İcra Edilen Halk Oyunlarının Yapısal Özellikleri ve Tasviri

3.5.9. Meryemo

Bu oyun kimine göre insanlar arası ilişkiler, sevda, mutluluk ve coşkudan ortaya çıkmış, kimine göre isminden de anlaşılacağı gibi bir bayana olan sevgiden ortaya çıkmış bir oyundur. Meryem adındaki bir bayana duyulan sevgi anlatılmıştır. Yine sonuç olarak şu kanıya varıyoruz ki bu oyunumuzda yörede sevinç, mutluluk ve sevdalardan ortaya çıkıp bugünlerimize kadar gelmiştir.

Abdurrezak İnal’a göre;

Meryemo, Diyarbakır halayları içerisinde olan ve yörede icra edilen bir oyun türüdür. Bu oyunun üç çeşit tutuş şekli vardır.

1) Eller avuç avuca olacak şekilde tutulur.

2) Kenetlenerek tutulur.

111 3) Serçe parklardan tutulur.

Bu oyun çember formunda oynanır. Oyun 6 zamandır. Ritim ise 2/4’tür. 1. ve 2.

zaman ölçüsü içerisinde sağa doru yürüme büyüklüğünde adım alınır. 3. zaman ölçüsü içerisinde sağ ayak yere basarken sol ayak aynı ölçü içerisinde diz kapağına kadar yukarı çekilir. 4. zaman ölçüsü içerisinde sol ayak sağa doğru savrulur ve hafif bir silkme hareketi yapılır. 5. zaman ölçüsü içerisinde sol ayak sola doğru ve sağ ayağın hizasında olacak şekilde bir omuz mesafesinde yere basar. Ve aynı zaman ölçü içerisinde sağ ayak yukarıya doğru diz kapağına kadar kalkar. 6. zaman ölçüsü içerisinde ise sağ ayak sola doğru savurur ve hafif bir silkme hareketi yapılır. Bu halay icra edilirken vücudun duruşu ise 90 derecelik bir açı içerisinde göğüs kısmı çemberin içine dönük olur.

Oyunun yapısal özelliğine bakıldığında kadını taklit etme hali vardır. Bu oyunun isminin de bir kadın ismi olduğu görülmektedir. Bu oyun merkezde icra edildiğinde de kendine ait bir türküsü vardır. Yalnızca bu oyunda söylenirdi. Eskiden saray veya konak ahalisine hizmet eden kadın ve erkekler vardı. Bu çalışanların kılık kıyafetine bakıldığında hangi konağın çalışanı oldukları anlaşılırdı.

Oyunun ana temasında geçen öykü ise şöyledir: Sarayda veya konakta evin hanımı ile ilgili bir sorun oluşur. Bu sorunu gören Kello lakaplı konağın bir çalışanı ile konağın hanımı arasında geçen birtakım sözler oyunun icrasında kullanılarak sergilenmiştir. Konak çalışanı Kello bir sorun görür ve konak Hanımı ile arasında geçen bir diyalog olur.

Aman Kello söyleme, Paşam Kello söyleme!

Yarın çarşıya varayım, Sana şapka alayım.

Sana şapka alayım, Siperi ben olayım!

O da dönüyor evin hanımına diyor ki;

Valla Hanımım söylerem,

Billâh Hanımım söylerem.

Ben kelem, ben keçelem, Ben şapkayı neylerem.

Dam başında beklerem, Ağam gelse söylerem.

Buna benzer birçok dörtlükler oyun icrasında seslendirilirdi. Dörtlükler bittiğinde oyuncular hızlanır akabinde çöker, kalkar ve başka bir dörtlüğe geçerlerdi.

Eller avuç içleri bir birine denk gelecek şekilde tutulur, omuz ekleminden ritmik ölçü içerisinde öne ve geriye sallanırdı.

Mehmet Tekin’e göre;

Meryemo (Papure, Dondurxan, Keçelo, Griyo) :Yan başlıkta da görüldüğü üzere birden çok isimden oluşan bir oyun türüdür. Yani bu oyun birkaç bölümden oluşan bir oyun türüdür. Dolayısıyla her bölüme gerek oyundan türeyen gerekse de ismini müziğin türküsünden alan isimlerle nitelendiği görülmektedir. Yukarıda belirtilen her bir ismin kendine ait bir ezgisi ve oynama tarzı vardır. Fakat müzik öyle bir birine öyle çok uzak değil genelde bir birine yakın müziklerdir. Genelde kona gecelerinde damadın etrafında oynanılan bir oyundur. Damat veya gelin etrafında dönülerek icra edilir. Geline kına yapılırken kadınlar gelinin etrafından dönerek türkü veya müzik eşliğinde icra edilirdi.

Hatta enstrümancılar o an hazır olsalar bile onları durdurup kendileri sözlü olarak söylerlerdi. Aynı şeyler erkek tarafı ve damat için de geçerliydi.

Erkeklerde eller genellikle omuz omuza atılırdı. Kadınlar ise fiziki yapıları, dini inançları ve edepten dolayı el ele tutuşarak ellerini içe dışa sallayarak oynarlardı. Omuz omuza atmazlardı. Sağa doğru adım alınıp daire formatında oynanılırdı. İki adım atılıp sol ayağını sağ çapraza, sağ ayağını sol çapraza silkerlerdi. Bazen de bu hareketi yapmadan sağa doğru vücuda yüklenir akabinde sola vücutlarını uzatırlardı. Erkekler bunu da yaparlardı. Bölgeden bölgeye oyunun ismi farklılık gösterebilmekteydi. Mesela Ergani

113

bölgesinde bu oyuna “Nure” denirdi. “Ah le Nure le Nure le le Nure ayle Nure le Nure zalım Nure” şeklinde türküsü de vardı. Kürtçe söylenen bir türküydü. Bir diğer söylenen türküsü yine Kürtçe idi. Türkünün ismi ise “keçelo” idi. Şu şekilde söylenirdi: Keçelo haye maye gulliyo hayemaye… Hazro, Silvan taraflarında bu türkü söylenirdi. Diyarbakır merkezde buna Dellocan ismi ile hitap edilirdi. Sazlar eşliğinde çalınıp oynanırdı. Türküsü ise şöyleydi: Dello dello dellocan dellocan dellocan… şeklinde tekrar edilerek dakikalarca söylenerek oyun icra edilirdi.

Mehmet Demir’e göre;

Meryemo oyunun içerisinde 5 tane farklı oyun vardır. Dolayısıyla ezgi ve ritim de farklılık gösterir. Yani birden çok ezgi ile bu oyun icra edilir. Oyun birkaç bölümden oluşur. Bu oyunun metronomu iki türlüdür. Biri yavaş değeri ise hızlıdır. Ezgi değişir eller omuza çıkar. Yine ezgi değişir bu defa Papure denilen oyuna geçilir. Akabinde dizler devreye girer ve eller yine omuza alınır. Dizler hareketleri yapıldıktan sonra bu defa herkes bir diğerinin yerine atlayıp ve orada oyunun diki denilen kısmı icrası gerçekleştirilir. Oyun sürekli böyle deva ederdi. Bu oyunun Ritmik değeri 2/4’tür. Her harekettin kendine göre ezgisi vardır. Papure oyunun da kendine göre bir ezgisi vardır.